onedio
Soma Linyit Lisesi, İmam Hatip'i İstemiyor
Soma Linyit Anadolu Lisesi binasına, İmam Hatip Lisesi’nin taşınmasına karşı çıkan Soma halkı bir basın açıklaması yaptı. Okulun öğrencileri, öğretmenler ve veliler, Linyit Lisesi'nin bölgenin belleği de olduğunu, hedeflenenin bir bellek yitimi yaratmak olduğunu düşünüyor.Soma Linyit Anadolu Lisesi binasına, İmam Hatip Lisesi’nin taşınmasına karşı çıkan Soma halkı bir basın açıklaması yaptı.Okul bahçesinde toplanan yüzlerce insan okul aile birliği başkanının açıklamasından sonra, Kaymakamlık önündeki Atatürk heykeline doğru yürüyüşe geçti; Madenci Anıtı'na gelindiğinde Mayıs ayında yaşanan maden katliamında yitirdiğimiz işçiler ve işçi cinayetlerinde yaşamını yitirenler için bir saygı duruşu gerçekleştirildi.Atatürk heykeline gelindiğinde yapılan basın açıklamasına, Eğitim-Sen'li öğretmenler olmak başta olmak üzere, öğrenciler, Soma halkı ve maden işçileri de katıldılar.Soma Linyit Anadolu Lisesi Beden Eğitimi öğretmeni Ayşegül Ersoy'un okuduğu basın açıklamasında şunlar kaydedildi;“Soma Anadolu Linyit Lisesi'nin, Soma ve Soma halkı için anlamı çok büyüktür. Okulumuz adını, Soma’nın linyitinden almıştır. Linyit Lisesi kentimizin simgelerindendir.Burada söz konusu olan, sıradan bir okulun başka bir yere taşınması değil, o okula ilk harcı koyan maden işçilerinin, öğretmenliğe ilk kez burada başlayanların, Soma’da ilk defa liseye adım atan öğrencilerin el birliğiyle kurdukları dünyanın silinip atılması anlamına gelmektedir. Maden işçilerinin alın teri, Soma halkının katkıları var bu okulda, 46 yıllık tarihi olan Linyit Lisesinin Soma’nın modernleşmesinde önemli bir yeri vardır; Kentin belleğinde de önemli bir figürdür.Bellekleri, simgeleri, değerleri yok edilen kentler, nereye savrulacağı belli olmayan beton yığınları haline dönüşürler.Okulumuzun, kentin merkezinden, kentin kıyısına sürgün edilmesindeki amaç, İmam Hatip Lisesi'ni cazibe merkezi haline getirmek oluyor.‘Ben yaptım, oldu’ zihniyeti, Linyit Anadolu Lisesi'ni tercih eden 630 öğrenciyi ve ailesini hiçe saymak oluyor. Bu karardan acilen dönülmesi, okuldan mezun olan öğrencileri ve halkı sevindirecektir. Maden katliamında 301 çocuğunu kaybeden Soma halkına yeni bir acı yaşatılmamalıdır.”Öğrenciler öfkeliKonuyla ilgili görüşülen öğrencilerden biri;, “Okulumuzun zengin olanakları, büyük bahçesi ve kent merkezinde olmasından ötürü okulumuza göz diktiler, 'İmam Hatip'te okuyacak kızlar, sanayi mevkine gidemez' deniyor, onların kızlarının gidemeyeceği okula, bizim kızlarımız nasıl gidecek” şeklinde konuştu.Açıklama bitiminde, siyasi parti temsilcileri, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile yapılan görüşmeler sonucu, Linyit Lisesi'nin taşınması işleminin iptal edildiğini duyurdular. Bunun üzerine, resmi bir açıklama isteyen kitle oturma eylemine başladı.Soma Kaymakamı M. Bahattin Atçı'nın; “Mücadelenize destek veriyorum, okulun taşınmasına bende karşıyım, çarşamba günü bu konu netleşecektir o zaman resmi açıklama yapabiliriz” şeklindeki açıklamaısnın ardından, kitle oturma eylemine son verdi.
Kariyer ve Yönetim Kulübü'nde Yer Almak İçin 15 Neden
1998 -1999 öğretim yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bünyesinde temelleri atılan Kariyer ve Yönetim Kulübü, faaliyetlerinin her aşamasında Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerinin görev aldığı, kar amacı gütmeyen, gönüllü bir organizasyondur. Çimstone Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bülent AKGERMAN, İnci Akü CEO’su Göksel PAKER, D.E.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Prof. Dr. Pınar Süral ÖZER ve Güloğlu Plastik Genel Müdür Yrd. Gülçin GÜLOĞLU’nun danışmanlığında faaliyetlerini sürdüren Kariyer ve Yönetim Kulübü üniversite öğrencilerinin sosyal, kültürel ve akademik yaşantılarında birtakım değişiklikler yaparak onların kişisel gelişimlerine katkıda bulunmayı, iş dünyası ve akademik çevreleri bir araya getirerek şehrimizde ve üniversitemizde yeni ve yararlı bir süreç yaratmayı amaçlamaktadır.15 yıl gibi bir sürede “Kariyer Fuarları, “Münazara Kongreleri”, “NTV-Ekodiyalog Programı”, “E-Haftası”, “Kendi Markanı Yarat”, “Kariyer Zirvesi”, 'KYK Evi', 'LİDER - İM 1-2 (Leader Intellegent Management)', 'Bilişim Zirvesi', 'COM(Colors of Marketing)', 'Saba Tümer ile Bu Gece Programı', 'C@MPUS', “Eğitim Şenliği 1-2”, “KYK Outdoor”, “Kariyer Festivali” ve bu sene 13.sü düzenlenen “Kariyer Kongresi' gibi birçok başarılı projeye imzasını atmıştır.Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz başarılı projeler sayesinde; Toplum Gönüllüleri Vakfı ve Uniaktivite işbirliği ile 2003 ve 2006 yıllarında Türkiye çapında gerçekleştirilen yarışmada “En Aktif İş ve Kariyer Kulübü” kategorisinde “En Aktif 2. Kulüp” ödülünü almanın mutluluğunu ve gururunu yaşamaktayız. Kariyer ve Yönetim Kulübü her yıl düzenlenen bu yarışmada İstanbul kulüpleri dışında ilk 10'a giren tek öğrenci kulübüdür.
İmam Hatip Dayatmasına ‘Artık Yeter’
Şişli'de iki okul imam hatibe dönüştürüldü. Bir okulun bünyesinde de iki sınıfa imam hatip şubesi açıldı. Eğitimciler, okulların imam hatibe dönüştürülmesinin ve okulların bünyesinde imam hatip şubeleri açılmasının öğrenciler üzerinde mahalle baskısı oluşturacağı konusunda endişeli.AYDIN DEMİR4+4+4 kesintili eğitim sistemine geçişle başlayan eğitimdeki dönüşüm projesiyle okullar imam hatibe dönüştürülmeye devam ediyor. İstanbul Şişli’de Yunus Emre İmam Hatip Lisesi ve 19 Mayıs İmam Hatip ortaokulu mevcutken, yeni eğitim-öğretim döneminde, ilkokul ve ortaokul olarak hizmet veren okullar da imam hatibe dönüştürüldü. Bir okulun bünyesinde ise imam hatip şubesi olarak iki sınıf açıldı.Şişli’de imam hatibe dönüştürülen okullar arasında yer alan ve 2014-2015 eğitim öğretim yılına kadar ilkokul olan Süleyman Şah İlkokulu, imam hatip kız lisesine, Selahattin Eyyubi Ortaokulu ise Selahattin Eyyubi Hamza Saruhan İmam Hatip Ortaokulu’na dönüştürüldü. Kurtuluş mahallesinde yer alan Talatpaşa ilkokulu-ortaokulu bünyesinde ise iki tane imam hatip şubesi sınıfı açıldı. 2014-2015 eğitim-öğretim yılı için öğrenci kayıtlarının başlamış olduğu okullardan Selahattin Eyyubi Hamza Saruhan İmam Hatip Lisesine 30 öğrenci, Talatpaşa imam hatip şubelerine ise 25 öğrenci kayıt olmuş durumda.İki imam hatip sınıfının açıldığı Talatpaşa İlkokulunda normal eğitim programından öğrenciler ile imam hatip öğrencileri aynı binada eğitim görecek. İki ayrı eğitim programının aynı okulda uygulanmasının eğitimcilere göre birçok sakıncası var. Öğrenciler arasında mahalle baskısının olacağı, okullarda sosyo kültürel çatışmaların yaşanacağından endişeleniliyor.MAHALLE BASKISIİmam hatip müfredatının dine dayalı olduğunu hatırlatan Eğitim Sen 3 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Tosu, aynı okulda farklı eğitim programlarının olmasının çatışma ortamına zemin hazırlayarak öğrenciler üzerinde mahalle baskısına neden olabiliceğini söyledi.MİLLİ EĞİTİM ÖNÜNDE PROTESTOOkulların imam hatipe dönüştürülmesini ve bünyesinde imam hatip şubesi açılmasını proptesto etmek için Eğitim Sen 3 No’lu Şube, 10 Eylül Çarşamba günü Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde, öğrenciler, öğretmenler ve velilerle eylem yapacak.
Reklam
TEOG İkinci Nakil Yerleştirme Sonuçları Açıklandı
TEOG kapsamında merkezi sınavlara katılarak tercih yapan öğrenciler için ikinci nakil başvurularının ardından yerleştirme sonuçları açıklandı.Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, 5 Eylül Cuma akşamı tamamlanan ikinci nakil yerleştirmelerinin ardından devlet liselerinde 15 bin 694 boş kontenjan oluştu. Boş kontenjan sayısı İstanbul’da 2 bin 311, Ankara’da 1.345 ve İzmir’de 682 oldu. Ayrıca İstanbul’da yüksek puanlı okullardan Galatasaray, İstanbul, Kabataş Erkek, Cağaloğlu Anadolu Lisesi gibi okullarda hala boş kontenjan var. Yeni kontenjanlar için nakil başvuruları 8 Eylül Pazartesi başlayacak. Öğrenciler pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri nakil başvurusu yapabilecek. Cuma akşamı ise yerleştirme sonuçları açıklanacak.Öte yandan yabancı özel okullardan Amerikan Robert, Notre Dame De Sion, İtalyan Lisesi gibi yabancı özel okullarda da boş kontenjan bulunuyor.Yerleştiği okuldan memnun olmayan öğrenciler önümüzdeki hafta da girmek istedikleri okulların boş kontenjanlarını takip ederek, taban puanının yakın olduğu okulu seçip şansını deneyebilir. Nakil başvurularında tek okul tercih edilebiliyor. Herhangi bir devlet okuluna ya da özel okula kayıt yaptırmış olan öğrencilerin de nakil şansı devam ediyor. Nakiller 26 Eylül’e kadar haftalık periyotlarla devam edecek. Öğrencilerin 15 Eylül’de eğitim öğretim yılı açıldıktan sonra da okul değiştirme imkanı bulunuyor. Devlet liselerinden bazılarının boş kontenjanları ise şöyle:Galatasaray Lisesi: 6İstanbul Lisesi:12Kabataş Erkek Lisesi (Almanca):17Kabataş Erkek Lisesi (İngilizce): 37Cağaloğlu Anadolu Lisesi: 22Kartal Köy Hizmetleri Anadolu Lisesi: 62Burak Bora Anadolu Lisesi (İngilizce): 73Burak Bora Anadolu Lisesi (Fransızca): 18Köy Hizmetleri Anadolu Lisesi: 62Kadıköy Anadolu Lisesi: 31Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi: 30İstanbul Atatürk Fen Lisesi: 23Atatürk Anadolu Lisesi: 78Arnavutköy Korkmaz Yiğit Lisesi: 24Pertevniyal Anadolu Lisesi: 28Şehremini Anadolu Lisesi:34Vefa Lisesi:19Yabancı Özel OkullarYabancı özel okullardan ise bazıları kontenjanını doldurdu, bazılarında ise boş kontenjanlar bulunuyor. Ancak kontenjanı dolu olan kolejler de ön kayıt almaya devam ediyor. Kayıt yaptıranlardan, fikrini değiştirip başka okula geçenler olursa, ön kayıt listesinde bulunan öğrencilerden taban puan üstünlüğüne göre kontenjanlar doldurulacak. Bazı yabancı özel okulların, internet sitelerinde yer alan ve yetkililerin verdiği bilgiye göre 8 Eylül Pazartesi günü başlayacak kayıt dönemi boş kontenjanları ve taban puanları sitelerinde yer alıyor.Zaman
Reklam
Çocuğu Okula Yeni Başlayan ve Uyum Sorunu Yaşayan Aileler Dikkat!
Motive Psikolojik Hizmetler Aile Danışma Merkezi uzmanlarından Psikolog Pınar Akdemir GANDUR ile, çocuklar için sancılı olabilecek okula uyum sürecinde, anne ve babaların nelere dikkat edebileceklerini konuştuk.Okulların açılmasına da az bir süre kaldı. Birçok çocuk öğrencilik ve okulla yeni tanışacak. Anaokuluna ya da ilkokula yeni başlayacak çocuğu olan ailelerin, çocuklarının alışma ve uyum süreçlerine dair endişeleri var. Eğer sizin de, çocuğunuzun okula başlamasına ve uyumuna ilişkin endişeleriniz varsa, bu yazıya mutlaka göz atın. Motive Psikolojik Hizmetler Aile Danışma Merkezi uzmanlarından Psikolog Pınar Akdemir GANDUR ile, çocuklar için sancılı olabilecek okula uyum sürecinde, anne ve babaların nelere dikkat edebileceklerini konuştuk.Gandur , her yeni eğitim ve öğretim yılının başlaması ile birlikte, çocuklar ve aileler için zorlu bir dönemin başladığı, bu dönemde çocuklarda bazen beklenen bazen de beklenmedik tepkiler görülebildiği konusunda aileleri uyardı. Anaokuluna gitmenin amacının çocuğu ilköğretime hazırlamak olduğunu belirten Gandur, bu açıdan bakıldığında aslında çocuk anaokuluna ne kadar hazır değilse aslında o kadar çok okul öncesi eğitim alması gerektiğini; eğer çocuk annesinden ayrılamıyorsa, özbakım becerilerini geliştiremediyse, kurallara uymakta zorlanıyorsa, davranış sorunları varsa, dil gelişimine ilişkin problemler yaşıyorsa, özel eğitim almaya başlamadan önce okul öncesi eğitime başlamasını, ailenin 2-3 ay çocuğu gözlemledikten sonra bu sıkıntılar geçmez ise Merkezlerine başvurmalarını önerdi.Gandur konuşmasına şöyle devam etti;“Okula ilk adım sürecini kolaylaştırmak için, anne- babaların öncelikle kendilerinden emin olması, kendi aralarında net ve tutarlı davranmaları ve hem eğitimcilere hem de uzmanlara güven duyabilmeleri oldukça önemli.Bazen çocuklar okula gitme konusunda ailelerine zorlu saatler yaşatabilirler. Anne ve babalar çocuklarını okula bırakırken ya da okuldan alırken çocuklarının çeşitli protestolarıyla karşılaşabilirler. Çocukların okula gitmeyi reddetmelerine bazen baş ve mide ağrısı ya da mide bulantısı gibi fiziksel şikayetler de eklenebilir. Bu nedenle gideceği okul netleştikten sonra, okuldaki klasik bir gününün nasıl geçeceği konusunda çocuğunuzu bilgilendirin. Çocuğunuzun kafasındaki belirsizlik ne kadar az olursa, ilk günleri o kadar rahat geçecektir. Ona birçok şey öğreneceğini, arkadaşları ile birlikte yeni bir sürü faaliyet yapacaklarını söyleyin.İlk gün okula annesi ve babası ile birlikte giden çocuk kendisini daha çok güvende hisseder. Ailelerin çok önemli bir işi yoksaokulun ilk günü çocuklarına eşlik etmeliler. Hatta eğer mümkünse okul çıkışına da birlikte gitmeleri, çocuklarını mutlu eder. Okul sonrasında ailecek beraber bir aktivite yapmak (yemeğe gitmek, parkta oyun oynamak gibi) ve okulun ilk günü hakkında sorgulayıcı olmadan sohbet etmek çocuğu rahatlatır.”Motive Psikolojik Hizmetler Aile Danışma Merkezi uzmanı Psikolog Pınar Akdemir GANDUR , okula başlamanın zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal açıdan bir hazır oluş ve olgunluk gerektirdiğini; bu hazır oluşun kronolojik yaştan çok, çocuğun gelişim düzeyi ile ilgili olduğunu vurguladı. Okula hazırlığın değerlendirildiği birçok envanter ve testin mevcut olduğunu, anaokulu ya da ilkokul 1. sınıfa başlayacak olan çocukların duygusal ve zihinsel olarak okul olgunluğunun değerlendirilmesi için, ailelerin Merkezlerinden randevu alabileceğini, bu testler ile 5 ve 6 yaş düzeyindeki çocukların duygusal ve zihinsel olarak okul olgunluğu ölçümünün bilimsel metodlarla yapıldığını belirtti.
Reklam
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Okula Teşvik Başvuru Sonuçlarını Açıkladı
MEB tarafından 2014-2015 eğitim-öğretim yılında eğitim öğretim desteği almaya hak kazanan öğrencilerin isimleri ile destek alacak özel okullar, 'www.meb.gov.tr' internet adresinden açıklandı.Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 2014-2015 eğitim-öğretim yılında eğitim öğretim desteği almaya hak kazanan öğrencilerin isimleri ile destek alacak özel okulların 'www.meb.gov.tr' internet adresinden açıklandı.Eğitim öğretim desteği için 180 bin 637 öğrenci ve 4 bin 361 kurum başvurmuştu. Eğitim ve öğretim desteği almaya hak kazanan özel okulların ve öğrencilerin isimleri bakanlığın resmi internet sayfasında açıklandı.Okul öncesi özel kurumlara gidecek öğrencilere 2 bin 500, özel ilkokullara gidecek öğrencilere 3 bin, özel ortaokul ve liselere gideceklere yıllık 3 bin 500, temel liselere ise 3 bin lira eğitim öğretim desteği verilecek.Sonuçlara buradan ulaşabilirsiniz...AA
Reklam
Üniversite Kayıtları Başladı
Üniversite sınavı sonucu yükseköğretim programına yerleşen 922 bin 275 kişi için kayıtlar 5 Eylül’e dek sürecek.Bu yıl ilk kez öğrenciler isteğe bağlı olarak elektronik kayıt da yaptırabilecek. 32 üniversiteyi kapsayan E-Kayıt süresi yarın sona eriyor.Üniversitelere giderek kayıt yaptıracak öğrenciler ise fakültelerin kayıt günlerini programlarının bağlı olduğu üniversitelerin internet sitelerinden veya üniversiteler ile iletişime geçerek öğrenebilir. Kayıtlar için gerekli belgelere de ilgili üniversitelerden ulaşılabilir.Üniversite sınavı sonucu tercih yapma hakkı olan 1 milyon 903 bin 242 adaydan 1 milyon 239 bin 761’i tercih yaptı. 922 bin 275 kişi yükseköğretim programına yerleşti. Lisans ve önlisansta 59 bin 12 kontenjan boş kaldı.Öğrenciler bu yıl ilk kez gerçekleşecek elektronik kayıt (E-Kayıt) işlemini https://www.turkiye.gov.tr/ web sitesi üzerinden yaptırabilecek.Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) sitesinde yer alan bilgilere göre öğrenciler sitede ‘e-hizmetler' bölümü altında yer alan ‘Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı' başlığı altında ‘Üniversite E-Kayıt' seçeneğini seçmeli.26 Ağustos’ta başlayan E-Kayıt yarın sona erecek. Öğrenciler ‘e-Devlet' kapısı üzerinden elektronik olarak kayıtlarını gerçekleştirebilecekleri gibi 1 - 5 Eylül 2014 tarihleri arasında üniversitelerine giderek şahsen kayıt da yaptırabilir.Elektronik kayıt olmayı tercih eden öğrencilerin üniversitelere giderek tekrar kayıt yaptırmalarına gerek olmayacak. Öğrenciler, elektronik kayıt işleminin ardından üniversitelerin duyurduğu tarihte ders kayıtlarını yaptırarak eğitime başlayabilecek.YÖK, bu yıl 32 üniversitede gerçekleştirilen pilot uygulamanın gelecek yollarda tüm üniversitelerde yaygınlaştırılacağını belirtti. Üniversite E-Kayıt klavuzu için .E-Kayıt yapılabilecek üniversiteler şöyle:Adıyaman Üniversitesi ; Afyon Kocatepe Üniversitesi; Akdeniz Üniversitesi; Anadolu Üniversitesi; Atatürk Üniversitesi; Batman Üniversitesi; Bitlis Eren Üniversitesi; Bozok Üniversitesi; Bülent Ecevit Üniversitesi; Çankırı Karatekin Üniversitesi; Çukurova Üniversitesi; Erzincan Üniversitesi; Erzurum Teknik Üniversitesi; Gaziosmanpaşa Üniversitesi; İnönü Üniversitesi; İstanbul Medeniyet Üniversitesi; İstanbul Üniversitesi; İzmir Katip Çelebi Üniversitesi; Kafkas Üniversitesi; Karadeniz Teknik Üniversitesi; Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi; Kastamonu Üniversitesi; Necmettin Erbakan Üniversitesi; Ordu Üniversitesi; Orta Doğu Teknik Üniversitesi; Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi; Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi; Siirt Üniversitesi; Sinop Üniversitesi; Süleyman Demirel Üniversitesi; Yıldırım Beyazıt Üniversitesi. (BK)
Kredi ve Yurtlar Kurumu Başvuru Sonuçları Açıklandı
Kredi ve Yurtlar Kurumu'na (KYK) ait yurtlarda barınmak isteyen öğrenciler için yurt başvuru sonuçları açıklandı. 2014-2015 öğretim yılında Lisans Yerleştirme Sınavı'na girerek yurt içi ve KKTC'de ilk defa herhangi bir yükseköğretim programına girmeye hak kazanan hazırlık ve 1. sınıf öğrencileri ile herhangi bir yükseköğretim kurumunda eğitimine devam eden ara sınıf öğrencilerinin yurt başvuru işlemleri tamamlandı. Yurt başvuru sonuçları, KYK'nın 'www.kyk.gov.tr' internet adresinden öğrenilebilecek.T24
Reklam
Profesör Görür, ‘Üniversiteler Fukaralaştı’ Diyerek Akademisyenliği Bıraktı
İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür , 9 Eylül’den itibaren akademisyenliği ve başında bulunduğu Marmara Denizi’nde süren deprem araştırmalarını bırakma kararı aldı. Üniversitelerin bilimden uzaklaştığını düşünerek bu kararı alan Görür, çok sert açıklamalar yaptı. İTÜ’nün artık eskisi gibi olmadığını, bir bilim insanının taşıması gereken evrensel ölçütlerin tehdit olarak görüldüğünü söyleyen Görür, “İTÜ, inanılmayacak ölçüde geriye düşen öğretim üyesi profiliyle inanılmayacak düzeyde fukaralaşan üniversiteye dönüştü. Genel olarak üniversitelerde insanlar uluslararası standartlardaki başarıları ile araştırmaları ile algılanmıyor. Bizden mi bizden değil mi, hangi topluluğa, hangi düşünceye aidiyeti var gibi saçma sapan bir yolun içine girildi. Eğer belirli bir düşüncenin insanı değilseniz sizi görmezlikten geliyorlar. Öyle olunca da gerçek bilim adamları küstürülüyor. İnsanlar artık kendi üniversitelerine aidiyetlerini yitirdiler” dedi. Prof. Dr. Naci Görür, emekliye ayrılarak akademi dünyasından ve beklenen büyük İstanbul depremi açısından çok büyük önem taşıyan Marmara Denizi’ndeki araştırmalardan çekilme kararı ile ilgili Cumhuriyet gazetesine açıklamalar yaptı. ‘İçime sindiremiyorum’ Görür, emekli olduktan sonra üniversitelerde öğretim üyeliğine devam etmenin mümkün olduğunu, birçok üniversiteden teklif de aldığını belirterek “Özel üniversitelerden teklif var, iyi de para veriyorlar. Gidip orada da bu işi yapabilirim ama ben içime sindiremiyorum. Bu üniversite sisteminde bir şeylerin yapılabileceğini düşünmüyorum” dedi. ‘Standardımı düşürdüm’ Görür, öğrencinin de bu kokuşmuş üniversite düzeni içinde daha kolay nasıl mezun olacağına baktığını, birçoğunun neredeyse hiç çalışmadan diploma aldığını vurguladı. Görür, “Bunları dekanlığa, rektörlüğe yazdım. Ben işi ciddiye aldığım için öğrenci açısından da hedef haline geldim. ‘Naci Hoca’nın dersinden geçersen üniversite bitmiştir’ gibi bir algı oluşmuş. Halbuki zor bir hoca değilim. Ben sınav kâğıtlarını ciddi ciddi okursam kimse geçemiyor. Bunun ürküntüsü ile ben de standardımı düşürdüm, buna rağmen unvanım bu. Düşünün artık üniversite ne hale gelmiş” yorumunu yaptı. ‘Profesör olmak kolaylaştı’ İTÜ’de evrensel bilim kriterlerinin tehdit olarak görülüp içinin boşaltıldığına dikkat çeken Görür, “Bu değerler ne kadar sulandırılırsa profesör, doçent olmak, kadro almak daha kolay oluyor. İşin bu hale gelişinde siyasetin büyük etkisi var. Üniversiteler siyasallaştı. Her dönemde bu oldu ama benim asistanlığımdan, yani 1971’den bu yana hiçbir dönemde bu son 10 senedeki gibi üniversiteler siyasallaşmadı” diye konuştu.Kimse dert edinmiyor Türkiye’de üniversitelerin durumunun hiç de iç açıcı olmadığını, evrensel ölçütlerde bilim üretilmediğini, araştırma yapılmadığını söyleyen Görür, eğitimin kalitesinin de buna bağlı olarak düştüğünü vurguladı. İTÜ’deki durumun da aynı olduğunu ifade eden Görür, “Üniversitenin yetkili organlarına da bildirdim. Gördüm ki bunu kimse dert edinmiyor. Siyasi iktidar artan üniversite sayısı ile övünüyor” diye konuştu. ‘Yok sayıyorlar’ Prof. Görür, Türkiye’de bilim insanı profilinin fukaralaştırıldığını vurgulayarak şunları söyledi: “Dünyada bir bilim adamı akademik basamakta yükseltilecekse yayınlarına, aldığı atıflara, yazdığı kitaplara, dünya bilim camiası ile ne kadar iç içe olduğuna bakılır. Bizde ise kesinlikle öyle değil. Eğer uluslararası bilimsel kriterlere uyuyorsan tehdit olarak bakıyorlar. Belki kolayca bileğini büküp harcayamıyorlar ama seni yok saymaya çalışıyorlar. Çünkü o tür ölçütler üniversitedeki insanları rahatsız ediyor. O ölçütlerin gelmesi demek onların değersizleşmesi demek. İşlerinin zorlaşacağını, belirli akademik basamaklara tırmanamayacaklarını düşünüyorlar. Onun için o değerleri bırakıp yeni yeni eften püften değerler üretip kendilerine değer biçiyorlar.” ‘Yerlerde sürünüyoruz’ Kendi fakültesinde yaptığı bir incelemede 40 akademisyen içinde sadece üçünün Avrupa veya Amerika’da profesör olabilecek niteliğe sahip olduğunu gördüğünü ifade eden Görür, “Yerlerde sürünüyoruz. Ama bundan kimse rahatsız olmuyor” dedi. ‘Laboratuvarımızı almaya çalıştılar’ Depremle ilgili Marmara Denizi’nde yaptıkları çalışmalar nedeniyle de hedef haline geldiklerini söyleyen Görür şöyle devam etti: “Türkiye’de deprem araştırmaları fazla yapılmıyordu. Uluslararası kaynaklar, projeler bulup biz yaptık. İTÜ’de deprem araştırmaları yapılıyor, kurumsal desteği var gibi anlaşılıyor ama öyle değil. Biz fazla etkin oluyoruz diye üniversitemiz rahatsız. Laboratuvarımızı elimizden almaya bile çalıştılar. Üretmeyeceksin, çalışmayacaksın. Üretirsen fark yaratıyorsun. O farkı yarattığın zaman da rahatsız oluyorlar. O fark oluşmasın diyorlar. Marmara’yı dünyanın en iyi bilinen denizi haline getirdik. Bunun için sürekli yurtdışından gemiler getirdik, araştırmalar yaptık, aletler yerleştirdik, bizzat çalıştık. Kendi kurumlarımızdan destek istedik, çoğu kez de alamadık.” Görür, artık jeotermal enerji ile ilgili araştırmalar yapacağını belirterek “Bilgi birikimi ve tecrübemle araştırmanın tam içinde olarak Türkiye’ye hizmet edebileceğimi düşünüyorum” dedi.T24
TEOG'da Boş Kontenjanlar Açıklandı
İstedikleri okula yerleşemeyen öğrenciler Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri e-okul üzerinden nakil talebinde bulunabilir Milli Eğitim Bakanlığı orta öğretim kurumlarında bu hafta oluşan boş kontenjanları açıkladı. e-okul üzerinden görülebilecek kontenjanlara nakil başvuruları önümüzdeki hafta Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri yapılabilecek. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı , TEOG sonrası istemediği okula yerleşen yaklaşık 40 bin öğrenci velisine “boş kontenjanları takip edin” çağrısında bulundu. Avcı şöyle konuştu: 'Özel okullara geçişlerin başlamasıyla devlet okullarında şimdiden 15 bin kontenjan oluştu. Bu kontenjanlar önümüzdeki haftalarda artarak devam edecek. Velilerimiz telaş etmesinler. Nakil talepleri pazartesi gününden itibaren yapılabilecek' dedi. Avcı, 40 bin öğretmen atamasının ise Meclis'in olağanüstü toplanmasıyla çözüleceğini açıkladı. Bakan Avcı, Cibuti Eğitim Bakanı Djama Elmi Okieh ile görüşmesinin ardından gündemdeki konularla ilgili soruları yanıtladı. Bu haftadan itibaren özel okullara geçişlerin başlamasıyla devlet okullarında yeni kontenjanların oluşmaya başladığını belirten Avcı, 'Son aldığım bilgiye göre bu kontenjan 15 bine yaklaştı. Bu kontenjanlar önümüzdeki haftalarda artarak devam edecek. Velilerimiz telaş etmesinler. Nakil talepleri pazartesi gününden itibaren yapılabilecek' dedi. 1 milyon 3000 öğrenci liseye geçiyor  TEOG nakillerine ilişkin bir soru üzerine Bakan Avcı, liselere yerleştirme süreciyle ilgili 1 milyon 300 bin öğrencinin ortaokulu bitirerek liseye başlayacağını, bu öğrencilerin yüzde 93'ünü oluşturan 1 milyon 50 bin öğrencinin 15 tercihinden birine yerleştiğini, burada bir sorunun bulunmadığını söyledi. ‘Velilerimize zorluk verdiğimizin farkındayız’ Kalan 250 bin öğrencinin ise seçtikleri okul türüne göre yerleştirildiklerini dile getiren Bakan Avcı sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bu hafta itibariyle kontenjanlarda bazı sıkıntılar vardı. Bunun anlaşılabilir nedenleri var. Çünkü özel okullara geçiş henüz başlamamıştı. O yüzden okullarda kontenjan boşlukları yeterince oluşmamıştı. Şimdi bu haftadan itibaren özel okullara geçişler başladığı için devlet okullarımızda yeni kontenjanlar oluşuyor. Son aldığım bilgiye bu kontenjan 15 bine yaklaştı. Bu kontenjanlar önümüzdeki haftalarda artarak devam edecek. Velilerimiz telaş etmesinler. Onlara biraz zorluk verdiğimizin farkındayız. Ama sistem oturuyor. ‘Eylül sonuna kadar nakiller devam edecek’ Özel okullara geçişlerle birlikte her bölgede devlet okullarında yeni kontenjanlar oluşacak ve bulundukları yerlerden daha uzak yerlere yönlendirilmiş olan öğrencilerimizi telafi edeceğiz. Boşalan kontenjanlara onlar kayıtlarını yaptırabilecekler. Bu süreç Eylül ayı sonuna kadar devam edecek. Her hafta pazartesi, salı, çarşamba, perşembe günü nakil talepleri alınacak. Bu talepler cuma günü değerlendirilecek ve her cuma kaymalardan ötürü oluşan yeni kontenjanlar tekrar ilan edilecek. Onu takip eden pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri o yeni boşalan kontenjanlara nakil talepleri alınacak. Sistem eylül sonuna kadar bu şekilde düzenli bir biçimde işleyecek. Dolayısıyla 1 milyon 300 bin öğrencimizin mümkün olan en yükseğini, kendi tercih ettikleri, istedikleri ve kendilerine uygun olan yerlerdeki okullara yerleştirmek için eğitim teşkilatımız, okullarımız, müdürlerimiz, yöneticilerimiz olağanüstü bir gayretle çalışıyorlar. İnşallah eylül ayı içerisinde bu sorunların tamamını çözmüş olacağız.' ‘Öncelik farkı olmayacak, yerleştirme puana göre’  Pazartesiden itibaren nakil taleplerinin alınacağını dile getiren Avcı, pazartesi nakil talebinde bulunan veli ile diğer günler talepte bulunan veliler arasında bir öncelik farkı olmayacağının altını çizdi. Taleplerin, puan üstünlüğüne göre gerçekleştirildiğini vurguladı.T24
Eğitimde Kadrolaşmada Çığır Açtık
İlk çıktığında çok tartışılan “Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmelik” ile özellikle eğitimcilerin en büyük endişesi iktidarın okul müdürlerini puanlama yöntemlerinde vegörevlendirilmelerinde yine iktidara yakın eğitimcilerin kayırılacağı konusundaydı. Müdürlerin puanlamaları hangi kriterlerle yapılıyor sorusu bu günlerde yanıt bulmaya başladı. Şöyle ki; 13 Temmuz 2014 tarihinde hayatını kaybeden Ankara Etimesgut’ta bulunan Ufuk Arslan Anadolu Lisesi Okul Müdürü Ahmet Şimşek’in vefat tarihinden yaklaşık bir ay sonra “Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Değerlendirme Sonucu 75 ve Üzeri Puan Alan Okul Müdürleri’nin Listesi”nde yer almış olması bu değerlendirmelerin, yönetmeliğe aykırı biçimde öğretmenlere, okul aile birliğine ve okul öğrenci başkanına sorulmadan keyfi bir biçimde yapıldığını açıkça ortaya koydu. Bu vahi olayın eğitimde kadrolaşmanın somut bir kanıtı olduğunu iddia eden CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya verdiği soru önergesin şu sorulara yer verdi; 1-  10 Haziran 2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilen “Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim KurumlarıYöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmelik” gereğince görevden alınan okul müdürleri hangi sendikalara üyedir? 2-  İlgili yönetmelik gereğince görevden alınan okul müdürlerinin yerine getirilen okul müdürleri hangi sendikalara üyedir? 3- 13 Temmuz 2014 tarihinde hayatını kaybeden Ankara İli Etimesgut İlçesi’nde bulunan Ufuk Arslan Anadolu Lisesi Okul Müdürü Ahmet Şimşek’in vefat ettiği tarihten yaklaşık bir ay sonra “Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Değerlendirme Sonucu 75 ve Üzeri Puan Alan Okul Müdürleri’nin Listesi’nde” yer aldığı iddiaları doğru mudur? 4-  Bu iddialar doğru ise 13 Temmuz 2014 günü vefat etmiş bir okul müdürünü Etimesgut İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü nasıl değerlendirmeye almıştır? 5-  Bu değerlendirmeler yönetmeliğe uygun şekilde yapılmakta mıdır? Bu değerlendirmeler yönetmeliğe uygun yapılıyor ise; “okul öğretmenlerince seçilen iki öğretmen, okul öğrenci başkanı, okul aile birliği başkanı”nın puanlamaya katıldıkları düşünülünce bu kişiler kendi okul müdürlerinin vefat ettiğini bilmemekte midir? Yoksa değerlendirme için yasaya aykırı biçimde bu kişilerin fikri alınmamış mıdır? 6-  Merhum okul müdürü için kim ve hangi yasal dayanaklar ve yine hangi kriterler göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılmıştır? 7-  Müdürlere ilişkin değerlendirmeleri ilçe milli eğitim müdürlükleri tek başlarına mı yapmaktadır? Bunun yasal dayanağı nedir? 8-  Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Etimesgut İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü hakkında bu olaya istinaden Bakanlığınızca başlatılmış herhangi bir işlem mevcut mudur? Bu işlem nedir?
Reklam