Görüş Bildir

Elazığ Haberleri

Elazığ, Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer almaktadır. Toplam nüfusu 421.726'dır. Belediye Başkanı ise Şahin Şerifoğulları'dır.

Elazığ

Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat kısmında yer almaktadır. İlin doğusunda Bingöl, kuzeyinde Tunceli, güneyinde ise Diyarbakır illeri vardır. Toplam 11 ilçesi ve 537 köyü vardır. Karasal iklimin etkisi görülen Elazığ'da barajların da etkisi ile birlikte ılıman bir iklime geçiş yapılmıştır. Halk geçimini tarım, sanayi ve ticaretle sağlamaktadır. Bunun yanında madencilikte oldukça gelişmiştir. Elâzığ'ının toprakları maden bakımından oldukça zengindir. Şehir kültürel olarak da zengindir. UNESCO tarafından Kürsübaşı etkinlikleri miras listesine girmiştir.

Popüler İçerikler

Görme Engelliler İçin 'Akıllı Gözlük' Geliştirdiler
Elazığ Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü son sınıfında okuyan 3 öğrencinin, görme engelliler için geliştirdiği 'akıllı gözlük' bir toplantıyla tanıtıldı. Bu gözlükle hiç göremeyen bir engellinin, yürürken önündeki engelleri algıladığı belirtildi. Herhangi bir engeli sensör yardımıyla gördüğü cisimleri, titreşime dönüştürerek görme engellileri uyaran akıllı gözlük, Altı Nokta Körler Derneği Elazığ Şubesi'nde basına tanıtıldı. Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Güler, 'akıllı gözlük' ile ilgili şunları söyledi: 'Gözlüğümüzde 2 tane unsur var. Birincisi ultrasonik sensörlerimiz, ikincisi titreşim motorumuz. Cep telefonlarında bulunan titreşim motorları gibi bir motorumuz var. Ultrasonik sensörlerimiz ses dalgalarını karşıya gönderiyor. Bir alıcı ve verici ünitesi mevcut. Bu alıcı-verici ünitesinden mesafeyi algılayıp yazılımsal olarak 1 metre mi, 50 santim mi veya 50 santimden daha kısa mesafelerde git gide şiddeti arttıracak şekilde titreşim vererek, kullanıcının bir engele çarpmasını önlüyor. Kısaca projemizi özetleyecek olursak, projemizin hem yazılımı, hem gözlüğü, tamamen bizim son sınıf öğrencilerimiz tarafından yapıldı. Gözlüğü takan kişinin duruş mesafesini 50 santim olarak ayarladık. Ancak geliştirilmesi gerekiyor şu an itibariyle. Projemize TÜBİTAK veya Sanayi Bakanlığı'ndan eğer destek alabilirsek, inşallah seri üretime geçmeyi düşünüyoruz.' Projenin 3 lisans öğrencisi tarafından hazırladığını anlatan Yrd. Doç. Dr. Güler, proje maliyetinin de 100-150 lira arasında gerçekleştiğini belirterek, 'Eğer üretim aşamasına getireceksek, biraz daha geliştirilip çok daha uygun ve direkt kullanım için piyasaya sunuma hazır hale getirilebilecek. Bu titreşimleri sesli sinyale dönüştürebiliriz. Mesafe var 'dur' diyebilir ama kalabalık ortamda sesin duyulamama riskini düşündüğümüz için şu an titreşim verdik. İlk başta titreşimi kola bantla vermeyi düşünmüştük ama kablo karmaşasının önüne geçmek için titreşimi enseye vermeyi düşündük. Fakat tabi bu daha geliştirilebilecek' diye konuştu. Altı Nokta Körler Derneği Elazığ Şube Başkanı Refik Temiz de bu başarılarından dolayı Yrd. Doç. Dr. Hasan Güler ve 3 öğrenciye teşekkür etti. DHA
Munzur’a Maden Projesi ‘Anadolu Parsı’na Takıldı
Tunceli'de bir şirkete verilen maden ruhsatı parsların o bölgede yaşadığı yönünde verilen rapor üzerine iptal edildi.Radikal'den İdris Emen imzalı habere göre, Tunçpınar Madencilik Tunceli’nin Sin mezrası mevkiinde altın ve bakır maden kurmak için Tunceli Valiliği’nden ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi(ÇED) gerekli değildir’ kararını alınca Mayıs 2014 tarihinde ÇED gerekli değildir kararının iptali istemiyle Elazığ 2. İdare Mahkemesi’ne dava açıldı. Mahkeme bölgede incelemede bulunmak için bir bilirkişi keşfi istedi. Bölgede incelemede bulunan bilirkişi heyeti hazırladığı raporu 31 Aralık 2014 tarihinde mahkemeye sundu.Bilirkişi: Anadolu parsı ve İran parsı olabilirMunzur havzasında 1518 bitki türü saptayan bilirkişi heyeti raporda bu bitki türlerinden 43 tanesinin bölgeye ait endemik türler olduğunu tespit etti. Bölgenin fauna yönünden zengin olduğu belirtilen raporda; kırmızı pullu alabalık, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban keçisi, ur keklik, kaya kartalı, kurt, boz ayı, kızıl tilki, yabani tavşan, kaya yedi uyuru, vaşak, sansar, porsuk gibi canlıların bölgede yaşam sürdüğü belirtildi. Ayrıca Anadaolu Parsı ile İran Parsı’nın bölgede yaşadığına dair işaretlere de rastlandığı da raporda yer aldı.Raporun sonuç bölümünde projenin çevresel etkilerinin yeterince değerlendirilmediği, ‘ÇED gerekli değildir’ biçiminde verilecek bir kararın proje alanı ve çevresindeki flora ve faunanın geri dönüşümsüz şekilde kaybına sebep olabileceği yer aldı.  Raporda yeraltı ve yerüstü sularının kirlenebileceği, dolayısıyla yörede ekolojik dengenin bozulacağı yer aldı. Bilirkişi raporunu dikkate alan Elazığ 2. İdare Mahkemesi ‘ÇED gerekli değildir’ kararını hukuka aykırı bularak yürütmeyi durdurma kararı aldı.‘Emsal bir karar’Yürütmeyi durdurma kararının bölgedeki diğer maden davaları için emsal bir karar taşıdığını söyleyen avukat Barış Yıldırım sözlerine şöyle devam etti:Dersim genelinde 145 madencilik projesi bulunmaktadır. Madencilik şirketleri arama-işletme ruhsatlarına konu toplam rezerv sahaları çok daha yüksek miktarda olmasına rağmen ÇED sürecinden kaçınmak için faaliyet yürütecekleri alanı 25 hektarın altında etap etap beyan etmekteler. 25 hektar ve üstü ruhsat sahasına sahip tüm madencilik projeleri için verilen ÇED gerekli değildir kararlarının geri alınarak ÇED raporu hazırlatılmalı.
Demirtaş İki Acıyı Birden Yaşadı
HDP Genel Başkanı ve partinin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, vefat eden teyzesi Hacer Keskin ile cenazenin taşınması sırasında geçirdiği trafik kazasında ölen teyzesinin gelini Kevser Keskin’in Elazığ’daki taziyelerine katıldı. HDP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın Malatya’da yaşayan teyzesi Hacer Keskin, dün vefat etti. Keskin’in cenazesini alıp yola çıkan yakınları iftar saati nedeniyle Malatya-Elazığ karayolu üzerindeki Kömürhan Köprüsü yakınlarında mola verdi. Bu sırada yolun karşısına geçmeye çalışan Hacer Keskin’in gelini Kevser Kesin, yoldan geçen Ekrem Yıldız’ın kullandığı otomobilin çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Hacer Keskin’in cenazesi Diyarbakır’da, gelini Kevser Keskin’in cenazesi de Elazığ’da toprağa verildi. Cumhurbaşkanlığı adaylığı çalışmalarına ara vererek, Elazığ’a gelen Demirtaş, teyzesi Hacer ve gelini Kevser Keskin’in Mustafa Paşa Mahallesi’ndeki Hasan Tahsinpaşa Cami’indeki taziyesine katıldı. Taziye çıkışı gazetecilere konuşan Demirtaş, Elazığlı olduğunu ve hayatını kaybeden iki yakınının taziyesine katılmak üzere memleketine geldiğini belirterek, 'Tabi ki Elazığ benim memleketim. Paluluyum. Bugün taziye vesilesiyle buradayım. İki yakınımızı kaybettiğimiz için ani bir program değişikliğiyle Elazığ’a geldim. Bu Cumhurbaşkanlığı çalışmasından çok bir aile ziyareti. Ben bu vesileyle bütün Elazığlı hemşerilerime buradan selamlarımı sevgilerimi iletmek istiyorum. Taziyemize gelen herkese de teşekkür ediyorum. Allah hayırlarını kabul etsin diyorum' dedi. Bu süreçte Elazığlılardan bir beklentisinin olup olmadığı sorulan Demirtaş, 'Elbette ki yani Elazığ sonuçta barıştan yana bir memlekettir. Hiçbir Elazığlı kardeşim, bu ülkede kan aksın istemez. Şimdi bir Elazığlı olarak eğer ben Cumhurbaşkanı adayıysam, herhalde Elazığlılar da kendi evladına sahip çıkacak. Biz de Elazığ’a daha fazla sahip çıkacağız. Umut ederim daha iyi sonuçlar alacağız buradan' diye cevapladı. DHA
7'den 70'e Herkese "Korktuğumuz Kadar Varmış" Dedirtecek "Nazar" İnancı Geleneğimiz
Bütün toplumlarda yaygın olarak görülen nazar inancının kökeni, Neolitik çağlara kadar uzanmaktadır. Girit’te, Aşağı Mısır’da, Malta’da, Kuzey Fransa’da ve Britanya’da, Bronz çağına ait, balta şeklinde yapılmış nazarlıklar (amuletler) bulunmuştur. Araştırmalar sonucunda, eski dönemlerden itibaren Batı’da ve Doğu’da büyünün ve nazarın kötü etkilerine inanma ve bunlara karşı tedbirler alma bilgisinin köklü olduğu görülmüştür. Aynı şekilde uğursuz gözlerden gelen fenalığı ortadan kaldırmak için Mısırlılar, Fenikeliler, Yunanlılar ve Romalılar tarafından el şeklindeki muskaların kullanıldığı tespit edilmiştir.Geçmişten günümüze varlığını sürdüren bu inanış, ülkemizin hemen her köşesinde günlük hayatın içerisinde ve bütün etkinliğiyle varlığını devam ettirmektedir. Galerimizde halk arasında, nazara karşı etkili olduğuna inanılan; mavi boncuk, delikli taş, nal, yumurta kabuğu gibi çeşitli nazarlıklar kullanma vb. pratikler anlatılacaktır.
Diyarbakır'daki Ailelerin Eyleminde Gerginlik
Diyarbakır'da PKK'nın çocuklarını kaçırdığını söyleyerek eylem yapan ailelerle zabıta ve belediye işçileri arasında gerginlik çıktı. DİYARBAKIR - Diyarbakır'da çocuklarının PKK tarafından kaçırıldığını açıklayarak serbest bırakılmaları için 15 gün önce oturma eylemi başlatan ve Büyükşehir Belediyesi önünden dün zabıtaların müdahalesi ile çıkarılan aileler, bugün belediyenin önünden geçen Elazığ Caddesi'nde 5 dakikalık oturma eylemi yaptı. Aileler ile zabıta ve belediye işçileri arasındaki gerginlik, polisin araya girmesiyle büyümeden önlendi. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde geçen 19 Mayıs günü, oturma eylemi başlatan ailelerin protestoları sürüyor. Dün belediye önünde temizlik nedeniyle zabıtalar tarafından uzaklaştırıldıklarını belirten aileler, eylemlerini belediye önünden geçen Elazığ Caddesi'nin orta refüjünde sürdürdü. Yaklaşık 20 aile, bugün de belediyenin karşısında caddede 5 dakika süreyle oturma eylemi yaptı. Aileler ile yolda çevre düzenlemesi yapan belediye işçileri ve zabıtalar arasında gerginlik yaşadı. Belediye çalışanları ile ailelerin arasına giren polis, gerginliğin büyümesini önledi. Oturma eyleminin ardından aileler orta refüjde eylemlerine devam ettiler. 'DÜNÜN MAZLUMU BUGÜNÜN ZALİMİ OLDU' Aileler adına konuşan ve kardeşinin dağda olduğunu ifade eden Erhan Eren, Türkiye'nin çeşitli kentlerindeki 76 ailenin eylem için Diyarbakır'da olduğunu ancak şu an 47 aile ile eylemlerine devam ettiklerini söyledi. Eyleme, BDP'den destek alacakları ümidiyle başladıklarını belirten Eren, şöyle konuştu: 'Bu eylemi BDP'den destek alacağız diye başlattık. Fakat bize, 'vatan sağolsun' dedirtmek istediler. Ama biz, 'vatan sağolsun' demiyoruz. Biz kimse dağa çıksın istemiyoruz diye belediye önünden kovulduk. Çocuklarımızın dağa gitmesini istemediğimiz için mi bu zulüm, bu baskı? Biz barış istiyoruz, barış çadırı kurmak istiyoruz. Dünün mazlumu, ne oldu da bugünün zalimi oldu? Barış çadırını kurduk, burada izin vermediler, dünün devlet mantığıyla hareket ediyorlar. Bu anaların başkaldırışıyla barışın geleceğini biliyoruz. Ama savaştan rant sağlayan, işine gelmediği için biz bu eyleme devam etme kararı aldık. Biz gördük ki evlatlarımızı istemek başkasının işine gelmedi. Biz evlatlarımızı alana kadar, dağlar özgürleşmeden, zindanlar özgürleşene kadar bu eylemimiz devam edecek. Devlet, BDP ve PKK'ya da sesleniyoruz, biz bu savaşın bir tarafı değiliz. Arkadaşlardan biri 'satılmışlar' filan gibi alçakça bir ifade kullandı. Bunların bir çoğunu, bu koltuğa bu insanlar getirdi. Bundan sonra daha sert bir tavır görecekler karşılarında. Çünkü anneler isyan etti, baş kaldırdı, mücadele başladı. Bunu hiç kimse durduramayacak. Ancak adam olup barışacaklar. Ondan sonra bu insanlar eylemden vazgeçer. Şu an 47 aile var. Normalde 76'nın üzerinde aile vardı. Belediyenin başka bir mezalimiyle karşılaşınca buraya gelmediler. Fakat eylem devam ediyor. Yarın devlet operasyon yaparsa AKP'nin de önüne gideriz.' 6 BİNİN ÜZERİNDE ÜNİVERSİTE VE LİSE ÖĞRENCİSİ İDDİASI Ailelerin özellikle neden belediye önünde eylem yaptıkları yönündeki bir soruyu yanıtlayan Eren, 'Ailelerin acıları çok büyük. Aileler muhatabın direkt belediye olduğunu düşünüyor. Birileri götürmüştür demiyorum. Gerekli görüşmelerin Kandil ile Öcalan ile görüşebileceklerini tahmin ettikleri için burada eylem yapıyorlar. 6 binin üzerinde üniversite ve lise öğrencisinin dağa gönderildiği söyleniyor. Çünkü PKK ile görüşmede olan BDP olduğu için. Devlete de sesleniyoruz kalekol yapılmasına da karşıyız' diye yanıtladı. 'KIZIM GELMEDEN EYLEMDEN VAZGEÇMEM' Belediye önünde ilk eylem yapan Muhsine Uçakan ise eyleme 7 kişi olarak başladıklarını belirterek, 'Biz önce 7 kişiydik. Arkadaşlarımız BDP'lilerle konuştu, ne konuştular bilmiyorum. Onlar eylemlerine son verdiler, ben kızımı istiyorum. Belediye bizi burada istemedi, burdan kalkmamızı istedi. Biz de geldik yol kenarında devam ediyoruz. Burada perişan olduk. 2-3 çocuğum var evde. Biri dağa gitmiş, evdekiler de ona kurban olacak. Ben kızımı istiyorum. O gelmeden eylemden vazgeçmem' dedi. OĞLU İÇİN TARSUS'TAN GELDİ Mersin'in Tarsus İlçesi'nden 5 gün önce geldiğini belirten Zarife Aslan ise, '6 ay önce oğlum gitmiş. 5 günden beri burada eylem yapıyorum. Oğlum Mersin Tarsus'tan katılmış. Oğlumu istiyorum barış istiyorum. Analar ağlamasın. Herkes yardım etsin, Abdullah Öcalan, Selahattin Demirtaş, Başbakan Erdoğan bize yardım etsin. Bizim ve herkesin çocuğu gelsin. Barış istiyoruz' diye konuştu. 'BURAK, SENİ ALMADAN GİTMEYECEĞİM' Ardahan'dan bugün gelerek eyleme katılan Gülsüm Ölmez, örgüte 2 ay önce katılan oğlunu almadan gitmeyeceğini belirterek, 'Oğlum Burak Ölmez 20 yaşında. Erzurum Atatürk Üniversitesi Matematik Bölümü öğrencisi, 2 ay önce gitti. Bugün Diyarbakır'a geldim. Çocuğumu getirsinler, o gelmeden gitmeyeceğim. Onu getirsinler, Kalacağımız yer yok, burada yatacağız. Bir hafta burada kaldık geri gittik, tekrar geldik. İlkokula ve liseye giden çocuğum var. Komşuya bıraktım geldim. Burak; seni almaya geldim. Seni almadan gitmeyeceğim lütfen sesimi duy ve gel' diye konuştu. Bitlis'in Hizan İlçesi'nden gelen Leman Aydın da, 'Bitlis Hizan'dan geldim. Vedat Aydın'ın annesiyim. Oğlum, yeni 17 yaşına girdi. Lise 3'ncü sınıf öğrencisiydi. Oğlum sara ve bronşit hastasıydı. Barış istiyoruz. Oğlumu istiyorum' ifadelerini kullandı. 'KIZIMI KANDIRIP ÖRGÜTE TESLİM ETMİŞLER' Kızının kandırılarak örgüte teslim edildiğini ileri süren Raşit Koç, Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nden geldiğini anlatarak, 'Hakkari Şemdinli İlçesi'nde 10.5 aydan beri kızım Zübeyde Koç'u götürmüşler. Zorla götürmüşler örgüte teslim etmişler. Doktor raporu var elimde. Hastadır kulağından ve psikolojik hastasıdır. Ayağından ameliyatlıdır. Geçen yıl Ramazan Bayramı'na 2 gün kala örgüte teslim etmişler. O günden sonra uğraşıyorum, kızımdan bir haber alamıyorum' dedi.  Mehmet TÜRK/DHA
İran'dan Vatandaşlarına 'Türkiye' Uyarısı
İran Dışişleri Bakanlığı, vatandaşlarına 'Türkiye'nin doğusunda kara yolunda seyahat yapmayın' uyarısında bulundu.Bakanlık uyarısında 'Türkiye'nin doğusundaki bazı faaliyetler ve yakın zamanda doğan güvensiz ortam nedeniyle Türkiye'ye gidecek İran vatandaşlarına bir sonraki duyuruya kadar kara yollarından kaçınmaları tavsiye edilir' dendi.Bakanlık, ayrıca 'mümkün mertebe İran vatandaşlarının hava yollarını tercih etmesi gerektiğini' belirtti.Cuma günü, Ağrı Doğubeyazıt ile Van'ın Çaldıran ilçelerini birbirine bağlayan kara yolunda çıkan çatışmada bir uzman çavuş yaşamını yitirmişti. Aynı kara yolu üzerinde Tendürek Geçidi bölgesinde ilerleyen İran plakalı bir yolcu otobüsüne düzenlenen saldırıda da otobüs muavini ölürken 3 İran vatandaşı da yaralandı.Geçen hafta da İstanbul Haydarpaşa - İran seferini yapan trene yönelik bombalı saldırı düzenlendi. Elazığ'ın Palu ile Bingöl'ün Genç ilçeleri arasındaki Suveren Hodan istasyonu yakınlarındaki tünel girişinde bombalı düzenek infilak ettirildi. Olayda ölen ya da yaralanan olmadı.Saldırının ardından İran Demiryolları Şirketi Raja Türkiye'ye tren seferlerini iptal ettiğini duyurdu.İran Kara yolları Transit ve Sınır Geçişleri Genel Müdürlüğü, İran'dan Türkiye'ye gidecek kamyon şoförlerine gece seyahat etmemeleri uyarısında bulunmuştu.Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinde İran'dan Türkiye'ye giden doğalgaz boru hattına saldırı düzenlenmişti.BBC Türkçe