onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Çalışma Alanlarında Yapılan Ayrımcılığı Yıkarak Kadının Gücünü Kanıtlayan Kadın Grevleri

Çalışma Alanlarında Yapılan Ayrımcılığı Yıkarak Kadının Gücünü Kanıtlayan Kadın Grevleri

Kadınlar, özellikle geçmişte erkeklerle aynı işleri yapmalarına rağmen daha düşük ücretlerle çalıştırılıyordu. Bu düzenin yıkılmasına ön ayak olan kadınların başlattığı 3 önemli grevi sizler için bir araya getirdik.

Kaynak: https://catlakzemin.com
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

7 Haziran 1968: “Eşit İşe Eşit Ücret” İçin Londra’da Ford Dagenham Fabrikasındaki Kadınlar Grevde!

7 Haziran 1968: “Eşit İşe Eşit Ücret” İçin Londra’da Ford Dagenham Fabrikasındaki Kadınlar Grevde!

7 Haziran 1968 günü Londra’da Ford Dagenham fabrikasında dikiş makinelerinde çalışan 187 kadın işçi, cins ayrımcılığına karşı “eşit işe eşit ücret” için greve gittiler.

Dikiş makinelerinde çalışan erkekler yarı kalifiye işçi sayılırken, kadınlar ise kalifiye olmayan olarak görülüyor ve dolayısıyla erkeklerin aldığı ücretin ancak yüzde 85’ini alabiliyorlardı. Ford patronları, kadınların “yarı kalifiye” düzeyine çıkarılma isteğini reddedince grev başladı. Hepsi ilk kez greve çıkan kadınların kolektif mücadele deneyleri yoktu. Karşılarında ise o sıralarda Hindistan’ın Gayrı Safi Milli gelirine eşit yıllık geliri olan Ford vardı. Kadınlar üç hafta grevde kaldı. Ford’un Halewood fabrikasındaki 195 kadın da onlara katıldı. Grev Ford’un bütün otomobil üretimini durdurdu.

Kadın işçilerin üyesi olduğu sendikanın sadece bölge yöneticisi grevcilere tam destek verdi.

Kadın işçilerin üyesi olduğu sendikanın sadece bölge yöneticisi grevcilere tam destek verdi.

Sendikanın genel yöneticileri ise destek vermedi. Ancak kadın işçiler sağlam durdular, dayanışmayı yükselttiler ve kazandılar. Kadın işçiler, direnişin sonunda ücretlerinin, aynı işi yapan erkek işçilerin ücretlerinin yüzde 92’sine kadar yükseltilmesini sağladılar.

Ford Dagenham grevi kadın işçilerin örgütlenmesine ve aynı zamanda kadın hareketine çok büyük bir ivme kazandırdı. Sendikaların kadın işçi sayısı hızla arttı. 1970’de Eşit Ücret Yasası çıktı. Dagenham’ın kadın grevcilerinin mücadelesi milyonlarca kadına kötü yaşam koşullarına karşı mücadele etmek için cesaret verdi, yol gösterdi.

Grev,  2010 yılında bu konuyu işleyen “Made in Dagenham” isimli yarı belgesel bir filme konu oldu.

13 Ağustos 1973: Almanya’da Pierburg Kadın Grevi

13 Ağustos 1973: Almanya’da Pierburg Kadın Grevi

13 Ağustos 1973’te, Almanya’nın Neuss yakınlarında kurulu Pierburg fabrikasında çalışan kadınlar, ‘eşit işe eşit ücret’ talebiyle sendikanın izni olmadan greve başladılar. Fabrika otomobillere pompa ve karbüratör üretiyordu. Kadınların işyerindeki ücretlerinin düşük olmasının gerekçesi, çalıştıkları işlerin hafif fiziksel aktivite gerektiren işler olarak tanımlanmasıydı.

IG MetaI Sendikası’na üye olan grevci kadınların çoğu Yunanistan, İtalya, Yugoslavya, İspanya ve Türkiye’den Almanya’ya göç etmiş olan işçilerdi.

IG MetaI Sendikası’na üye olan grevci kadınların çoğu Yunanistan, İtalya, Yugoslavya, İspanya ve Türkiye’den Almanya’ya göç etmiş olan işçilerdi.

Düşük ücretlere mahkûm edilen göçmen kadınların direnişi, Alman kadınlardan da destek buldu. Kadınlar erkek egemenliğine ve kadınların ücretlerinin düşük olmasına karşı dayanışma içinde oldular.

Direnişin ana sloganı “1 Mark Daha Fazla” idi.

Direnişin ana sloganı “1 Mark Daha Fazla” idi.

Grev sekizinci gününde kadın işçilerin zaferiyle sona erdi. II. kategorideki iş tanımlaması kaldırıldı ve ücretlere istenen 1 marklık zam yerine 65 fenik zam elde edildi.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

17 Ağustos 1978: Fleck Grevi

17 Ağustos 1978: Fleck Grevi

Kanada’nın Ontario eyaletinin Centralia kasabasında, kadın işçilerin çalıştığı Fleck fabrikasında 6 Mart 1978 tarihinde başlayan grev 17 Ağustos 1978 tarihinde, kadınların zaferiyle sona erdi.

Otomotiv kablo üretimi yapan fabrikada çalışan 146 işçiden sadece 5’i erkekti. Fabrikadaki çalışma koşullarının korkunçluğunun, çalışanların kadın olmasıyla ilgisi büyüktü. Uzun çalışma saatleri, düşük ücretler tesadüf değildi. Ayrıca erkek amirler kadınlara cinsel tacizde bulunuyorlar, fabrikada fareler kol geziyordu. Ciddi sağlık ve güvenlik sorunları vardı. Sürekli iş kazaları oluyordu. Fabrika için ‘kasap makinesi’ deniyordu.

Grev başladığı andan itibaren emek hareketi ile kadın hareketi arasında bir dayanışma ilişkisi kuruldu. Kadın hareketi grevi gündemine aldı. Ontario’daki feminist gruplar, uluslararası kadın günü organizatörleri eylemler yaptı, bildiriler dağıttı. Grev alanında saf tuttular.

Grev işyerinde UAW Yerel 1620 sendikal örgütlenme sonrasında gerçekleşti.

Grev işyerinde UAW Yerel 1620 sendikal örgütlenme sonrasında gerçekleşti.

UAW (United Automobile Workes) Kanada’da otomotiv işçilerinin örgütlendiği en büyük sendikalardan biriydi. Kadın işçiler sendikalaşma için canla başla çalıştılar. Sendikalaşma bildirisi yasaklanınca, toplantı duyurusunu tişörtlerine yazıp dolaştılar. 82 kişi sendikalı olmayı kabul etti. Ontario Çalışma İlişkileri Kurulu da, Fleck’teki işçiler için pazarlık yapma hakkı tanıyan UAW Yerel 1620’yi onayladı. Ancak Fleck patronu cinsel taciz koruması da dahil olmak üzere tüm sendika taleplerini reddetti.

İşveren, sendikal haklardan yararlanmak için toplu sözleşme kapsamındaki tüm işçilerden otomatik aidat kesmeyi de kabul etmedi. Sendikayı ayakta tutan, sendikal örgütlenmeyi güçlendiren aidat ödeme zorunluluğunun kabul edilmemesi işçilerin örgütlenmelerini engellemeye yönelik bir keyfiyetti. İşçiler bu kararı tanımayarak grev kararı aldılar.

6 Mart’ta grev başladıktan sonra grev alanına eyalet polisleri çağrıldı. Grevin ikinci ayında 80 kadın işçinin grevi için 500 polis görevlendirilmişti. Greve katılmayan işçiler de seferber ediliyor ve grevci işçilerle çatışmaya sokuluyordu. Grevciler fabrika alanına alınmıyordu.

Polisin şiddetli müdahalesi ve kadın işçilerin direnişiyle grev alanı doldu taştı.

Polisin şiddetli müdahalesi ve kadın işçilerin direnişiyle grev alanı doldu taştı.

Grev alanında sürekli polis helikopteri dolaşıyordu. Parlak siyah kaskları ve kocaman coplarıyla yüzlerce polis, grevi engellemeye, işçi kadınları sindirmeye çalıştı. Polisler ve grev kırıcılar engellemeye çalıştıkça dayanışma güçlendi.

23 grevci şiddete başvurduğu için şikâyet edildi. Kadın işçiler de polis şiddetinden şikâyetçi oldular.

UAW, Fleck grevinin aynı zamanda bir kadın mücadelesi olduğunu söylüyordu. Kadınların yönlendirdiği ve onların liderliğindeki bu grev, dayatılan aşağılayıcı çalışma koşullarına, kadınların düşük ücretlere mahkûm edilmesine itirazdı. Yani aynı zamanda kadınların eşitsizliğe başkaldırışıydı.

Kanada’da işçi hareketi ile kadın hareketi arasındaki bağı güçlendiren ve iş yasasının değişmesini sağladığı gibi; emek hareketini de değiştiren kadın grevi 163 gün sürdü. Yaş ortalaması 21 olan 80 kadın ve destekçileri geri adım atmadılar. Grev sendika güvenliği konusunda başarıyla sonuçlandı. Ayrıca küçük bir ücret artışı da sağlandı. Grevin artçısı olarak, 1980 yılında Ontario’da imzalanan toplu sözleşme sırasında, sendika aidatlarının otomatik kesilmesi patronların keyfiyetinden çıkarılarak zorunlu hale getirildi.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
36
14
3
1
1
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın