Blogger Mom Değiliz Ama Biz de Biliyoruz! Bebeğiniz Doğduktan Sonra Çıldırmayı İstemiyorsanız Bu Yazıyı Mutlaka Okumalısınız!
Her ne kadar hayaller farklı olsa da, bebeğiniz dünyaya geldikten sonra hayatınız altüst olabilir. Aklınızdan geçirdiğiniz kadar sosyalleşemeyebilir, kendinize vakit ayıramayabilirsiniz. Ama bunu dert etmenize artık gerek yok, çünkü tüm tecrübelerimle size ışık tutacağım!
Bilinçli bir şekilde hamile kalanlar, bebeğine mümkün olabildiğince hazırlananlar ve anneliği hamileliğinden itibaren hissedenler ne söylemek istediğimi anlayacaklardır.
Blogger mom'larınki gibi bir hayat… Kim istemez ki? Ağlamayan, uyuyan, memesini emip gazını kolayca çıkaran, kendi kendine oynayan bir canlı! Ama üzgünüm, öyle olmayabilir!
Blogger mom’ları biliyorsunuz. Instagram’a girdiğiniz anda mutlaka karşınıza çıkarlar. O aktivite senin, bu tanıtım benim gezerken bir yandan da akıllı uslu bebeklerini yanlarında çanta gibi taşıyorlar. “Hah!” diyorsunuz, sizinkinin de öyle olacağını düşünüyorsunuz. Ama gerçekten üzgünüm, öyle olmayabilir…
Anneliğimin üç buçuk yılını geride bırakırken doğumdan sonra perişan olduğumu, ne kadar hazırlanırsam hazırlanayım duvara çarptığımı ve ilk günlerde yoğun depresyon yaşadığımı itiraf etmeliyim.
Yeterince destek alamadığım büyükanneler ve büyükbabalar sayesinde bebeğimle yalnız kaldım. Her ne kadar müthiş desteğiyle eşim her daim yanımda olsa da, o kimsesizlik duygusu beni çılgın hormonlarımla birlikte depresyona itti. İnanılmaz kolay geçen bir hamileliğin ardından tüm bunlar haksızlıktı ama oluyordu da…
Ama siz hiç merak etmeyin sevgili anne adayları! Size doğumdan önce mutlaka yapmanız gereken, sizi depresyondan olabildiğince uzak tutacak, sosyalleşmenizi bir nebze de olsa sağlayacak tüyolar vereceğim…
Kötü günlerin size hiç uğramamasını diliyor, hepinizi şimdiden tebrik ediyorum sevgili sista’larım!
Çift çizgi ve Beta hCG’yle birlikte artık hayatınızda yepyeni bir dönem başladı. Şimdi bu dönemi en doğru şekilde değerlendirme vakti: Vücudunuz el verdiği sürece her daim sosyalleşin.
Söylemesi kolay dediğinizi duyar gibiyim. Uyumak istiyorsunuz, haliniz yok, iştahınız sıfır, biri sizi kaldırmazsa kafanız bile dik duramıyor biliyorum ama geçecek. İlk trimesterin ardından siz de göreceksiniz ki sorunlu bir hamilelik yaşamıyorsanız vücudunuz bebeğinize alışacak ve tüm bu belirtiler ortadan kalkacak. İşte o andan itibaren tüm fırsatları değerlendirin. Sinemaya gidin, spor yapın, arkadaşlarınızla buluşun, kendinizi şımartın, tatil planlayın… Aklınıza ne gelirse…
“Hamilelikte ne var, sen doğumdan sonrasını haber ver” diyenler buraya! Öncelikle doğumdan önce alışveriş yaparken mutlaka bir wrap sling, kanguru, hafif bir puset edinin.
Annelerin, büyüklerin, hiç gerekli olmayan konu komşunun söylediklerine kulaklarınızı tıkayabilirsiniz çünkü bebeğinizi doğduğu günden itibaren dışarı çıkarabilirsiniz. Wrap sling işte bu noktada hayatınızı kurtaracak. Alın bebeğinizi, büyük ihtimalle o uyurken, sizin de haliniz varsa yürüyüşe çıkın, kendinize soğuk bir kahve ısmarlayın.
Yardım alın, isteklerinizi dile getirmekten çekinmeyin!
Her ne kadar annenizin ya da kayınvalidenizin tarzı size uymasa da mutlaka ama mutlaka yardım isteyin, derdinizi anlatın. Tabii ki sizin bebeğiniz, siz bakacaksınız ama azıcık yardımları dokunsun ki siz de rahatlatıcı bir banyo yapabilin.
Her duruma ve şarta adapte olun, “Aman uykusu şöyle, emmesi böyle, banyosu kaçtı” diye dertlenmeyin…
Tabii ki bebeğinizin ihtiyacı olan şey rutin, düzen ama kendinizi ve eşinizi de ihmal etmeyin. Yarım saat sonra yatağa girse, dışarıda emse ya da pusetinde uyusa hiçbir şey olmaz canlarım. Siz mutlu olursanız, bebeğiniz de çok mutlu olur!
Çevrenizde bebeği olan yakınınız yoksa çocuk parklarına gidin ve oradaki annelerle zaman geçirin.
Her ne kadar bunaltıcı düşlerinden uyanan Gregor Samsa gibi hissetseniz de benzer şeyleri yaşadığınızı öğrenmek iyi gelir.
Eşinize güvenin, unutmayın ki ondan çocuk yapacak kadar cesursunuz; demek ki bebeğinizi de emanet edebilirsiniz!
Sizin dışınızda gelişen her şeye müdahale etmeyi, bebeğinizin her daim yanınızda olmasını, her şeyin sizin kontrolünüz altında gerçekleşmesini istiyorsunuz ve bu da en doğal hakkınız ama eşinize güvenin. Siz anneyseniz, o da baba. Sütünüzü sağın, bebeğinizi beslemesine izin verin, bezini değiştirmeyi öğrenmesi için zaman tanıyın ve diğer tüm bakımlar için yardımlaşın.
Ve unutmayın, siz çok ama çok iyi bir annesiniz ve her zaman da öyle olacaksınız! Gazanız mübarek olsun...
Yorum Yazın
Anne olduktan sonra, kötü hissedebilirsiniz, pişmanlık duyabilirsiniz, korkabilirsiniz, hatta gerçekte istediğinizin bu olmadığını fark edebilirsiniz. Bunlar... Devamını Gör
Daha da kötüsü bu algı ve dayatmalar yüzünden anne olmaya mental açından hiç de elverişli olmayan kadınlar hayatının hatasını yapıyolar. Bu durum işleri daha... Devamını Gör
4 aylık hamileyken kaynar suyla yandım o gün artık sadece kendimi düşünmdeiğimi anladım aşırı anksiyete nöbetlerim yüzünden kolay olmayan bi hamilelik geçir... Devamını Gör
4 ay kaldı doguma. ve gerçekten deli gibi korkuyorum. annelik icgüdüseldir derler. ama kendimi bu konuda o kadar bilgisiz ve toy hissediyorum ki napcaam benn... Devamını Gör
Anne olduğunuzda sanki otomatik olarak bir program yükleniyor size.Göbek bağı varken nasıl bez değiştiririm korkusundan,göbek bağı pansumanı yapmaya geçiyors... Devamını Gör