onedio
ODTÜ Dünyanın En İyi 100 Üniversitesi Arasında
İngiliz Times Higher Education (THE) ile Thomson Reuters, Dünyanın En İyi 400 Üniversitesi 2014-2015 sıralamasının sonuçlarını açıkladı. Türkiye'den 6 üniversite dünyanın en iyileri arasına girerken ODTÜ 85’inci sırada yer alarak ilk 100’e girdi.ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ, Sabancı, Bilkent ve Koç üniversiteleri 'Dünyanın En İyi Üniversiteleri' listesinde yer aldı.İngiltere'de yüksek öğrenimle ilgili yayınlanan 'Times Higher Education (THE)' isimli haftalık derginin 'Dünyanın En İyi Üniversiteleri' listesinde, Türkiye'den 4 üniversite ilk 200'de, toplam 6 üniversite de ilk 400'de yer aldı.Derginin bu yıl 11'inci kez yayınladığı sıralamaya göre, ABD'deki 'California Institute of Technology' üniversitesi ilk sıradaki yerini dördüncü kez korurken, Harvard Üniversitesi ikinci sırada yer aldı. İngiltere'deki Oxford Üniversitesi üçüncü, ABD'deki Stanford Üniversitesi dördüncü ve yine İngiltere'deki Cambridge Üniversitesi ise beşinci sırada yer buldu.Üniversitelerin araştırma, bilgi paylaşımı, uluslararası görünümü, öğretim ortamı gibi kriterleri dikkate alınarak hazırlanan listenin başında yer alan diğer üniversiteler ise sırasıyla şöyle:'The Massachusetts Institute of Technology Üniversitesi, Princeton Üniversitesi, California Üniversitesi, Berkeley Üniversitesi, Imperial College London Üniversitesi ile Yale Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi oldu.Türkiye'den listede geçen yıl ilk 200'de bir üniversite bulunurken, bu yıl bu sayının 4'e yükselmesi dikkati çekti. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) 85'inci, Boğaziçi Üniversitesi 139'uncu, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) 165'inci, Sabancı Üniversitesi 182'inci, Bilkent Üniversitesi 201'inci, Koç Üniversitesi ise 301'inci sırada yer aldı. İTÜ ve Sabancı üniversiteleri ilk kez listeye girmiş oldu.Times Higher Education Dergisi Editörü Phil Baty, Türkiye'nin listedeki yerine ilişkin yaptığı açıklamada, 'Bu yıl Türkiye için çok iyi bir yıl oldu. Sıralamada ciddi yükselişler gerçekleşti. Bunun en önemli nedenlerinden biri araştırmalar. TÜBİTAK ve TAEK'in 'Higgs bozonu' parçacığını bulması, araştırma ve geliştirmeye yatırımın artması, Türk kuruluşlarının araştırma etkisini de artırmıştır' ifadelerini kullandı.Aslı Aral / AA
İstanbul'a Uluslararası İslam Üniversitesi Geliyor
'İslam dünyayı IŞID gibi yapıları ortaya çıkaran sebepleri masaya yatırmalı' diyen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet'in İstanbul'da Uluslararası İslam Üniversitesi kurmak için YÖK'e başvurduğunu açıkladı.Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İstanbul ’daki 29 Mayıs Üniversitesi’nin Uluslararası İslam Üniversitesi’ne dönüştürülmesi için, Diyanet Vakfı’nın YÖK’e müracaatta bulunduğunu söyledi. Yeni üniversitenin Mısır’daki El Ezher ve diğer ülkelerdeki İslam üniversitelerine ‘destek’ ve ‘örnek’ olması hedefleniyor.Hürriyet Gazetesi’nden Fatma Aksu’nun haberine göre “Uluslararası İslam Üniversitesi’nin bütün İslam dünyası ve insanlık için önemli olacağını düşünüyorum” diyen Görmez, Mekke’deki Hac İdare Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında Uluslararası İslam Üniversitesi’ne neden ihtiyaç duyulduğu ve hazırlıklar hakkında şu bilgileri verdi:“ Bugün yaşanan en büyük sorun Müslümanlar birbirlerine üzüntü taşıyor, Müslümanlar birbirlerine ıstırap taşıyor, Müslümanlar birbirlerine şiddet taşıyor. Halbuki bayramlar birbirlerine sevinç taşımak için vardır. İkinci en önemli husus, yüreklerin en ağır yükü olan küskünlükleri ortadan kaldırmaktır. Gerek ülkemizde gerek alemi İslam’da bir takım tutkulardan dolayı Müslümanlar birbirine karşı acımasız olabiliyor.Türkiye de bu soruna ‘barışçı çözüm’ amacıyla, ‘Uluslararası İslam Üniversitesi’ projesini hayata geçirecek. İstanbul’daki 29 Mayıs Üniversitesi’nin İslam Üniversitesi’ne dönüştürülmesi için, Diyanet Vakfı olarak YÖK’e müracaatta bulunduk. Kırgızistan, Kazakistan, Azerbaycan’da İlahiyat Fakültesi, Frankfurt Goethe Üniversitesi’ndeki İslam Araştırmaları Merkezi, Strasbourg’taki İslam İlahiyat Fakültesi, Sofya’daki Yüksek İslam Enstitüsü’nü bu merkeze bağlamayı düşünüyoruz.“Müfredat günün sorunlarını çözecek bilgi üretemiyor”El Ezher dışında dünyadaki en büyük İslam alimleri, Körfez ülkelerindeki bütün hocaların yetiştiği ve 80 bin öğrencisi olan Medine İslam Üniversitesi ile Pakistan’daki İslamabat İslam Üniversitesi, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da hocalık yaptığı Malezya İslam Üniversitesi ve bunların Şii versiyonu olan ve Türkiye’den 500 öğrencisi bulunan İran’ın Kum kentindeki Camia-tul Mustafa Üniversitesi’nden çıkmıştır. 3 senedir üzerinde durduğum en büyük husus, buraların müfredatı dikkate alındığında, bugün Müslümanların yaşadığı sorunların üstesinden gelecek bilgi üretilemiyor. Buralardan çıkan alimler, sorunları çözmek yerine pek çok yerde sorun oluyor. Onun için, İstanbul’da, Uluslararası İslam Üniversitesi kurarak, İngilizce, Arapça, Türkçe ve Farsça dillerinde, buralara alternatif değil, buralara da destek vermek üzere bir misyonla kurulmasının, bütün İslam dünyası ve insanlık için önemli olduğunu düşünüyorum. Bu, Diyanet İşleri Başkanlığı kadar önemli bir proje.“Akılla vahiy arasında doğru ilişki kurmak...”İslam dünyasının IŞİD, Boko Haram, El Şebab gibi yapıları ortaya çıkaran sebepleri masaya yatırması gerekir. Müslümanlar hep harici nedenlere vurgu yaparken, dahili nedenlere vurgu yapmaktan sakındı. Müslümanların sorunu, dinle hayat arasında, akılla vahiy arasında doğru ilişki kuramamak. Bu hareketin başında ve içinde bulunanların hangi eğitimleri aldıklarını, hangi şeriat fakültesinde, nasıl bir eğitimden geçtiklerini İslam dünyası konuşmalı.İnsanlığı, şiddeti kutsayan, vahşeti takdis eden, savaşta da olsa ahlak ve kural tanımayan, Peygamber mezarlarını bombalamaya sevk edebilen bu tür dini yorumlar Tevrat yorumundan kaynaklanmıştır. Dini metinlerle hayat arasında doğru ilişki kurmak, Peygamberimizin hadislerini, Kuran’ı doğru algılamak son derece önem arz ediyor. Bugün küresel ölçekte İslam’la ilgili en büyük sorun; sanki bir irade şunu istiyor: İslamiyet’in varlığı soruna dönüşsün. Yeryüzüne iman, güven ve barış getiren bir dinin varlığı, bir güvenlik tehdidi olarak görülmeye başladı. Barışı tehdit eder hale getirildi. Bunu sadece IŞİD’le, Boko Haram’la izah etmek insan aklıyla alay etmektir.”CNN Türk
Dünyada Kaç Ülke Var?
Oldukça tartışmalı olan ve kesin bir cevabı bulunmayan bir soruya beraberce cevap bulmaya çalışalım. Sorumuz “Dünyada kaç ülke var”.Birleşmiş milletlere üye olan 192 ülke ve Vatikan’ı dahil edersek cevap 193,Fifa’ya kayıt olan ülke sayısı 208,Expo fuarının katılımcı ülke sayısı 189,Wolfram Alpha’ya yazdığınızda gelen cevap 203.Görüldüğü üzere “dünyada kaç ülke var” sorusuna verilebilecek yukardaki örnekler de dahil 10’larca cevap var.Verilebilecek doğruya en yakın cevap 200 civarında gibi yuvarlak bir rakam diyebiliriz. Örneğin Birleşmiş Milletler üyeliğini baz alırsak;1971'den itibaren Birleşmiş Milletler'e üye olmayan; ancak uluslararası hukuk ve Montevideo Konvansiyonuna göre devlet olarak tanımlanan ülke Tayvan,Birleşmiş Milletlerin 46 üyesi tarafından tanınan; fakat Birleşmiş Milletler tarafından tanınmayan ülke Batı Sahra,Birleşmiş Milletlerin 91 üyesi ve Çin Cumhuriyeti tarafından tanınan ülke Kosova,Diplomatik olarak Türkiye dışında tanınmayan ülke KKTC,Rusya, Venezuella, Nikaragua dışında tanınmayan Abhazya, Güney Osetya,Birleşik milletlerin hiçbir üyesi tarafından tanınmayan Dağlık Karabağ, Moldova ve Somali gibi örnekleri eklediğimizde sayı 200’lere yaklaşıyor.
Rotasyona Uğrayacak Öğretmeni Bekleyen 20 Şey
Milli Eğitim Bakanlığı torba yasa ile öğretmen Rotasyonun ilk kanunsal düzenlemesini yaptı. Şimdi sıra öğretmene yönelik rotasyonun il dışımı, il içimi yoksa bölgeler arası mı olacağında. Nasıl olursa olsun rotasyona uğrayan öğretmeni ve ailesini neler bekliyor?Şimdi zihinlerde rotasyon olursa hayatımız nasıl etkilenecek sorusunda? İşte 20 maddede bunun cevabı…
Reklam
'Erasmus Değil Orgasmus' Diyen Yeni Şafak Yazarına Tepki Yağıyor
Avrupa çapındaki Erasmus öğrenci değişim programında tanışan çiftlerle ilgili araştırmayı çarpıtarak ” .. Erasmus bursu alan öğrenciler arasındaki gayr-ı meşru ilişkiden 1 milyon (!) çocuk doğmuş! Skandal bu!’ ‘ tweet’ini atan Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, görüşlerini bu kez de gazeteye taşıdı.Yusuf Kaplan bugünkü köşesinde 'Erasmus değil, ‘Orgasmus’ projesi!' başlıklı bir yazı kaleme alırken, Cumhuriyet yazarı Aydın Engin de kendi köşesinden Kaplan’a 'Erasmus Piçleri' başlıklı bir yazıyla tepki gösterdi.Araştırmada ne deniyordu?Tartışmanın merkezinde, Türkiye’nin de dahil olduğu Erasmus programına ilişkin bir araştırma yer alıyor. Geçen hafta yayımlanan araştırmayla, 1987’den bu yana Erasmus’a katılıp yurtdışında yaşama fırsatı bulan 3 milyona yakın öğrenci bulunduğu, program sırasında tanışan öğrencilerin toplamda 1 milyon bebek sahibi olduğu ortaya çıkmıştı.Twitter’dan Erasmus güzellemeleriAraştırma, geçmişte de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ODTÜ, Boğaziçi ve Bilkent üniversitelerinin yıkılmasını öneren Yusuf Kaplan’ın ‘ gözünden kaçmadı ‘. Kaplan, önce 25 Eylül günü attığı tweetlerde Erasmus’un bir cinsellik projesi olduğunu savundu.https://twitter.com/yenisafakwriter/status/515208101700837376https://twitter.com/yenisafakwriter/status/515220980248375296https://twitter.com/yenisafakwriter/status/515243372848488448Aydın Engin: Bu kafayla işimiz zorKaplan’ın bu açıklamalarına bugünkü köşesinden tepki gösteren Cumhuriyet yazarı Aydın Engin’se, ‘ Erasmus piçleri ‘ başıklı yazısında, ‘ ‘Bu kafa, bu zihniyet bir kadınla erkeğin birlikteliğini mutlaka kadının tapusunun (nikâh senedi) alınması koşuluna bağlar. Tersi durumda o kadınlar “o.ospunun teki”dir. Nar-ı cehennemde cayır cayır yanacaklardır” tepkisini gösterdi.Aydın Engin şöyle devam etti: ”Bu kafa ve zihniyete göre her derecedeki okulda karma eğitim yasaklanmalı, kızlar ve oğlanlar ayrı sınıflarda, mümkünse ayrı okullarda eğitim görmelidir. Ancak böylece ileride “Erasmus piçleri”nin doğmasının önü alınır.’Deleuze’den ‘ORgasmus’aAncak Yusuf Kaplan, Twitter’da paylaştığı görüşlerini bugünkü köşesine de taşımıştı. Kaplan, düşünür Gilles Deleuze’ün ‘göçebeleşme’ kavramını bir hayli ‘geliştirdiği’ yazısında, ‘ Erasmus kuşağı ‘nı ‘ ülkesine, insanına, ruhköklerine yabanlaşmış, mankurtlaşmış ve ‘ahmaklaştırılan ‘ diye tanımlayıp şu ifadeleri kullandı:” Erasmus’a bazı Avrupalı öğrenciler ORgasmus adı verirler. Durum bu kadar vahim yani! Erasmus projesi, eğitim projesi değil, yozlaşma, cinselliği putlaştırma, cinsellik peşinde koşturan ‘ahmaklar sürüsü’ yetiştirme projesidir! ”‘Pagan kuşak projesi’Kaplan, Erasmus’u ‘pagan proje’ diye nitelemekten de geri durmayıp Türkiye’nin katılımının gözden geçirilmesini de önerdi: ” Ülkelerin kremasını, elit kadrolarını yetiştiren, yersiz, yurtsuz, ruhsuz, ülkesiz, melez ama tektipleşmiş, tek kutsalı cinsellik olan insanaltı yaratıklar icat eden bu pagan proje, bütün dünyanın parlak çocuklarını yutuyor, uyutuyor ve uyuşturuyor! Özetle… Erasmus projesi, bir eğitim projesi değil, soysuz, yoz, ahmaklaşmış küresel pagan bir k uşak yetiştirme projesidir. O yüzden, bu proje üzerinde ikinci kez düşünelim, diyorum.”‘O zaman havalimanının adı niye ORGİ?!’Yeni Şafak yazarının AB’nin en başarılı programlarından biri oalrak nitelenen Erasmus hakkındaki bu görüşleri Twitter’dan tepki çekti. Bazı kullanıcıların tepkileri şöyle:
Reklam
2 Milyon 655 Bin Kişiyi İlgilendiren Sınav Geldi Çattı
KPSS sınavı ne zaman?Birçok gencin, birçok kişinin uzun süredir çalışarak beklediği KPSS artık geldi çattı. KPSS ile ilgili ne zaman, nerede yapılacak, KPSS sınavına giriş şartları gibi birçok soru mevcut ancak geçtiğimiz gün ÖSYM başkanı Ali Demir bu konu ile ilgili bir açıklama yaptı ve sınav hakkında bilinmeyenleri bir bir sıraladı.Sınavda on binlerce kamera olacakKPSS sınavları salonlarda yapılırken, duvarlarda 50 binin üzerinde kameranın sınav anını kaydedeceğini söyleyen Ali Demir, sınavlarda kopya çekme, yerine başkasını sokma gibi konularda problem yaşanmaması ve genel adaletin sağlanabilmesi adına bunu yapacaklarını söyledi.2 milyon 655 bin aday sınava giriyorKPSS’ye hem orta öğretim hem de yüksek öğretim düzeyinde bu sene tam 2 milyon 655 bin aday girecek, yoğun bir çalışma temposunun ardından gelen sınav ile adaylar zorlu bir maratona girecek. Sınav sonrası ise ÖSYM merkezlerinde 40 kişilik bir grubun sınavı koordine etmek için çalışacağı bildirildi.
KPSS'de 55 Bin Kamera Kayıtta Olacak
ÖSYM Başkanı Ali Demir, KPSS sınavlarında duvarlara asılacak saatlerde kamera olacağını ve 54 bin 896 kameranın sınavları kayda alacağını açıkladı.ÖSYM Başkanı Ali Demir, Kamu Personel Seçme Sınavı'nda (KPSS) 54 bin 896 entegre kamerayla kayıt yapılacağını bildirdi.ÖSYM Başkanı Demir yaptığı açıklamada, KPSS'nin ortaöğretim ve lisans düzeyinde cumartesi ve pazar günü Bişkek hariç 170 sınav merkezlerinde yapılacağını anımsattı.Adayların ön lisans düzeyinde 27 Eylül Cumartesi, ortaöğretim düzeyinde ise 28 Eylül Pazar günü sınava gireceklerini hatırlatan Demir, 3 milyona yakın adayın katılacağı sınavların sorunsuz olarak yürütülebilmesi amacıyla, hazırlık çalışmalarının ÖSYM merkezinde oluşturulan sınav koordinasyon kurulu tarafından masaya yatırıldığını ifade etti.Bununla birlikte Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile matbaa yöneticisi, sınav hizmetlerinden sorumlu birim yetkilileriyle toplantı yapıldığını kaydeden Demir, 'Toplantı sonrasında tüm hazırlıkları yaptık. Sınav binalarının hazır olması için girişimleri tamamladık ve sınavların sorunsuz yürütülebilmesi, sağlıklı bir sınav ortamının oluşturulması için her türlü önlemi aldık. Endişe edilecek herhangi bir durum yok. Adayların huzur ve sükunet içerisinde sınava girmelerini bekliyoruz' dedi.Demir, KPSS'nin yapıldığı tüm illerde de il koordinasyon kurullarının oluşturulduğunu ve gerekli toplantıların yapıldığını söyledi.İllerde toplanan sınav koordinasyon kurullarında, pazar yerleri ile inşaat alanlarında oluşabilecek gürültünün önlenmesi amacıyla da belediyelerle ilgili yazışmaların yapılması kararının alındığını ifade eden Demir, il sınav koordinasyon kurullarında alınan tüm kararların ilçe sınav koordinatörlerine de tebliğ edildiğini ve uygulanacağını belirtti.Sınav günleri nüfus müdürlüklerinin de açık olacağını anımsatan Demir, Milli Eğitim Bakanlığında yeni eğitim ve öğretim yılı hazırlıkları kapsamında çok sayıda okulun ya isminin ya da yerinin değiştiğini anımsatarak bu konuda da il koordinasyon kurullarının gerekli önlemleri aldığını söyledi.ÖSYM Başkanlığında ise sınav günü yaklaşık 40 kişilik bir grubun görev yapacağını belirten Demir, şunları kaydetti:'Sınav günü, bina girişlerinde görevliler dahil herkesin üst araması uygulamasına devam edilecek. Sorunların ivedi çözümü amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü ve ÖSYM'de oluşturulacak sınav masaları aktif olarak çalıştırılacak ve işbirliği halinde çözümler üretilecek.Bu sınavın çok büyük bir aday kitlesi var. KPSS'ye önlisans düzeyinde 827 bin 230, ortaöğretim düzeyinde 1 milyon 828 bin 53 olmak üzere 2 milyon 655 bin 283 aday girecek. Sınavlar 9 bin 157 bina ve 136 bin 726 salonda gerçekleştirilecek. Sınavlarda 362 bin 366 sınav görevlimiz, 35 bin 189 da güvenlik görevlisi çalışacak. Güvenilik önlemlerinden taviz vermemek adına yine saate entegre kamerayla sınav salonlarında kayıt yapmaya devam edeceğiz. Bu kapsamda KPSS önlisansta 17 bin 570, ortaöğretimde ise 37 bin 326 olmak üzere 54 bin 896 entegre kamera kullanacağız.'Demir, sınav günü 444 67 96 (ÖSYM) numaralı çağrı merkezininde de görev yapacak personel sayısını artırdıklarını söyledi.AA
Hiçbir İşe Yaramayan 5 Kişisel Gelişim Miti
Duygusal Zeka, İçimizdeki Çocuk, Kendini Gerçekleştirme vb. Popüler Psikolojinin iğreti dili kültürel kimliğimizin neredeyse bir parçası oldu. New Humanist'ten Stephen Briers ise bu duruma karşı çıkıyor. Neredeyse tüm süpermarketlerde bulunan kitap raflarında çok satanlar çoğunlukla 'Kişisel Gelişim' kitaplarından oluşuyor! Kişilerin gelişmesi için gerçekten bu kitapların bir yararı oluyor mu bilmiyorum. Sevmediğim bir yazın türü olduğu sanırım anlaşılmıştır. Bilimsel temelini çözemediğim bu tavsiyeleri çoğu zaman yanıltıcı bulurum. Bu tür bir kitabı okumasanız dahi içinden çıkan dahiyane sözleri duymayan yok gibidir. İşte aşağıda; Stephen Briers'in kaleminden, duymaya alıştığımız ve neredeyse doğruluğunu tartışmadığımız gerçeklerin perdesini arayabilirsiniz.İyi okumalar... NOT 1: Galeride kullanılan karikatürler Yiğit Özgür'e aittir. NOT 2: Kişisel gelişim kitaplarından hoşlanmayan sıradan bir okurun amatör hezeyanlarıyla dolu kişisel önyargılarıyla kaleme alınmıştır. Verilen linklerdeki çalışmaları okumak ve daha derin bir düşünceyle; tarihsel gerçekliğe ulaşmak adına, bilimsel sorgulamadan geçirmek daha iyi olacaktır.NOT 3: Kaynak linkteki yazıdan yapılan çevirideki kimi kısımlar ilgiyi dağıtmamak kaygısıyla özetlenmiştir. Umarım bütünlüğü sağlayabilmişimdir.
Reklam
Erasmus 1 Milyon Bebeğin Doğmasına Sebep Olmuş!
Erasmus üniversiteler arası öğrenci değişim programıdır. Farklı ülkelerdeki anlaşmalı üniversiteler öğrenci alışverişi yaparak hem eğitim hem de kültür çeşitliliği yaratmayı amaçlarlar. Özellikle dil gelişimi açısından çok önemli olan Erasmus Öğrenci Değişim Programı’nın bizim bilmediğimiz bir detayı ortaya çıktı. Avrupa Komisyonu’nun gerçekleştirdiği yeni bir araştırmaya göre 4 Erasmus öğrencisinden biri eşi ile yurt dışında tanışmış ve 1987’den bu yana uygulanan Erasmus programı bir milyon bebeğin doğmasına sebep olmuş.
Reklam
İngilizceyi Nasıl Öğrenebilirim?
İngilizceyi ve ya bir başka dili öğrenmek günümüz dünyasında hiç de zor değildir. Neden mi? Çünkü teknolojinin gelişmesi ve çağımız insanının aktif olarak internet kullanması sayesinde İngilizceyi öğrenmek için ulaşmamız gereken tüm kaynaklar artık parmaklarımızın ucunda. İngilizce kursa gidilmeden ya da özel destek alınmadan öğrenilmez diyenlerin aksine, İngilizce en güzel bireysel çalışmayla öğrenilir diyorum. Başarmak için sahip olmanız gereken tek şey ise öğrenme isteği. Yapmanız gereken tek şey ise İngilizce sizin anadilinizmiş gibi yaşamak.Öncelikle dilin yapısını öğrenmek için bir İngilizce dil bilgisi kitabı temin edin günlük olarak bu kitaba çalışın, bolca tekrar edin. İngilizce öğretmek amacıyla kurulan web sitelerini takip edin, alıştırmaları yapın. Aynı zamanda..
2 Yılda 7 Öğretmen Değiştiren İlkokul Öğrencisi Kadrolu Öğretmen İstedi
Konya'da, ilkokul 3'üncü sınıf öğrencisi, tayini başka yere çıkan öğretmenlerinin ardından iki yılda 7 öğretmen değiştirince mağduriyetini Kamu Denetçiliği Kurumu'na (KDK) iletti. En küçük şikayetçi konumundaki öğrencinin başvurusunun incelenmesinin ardından Konya Valiliği'ne ve Konya Milli Eğitim Müdürlüğü'ne okula kadrolu öğretmen atanması için tavsiyede bulundu.Konya’da ilkokul 3. sınıf öğrencisi, tayini başka yere çıkan öğretmenlerinin ardından iki yılda 7 öğretmen değiştirince soluğu Ombudsman'da aldı. En küçük şikâyetçi konumundaki öğrenci, öğretmen değişikliği nedeniyle mağdur olduğunu, kadrolu ve kalıcı bir öğretmen istediğini Kamu Denetçiliği Kurumu’na (KDK) iletti. Baş Ombudsman M. Nihat Ömeroğlu ise Konya Valiliği'ne, Konya Milli Eğitim Müdürlüğü’ne okula kadrolu bir öğretmen ataması yapılması için tavsiye kararında bulundu.Kamu kurumlarıyla sıkıntılar yaşayan vatandaşların çözüm merkezi haline gelmeye başlayan KDK’ya bu kez minik bir öğrenci, mağduriyetinin giderilmesi için başvurdu.Konya’da Başarakavak İlköğretim Okulu'nda öğrenim gören bir 3. sınıf öğrencisi, öğretmeninin Konya’da başka bir yere görevlendirilmesi nedeniyle 2 yıldır sınıflarına vekil öğretmen geldiğini, şu ana kadar 7 öğretmen değiştirdiğini, bu nedenlerle mağdur olduğunu ve kadrolu öğretmen istediğini Ombudsman'a iletti.Konuyu inceleyen KDK, velinin de iznini alarak konuyu mercek altına aldı.Öğrencinin kadrolu öğretmeninin başka bir görev için görevlendirilmesinden sonra öğrencinin derslerine çeşitli öğretmenlerin girdiğini belirleyen Ombudsman, Başarakavak İlkokulu'nda sınıf öğretmeni ihtiyacı zaten varken ve bu ihtiyacı gidermeden, buradaki bir öğretmenin ihtiyaç olunan başka bir alanda görevlendirilmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığına karar verdi.2014/2015 eğitim-öğretim yılından itibaren Başarakavak İlkokulu 4. sınıfında kadrolu bir sınıf öğretmenin sürekli görevlendirilmesi konusunda Konya Valiliği’ne ve Milli Eğitim Müdürlüğü’ne tavsiyede bulanan Nihat Ömeroğlu, bu tavsiyeler yerine getirilemediğinde okula kadrolu bir öğretmenin atanması ve öğrencilerin mağduriyetlerinin giderilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’na tavsiye kararında bulunulmasına hükmetti.'GEÇİCİ GÖREVLENDİRME KALICI OLAMAZ'Danıştay 5 inci Dairesi'nin önceki yıllarda aldığı örnek bir karara da atıfta bulunan Ömeroğlu, kamu görevlerinin vekâleten yürütülmesinin, ancak hizmetin gerektirdiği durumlarda geçici olarak başvurulacak bir yol olduğunu bildirdi.Buradan hareketle vekâleten görevlendirmenin geçici ve istisnai durumlarda başvurulan bir yol olduğunu kaydeden Baş Ombudsman Ömeroğlu, kamu hizmetlerinin vekâleten yürütülmesini sürekli hale getirecek biçimde uygulama yapılamayacağını açıkladı.haberler.com
Reklam
Atanamayan Öğretmenler İstanbul'da İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne Yürüdü
Sosyal paylaşım siteleri üzerinden örgütlenerek birçok ilde milli eğitim müdürlüklerine yürüyen branş öğretmen adayları, 'adaletli atama' istedi.Sosyal paylaşım siteleri üzerinden örgütlenerek Sirkeci'deki İstanbul Gar'ı önünde toplanan atanamayan bir grup branş öğretmen adayı, Cağaoğlu'nda bulunan İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne yürüdü. Türkiye'nin dört yanında da eylemler yapan branş öğretmen adayları, adaletli atama taleplerini dile getirdiler.Ücretli kölelik istemiyoruzİstanbul Gar'ı önünde saat 14.00 sıralarında bir araya gelen branş öğretmen adayları, 'Branşıma dokunma', 'Emekli maaşıyla beni zorla okutan babamın yüzüne bakamıyorum', 'Branş öğretmen adayları adalet istiyor', 'Yeni Türkiye için adaletli atama istiyoruz ', 'Fen ve Bilimin ışığı söndü', 'Atadınız da yok mu dedik?' yazılı dövizler açtı. Bir süre gar önünde durarak bir oyun sergileyen grup daha sonra, 'Branşıma dokunma diplomana sahip çık', 'Ücretli kölelik istemiyoruz', 'Velilerim uyuma öğretmenine sahip çık', 'Susma sustukça atanamazsın', 'Şubat ayında 40 bin atama' sloganları atıp düdük çalarak Cağaloğlu'ndaki İl Milli Eğitim Müdürlüğü önüne doğru yürüyüşe geçti. Müdürlük önüne gelen grup burada yanlarında getirdikleri siyah balonları şişirerek patlattı.40+40+40 kontenjan istiyoruzGrup adına burada basın açıklaması yapıldı. Yapılan açıklamada, 'Bizler ortaokul ve lise branşcılarından mağdur öğretmenleriz. Yapılan bu adaletsizliğin acilen önlenmesi için buradayız. Amacımız kimseyi kırmak ve incitmek değildir. Biz burada uğradığımız haksızlığı duyurmak ve yetkili kişilerin bizi kale alması için toplandık. Branş değişikliği ile alanımızda derslere giren öğretmenler branşlarına tekrar iade edilmesini bakanlığın almış olduğu bu kararı telafi ederek Kasım yada Şubat ayında 40+40+40 kontenjan istiyoruz. Her meslek kendi sorumluluğunu yerine getirsin. Branş öğretmenleri olarak bizler mağduruz. Haklarımız başkasının elinde. Büyük bir hezimete uğradık. Böyle bir haksızlığı hak etmediğimizi düşünüyoruz.' denildi.Evlendim çocuk sahibi oldumEyleme kızıyla gelen coğrafya öğretmen adayı Elif Gören, '2005 yılında mezun oldum. Daha sonra formasyon aldım. Bir süre dershanede çalıştım, ücretli öğretmenlik yaptım. Evlendim, çocuk sahibi oldum. Ciddi manada çalıştığım halde çok yüksek puanlarla bile atanamıyoruz ya da yeterli kontenjan ayrılmıyor. Ayrılan kontenjandan öte sınıf öğretmenliğine yapılan tölerans. Yaklaşık 43 bin kişi norm fazlası kadro adı altında branşlara dağıtıldı. Bu bizim mağduriyetimizi daha da arttırdı. Yapılacak 40 bin atamada adil olunmasını istiyoruz' dedi.Branş derslerine branş öğretmenleri girmeliÜç yıldır atanamadığını ifade eden Türkçe öğretmen adayı Tuğçe Naz Danışman, 'Bize verilen kontenjanı komik buluyorum. Sınıf öğretmenleri branşlardan elini çekmeli. Alan değişikliğini geri almalıyız. Branş derslerine branş öğretmenleri girmeli' diye konuştu.Evimizde 15 gündür atanamadığı için yas varEşi Ali ile birlikte eyleme gelen Saadet Işık ise atanamayan oğlunun günde 30 liraya garsonluk yaptığını ve o nedenle bugün eyleme gelemediğini belirterek, 'İki sene ücretli öğretmenlik yaptı. 800 lira verdiler, sigortası 15 gün yattı. Oğlum günlük 30 liraya çalışıyor. Eşimle birlikte çocuğumu savunmaya geldim. Böyle adaletsizlik olmaz. Biz destek vermeye verdik. Benim oğlum okul birincisiydi. Oğlum atanacak her şeyimizi hazırladık. Evimizde 15 gündür atanamadığı için yas var' dedi.Grup, yapılan basın açıklamasının ardından ellerindeki dövizleri İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasına asarak ayrıldı.CNN Türk
Üniversiteye Girişte TEOG Sistemi Geliyor
Üniversiteye girişte uygulanacak yeni sistemle LYS ve YGS kaldırılacak. Öğrenci, lise sınavlarında aldığı not ve ilgi alanına göre istediği üniversiteye başvuracak. Başbakan Ahmet Davutoğlu'na, Milli Eğitim Bakanlığı'nda (MEB) verilen brifingde de aktarılan projeye göre, liseye geçişte uygulanan 'TEOG'a benzer sistem, üniversiteye girişte devreye sokulacak.ŞURANIN DA GÜNDEMİNDEÖğrencinin lise boyunca performans ve notları belirleyici olacak. Atılacak adımlar, aralıktaki Milli Eğitim Şurası'nda da masaya gelecek. İşte 2015'teki dershane dönüşümüne paralel olarak devreye sokulacak uygulama:Dershanelerin özel okula ya da etüt merkezine dönüşmesi sürecinde, devlet okullarındaki ücretsiz kurslar artırılacak. Bunları farklı öğretmenlerin vermesi sağlanacak.TEOG BENZERİ UYGULAMA'Orta Öğretimden Yüksek Öğretime Geçiş Sistemi' de değişecek. Üniversiteye girişte LYS ve YGS olmayacak. 2016-2017 eğitim öğretim yılından itibaren, yeni sistem hayata geçecek.Tıpkı TEOG'da olduğu gibi, lise döneminde birkaç kez temel derslerden oluşan merkezi sınavlar yapılacak. MEB'nin gerçekleştireceği bu sınavlar, üniversiteye geçişte belli yüzdelerle ağırlık taşıyacak.Ders notlarının yanı sıra öğrencinin sanat, spor ve boş zaman etkinliklerinden oluşan ders dışı uğraşları puanlandırılacak. Böylece öğrencinin düzeyi ve ilgi alanı şekillenmiş olacak.Bu ölçümler yapılırken, teknolojiden en üst düzeyde yararlanılacak. Tablet bilgisayarlarla dersler, interaktif uygulamalar öngörülüyor. İstanbul'daki ve Hakkari'deki öğrenci aynı sunumu görecek.PERFORMANSA BAKILACAKÖğrenci, lise sonrasında ilgi alanı ve yeteneklerine göre, üniversiteye başvuruda bulunacak. Üniversiteler de, öğrencinin performansına bakarak karar verecek.Her ilde üniversite kurulduğundan, öğrencilerin bulundukları yerlerdeki fakültelere başvurması mümkün olacak.MESLEKİ EĞİTİM DE DÖNÜŞÜYORBaşbakan Ahmet Davutoğlu'na sunulan brifinge göre, mesleki ve teknik eğitim de dönüşüme tabi tutulacak ve üniversiteye olan bağımlılık azaltılacak. İşadamları ve işveren kuruluşları, Milli Eğitim Bakanlığı'yla birlikte mesleki eğitimin bizzat içinde olacak. Bu liselerde okuyanlar, ilgili sektörlerle iç içe eğitim alacak. Böylece, lise sonrası 'ara eleman' olarak işe başlama garantisi ortaya çıkacak.YÖK YASASI DEĞİŞİYORHükümet, bu süreçte Yükseköğretim Kurulu Yasası'nı da değiştirecek. Uzun süredir tartışılan ve MEB tarafından Başbakanlık'a gönderilen düzenleme üzerinde son rötuş yapılacak. Yeni yasama yılında düzenlemenin Meclis'e sunulması planlanıyor.177 ÜNİVERSİTE 3 KATEGORİYEYeni sistemle, 104'ü devlet, 73'ü vakıf olmak üzere 177 üniversite üç kategoriye ayrılacak. Öğrenciler, başarı düzeyi ve puanlarına göre ilgili kategorideki fakültelere başvurularını yapabilecek.Kaynak: Akşam
Reklam