44. İstanbul Müzik Festivali'nde Yaşam Boyu Onur Ödülü Murray Perahia'ya Verildi
İstanbul Müzik Festivali, 40 yıldan uzun bir zamana yayılan kariyeri boyunca türüne ender rastlanır bir müzikal duyarlılığa sahip olmasıyla tanınan Murray Perahia ile günümüzün en iyi oda orkestralarından ’ı iki konserde ağırlıyor. Perahia, konuk birinci şefi olduğu ile hem şef hem de piyanist olarak düzenli konserler vermekte, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa, Japonya ve Güneydoğu Asya’ya turnelere çıkmakta.
New York doğumlu Murray Perahia piyanoya dört yaşında başladı, Mannes Üniversitesi’nde şeflik ve bestecilik okudu. Rudolf Serkin, Pablo Casals ve Budapeşte Yaylı Çalgılar Dörtlüsü üyeleri, Mieczyslaw Horszowski gibi müzisyenlerle birlikte çalıştı.
2012 yılında verilmeye başlanan Piyano Ödülü’nün ilk sahibi
1972’de Leeds Uluslararası Piyano Yarışması’nı kazanmasıyla Avrupa çapında resitaller vermeye başladı. Diskografisi son derece geniş olan Perahia, Frederic Chopin’in tüm Etütleri (op.10 ve op.25) ile Bach’ın İngiliz Süitleri’ni (No. 1, 3, 6) kaydettiği albümleriyle kazandığı iki Grammy Ödülü’nün yanı sıra pek çok kez Grammy’ye aday gösterildi. Çeşitli Gramophone Ödülleri de alan sanatçı, 2012 yılında verilmeye başlanan Piyano Ödülü’nün de ilk sahibi.
Academy of St Martin in the Fields ise ilk konserini adını aldığı kilisede 1959 Kasım’ında verdi
Dünyanın en sevilen klasik müzik eserlerine getirdiği taze, parlak yorumlarla tanınan Academy of St Martin in the Fields ise dünyanın belli başlı oda orkestralarından biri. 1958 yılında Neville Marriner tarafından bir grup önde gelen Londralı müzisyenden oluşturulan grup ilk konserini adını aldığı kilisede 1959 Kasım’ında verdi. Orkestra özgün, gösterişli ve incelikli tınısıyla gerek canlı performansları gerekse 1969 yılı liste başı Vivaldi’nin Dört Mevsimi ile 1985 yılında Oscar kazanan Amadeus filminin müzikleri gibi albümler içeren kayıt kataloğu sayesinde kısa sürede imrenilecek bir uluslararası şöhret kazandı. Günümüzde orkestranın başında Müzik Direktörü olarak bulunan virtüöz kemancı Joshua Bell orkestranın alamet-i farikası haline gelmiş olan orijinalindeki küçük, şefsiz topluluğun üniversite ruhunu ve esnekliğini sürdürmekte. Orkestra her yıl klasik müzik dünyasındaki en yetenekli solistler ve şeflerden bazıları ile çalışmakta, dünyanın dört bir yanındaki saygın salonlarda senfonik repertuarın yanı sıra büyük ölçekli oda müziği icra etmekte.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın