Görüş Bildir
Haberler
Gerçeküstücülük Akımına Giriş: René Magritte Neden Yüzünde Elma Olan Bir Adam Çizdi?

Gerçeküstücülük Akımına Giriş: René Magritte Neden Yüzünde Elma Olan Bir Adam Çizdi?

Effy
03.12.2022 - 09:57

René Magritte neden 1946 yılında yüzünde elma olan bir adam çizdi? İsmini neden Adamın Oğlu koydu? 'Gerçeküstücülük' olarak dilimize geçen sürrealizm akımının kapılarını aralıyoruz... 👇

Kaynak: https://twitter.com/culturaltutor/sta...
İçeriğin Devamı Aşağıda

Belçikalı René François Ghislain Magritte, gerçeküstücülük akımının en önemli temsilcilerinden biri.

Belçikalı René François Ghislain Magritte, gerçeküstücülük akımının en önemli temsilcilerinden biri.

Magritte, kendi eserlerini şöyle tanımlamıştı:

Benim resimlerim hiçbir şey anlatmayan görsel imgelerdir. Akla gizemi getirirler. Doğrusunu isterseniz, benim resimlerimi gören biri kendi kendine şu soruyu sorar: 'Bunun anlamı ne?' O resmin bir anlamı yoktur. Çünkü zaten gizem de aslında hiçbir şeydir; bilinmeyendir.

Hayatı hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenleri şöyle alalım 👇

Magritte, Brüksel Royal Academy'deki kısa döneminin ardından Belçika ordusunda hizmet vermeye başladı.

Magritte, Brüksel Royal Academy'deki kısa döneminin ardından Belçika ordusunda hizmet vermeye başladı.

İlk başlardaki sanat anlayışı kübizmden epey etkilenmişti. Tıpkı Picasso gibi geometrik şekiller, renkler ve soyut imgeler mevcuttu.

Bir süre bu tarz eserler üretti. Çok da göze çarpan eserler değildi; Kübizme yakın, bildiğimiz Magritte'e uzak eserlerdi.

Bir süre bu tarz eserler üretti. Çok da göze çarpan eserler değildi; Kübizme yakın, bildiğimiz Magritte'e uzak eserlerdi.

Kendi tarzını bulmasına az kalmıştı...

1920'li yılların başlarında her şey değişti; Magritte ilk kez Giorgio de Chirico'nun sanatı ile karşı karşıya geldi.

1920'li yılların başlarında her şey değişti; Magritte ilk kez Giorgio de Chirico'nun sanatı ile karşı karşıya geldi.

Giorgio de Chirico, metafizik sanatı sürrealizme birçok katkıda bulunan İtalyan bir ressamdı.

Magritte'in sanat anlayışını şekillendiren şey, Chirico'nun "Song of Love" (1914) isimli eseriydi.

Magritte'in sanat anlayışını şekillendiren şey, Chirico'nun "Song of Love" (1914) isimli eseriydi.

Bu eserin Magritte'i ağlattığı bile söyleniyor. Magritte ilk defa düşüncenin bir eserde ifade edildiğini gördüğünü söyledi. Magritte'i etkileyen şey eserin entelektüel kapasitesiydi.

İçeriğin Devamı Aşağıda

1926 yılında "The Lost Jockey and The Difficult Crossing" eseriyle beraber Magritte, metafizik sanatını tamamen benimsedi.

1926 yılında "The Lost Jockey and The Difficult Crossing" eseriyle beraber Magritte, metafizik sanatını tamamen benimsedi.

Magritte'in tarzının ne kadar çok değiştiğini fark etmişsinizdir.

1927 yılında Paris'e taşınan Magritte, orada sürrealizmin kurucusu André Breton ile karşılaştı.

1927 yılında Paris'e taşınan Magritte, orada sürrealizmin kurucusu André Breton ile karşılaştı.

Burada Magritte, sürrealizm (gerçeküstücülük) akımını tamamen benimsedi.

1920'li yılların sonunda oldukça üretken bir ressam olarak çalışıyordu ancak zamanla resimlerindeki karmaşıklığı azaltmaya başladı. Daha basit, net ve tuhaf imgeler kullandı.

Magritte 1929 yılında bir tabloda pipo imgesi kullandı ve altına Fransızca "Ceci n’est pas une pipe" (Bu bir pipo değil) notunu düştü.

Magritte 1929 yılında bir tabloda pipo imgesi kullandı ve altına Fransızca "Ceci n’est pas une pipe" (Bu bir pipo değil) notunu düştü.

İmgelerin İhaneti adını verdiği bu seri tabloda Magritte, sanatın bir aldatmaca olduğuna dair kendi fikrini ortaya koydu.

Magritte'in sürrealizmi hakkında ilginç şeylerden biri de gerçekçiliği. Diğer modernist akımlar soyutlaşsa da, Magritte gelenekçi tutumuna devam ederek nesneleri gördüğümüz gibi resmetti.

Magritte'in sürrealizmi hakkında ilginç şeylerden biri de gerçekçiliği. Diğer modernist akımlar soyutlaşsa da, Magritte gelenekçi tutumuna devam ederek nesneleri gördüğümüz gibi resmetti.

Magritte sıradan nesneler ve tanıdık manzaraları resmetmeye devam etti. Ünlü sanatçının eserleri esrarengiz bir bağlamda yer alıyor.

Magritte sıradan nesneler ve tanıdık manzaraları resmetmeye devam etti. Ünlü sanatçının eserleri esrarengiz bir bağlamda yer alıyor.

Bize hem gerçekçiliği hatırlatıyor hem de kafamızı karıştıracak kadar farklı şekilde sunuyor. 

Magritte, bunun ustaca yapılmış ve derin bir etkiye sahip olan bir tuhaflık olduğunu düşünmemize sebep oluyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Magritte bu basit ama bir o kadar tuhaf konsept tarzını keşfettiğinde, kariyerinin geri kalanına bu şekilde devam etti.

Magritte bu basit ama bir o kadar tuhaf konsept tarzını keşfettiğinde, kariyerinin geri kalanına bu şekilde devam etti.

Bu, onun fikirlerinin ve hislerinin ifade edilmesi için harika bir aracı oldu. Duygusal sanattan ziyade entelektüel bir sanat vardı.

Magritte'in eserlerinin başlığı da yanıltıcı olabiliyordu: Mesela "Golconde" (1953) tablosu.

Magritte'in eserlerinin başlığı da yanıltıcı olabiliyordu: Mesela "Golconde" (1953) tablosu.

Golconde, Hindistan'daki yıkılmış bir kalenin ismi. Bunun gökten yağan şapkalı adamlarla ilgisi ne olabilir? Bilemiyoruz...

Belki de Magritte'in de desteklediği gibi: Hepsi sanatın bizi kandırması içindir.

"Gördüğümüz her şey, görmediğimiz bir başka şeyi gizler" diyen Magritte, gerçekten de gerçeküstücülük akımının hakkını veren bir ressamdı.

"Gördüğümüz her şey, görmediğimiz bir başka şeyi gizler" diyen Magritte, gerçekten de gerçeküstücülük akımının hakkını veren bir ressamdı.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlara buyurun!

İlginizi çekebilir:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
12
6
3
1
1
1
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Filizim

bence de hakkını vermiş.