Evrimleştikçe Kaybettiğimiz Vücut Parçalarımız Bize Geçmişimiz Hakkında Neler Anlatıyor?
İnsanlar ise evrimleşirken bazı özelliklerini geride bıraktılar. Ancak bu kayıplar insanın evrimindeki büyülü yolculuğun önemli birer parçasıydı. Şimdi yeni özelliklerle donanmış bir tür olsak da eskiden nasıl özelliklere sahip canlılar olduğumuzu bilmek önemli.
Muhtemeln daha önce ağaç dalından sarkan bir maymun fotoğrafı görmüşsünüzdür. Maymunlar bu tutunmayı prehensile ayakları sayesinde gerçekleştirir.
İnsan evrimi sırasında atalarımızın ağaçlardan iniş yaparak yerde yaşamaya başlamasıyla birlikte prehensile ayaklarının önemi azaldı çünkü daha sonra insanlar dik durma ve yürüme yeteneklerini geliştirdi.
Şimdi de papağanları aklınıza getirin. Bir yere tutunmak için pençelerini kullanıyorlar değil mi? Ve daha nice hayvan avlamak için ya da sadece tutunmak için olsun bunu yaparken pençelerini kullanıyorlar. Zamanın da biz de bu pençelere sahip olduk.
Pençelerin evrimi hayvanların çevresel koşullara uyum sağlamalarını ve beslenme, savunma, hareket ve avlanma gibi önemli işlevleri yerine getirmelerini sağladı.
Aynı orangutanlar gibi kollarımız bacaklarımızdan çok daha uzundu. İnsanlar ve diğer primatlar ataları ağaçlarda yaşayan canlılardı. Bu ortamda, uzun kollar ve prehensile yapılı ayaklar ağaçlarda hareket etmeyi kolaylaştırıyordu.
İnsan ataları diğer primat türlerinden farklı olarak yavaş yavaş dik durmaya ve iki ayak üzerinde hareket etmeye adapte oldu.
Bir zamanlar en az anime karakterleri kadar büyük gözlerimiz vardı. İnsanlar ve diğer primatlar, ortak bir atadan evrimleşmişti ve bu süreçte gözlerimizde de birtakım değişimler gerçekleşti.
Ancak insanlar zamanla çevreleri ve yaşam tarzları değiştikçe gözlerimiz de evrimleşti.
İnsanlar avcı-toplayıcı yaşam tarzından yerleşik toplumlara geçtikçe gözlere yönelik ihtiyaçlar da eşit oranda değişti. Bu nedenle, gözlerin daha küçük ve daha yakın odaklama kabiliyetine sahip olması avantajlı hale geldi.
Bizim de kedi ve köpekler gibi uzun kuyruklarımız vardı! Modern insanların küçük kuyruk kemikleri vardır ve bunlar aslında eskiden sahip olduğumuz daha uzun kuyrukların kalıntılarıdır.
Biz insanlar tarih boyunca kuyruklarımızı iki kere kaybettik. Bunlardan ilki atamız olan Aether et mon adlı bir balığın daha hızlı yüzmek için kullandığı etli kuyruğu idi.
Yüzyıllar sonra Aether et mon adlı tür normal kuyruğunu da kaybetti ve karada yaşayan bir canlıya dönüştü.
En başlarda kaybettiği etli kuyruğu şimdi kara hayvanlarının çoğunda gördüğümüz kuyruğa geri döndü fakat dik duruşumuzu etkileyeceği için insanlar, şempanzeler ve goriller olarak kuyruğumuzu kaybettik. Bazı maymunlar ise hala uzun kuyruklara sahipler.
Şişkinlik sadece çok yemekten ve bazı hastalıklardan kaynaklanmıyordu ve eski zamanlarda alışıldık fiziksel bir özelliğimizdi.
İnsanlar yiyecek bulduklarında fazladan enerjiyi depolamak için vücutlarında yağ dokusu biriktiriyorlardı. Bu durum enerjiyi açlık anında kullanmak için bir yedek kaynak sağlıyordu.
Şişkinliğin kaybolması ise atalarımız düşük kaliteli bitkilerden oluşan otçul bir diyetten çok sayıda yüksek kaliteli et içeren omnivor bir diyete geçtikleri için meydana geldi.
Et bitkilerden daha fazla besin ve enerji içerdiğinden mideleri küçüldü.
Hepimiz kurt adam gibiydik! Kıllar, vücut ısısını düzenlemeye yardımcı olduğu, küçük yaralanmalara karşı bir bariyer oluşturduğu cinsel seçilimi etkileyen önemli bir faktördü.
Yaklaşık 200.000 yıl önce Homo sapiens türü ortaya çıktığında kılların sayısı ve yoğunluğu azaldı fakat saçlarımız, kaşlarımız, koltuk altı ve kasık bölgesindeki kıllarımız evrim sürecinde azalsa da hala varlar.
Kılların azalmasının nedenine gelirsek bunlardan ilki değişen iklim şartlarıydı. Vücuttaki kılların az olması vücudumuzun ısıyı düzenlemesinde yardımcı oldu.
Diğer bir neden ise kesin olmamakla birlikte evrim sürecindeki sosyal etkileşimlerden kaynaklı olabilir. İnsanların bir arada yaşama ve iletişim kurma ihtiyacı, vücut kıllarının azalmasına yol açmış olabilir çünkü beden dilinin anlaşılmasını zor kılabilir.
Yorum Yazın
Bu nasıl, ne iğrenç bir içeriktir böyle.. evrime hala inananlar mı var? Atalarımız deyip deyip durmuşsun, kimmiş bu atalarımız aq, maymunlarmı? Sayın editör,... Devamını Gör
Siz ne cahil adamlarsiniz? Evrim kanıtlanmasi gereken bir şey değil evrim hali hazırda gerçekleşmiş ve gerçekleşmekte olan bir eylem. ( Bos argumanlarinla ve... Devamını Gör
aq salak veganları
Direk eskiden maymunduk deseydiniz. Bu kadar dolandırmaya gerek yoktu
Maymun değil maymun ile aynı soy hattından gelen bir primat idik yani kuzen