Görüş Bildir
Haberler
İsmailağa Tarikatı'nda Bulunan Kadın Anlatıyor: '6 Yaşında Bana Çarşaf Giydirdiler'

etiket İsmailağa Tarikatı'nda Bulunan Kadın Anlatıyor: '6 Yaşında Bana Çarşaf Giydirdiler'

Ulaş
11.12.2022 - 21:03

İsmailağa Tarikatı'na bağlı Hiranur Vakfı yöneticisinin, çocuğunu 6 yaşında evlendirdiğinin ortaya çıkmasının ardından tepkiler sürerken tarikatlara yönelik tartışmalar da yeniden alevlendi. Çocukken zorunlu olarak tarikat yapılanmasının içerisinde bulunan kadınların ifadeleri ise gerçekten tüyler ürpertici türden. 

Şu an 49 yaşında olan ve 6 yaşında İsmailağa Tarikatı'na gönderilen Fatma Çetinkaya o dönemde yaşadıklarını Medyascope'a anlattı. 

İçeriğin Devamı Aşağıda

Yaşanan skandalların ortaya çıkması ile beraber tarikatların varlığı da her defasında yeniden sorgulanıyor.

Yaşanan skandalların ortaya çıkması ile beraber tarikatların varlığı da her defasında yeniden sorgulanıyor.

Kapalı dini yapıların içinde bir dönem bulunan insanların anlattıkları ise bu sorgulamanın ne kadar yerinde olduğunu gösteren türden. 

Bir dönem İsmailağa Tarikatı'nın içinde bulunan Fatma Çetinkaya, yaşadıklarını Medyascope'tan Emine Bıçakcı'ya anlattı. Çetinkaya neler söyledi? Detaylara beraber bakalım.

'Hoca, söylediklerini yapmadığım için beni çok döverdi...'

'Hoca, söylediklerini yapmadığım için beni çok döverdi...'

“Biz 1973 yılında Erzurum’dan İstanbul’a gelmişiz, babaannem de gelmiş. Ben 1974’te doğmuşum. Babaannem aşırı dindar, itikatlı bir kadındı, gelir gelmez İsmailağa Cemaati ile tanışıyor. Tabii oraya gidip geliyor, çok seviyor, çok mübarek görüyor, tam olarak oraya bağlanıyor. Kız çocuklarının okula gitmesi ‘günah’ olduğu için kız çocukları okula gönderilmiyor. Tabii okula gönderilmeyince, Kur'an kursuna veriliyorlar. Beni de altı yaşında Okmeydanı’nda bir Kur'an kursuna verdiler. Yatılı bir Kur'an kursuydu. Biz Gazi Mahallesi’nde oturuyorduk, ben Okmeydanı’nda yatılı Kur'an kursuna gidiyordum. Kursta kuzenim de vardı, büyük, yetişkin bir kız olarak. Birçok akrabamızın kızı o kursa gidiyordu.

Ben asi bir çocuktum, burada bir sene kaldım. Bir de çocuk okulu değildi benim gittiğim yer. Yaşıtlarım yoktu, yetişkin Kur'an kursuydu, çocuk olduğum için çok göze batıyordum. Hocanın söylediklerini yapmazdım, bu yüzden beni çok döverdi, oyun oynamak istiyordum sanırım, şu an tam olarak idrak edemiyorum. Gece kızların dışarı çıkması, market, bakkal görmesi yasaktı, hocanın evine çekildiği saatlerde, akşam namazından sonra, genç kızlar kendi aralarında para toplardı. Kim gidecek bakkala? Fatma gidecek, çocuksun ya; o işleri yapardım, hiç korkmazdım, dayağı da yerdim.'

Çetinkaya, 6 yaşında tarikata gönderildiği dönemde çarşaf giydirildiğini söyledi.

Çetinkaya, 6 yaşında tarikata gönderildiği dönemde çarşaf giydirildiğini söyledi.

'Bana orada altı yaşında çarşaf giydirdiler. Mavi bir çarşafım vardı. Küçücük, yaramaz bir çocuktum ama onların hiçbir şeyine itaat etmiyordum. Sonra durmadım orada, çıktım. Eve geldim, gündüzlü olarak bazı Kur'an kurslarına gönderildim. Sonra babaannem yine Fatih’te beni bir yatılı Kur'an kursuna verdi, 11-12 yaşındayken. Orada yine altı yıl kaldım. İsmailağa Cemaati’nden hâlâ görüştüğüm insanlar var. Benim hangi düşüncede olduğumu bilirler ama sürekli bana ‘Emr-i bil maruf’ yaparlar. ‘Sen çarşafını çıkardın, şöyle oldun, böyle oldun’ gibi şeyler söylerler.'

Çetinkaya, 6 yaşındaki çocuğun evlendirilmesi ile ilgili haberleri duyunca neler hissettiğini de anlattı.

İçeriğin Devamı Aşağıda

'Ama şöyle bir gerçek var: Ben ‘Altı yaşında çocuk evlendirilmiş’ olayını duyunca tüylerim diken diken oldu, beynimden vuruldum. Ne altı yaşında gittiğim Kur'an kursunda böyle bir şey duydum, gördüm ne altı yıllık yatılı hayatımda ne de gündüzlü gittiğim Kur'an kurslarında. Bütün akrabalarım, sülalem, çevrem, bu cemaatin içerisinde olduğu halde hiç duymadım ki altı yaşında bir çocuk evlendirilsin. Şöyle de bir olay var: Bizim gelenek ve göreneklerimize göre kız çocukları görücü usulüyle evlendirilirdi. Ben yatılı Kur'an kursuna gittikten sonra öğrendim ki insanlar görüşerek, konuşarak evliliklerine karar veriyor. Normalde büyükler, ‘Seni şuna verdik’ derler, gidersin. Mesela benim babaannem üçüncü eş olarak 16 yaşındayken 50 yaşındaki dedeme verilmiş. Çünkü ‘Biz seni şu adama veriyoruz, bu adamın iki tane hanımı vefat etmiş, bu adam yaşlı’ diye kimse sormamış.'

'Babanın elini öpemezsin, baban seni annen gibi hissederse, annenle nikahları gider.'

'Babanın elini öpemezsin, baban seni annen gibi hissederse, annenle nikahları gider.'

'Kurslarda verdikleri eğitim baskıcı ve zorbacı. Sadece dinî eğitim veriliyor. Mesela şöyle bir mevzu vardı: ‘Babanın elini öpemezsin, olur da baban eline dokunduğu zaman, annen gibi hissederse, annenle babanın nikahları gider.’ Senden olmayan, İsmailağa Cemaati’nden olmayan kişi asla Müslüman değildir, ona çok da iyi gözle bakılmaz. Müslüman da olsa, tesettürlü de olsa, pardösülü de olsa, inancı ne olursa olsun, İsmailağa’dan olması, Mahmud Efendi’ye itaat etmesi gerekiyor, bir şeyhinin, şıhının olması gerekiyor vs. Doğru sadece onlar, hâlbuki doğru sadece onlar değil.'

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
473
145
76
40
28
23
18
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın