onedio
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi'nde Okuyanların Mahir Olabileceği 9 Durum
En bilinen esprilerden bir tanesi ;-Bitirince hem sütçü hemde imam mı olacaksın? sorusudur ki saçmalamak kelimesinin anlamını kavramayı sağlar. En çok karşılaşılan sorudur.Oysa üniversiteye ismini veren Sütçü İmam 1919'da Fransız ve Ermeni askerlerine ilk kurşunu atan kişidir. Geçimini süt satarak sağlamasından sütçü lakabı verilmiştir. Şehrin içinde sıklıkla heykellerine, isminin geçtiği alanlara rastlayabilirsiniz.
Kürtçe Eğitim Boykotuna En Yüksek Katılım Hakkari'de Oldu
Eğitim – Sen ve Kurdi-Der’in ‘Anadilde eğitim için bir haftalık okul boykotu’ çağrısına en çok Hakkari’de uyuldu. Kent merkezinde öğrencilerin yüzde 90′a yakın bölümünün ders başı yapmadığı belirtildi.Güneydoğu’da ana dilde eğitim talebiyle Eğitim-Sen ve Kurdi-Der’in okulları boykot çağrısı yapmasının ardından, bugün bölgede öğrenciler ders başı yaptı.Ana dilde eğitim talebi nedeniyle Eğitim-Sen ve Kürdi-Der’in çağrısı ile okulların boykot edilme çağrısı altında yeni eğitim ve öğretim yılı başlarken, Diyarbakır merkez ilçelerinde boykot çağrısına uyulup uyulmadığı tartışma konusu oldu. Özellikle merkez Bağlar ve Sur ilçelerinde bazı okullarda çağrıya uyma oranının yüzde 40 civarında olduğu gözlenirken, Yenişehir ve Kayapınar ilçelerinde bu oranın daha az olduğu görüldü. Okul yetkilileri, okulun ilk günü olması ve bazı öğrencilerin aileleri ile birlikte tarlada olması nedeniyle boykota uyulup uyulmadığının tespitinin zor olduğunu söyledi.Diyarbakır Valisi Cahit Kıraç, eğitim ve öğretim yılının açılışı nedeniyle merkez Kayapınar İlçesi’nde Ayşe Numan Konakçı İlkokulu’ndaki törene katıldı. Kıraç, Diyarbakır genelinde bugün 508 bin öğrencinin 1552 okul ve 11 bin 206 derslikte ders başı yaptığını belirterek, “Bu öğrencilerimize 16 bin 294 öğretmen eğitim ve öğretim verecek. Hedefimiz, yeni yapacağımız okul ve dersliklerle sınıf mevcutlarını 35′e indirmektir. Diyarbakır’a bu yıl 1588 öğretmen daha atanacaktır”dedi.Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Vali Kıraç, okul boykotu ile ilgili soru üzerine “Daha yeni ders başı başladı. Az önce girdiğimiz sınıfta hemen hemen eksik yoktu. Diyarbakır’ın bir özelliği var tabi. Bizim özellikle mevsimlik tarım işçisi olan çok sayıda öğrencimiz annesi ve babasıyla çalışmaya gidiyor. Belli bir süre oradan bir gecikmeler olabilir. Ama şu an Diyarbakır’da eğitim ve öğretim ne kadar öğrenci bugün ders başı yaptı? Ne kadarı dışarıda? onu kesin rakamlarla vermemiz mümkün değil. Ama çok ciddi bir eksiklik olacağını düşünmüyorum” dedi.Batman Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, Demokrasi Platformu’nun Kürtçe ana dil eğitimi nedeniyle bir hafta süreyle başlattığı eylemin ilk gününde okullarda ciddi boykotun söz konusu olmadığını söyledi. Milli Eğitim Şube Müdürü Şafii Özperk, lise birinci sınıflarda Milli Eğitim Bakanlığı’nca devamsızlık yapma hakkını tanıdığını ifade ederek, “Eğitim-öğretim yılının ilk haftasında liseli birinci sınıf öğrencilerinin okula gelmemesini boykotla bağdaştırmamak gerekir. Çünkü bu konuda Bakanlığın devamsızlık yapma hakkı var. Ayrıca Batman’da Fatih ve Ziya Gökalp okullarının tadilatı sürüyor. Tarım işçilerinin de henüz dönmemesinden kaynaklı belki yüzde 5′lik bir devamsızlık olabilir. Kenar mahallelerde çok da büyük bir boykot söz konusu değil” diye konuştu.Şırnak genelinde 163 bin 473 öğrenci eğitime ders başı yaptı. İlköğretim Haftası’nın açılışı nedeniyle Kumçatı YİBO’da bugün sabah saatlerinde tören düzenlendi. Törene Vali Vekili Mustafa Akgül, Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Akmaz, İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Alagöz, İl Jandarma Alay Komutanı Mustafa Sakaoğlu, kurum ve okul müdürleri ile öğrenciler katıldı.Milli Eğitim Müdürü Ahmet Alagöz, bu yıl okul öncesinde 9 bin 500 ilkokul ve 68 bin 500 ortaokulda 42 bin 112, ortaöğretimde 32 bin 536, açık ortaokulda 824, açık liselerde 10 bin olmak üzere toplam 163 bin 473 öğrenci, eğitim göreceğini söyledi. Alagöz ayrıca bu eğitim döneminde, 6 bin 833 öğretmenin hizmet vereceğini kaydetti. Okullardaki boykot durumu ile ilgili bir soruya Alagöz, “Her yerde nasıl ise burada da öyledir. Yani okulların açıldığı ilk haftada yüzde 15 düşüş oluyor her zaman. Burada zaten bazıları köyde, kentte yani sanki okullar açılmamış gibi bir anlayış var. Biz burada bir sıkıntı görmüyoruz” diye yanıtladı.Boykot olup olmadığı soruya Vali Vekili Mustafa Akgül de, “Şu ana kadar özel bir durum yok. Bizde okulları boykot nedeniyle gelmeyen yok. Yani boykotun şu anda bizde karşılığı yok net olarak onu diyebilirim. Önceki seneler gibi normal nasıl açılmışsa öyle devam ediyor” şeklinde cevapladı.Van’da okulların boykot edilmesi için yapılan çağrıya özellikle kenar mahallelerde kısmen uyulduğu görüldü. Van’da geçen yıl yüzde 50 seviyelerinde olan boykota, bu yıl yüzde 10 seviyesinde uyulduğu gözlendi. Yetkililer, bu sayının da okulun ilk günü olmasından kaynaklandığını, gelen öğrenci sayısının yarın daha da artmasını beklediklerini söyledi.Boykot nedeniyle kenar mahallelerdeki bazı okulların sınıfları kısmen boş kaldı. Öğrencisi az olan okullarda sınıflar birleştirilerek ders başı yapıldı.Van Milli Eğitim Müdürü Gıyasettin Kırekin ise normal eğitimin tüm Van’daki okullarda aksamadan yürüdüğünü ve öğrencilerin büyük bir bölümünün ders başı yaptığını kaydetti. Kurdi-Der Van Başkanı Ökkeş Kava, anadilde eğitim için başlatılan boykotun kenar mahallelerde yüzde 70 civarlarında olduğunu söyledi.Hakkari ve ilçelerinde ise boykota uyanların sayısı daha yüksek oldu. Okulların büyük bölümünde öğretmenler sabah okula gelerek öğrencileri bekledi. Ancak boykot nedeniyle sınıflar boş kaldı. Geçen yıl yüzde 90 olan boykotta, bu yıl da aynı oranda katılım olduğu görüldü.Kurdi-Der Hakkari Şubesi de anadilde eğitime dikkat çekmek için kent merkezinde bir yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe, aralarında Hakkari Belediye Başkanı Dilek Hatipoğlu, STK temsilcileri, DBP ve HDP’lilerin bulunduğu 100 kişilik grup katıldı. Kalabalık, Hakkari Belediye binası önüne kadar yürüdü.Kürdi-Der Hakkari Şube Başkanı Metin Kaçmaz, anadilde eğitime dikkat çekmek istediklerini öğrencilerin de yüzde 90 oranında boykota uyduklarını ifade etti. Kaçmaz, “Amacımız anadile eğitime dikkat çekmekti. Bu nedenle bir süre önce boykot çağrısı yapmıştık. Bu çağrının yüzde yüz olmasını bekliyorduk. Ancak yaptığımız araştırmalarda boykot yüzde 90 civarında oldu” dedi.Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri boykot ile ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.Hakkari’de 2014-2015 eğitim- öğretim dönemi için düzenlenen tören ise Dağgöl Mahallesi’nde bulunan Şehit Selahattin İlk ve Orta Okulu’nun bahçesinde gerçekleştirildi. Programa Hakkari Valisi Yakup Canbolat, Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Fatih Başak, Hakkari Emniyet Müdürü Resul Holoğlu, İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Yavuz Özfidan, Milli Eğitim Müdürü Mahmut Kurtaran, okul müdürleri ve çok az sayıda öğrenci katıldı.Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından okula yeni adım atan minik öğrencilerini, girişte okulun 8′inci sınıf öğrencileri çiçek vererek karşıladı. Vali Canbolat yaptığı konuşmada eğitimin önemine vurgu yaptı.Hakkari Milli Eğitim Müdürü Mahmut Kurtaran ise Hakkari il ve ilçelerinde 74 bin öğrencinin 408 okulda eğitim öğretime başladığını söyledi. Kurtaran, “Bugün ilimizde 74 bin öğrenci ve bir kaç gün sonra da gerçekleşecek atamayla sayısı 3 bin 500′ü geçecek öğretmenlerimiz ile uzun bir eğitim öğretim dönemine giriyoruz. Bu yıl 40 okulumuzu onarıma aldık. Birçok okulun onarımı bitti, kalanlar da en kısa zamanda bitecektir” dedi. DHA
Kitap Devletten Kırtasiye Belediyeden
2014-2015 eğitim ve öğretim yılı tüm yurtta olduğu gibi Bağcılar’da da öğretmen, öğrenci ve velilerin de katıldığı törenle başladı. Okulun ilk gününde büyük heyecan yaşayan minikler oyun gruplarında eğlenirken, palyaçolarla da bolca eğlendiler.Tören sırasında öğrencilere devlet tarafından verilen ücretsiz kitaplar dağıtılırken, Bağcılar Belediyesi de kırtasiye yardımında bulundu. Törende ayrıca tadilatı yapılarak yenilenen 100 kişilik konferans salonunun da açılışı yapıldı. Bağcılar’daki 2014-2015 Eğitim ve Öğretim Yılı açılışı töreni İstanbul Ticaret Odası İlkokulu’nda düzenlendi. Tören sırasında büyük heyecan yaşayan öğrencileri veliler de yalnız bırakmadı. Program sonunda sınıfları ziyaret eden İlçe Kaymakamı Erdal Çakır, Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yılmaz, öğrencilerle sohbet ederek başarı dileğinde bulundular. Törende bir konuşma yapan İlçe Kaymakamı Çakır, öğrencilerin gelmesiyle birlikte her yeni eğitim ve öğretim döneminde okul bahçelerinin çiçekler gibi açtığını ve şenlendiğini belirtti. Eğitimin hayatın kendisi olduğunun altını çizen Çakır,  Bağcılar, 140 özel ve resmi eğitim kurumuyla, 5 bin civarında eğitimcisi ve 150 bine yakın öğrencisiyle önemli bir eğitim kalesidir. Bu bazı illerin toplam nüfusunu oluşturuyor. Rakamlar tek başına bir şey ifade etmez. Nitelik de önemlidir. Eğitime destek veren kurumlar olarak hiçbir okulun ihtiyacını göz ardı etmeyeceğiz. Bu eğitim safhasında elimizden gelen her şeyi yapacağız.” şeklinde konuştu.
28 Capsle AİBÜ ve Bolu'yu Anlamak - 2
'101 AİBÜ'yü Anlama' dersine devam ediyoruz. Bu dersimizde Karaköy servislerinden, yeni kayıtlı öğrencilerimizin temsili hallerinden, kampüsteki hayattan bahsedeceğim. Bu dersimizdeki görsel materyaller yine AİBÜ Etiket Facebook sayfasından alınmıştır. *Önceki dersimizi buradan okuyabilirsiniz.
Reklam
Gökçeada Rum İlkokulu'nda İki Öğrenci Kaldı
Çanakkale’nin Gökçeada İlçesi’ne bağlı Zeytinli Köyü’nde, geçtiğimiz yıl yaklaşık yarım asır sonra 4 öğrenciyle yeniden açılan Özel Gökçeada Rum İlkokulunda öğrenci sayısı 2’ye düştü.Yeni kayıt yaptıran öğrenci olmadığından, okulda bu yıl sadece 2 kardeş eğitim görecek. Zeytinli Köyü’nde, 1951 yılında Aya Todori ismiyle eğitime başlayan okul, 1964 yılında kapatılmıştı. Gökçeada’da yaşayan Anna Koçumal’ın girişimleri sonucu, geçtiğimiz yıl okul, eski binasında tadilat yapılarak yeniden açıldı. Paraşkevi Berber Katakalos’un müdürlüğünü yaptığı okulda Musa Avcı (5), Dimitri Kalpas (6), Sofia Avcı (8) ve Kaan Kaleci (10) isimli öğrenciler eğitim gördü. Okulun ikinci yılında ise öğrenci sayısı 2’ye düştü.Öğrencilerden Kaan Kaleci, ilköğretim eğitimini tamamlayarak okuldan mezun oldu. Ancak Gökçeada’da açılması planlanan orta okul inşaatı eğitim yılına yetişmeyince, Kaleci eğitimine devam etmek için İstanbul’a gitti. Dimitri Kalpas adlı öğrenci ise okuldan kaydını aldırdı.Yaklaşık yarım asır sonra geçtiğimiz yıl kapılarını 4 öğrenciyle açan Özel Gökçeada Rum İlkokulu (Aya Todori İlk Mektebi) bu yıl sadece 2 öğrenciye eğitim verecek. Musa (6) ve Sofia Avcı (9) adlı öğrenciler, eğitimlerine bu okulda devam edecek. Sofia ve Musa, yeni eğitim yılının ilk gününde çantalarıyla okullarına gelerek eğitime başladı.İHA | Milliyet
Yeni Eğitim Öğretim Yılında MEB'in Bazı Uygulamaları Tarihe Karışıyor
16 milyon 400 bin öğrenci yarın ders başı yapıyor. Yeni eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı'nın bazı uygulamaları da tarihe karışıyor. Bakanlığın ele alacağı konuların başında, öğretmenlerin niteliği, müfredat ve okulların fiziki güvenliği var.2014-2015 eğitim- öğretim yılı tarihe karışacak uygulamalar ve ilk kez hayata geçirilecek projelerle başlıyor. 16 milyon 400 bin öğrenci ve 873 bin öğretmenin ders başı yapacağı yeni eğitim yılında, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ele alacağı konuların başında öğretmenlerin niteliği, müfredat ve okulların fiziki güvenliği var.Dört yıl önce yapılan Milli Eğitim Şurası, bu yıl 19. Milli Eğitim Şurası adıyla toplanacak. Şuranın gündem maddeleri bu yıl ele alınacak konuların da ipucunu veriyor. Aralık ayında toplanacak şuranın öncelikli gündem maddelerinden biri ‘öğretmen niteliği’ olacak.Eğitimciler, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, akademisyenler öğretmen niteliğini artırmanın yollarını konuşacak.Milli Eğitim Bakanlığı'nın yol haritasının çıktığı şurada bu yıl öncelikli gündem maddeleri şöyle olacak:Avcı'nın beğenmediği müfredat da tartışılacakMilli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın da 'Bizim müfredatlarımız, ders programlarımız maalesef bilgi yüklemeye yönelik. Biz hala pek çok dersimizde, ilkokulda da, ortaokulda da, lisede de hâlâ çocuklara bilgi yüklemeye çalışıyoruz' diye eleştirdiği müfredat, eğitim şurasının gündeminde.Çocuklara bilgi yüklemekten öte ‘öğrenmenin öğretileceği’ bir müfredat ve ders programının içerikleri konuşulacak.Okullara iş güvenliği uzmanıOkullardaki fiziki güvenlik eksikleri nedeniyle hayatını kaybeden çocuklar, özellikle son bir yıldır MEB’in daha yoğun gündeminde. Gündem Çocuk Derneği ve MEB, ‘Okullarda Fiziki Güvenlik Standartları’ için yaklaşık bir yıl önce protokol imzalamıştı. Bu protokolden ayrı olarak da MEB, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereği, okullarda iş güvenliği uzmanı bulundurulması için illere genelge gönderdi.Bu sayede öğretmen ve diğer çalışanların sağlık ve güvenli için binaların uygun fiziki koşulları olup olmadığı denetlenmesi amaçlanıyor. Bakan Avcı, okullarda engellilere yönelik düzenlemeleri ve çevre güvenliğinin de değerlendirileceğini vurguluyor.Okul öncesinde ikili eğitimYeni eğitim yılında tarihe karışacak uygulamaların yanı sıra ilk kez hayata geçirilecek uygulamalar da var. Bakanlık, daha fazla sayıda çocuğun okul öncesi eğitimden faydalanabilmesi için tüm okul öncesi eğitim kurumlarında sabahçı, öğlenci olmak üzere ikili eğitim uygulaması yapılmasına karar verdi.Performans ödevleri tarih olduMüfredattaki kazanımların öğrenciler tarafından daha iyi öğrenilmesi çini verilen performans ödevleri tarihe karıştı. Yıllardır ödevlerin veliler tarafından yapıldığı eleştirileri yapılıyordu. Artık performans görevi puanı yerine ders etkinliklerine katılım puanı uygulanacak.Seçmeli dersler notla değerlendirilecekSeçmeli dersler, puanla değerlendirilecek. Böylece derslerin daha ciddiye alınması ve nitelikli bir eğitimin gerçekleşmesi için, uygulanan seçmeli derslerin öğrencilerde bıraktığı etkinin objektif olarak değerlendirilmesi amaçlanıyor.Çocuk kulüpleriBakanlık, okul öncesi eğitim kurumları ve ilkokullarda eğitim ve öğretim saatleri dışında açılacak kulüplerde, öğrencilerin bilim olimpiyatları ve proje, güzel sanatlar, beden eğitimi ve spor, halk oyunları, geleneksel çocuk oyunları, yabancı dil gibi konularda yeteneklerinin desteklenmesi için çocuk kulüpleri açacak.Kulübe günde 2 saat katılan çocuğun aileye maliyeti aylık 43 TL ile 86 TL arasında olacak.Öğretmen liseleri kalktıMEB, 299 anadolu öğretmen lisesini kademeli olarak fen, sosyal bilimler ve anadolu liselerine dönüştürdü. Öte yandan artık tüm liseler ‘Anadolu lisesi’. Lise türleri 6 temel başlıkta toplandı; Sosyal bilimler liseleri, fen liseleri, Anadolu liseleri, Anadolu imam hatip liseleri, Anadolu meslek liseleri ve çok programlı Anadolu liseleri.Temel liseler başlıyorİlk kez dershaneden okula dönüşen okullar ders başı yapacak. Türkiye genelinde 117, İstanbul’da da 13 lise kendilerine verilen ‘temel lise’ adıyla eğitime başlayacak. Henüz dönüşmeyen dershanelerin ise son eğitim yılı olacak. Dershaneler 1 Eylül 2015’e kadar faaliyetlerini sürdürebilecek.Okul müdürleri değiştiDershanelerin dönüşümü için hazırlanan yasada Milli Eğitim Bakanlığı yönetim kadrosuna ve okul yöneticilerine dair ilişkin de maddeler vardı. Türkiye’de 4 yıl ve üzerinde okul müdürü olarak çalışan eğitimcilerin görev süresi doldu. Türkiye’de bu durumda tam 16 bin okul müdürü vardı. Bu müdürlerin, yapılacak değerlendirme sonrası alınacak puanlara göre 2014-2015 eğitim yılında görevlerine devam edip etmeyeceklerine karar verildi. 16 bin öğretmenden 7 bini 75’in altında puan aldıkları gerekçesiyle başarısız sayıldı ve görevlerine son verildi. Yani bu eğitimciler okul müdürü olarak değil öğretmen olarak meslek hayatlarına devam edecek. Uygulama hükümete yakın sendikanın kadrolarının atandığı iddialarını da beraberinde getirdi.Umay Aktaş SalmanAljazeera
Reklam
Türkiye'nin Kariyer Alanında En İyi 10 Öğrenci Topluluğu
Her yıl binlerce öğrenci üniversite hayatına adımını atıyor. Ve bir o kadarı da üniversite hayatını sonlandırıyor. Ancak bazen iş hayatına atılmaya başlayan mezunlar arkaya dönüp baktıklarında keşke boşa geçirilen zamanı değerlendirseydim diye pişman olabiliyorlar. Bu derdin dermanı tabi ki öğrenci toplulukları. Bünyelerinde ülkenin dört bir köşesinden gelen dimağlara sahip pırıl pırıl idealist ve hayalleri olan insanlara bir çok imkan sunuyor. Tamamen gönüllülük esasına dayanan öğrenci toplulukları, düzenledikleri  konferanslar, seminerler, söyleşiler, zirveler, ödül geceleri, geziler ve daha nice organizasyonlar ile tüm öğrencilere kendi alanlarındaki kariyer imkanlarından haberdar olmaları, güncel kalmaları,  çalışmak istedikleri sektörlerin en yetkin kişileriyle tanışma olanakları, staj imkanları, kişisel gelişimin yanında öğrenirken eğlenme fırsatları da sunuyor. Özellikle bu yıl yeni üniversite hayatına atılacakların kulağına küpe olması gereken bu köklü geçmişlere sahip öğrenci toplulukların en aktif ve en büyük olanları sizlerle paylaşma gereği duyuyoruz. 
Yeni Atanan Öğretmenlerin Yapması Gereken 6 Şey
19 Eylül 2014 Cuma günü itibariyle 40 bin öğretmenin daha ataması yapılacak. İnternette yeni atanan öğretmenlerin yapması gerekenlerle ilgili birçok bilgi mevcut. İki yıl önce atama işlemlerimi yaparken çektiğim sıkıntıları arkadaşlarımın çekmemesi için böyle bir liste hazırlıyorum. Umarım işe yarar.
Atanamayan Öğretmenlerin Sayısı İzlanda'nın Nüfusundan Fazla
Milli Eğitim Bakanlığı ve eğitim sendikalarının görüşmeleri sonucu 40 bin civarında öğretmen atanacağı belirtildi. Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca , yaklaşık 150 bin civarında öğretmen açığı olduğu, 330 bin öğretmenin de atanmadığını söyledi. Bu sayı İzlanda’nın nüfusundan daha fazla.Fırat Turgut 'un Evrensel'de yer alan haberine göre, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak İlk Atama, Açıktan ve Kurumlar Arası Yeniden Atama ve Millî Sporcuların Ataması kapsamında 40 bin öğretmen kadrosuna atama yapılacak.150 bin civarında öğretmen açığının olduğuna dikkat çeken Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, “Ancak bu kadro sayısı, bu oranın 4’te biri kadar” dedi. Branşların tamamının yetersiz kalacağını dile getiren Karaca kalan açığın ise ücretli öğretmenlerle karşılanmaya çalışıldığını vurguladı. Karaca, “Ücretli öğretmenler 500-600 liraya, en fazla 1000 liraya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.Karaca’nın atanamayan öğretmenlerle ilgili verdiği rakam ise 330 bin. Bu sayı İzlanda’nın nüfusundan daha fazla. 330 bin atama bekleyen öğretmenin çeşitli sorunlar yaşadığını ifade eden Karaca, “Bizim iki ana talebimiz var. Birincisi, ilk etapta öğretmen atamalarının 150 bin sayısı üzerinden yapılması. Atama bekleyen 330 bin civarında arkadaşımızın kurtarılması. İkincisi eğitimin niteliğinin yükseltilmesi için de bu sayıya ihtiyaç var. 500-600 lira, en fazla 1000 lira ücret alan bir öğretmen doğru düzgün bir eğitim veremez” dedi.24 Eylül’de Türk Eğitim-Sen’le birlikte greve çıkacaklarını söyleyen Karaca, nitelikli, bilimsel, laik, demokratik eğitimle birlikte taleplerinden birinin de öğretmen atamalarının yapılması olduğunu kaydetti.Bu sene en fazla sınıf, İngilizce ve din kültürü öğretmeni ataması yapılacak. 6 bin 152 sınıf öğretmeni kadrosunu 3 bin 931 kadroyla İngilizce öğretmeni ve 3 bin 405 kadroyla din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni takip ediyor. Bu kadroları şu branşlar izliyor: 2 bin 902 kadroyla rehberlik, 2 bin 426 kadroyla ilköğretim matematik, 1945 özel eğitim, 1939 okul öncesi öğretmenliği, 1772 Türkçe, 1613 beden eğitimi, 1375 fen bilimleri, 1290 matematik.T 24
Reklam
Sadece TOBB ETÜ'lülerin Anlayabileceği 23 Güzide Durum
etiket
TOBB ETÜ Ailesinin güzide mensupları, uzun bir tatilin ardından hasretiyle yanıp tutuştuğumuz cağnım okulumuzun tez elden açılması şerefine, aramıza yeni katılan gencolara küçük bir fikir vermek, sizlerin de biraz olsun okul hasretini dindirmek adına hazırlanan bu 23 maddeyi huzurlarınıza gururla sunarız.
MEB Öğretmen Kontenjanlarını Açıkladı
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 40 bin öğretmen atamasına ilişkin kadroları, resmi internet sitesinden açıkladı. Bakanlık tarafından ilan edilen kılavuzda 109 alanda belirlenen kadro kontenjanları yer aldı. Kadrolar için 18 Eylül tarihine kadar başvuru yapılabilecek.Öğretmen kontenjanlarına Milli Eğitim Bakanlığı'nın web sayfasından ulaşabilirsiniz.Bahar DEMİREL / ANKARA, (DHA)
Reklam
Türkçe Matematiğin En İyi Öğrenildiği Dillerden Biri
Yapılan son araştırmalar Türkçe, Çince, Korece ve Japonca'da matematik öğretilirken kullanılan kelime ve ifadelerin İngilizce'dekilere kıyasla daha anlaşılır olduğu ve bu dilleri konuşan küçük çocukların sayı saymayı ve aritmetiği daha çabuk öğrendiğini belirtiyor.Küçük çocukların matematiğin 'yazılı' hali olan sayıları öğrenmesi konusunda etkili olan diller arası farklılıklar, psikolog ve eğitimciler tarafından giderek daha fazla ilgi görüyor. Son zamanlarda yapılan birkaç araştırmada İngilizce'deki kelimelerin çocukların sayı sayma ve aritmetik becerilerini olumsuz yönde etkilediği ortaya çıktı. Ancak araştırmacılar, İngilizce konuşan çocuklardaki bu sorunu çözmek adına daha küçük yaşta matematik öğretmeye başlamak ve oyunlarla yeteneklerini geliştirmek gibi yolları işaret ediyor.Konuyla ilgili örnek vermek adına ilk olarak Çince ve İngilizce arasındaki farklılıklar değerlendirilebilir. Northwestern Üniversitesi'nin eğitimle ilgilenen bölümünün onursal profesörü Karen Fuson ve Teksas A&M Üniversitesi'nde matematik eğitimi uzmanı ve profesörü Yeping Li, yıllardır Çince ve İngilizce arasındaki farkları ABD ve Çin'deki okullarda takip ediyor. Bu iki dil arasındaki farklardan biri ise Çince'deki sayıların yalnızca dokuz ismi, İngilizce'deki sayıların yaklaşık yirmi farklı ismi olması.Aslında sorun '11' sayısıyla başlıyor. İngilizce'de bu sayının özel bir adı varken Türkçe ve bahsedilen diğer dillerde 11 sayısının okunuşu 'on' ve 'bir' (ilk olarak 'on' kelimesi okunuyor) kelimelerinden oluşuyor. Bu sayede çocuklar on rakamdan oluşan sayı sistemini daha iyi anlamanın yanı sıra bir sayıyı oluşturan her rakamın sayısal değerini daha kolay öğreniyor.İngilizce'de ondan fazla sayının kendine has bir isminin olması ve bazı sayıların okunuşlarının birbirine benzemesi çocukların temel matematik eğitimi alırken zorlanmasına neden oluyor. Ayrıca çok basamaklı sayılarla toplama veya çıkarma işlemlerinde İngilizce sayı isimlerinin yarattığı karışıklık, çocukların bu sayıların matematiksel değerini idrak edememelerine ve hata yapmalarına yol açıyor.Matematik müfredatında okutulan kitaplardan birinin yazarı Doktor Fuson, tüm bunların ufak sorunlar olarak görüldüğünü, bu sorunları çözmek adına atılacak olan adımların daha fazla soruna yol açacağını ve aktif olan hafızanın kapasitesini azaltacağını dile getirdi. Fuson'un 'Math Expressions' adlı kitabı, anadili İngilizce olan çocuklara basamak değerlerini öğrenmek konusunda yardımcı oluyor.Çoğu Doğu Asya ülkesinde birinci sınıflara verilen matematik eğitiminde İngilizce'ye kıyasla anadili Çince olan çocuklar toplama ve çıkarma işlemlerini daha iyi kavrıyor. Anadili Çince olan öğrenciler iki sayıyı toplarken sayıları parçalara ayırıyor ve bu sayıları iki gruba ayırıp ('onlar' ve 'birler') topluyor. Örneğin 9 ve 5'i toplarken önce 9'a bir ekleyip sayıyı ona tamamladıktan sonra 4 ekliyorlar. Fuson, bu yöntemin çok basamaklı sayıları toplama ve çıkarma konusunda fayda sağladığını söylüyor.ABD'deki öğretmenlerin çoğu öğrencilerine bu yöntemi öğretmeye çalışıyor. Bunun yanı sıra birinci sınıfların toplama ve çıkarma işlemlerini bu yöntemle yapmaları konusunda eğitim alanında bir adım atılmış durumda. 2011 yılında 94 ilkokul öğrencisinin katıldığı bir araştırmaya göre, birinci sınıftaki çocukların basamak değerlerini anlamaları üçüncü sınıfta iki basamaklı sayılarla işlem yapmalarını kolaylaştırıyor.Ancak bu noktada hassas bir konu olduğu için fazlasıyla üstünde durulan ABD ve Asya'daki matematiksel beceri farkının yalnızca dilden kaynaklanmadığını belirtmek gerekiyor. Hong Kong Üniversitesi Eğitim Fakültesi'ndeki araştırmacıların 2010 yılında yaptıkları eğitim araştırmasına göre, Çinli matematik öğretmenleri genellikle öğrencileri zor problemlerle uğraştırmaya ve matematik kavramlarını açıklamaya daha fazla zaman ayırdığı, evdeyken de Çinli ebeveynlerin çocuklarına aritmetik kuralları öğretmeye, oyunlara ve matematiği günlük hayatta kullanmaya çabaladığı belirtiliyor.Çinli ebeveynlerin çocuklarına öğrettiği toplama ve sayı sayma becerileri sayesinde, anasınıfına giden çocuklar ABD'deki yaşıtlarına göre daha önde oluyor. Ayrıca 2008 yılında Carnegie Mellon Üniversitesi araştırmacılar tarafından yapılan ve anasınıfı öğrencilerini konu alan, 29 Çinli ve 24 ABD'li çocuğun katıldığı araştırmaya göre, matematik öğretmeyen ebeveynlerin çocukları da yaşıtlarına göre bir ila iki sene geride kalıyor.Matematikte bir kavram, diğerinin gelişmesine yardımcı oluyor. ABD'deki çocuklar liseye gidecek yaşa geldiğinde, uluslararası başarı ölçme sınavlarına katılan 65 ülke içinden otuzuncu sırada yer alıyor. Koreli ve Çinli öğrenciler ise birinciliği paylaşıyor.İngilizce'nin matematik alanındaki olumsuz etkisi, 2014 yılında yapılan ve Kanada'nın Ottowa şehrindeki anadili İngilizce olan 59 çocukla İstanbul'daki anadili Türkçe olan 88 çocuğun (tüm katılımcıların yaş aralığı 3 ila 11 olmak üzere) karşılaştırıldığı araştırmada göze çarpıyor. Araştırmada, Türkçe konuşan çocukların İngilizce konuşanlara kıyasla sayıları anlama ve sayma konusunda daha başarılı olduğu belirtiliyor. Carleton Üniversitesi Kavramsal Bilimler Enstitüsü yöneticisinin eş yazarı olduğu araştırmada, Türkçe konuşan öğrencilerin bu becerilerini matematik oyunlarıyla daha da geliştridiği not ediliyor. Doktor LeFevre, Türkçe konuşan çocukların kendi dillerinde sayı saymalarının İngilizce konuşanlara kıyasla matematiği daha iyi anlamalarını sağladığını söylüyor.Doktor LeFevre de ebevenylere yardım etmek adına çocuklara erken yaşta matematik becerileri kazandırmanın yollarını arayan araştırmacılar arasında. 2014 yılında 183 çocuğun ve ebeveynlerinin katıldığı ve LeFevre'nin eş yazarlığını yaptığı araştırmada da ebeveynlerinin kendilerine sayıları tanıttığı ve basit toplama işlemleri yapmayı öğrettiği çocukların anasınıfında sayı sayma ve sayıları kıyaslama konusunda daha başarılı olduğu belirtiliyor.Ailecek oynanabilen masa oyunları, İngilizce dilinden kaynaklanan olumsuz etkilerin ortadan kaldırılmasına yardımcı olabilecek bir nitelik taşıyor. Ancak bu oyunları oynarken de dikkatli olunması gereken noktalar bulunuyor. Boston Üniversitesi'nde uygulanabilir ve geliştirilebilir psikoloji alanında yardımcı profesör olan Elida Laski'nin yönettiği ve 2014 yılında yapılan araştırmaya göre, anaokuluna giden ve 1 ila 100 arasındaki sayıların bulunduğu masa oyunları oynayan çocukların sayıları tanıma ve sayıları sıraya dizme konusunda büyük bir mesafe kattettiği kaydediliyor. 1 ve 100 arasındaki sayıların onar onar dizildiği oyundaki onlu sıraların çocukların sayı sisteminin onluk olduğunu anlamasına yardımcı olduğu not ediliyor.Ancak bu araştırmaya katılan çocukların, sayıları sesli olarak saydığı ve araştırmacıların söyledikleri bir sayının ardından gelen sayıları rahatlıkla sayabildiği belirtiliyor. Bu 'saymaya devam etme' becerisi, aritmetiğin anlaşılmasında fayda sağlıyor. Her seferinde 1'den başlayarak sayan çocuklar, diğerlerine kıyasla kendilerini yalnızca yarı yarıya geliştirebiliyor.SUE SHELLENBARGER | wsj.com
Nakil Talebinde Bulunan Öğrencilere İlk Hafta Yoklama Yok
MEB, nakil talebinde bulunan 9. sınıf öğrencilerinden okulların açıldığı ilk hafta yoklama alınmayacağını bildirdi.Nakil talebinde bulunan 9. Sınıf öğrencilerinden okulların ilk haftasında (15-19 Eylül 2014 tarihleri arasında) yoklama alınmayacak.AA
Reklam
Diyarbakır, Şırnak ve Hakkari'de Kürtçe Eğitim Veren Okullar Açılacak
DİYARBAKIR'da bazı sivil toplum örgütleri 15 Eylül'de açılacak okulların bir haftalığına boykot edilmesi çağrısında bulunurken, 3 sivil toplum kuruluşu tarafından Diyarbakır, Şırnak'ın Cizre ve Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde Kürtçe eğitim veren okullar açacak.Kürdi-Der Diyarbakır Şube Başkanı Selahattin Gültekin, Kürtçe eğitim veren bir okul ile ülkenin parçalanmayacağını göstermek için bu okulları açacaklarını belirterek, 'Bunu yaparken Türkçe'yi reddetmiyoruz. Biz bu ülkenin bir resmi dilinin olduğunun farkındayız' dedi.Diyarbakır'da bir araya gelen ve aralarında İHD, KESK, DTK, DBP, HDP, Kürdi-Der ve Eğitim-Sen'in bulunduğu dernek ve kurumlar, 15 Eylül'de açılacak okulların 1 haftalığına boykot edilmesi çağrısında bulundu. Çağrıyı yapan dernek ve kurumlardan Kürdi-Der Diyarbakır Şube Başkanı Selahattin Gültekin, derneklerinin yanı sıra Eğitim Destek Evi ve Eğitim Sen'in pilot bölge olarak seçtiği Diyarbakır'ın Bağlar, Şırnak'ın Cizre ve Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde Kürtçe eğitim verecek okullar açacaklarını söyledi. Eğitim için ders kitapları ve okul binaları hazır olduğunu anlatan Gültekin, 3 ilçede 300 öğrenci ile Kürtçe eğitime 15 Eylül'de başlanacağını belirtti. Gültekin, şöyle dedi:'DTK ve bazı sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerde bu işin arkasındadır. İlk etapta açacağımız okullarda, 1 sınıftan 5'inci sınıfa kadar eğitim verilecektir. Bunun devamı da olacaktır. Bu yıl devlet okuluna gitmemiş ve 6 yaşına gelmiş birinci sınıf öğrencilerini alacağız. Seneye bunlar ikinci sınıfa geçince biz tekrar birinci sınıf alacağız.'Kürdi-Der Şube başkanı Selahattin Gültekin, eğitim sürecinin zorlu bir süreç olduğunu bildiklerini belirterek, şunları söyledi:'Ortaklaşa, derneklerle, sivil toplum kuruluşları ile eğitim sisteminin yürümeyeceğini de biliyoruz. Onun için bu bir başlangıç, bir ilk adım. Diyoruz ki, geçmişte Kürt sözcüğü yasaktı. Niçin yasaktı 'Eğer bir Kürt vardır, Kürt sözcüğünü güncelleştirirsek, meşrulaştırırsak bu ülke parçalanır, bu ülke bölünür', böyle bir paranoya ve böyle bir uyutma vardı. Bunun 90 yıllık cumhuriyet tarihi boyunca ne kadar acı çekilmesine neden olduğunu hepimiz biliyoruz. Geldiğimiz aşamada 'evet bu ülkede Kürtler vardır', en milliyetçisi bile 'Kürtler vardır, kardeşiz' diyor. Bugün Kürt sorunu konusunda adım atacağı algısını yaratan bir hükümet görülmemiş bir şekilde girdiği her seçimde oyunu artırarak seçimlerden çıkmıştır. Bu çok ilginç bir durum. Şu anda o Kürt sözcüğü paranoyası şimdi döndü. 'Eğer eğitim öğretim hakkı, ana dilde eğitim hakkı verilirse ülke parçalanır' deniyor. Diyarbakır'da en az Türkçe eğitim öğretim yapan bin tane okul var. Biz bin okulun yanında eğer bir tane Kürtçe okul açılırsa, bu ülke parçalanıyorsa bu muz Cumhuriyet olmadığını göstermek istiyoruz. Böyle bir okulda açılabilir, bu ülkenin parçalanmadığı da görülür ve süreç ile ilgili özellikle süreçte karşılıklı güvenden söz ediyoruz. Bu ülkede Kürtçe eğitim veren bir okul açıldı ve bu ülke üzerine topla tankta gitmedi ve bu sorun çözülebiliri göstermek istiyoruz. Demokratik bir ülkede herkes kendi ana diliyle eğitim yapabilir göstermek istiyoruz.'Kurdi-Der Diyarbakır Şube Başkanı Gültekin, Kürtçe eğitim verirken Türkçe'yi reddetmediklerini, bu ülkenin bir resmi dili olduğunun farkında olduklarını anlattı. Gültekin, Kürtçe eğitim öğretimin dünyadaki bütün halkların olduğu gibi Kürtler'in en doğal, evrensel ve meşru hakkı olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:'Temel amacığımız, ana dilde eğitim ve öğretim verildiğininde ülkenin parçalanacağı tabusunu yıkmaktır. Ana dilde eğitim veren bir okulun ülkeyi parçalanmayacağını göstermek istiyoruz. 1, 2 ve 3 sınıfta eğitim dili tamamıyla Kurmanci ve Zazaki olacak. Sonra Türkçe de olacaktır. Okuma yazmayı önce Kurmanci ve Zazaki öğrenecektir. Çocuk bu arada sokakta ve evde zaten Türkçe öğreniyor. 4. sınıfta resmi dil olan Türkçe eğitimi de verilecektir. Bir çocuk kendi ana dilini kavramadan, tam olarak öğrenmeden diğer dillerle karşılaştırma ve mukayese etme şeyini geliştiremez. Bu Pedegojik bir gerçektir, yoksa uydurduğumuz ve Türkçeye her hangi duyduğumuz bir kin olayı değildir. Pedegojik bilimsel bir eğitim gerçeğidir.'Gültekin, açacakları okullar için hiç bir resmi yere başvurmayacaklarınıifade ederek, 'Bunu, evrensel hukuk, İnsan Hakları evrensel bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi kriterlere dayanarak açacağız. Zaten o milli eğitimin temel kanunları değil mi bu ana dilde eğitim hakkını engelleyen. Bu biraz fiili defakto bir durum olacaktır' dedi.Eğitim-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yıldırım Arslan, ders kitapları ile ilgili bir sorun olmadığını, ağırlıklı olarak dil eğitimi, dili kavramı ve dil ile ilgili bir altyapı oluşturma eğitimi verileceği için 4'üncü sınıfa kadar bir sorun ile karşılaşılmayacağını savundu. Arslan, Hayat bilgisi, fen ağırlıklı ve matematik ile ilgili kaynakların hazır olduğunu, son dönemde karşılaşılan sıkıntıları kurumların kendini hazırlama olarak değerlendiren bir çalışma olarak değerlendirdiklerini söyledi. Arslan, şöyle dedi:'Son süreç ile birlikte bazı STK'ların asimilasyona karşı bir tavrı olarak belirtebiliriz bu çalışmayı. Dil ve ana dilde eğitim ile ilgili taleplerin artık anayasal güvenceye kavuşması gerekir. Yeni hükümet ile birlikte yeni anayasa planlaması var bu planlamada ana dilde eğitim talebini bir kez daha yineleyeceğiz. Sadece Kürtler değil bütün halklar kendi ana dilende kendi kültürlerinde kendini ifade edecekleri bir eğitim sistemine kavuşmalıdır. Bu saatten sonra artık asimilasyon istemiyoruz. Her yıl boykotlarla hükümetlere kırmızı kart gösteriyoruz ama, bu kez ana dilde eğitim talebinde bulunan velilerin çocuklarını gönderebilecekleri okulların var olduğunu göstermek ve paylaşmak istiyoruz.'Yıldırım, insani ve doğal taleplere her kurumun saygılı durması ve sürece destek vermesi gerektiğini de belirterek, 'Valilikler ve hükümet bu talebe saygı duymak zorundadır. Eğer hükümet bunu okullarında yapamıyorsa biz bunu yaptığımızda saygı duyması gerekir' dedi.DHA
40 Bin Öğretmenin Kadro Kontenjanları Bu Gece Açıklanacak
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 40 bin öğretmen atamasına ilişkin kadro kontenjanlarını bu gece ilan edeceği bildirildi.Bakanlık yetkililerinden alınan bilgiye göre, 40 bin öğretmen atamasına ilişkin kadro kontenjanları bu gece MEB'in resmi internet sitesi 'www.meb.gov.tr'den duyurulacak. AA
ÖSYM İlk Elektronik Sınavı YDS ile Başlatıyor
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, ÖSYM yönetimi olarak kurumun tarihinde bir ilke daha imza atarak, 20 Eylül 2014't ilk kez elektronik ortamda sınav yapacaklarını açıkladı. Demir, elektronik ilk sınavın, 'e-YDS' olarak Yabancı Dil Sınavı İngilizce için düzenleneceğini ve adayların başvurularını ÖSYM'nin web sitesinden bugün ilan edilecek olan saatten itibaren 'ödemeler' sekmesinden kredi kartları ile sınav ücretini ödeyerek gerçekleştirebileceğini bildirdi.Ali Demir, ÖSYM'nin son 4 yıl içerisinde sınav sistemlerini sürekli iyileştirdiğini, bir yandan da sınav güvenliği ve kalitesini artırma çalışmalarına hız verdiğini ifade etti.ÖSYM olarak her türlü teknolojik gelişmeyi başarılı bir şekilde sınav uygulamalarına yansıtmayı ilke edindiklerini vurgulayan Demir, şöyle konuştu:'ÖSYM yönetimi olarak kurumun tarihinde bir ilke daha imza atıyoruz. ÖSYM, 20 Eylül 2014 tarihinde ilk kez elektronik ortamda sınav yapacak. Elektronik sınavın, çok gecikmiş bir uygulama olduğunu daha önce de dile getirmiştik.Elektronik sınav için gerekli kaynaklar oluşturuldu ve ilgili çalışmalar yakından takip edilerek gerekli alt yapının oluşturuldu. Elektronik sınav uygulamasıyla hem sınav kalitesinin artırılmasına hem de sonuçları olabilecek en kısa zamanda açıklamaya yönelik önemli bir adım atıldı. Yıllardır yürütülmekte olan kağıt ortamındaki sınav organizasyonları ile mukayese edildiğinde elektronik ortamda sınav yürütmenin sınav organizasyonu önemli oranda kolaylaştıracak.Bu uygulama ile ÖSYM, çağdaş ölçme ve seçme yapan kurumlar arasında özlenen yerini almış olacak. Bu kapsamda kurumun gelişmesine, kendisini yenilemesine ve kurumsal yeniden yapılanmasına ara vermeden devam edilmiş olacak.''Yazılımı ÖSYM geliştirdi'Prof. Dr. Demir, ÖSYM'nin sınav güvenliğini öncelikli olarak gördüğünden elektronik ortamda sınav gerçekleştirecek alt yapının tamamını kurumun kendi kontrolünde ve denetiminde yürüttüğünü bildirdi.Elektronik sınavla ilgili yazılımların kurum kaynakları kullanılarak ÖSYM personeli tarafından gerçekleştirildiğini açıklayan Demir, şu bilgileri verdi:'Sorular, ÖSYM içerisinde 'kırmızı alan' olarak ilan edilen ve tamamen dış dünya ile iletişimin kesilmiş olduğu bir ortamda konuşlandırılmış olan soru bankasından el değmeden çekilecek ve test otomatik olarak oluşturulacak. Oluşturulan elektronik sınav kitapçığı, ÖSYM'nin son yıllarda başarıyla uyguladığı 'her adaya farklı kitapçık' sistemi kapsamında rastgele karıştırılarak sınava giren aday sayısı kadar çeşitlendirilecek. Yani bütün soru kitapçıklarında sorular aynı, fakat dizilişleri ve cevap şıklarının yerleri farklı farklı olacak.Adaylar, sınav binasına alındıktan sonra soru kitapçıkları sınav binasında elektronik ortamda rastgele adaylar ile ilişkilendirilecek. Başlangıçta elektronik sınavlar sadece ÖSYM bünyesinde oluşturulmuş olan elektronik sınav merkezinde yürütülecek ve sonrasında başta Ankara, İstanbul ve İzmir olmak üzere yurt içerisinde yaygınlaştırılacak. Elektronik sınav önceleri ayda bir kez yapılacak sonrasında ise daha sık periyotlarda tekrarlanabilecek.''Kontenjan sınırlı sayıda olacak'ÖSYM Başkanı Demir, elektronik ilk sınavın 20 Eylül 2014'te yapılacağını duyurdu. Sınavın 'e-YDS' olarak Yabancı Dil Sınavı (İngilizce) için düzenleneceğini ve yürütüleceğini belirten Demir, şöyle devam etti:'e-YDS kağıt ortamında uygulanan YDS sınavı ile aynı niteliklere sahip olacak. Sınav saat 14.00'te başlayacak ve 150 dakika sürecek. Adaylar, başvurularını ÖSYM'nin web sitesinden bugün ilan edilecek olan saatten itibaren 'ödemeler' sekmesinden kredi kartları ile sınav ücretini ödeyerek gerçekleştirebilecek. Sınırlı sayıda kontenjan olduğundan önce başvuran sınava girmeye hak kazanacak toplam kontenjan tamamlandıktan sonra sistem başvuruları kabul etmeyecek.'Deneme sınavı hazırlandıÖSYM Başkanı Ali Demir, e-YDS uygulamasının ilk defa gerçekleştirileceğinden, adayların sınavda uygulanacak ara yüzleri sınav öncesinde tanıması ve sisteme aşinalık kazanması amacı ile bir deneme e-sınavının oluşturulduğunu bildirdi. Adayların bu sınava erişimlerinin nasıl olacağının ÖSYM tarafından başvuru sırasında ayrıca bildirileceğini belirten Demir, '2014 yılı içerisinde toplam 4 defa tekrarlanması planlanan e-YDS sınavlarında elde edilen tecrübeler ile 'elektronik sınav yürütme sürecinde' ölçme kalitesinin artırılmasına yönelik iyileştirmeler gerçekleştirilecek, gerek görülen yeni uygulamalar ve yöntemler devreye alınacak' ifadelerini kullandı.
Reklam