Hiçbir Zaman Uykunuzu Alamayıp Sürekli Yorgun, Huzursuz ve Tatsız Hissetmenizin Bir Sebebi Var!
Yorgun uyuyup yorgun uyanıyoruz ve bunun bir sebebi var. Şimdiden uyaralım, yüzleşmesi pek de kolay değil.
Yor-gu-nuz! Bir şeylerden ya da bir sebepten değil, hep yorgunuz.
"En iyi zamanlardı; en kötü zamanlardı. Bilgelik çağıydı; ahmaklık çağıydı." Charles Dickens, İki Şehrin Hikayesi'ne bu satırlarla başlıyordu.
Yani yorgunluğumuz teknoloji hiç yokken de buradaydı, şimdi de burada ve muhtemelen sonsuza dek buralarda olacak.
Yaptığımız işten dolayı Pazartesi sendromumuz var, sahip olduğumuz ilişki sona erdikten sonra ayrılık sonrası depresyonumuz var...
Ne yalan söyleyelim, hiçbirimizin durumu çok iyi değil. Çünkü yeni fırsat ve imkanların farkındayız ancak hepsine erişemiyoruz.
Erişmeye çalıştıkça borçlanıyoruz, borçlandıkça ödemek için daha fazla çalışıp stres seviyemizi arttırıyoruz. Yetmiyormuş gibi borcun altında on yıllar boyu ezilmeye devam ediyoruz. Son 15 yılda dünya olarak yaşadığımız ekonomik krizleri bir düşünün, bugün sıfır bir otomobil almak için bile en az 50 tam maaşımızı teslim etmek gerekiyor.
Sebeplerden biri de teknoloji ancak her şeyi dijital ortamda yapmakla sınırlı değil bu sorun.
Bir önceki neslin aksine dijital dünyaya nasıl bağlanacağımızı biliyoruz ancak teknolojinin böylesine gelişmediği dönemlerdeki huzurun da farkındayız, o huzura dönemiyoruz. Bizden sonraki neslin teknolojiyle olan ilişkisini de görüyoruz ancak onlar gibi kendimizi teknolojinin içine bırakamıyoruz. Sürekli çevrimiçi olsak da uyku düzenimiz, sağlığımız buna uyum sağlayamıyor.
Ve listeyi daha fazla uzatmadan, bu iki büyük problemin ve sürekli krizlerden dolayı tetikte olmanın sonucu: Plan yapma becerimiz kaybolmuş durumda.
Bir gün sonra ne olacağını kestiremiyoruz, bir yıl sonrası için net planlar yapabilmek mümkün mü? Para biriktirip bir şeyler almak istiyorsak bir sene sonra çok daha fazlasını biriktirmek gerekebiliyor, başka bir işe geçmek istiyorsak oradaki şartların daha iyiye gideceğinin bir garantisi yok.
Toplum içerisindeki bazı ayrımlar da gittikçe derinleşiyor, yakın gelecekte herkesin birbirine tahammülsüz olduğu bir evrene bir çocuk getirmek istiyor muyuz? Hiçbir plan nihayete eremiyor.
Ne yapmak gerekiyor? İşte onu biz de bilmiyoruz. Tüm bu olanlara karşı aldığımız pozisyon bunun gibi. 👇
Birçok stres peşimizdeyken daha huzurlu ve başarılı bir hayata geçiş yapmak, yorgun bünyelerimize sonsuz enerji yaymak en büyük amacımız olsa. Kendimizi geliştirmek, huzur sağlayan kaçış noktaları oluşturmak ve iş, okul gibi hayatımızda olması gereken yerlerde soğukkanlı olmayı öğrenmek mi gerekiyor?
Bilemiyoruz.
Her Şey Çok Güzel Olacak'taki gibi...
Bilemiyoruz Onedio okuyucuları, bilemiyoruz.
Siz biliyorsanız anlatın, yorumlarda bekliyoruz.
Yorum Yazın
Okuyana kadar yoruldum