Arda Turan: 'Galatasaray Melo'yu Arar'
Arda Turan, Lig TV'de katıldığı Maraton Programı'nda Galatasaray'ın transferlerini, Melo'nun ayrılışını ve eski takımı Atletico Madrid ile yeni takımı Barcelona'yı anlattı.
İşte Arda'nın röportajı
'Karşınızda şampiyon olmuş bir takım var. Bir de Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi hayali vardı. Normal karşılıyorum bunu. Ama bu yıldızları idare etmek sıkıntı olabilir. Bu oyuncuları bir arada idare edebilmek zor. Baya önemli oyuncular var.'
'DIEGO İLE SAĞLI SOLLU'
'UEFA Kupası'nı kazandığımız sezon Diego ile sağlı sollu oynuyorduk. Burada bence çok fazla şey yapmak istediği için bu kadar eleştiriliyor. Diego orta 4'lünün sağında solunda oynayabilir. Bunu Fatih Terim çok yapar. Fenerbahçe'nin sağı solu Caner ve Gökhan Gönül var. Diego orada oynayıp beklere yer açabilir. İçerideki maçta iki önliberodan biri de olabilir. Mehmet Topal'ın yanında denenebilir. İçeride zaten risk alıyorsunuz Diego orada oynar.'
'TADINI ÇIKAR ARDA'
'Dünyada oynanan bir futbol var bir de Barcelona'nın oynadığı futbol var. Uzun top atmamaya dayalı bir oyun. PAsa dayalı bir oyun. Barcelona Felsefesi var. Hergün bir şey öğreniyorum. Dünya tarihinin en iyi futbolcusuyla aynı sahada antrenman yapıyorum. En büyük takımdayım. Luis Enrique de bana 'Tadını çıkar' dedi. Şimdilik tadını çıkarıyorum ama 4 ay sonra her şey daha güzel olacak. Antrenman maçında bile büyük heyecan yaşıyorum.'
'FATİH HOCA VE ENRIQUE KONUŞTU'
'Fatih Hoca ve Luis Enrique bu konular için konuştular. Barcelona Kulübü beni buraya erken gönderdi. Sakatlığımdan ve tedavimden dolayı erken geldim. Milli Takım'da oynayabiliyorum çünkü. İnşallah Milli Takım'a hazır olur ve iyi performans verebilirim. Fatih Hoca ve Luis Enrique'nin haberleşmesi gurur verici bir durum.'
'DÜNYANIN EN BÜYÜK KULÜBÜ'
'Atletico Madrid ile kazandıklarımızdan dolayı İspanya'nın her yerinde saygı kazandık. Atletico'nun yeri bende çok ayrı. Başkanıyla transfer konuşurken de 'Dünyanın en büyük kulübüne gidiyorum' dedim. İyi de para kazandırdım. Bu durumda seviye atlamış gibi oldum. Barcelona'da sokakta yürümek zor. Turist de oldukça fazla. Çok başka bir kulüp. Nou Camp'a tanıtıma çıktığımda seyirci çok fazlaydı. Nou Camp'ta Atletico ile şampiyon olmuştuk. Öğle sıcağında 15 bin kişi vardı neredeyse. Ben çok şaşırmıştım.'
'MESSI'YE MASAJ YAPILIRKEN...'
'Soyunma odasına sabah giriyorum herkesle şakalaşıyorum tek tek. Bazen Messi'ye masaj yaparken 'Aman yavaş...' diyorum. Onlar da beni çok iyi karşıladı. Karşılıklı saygı da var. Dünyanın en büyük kulübü ve en büyük oyuncularıylayız ama çok da abartılacak bir şey değil benim için. Takıma alışmam için bu rüyayı aşmamız lazım. Hep rüya ama ben artık o takımın bir parçasıyım. Güvenilir hissediyorum. Bu güveni hissedebiliyorum.'
'BARÇA'YA GİTMEK, KALMAKTAN ZOR'
'Barcelona'ya gitmek, orada kalmaktan daha zor. Hep kazanmak zorundasın. Beraberlik bile başarısızlık. Top hep ayağında oluyor, bu çok büyük keyif veriyor.'
'2 DİLİM BAKLAVA TABAKTAYSA'
'Galatasaray'dayken biraz kilo fazlam vardı. Sakat olduğum için özel izinle kortizon vuruldum. Bu nedenle ister istemez kilo alıyordum. Atletico Madrid'deyken antrenman sistemi biraz daha değişti. Tabakta 2 dilim baklava varsa bunun birini yemeyeyim diyorum.
Maç izlemek en iyi antrenman. Burada oyunculara maçı izleyelim dediğimizde 'Yahu ne maçı' diyorlar. Keşke bunları daha önce söyleseydim. Oyuncular maçı ve oyunu hissetmeli. Dışarıda profesyonellik durumu çok daha yüksek. Oyuncuların hayali hep Şampiyonlar Ligi'ni, ligi, kupaları kazanmak. Oyuncu içinden bunu istemeli. Benim de bu avantajım var. Ben evde ufak bir topu iki saat boyunca çöp kovasına atmaya çalışıyorum. Madrid'de izin günümde sürekli ayak tenisi oynardım. Bir futbolcuyu en çok geliştiren oyundur.'
'6 AY KONUŞMAYACAĞIM'
'Basın ilişkileri İspanya'da çok profesyonel. Türkiye'de Arda güvenlik kamerası görse konuşacak diyordu. Bize sormuyorlar ki durumu kaç röportajı reddediyordum o dönem. Şimdi kulüple karşılıklı oturuyoruz, 'Arda şu organizasyon var' deniliyor. Karşılıklı anlaşarak röportajı yapıyoruz. Bu 6 aylık dönemde fazla konuşmayacağım. Oynamıyor, konuşuyor olmasın diye.'
'BARÇA'DA HER ŞEY FARKLI'
'Barcelona'nın antrenmanları çok farklı. Henüz antrenmanlarda spor ayakkabısı giymedik. Hep krampon. Futbolun içinde her şey var. Pas ve top kapma çalışmasıyla başlayıp sonra maç yapıyoruz. Kendi felsefelerine uygun özellikte antrenman yapıyoruz. Futbolla ilgili inandıkları bir doğru var. Benim de inandığım bir doğru bu. Sorun yaşayacağımı sanmıyorum. Mevki hocanın kararı. Eskiden 'Sağda oynayınca yüzü asılıyor' deniliyordu. En çok kızdığım yorumdu. Neresi zayıfsa orada oynuyordum. Simeone bazen 'Arda sağ bek zayıf' derdi orada oynardım. Topu ayağına aldığında 5 tane opsiyon var. İstediğine at.'
'16 Ocak'ta bir Copa Del Rey maçı var onda oynayabilirim. FIFA'nın tarih durumu biraz değişik bakalım. Seyirci beni çok iyi karşıladı. Roma maçının öncesinde büyük bir uğultuyla karşıladılar.'
'MAAŞINI 1 AY BİLE ALAMAYAN OYUNCU HAKLIDIR'
'Oyuncu her ay maaşını almalı. Maaşını 1 ay bile alamayan oyuncu haklıdır. Ortada kontrat var. Bu işler değişmeli. Oyuncuyu bu durumda basının ve taraftarın önüne atması yanlış.'
'G.SARAY'DAN AYRILIRKEN EN BÜYÜK SORUN'
'Benim Galatasaray'dan ayrılırken en büyük sorunum maç başı ücretti. Bana maç başı ücreti teklif edilmesin dedim. Çünkü bu aklımı karıştırıyor. Atletico Madrid veya Barcelona'da maç başı ücret yoktur. Hedefe prim koyarlar. Şampiyonlar Ligi'ne gidersen prim vardır. Gruptan sonraki her şeyde prim olur.'
Yorum Yazın