Gördüklerinden Fazlası! Rene Magritte'nin Zorluklarla Güçlenen Hayat Hikayesi ve Ölümsüz Eserleri
Gördüklerinden Fazlası! Rene Magritte'nin Zorluklarla Güçlenen Hayat Hikayesi ve Ölümsüz Eserleri
Sürrealizm akımının en önemli temsilcilerinden, sıra dışı zekasını yansıttığı eserleriyle kendisine hayran bırakan Rene Magritte, 69 yıllık hayatına birbirinden özel eserler bıraktı. Kimi bir pop albümünün kapağını süslerken kimisi The Exorcist gibi kült filmlerin afişlerine ilham kaynağı oldu. Peki çağdaş resmin en büyük ilham kaynaklarından Magritte, nasıl bir hayat geçirdi? İşte kısaca ustanın hayatı ve eserleri...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
René Magritte, oldukça varlıklı Belçikalı bir ailenin üç erkek çocuğundan en küçüğü olarak 21 Kasım 1898'de dünyaya geldi. Gezici satış temsilcisi babası ve kendisi henüz 14 yaşındayken Sambre Nehri'ne atlayarak intihar eden tuhafiyeci annesi, yaşamının en büyük mimarlarıydı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Magritte, henüz 14'ünde annesinin cesedinin sudan çıkartılışının en yakın tanığı oldu. Annesinin cesedinin suyun üzerinde yüzüşünün ressamın 1927-1928 yıllarında çizdiği Les Amants serisine ilham kaynağı olduğu iddia edildi. Ancak Magritte bu açıklamadan hiç hoşlanmadı.
Annesinin ölümünden üç yıl sonra, 17'sinde resme başlayan Magritte, ertesi yıl Brüksel'deki Académie des Beaux-Arts'a kaydoldu. Ancak derslerindeki başarısızlığı kötü sonuçları beraberinde getiriyordu. Bu dönemde tanıştığı Vitor Servranckx tüm hayatını etkilerken askerlik çağı da çoktan gelmişti.
1921'de zorunlu askerlik hizmetini yaparken bir yıl sonra çocukluk aşkı Georgette Berger ile evlenmek üzere eve döndü. İşini kurması gerektiği bu dönemde biricik dostu Servranckx'in gözetiminde teknik ressam olarak çalışmaya başladı.
1925 yılında ilk kez Giorgio de Chirico'nun çalışmalarını gördü ve sürrealizm aşkı içinde alevlenmeye başladı. 1927'den 1930'a kadar yaşadığı Paris dönemi bu sürrealizm ateşini alevlendirecek; Max Ernst, Salvador Dali gibi sanatçıları içeren güçlü zümrelerle bağlantılar kurmasını sağlayacaktı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
1930'da Galerie le Centaure ile olan sözleşmesi sona erince işsiz kaldı. Rotayı yine reklamcılık alanında çalışmak için Brüksel'e çevirirken araştırmacılar Magritte'in bu süre zarfında gelirini ünlü sanatçıların sahte resimlerini yaparak ve hatta belki de sahte para üreterek sağlayıp sağlamadığını tartışıyorlar.
Ne olursa olsun, 1930'dan 1937'ye kadar, Magritte'in kendi sanatına ayıracak çok az zamanı vardı. Ancak 1930'ların sonlarında, Londra'daki Edward James de dahil olmak üzere uluslararası koleksiyonerlerin artan ilgisi, Magritte'in finansal bağımsızlığını sağladı ve sonunda ticari işlerden neredeyse tamamen vazgeçebildi.
Magritte'in başarı ve şöhretine kavuştuğu dönemlerde patlak veren İkinci Dünya Savaşı, hayatını yeniden şekillendirecekti. Kendi özgün stilini geliştirdiği bu dönemde savaşın kasvetine yıkıcı bir yanıt olarak daha parlak, izlenimci bir anlayışa yöneldi.
Kendi cümlesiyle: "Sürrealizmin, her şeyin sorgulanabilmesi için teşvik etmeyi umduğu kaos, panik duygusu, bu aptal Naziler tarafından çok daha başarılı bir şekilde elde edildi... Yaygın karamsarlığa karşı, şimdi bir neşe ve zevk arayışı.”
Fauves parodileri olarak kabul edilen kasıtlı olarak kışkırtıcı "vahşi" bir tarzla yaptığı kısa deneylerle geçen 1950'lerin ardından Magritte karakteristik stiline ve konu setine geri döndü ve yalnızca 1960'larda tam altı büyük retrospektif yarattı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Bazı Fransız sürrealist sanatçılar gösterişli hayatlar sürerken, Magritte resimlerini sık sık dolduran melon şapkalı adamların sembolize ettiği gibi orta sınıf bir varoluşun sessiz anonimliğini tercih etti.
Magritte'in resimlerinde sıklıkla görülen melon şapkalı adamlar yıllar sonra kendi portreleri olarak yorumlandı. Bu, Magritte'in resimlerinde otobiyografik bir içeriğe işaret ediyor olsa da daha çok onun ilhamının sıradan kaynaklarını açıklıyor. Gizemi uzaklarda aramamıza gerek olmadığına, onun gündelik yaşamımızda karşımızda olduğuna dair en net mesaj.
1936'a geldiğimizde resimleri New York'ta sergilenecek kadar üne sahip olan Magritte, 15 Ağustos 1967'de pankreas kanserinden vefat etti ve Brüksel'deki Schaarbeek Mezarlığı'na gömüldü. Magritte'in çalışmalarına olan ilgi 1960'larda arttı ve resimleri pop, minimalist ve kavramsal sanata ilham kaynağı oldu.
Ve ustanın başlıca eserleri...
İmgelerin İhaneti / The Treachery of Images
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Adamın Oğlu / The Son of Man
Golconde / Golconda
Âşıklar / The Lovers
Işık İmparatorluğu / The Empire of Light
Kayıp Jokey / The Lost Jockey
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Menaced Assassin / The Menaced Assassin
Sahte Ayna / The False Mirror
Kopyalanmamış / Not To Be Reproduced
Ufkun Gizemleri / The Mysteries of the Horizon
Argonne Savaşı / The Battle of the Argonne
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın