onedio
Cinsellik Konusunda İnsanlığın Ulaşabileceği Son Noktaya Gelmiş Olmasına Dair
Hepimiz iyi kötü sevişen insanlarız, bir şekilde ucundan kıyısından cinselliğe bulaşmışız. Kiminin hayatında büyük bir yeri var seksin, kimi olmasa da olur diyor, kimi de yanıp tutuşuyor ama bir türlü dahil olamıyor seks yapan insanlar grubuna. Ne olursa olsun, hangi gruba dahil olursanız olun şunu bilin ki, seks bitti arkadaşlar, sonuna geldik. Bundan sonra elimizde olanlarla idare edeceğiz.
Kendini Köpek Sanan ve Bir İnsan Tarafından Yetiştirilen Tilkinin İlginç Hikayesi
Küçük bir yavruyken zor şartlar altından kurtarıldıktan sonra, 11 aylık Todd, sahibi Emma D'Sylva ile oldukça iyi anlaşıp evcil bir hayvana dönüşmüş. Todd tasmayla yürüyüşe çıkıyor, D'Sylva'nın diğer iki köpeğiyle oyun oynuyor, acıktığı zaman kuyruğunu sallıyor, kısacası bir köpek gibi davranıyor. 4 aylıkken ona artık bakamayacak durumda olan eski sahiplerinin elinden kurtarılan sevimli tilkinin hikayesini dinlemek ister misiniz?
Nerede O Eski Düğünler: Nostaljik Gelinlik Modelleriyle Eski Zamanlardan 33 Evlilik Fotoğrafı
Modada her zaman geçmişe dönüş olmuştur. Ama bu sefer biz geçmişe gidip o zamanın gelinlerini süzeceğiz; Elizabeth Taylor'dan Kraliçe Elizabeth'in gelinliğine kadar. 1950'lerden, 70'lerden hatta 90'lardan kalma düğün törenlerinde kimi zaman mini gelinlikler kimi zaman kocaman gelin çiçekleri bazı dönemlerde de aşırı tüller başroldeymiş. Hatta canlı çiçeklerle saçlarını süsleyenler ya da kabarık gelinliğinin omuzları arasında kaybolanlar da var. Bugün bize çok nostaljik gelen bu düğün törenlerinin bazılarına gülüp bazılarından ilham bile alabilirsiniz.
Reklam
Ali Biçim'den "Atarlı Elektronik Satış Mağazası Çalışanı"nın 13 Komik Hali
Hafızalarımıza ilk olarak, 'Herkes Atafen'e gelsin, küçük-büyük-ihtiyar, kızlar delikanlılar.' repliğiyle kazınmayı başaran Ali Biçim; şimdilerde, Instagram'da seri haline getirdiği 'Atarlı elektronik satış mağazası çalışanı' tiplemesiyle, yine takipçilerinin yüzünü güldürmeyi başarıyor. İşte o seriden, gerçek hayatta var olduğuna emin olduğumuz 13 örnek;
Reklam
20. Yüzyılın Okunması Gereken 50 Romanı
Edebiyat, yaratıcılığa dayanan bütün sanat dallarında olduğu gibi, özneldir. Belirli ve herkes için geçerli ölçütlerle değerlendirilemez bu alanda verilen eserler. Yine de edebiyat eserlerini, çağdaşları ve toplum üstündeki etkilerinden yola çıkarak bir değerlendirmeye tutabiliriz. Özellikle söz konusu olan tür romansa, onların kendinden sonraki eserleri nasıl etkilediği, öbür yazın türleri üstündeki etkisinin ne olduğu ve okurların gözünde nasıl bir yer edindikleri önemlidir. Bunun içindir ki onlarca yıl önce yazılmış bir roman hâlâ okunur, edebiyat dünyasını ve bireyleri bugün de etkilemeye devam eder. Aşağıda, 20. yüzyılda yazılan ve mutlaka okunması, anlaşılması gereken 50 roman listesi yer alıyor. Kitapların sıralaması yazıldıkları yıllara göre yapılmıştır. 1. Şikago Mezbahaları (1906) – Upton Sinclair İşçi sömürüsünü ve Amerika’daki yetersiz gıda güvenliğini sergileyen roman, Başkan Roosevelt’in 1906′da sağlıkla ilgili iki yasayı geçirmesine neden oldu. 2. Dönüşüm (1915) – Franz Kafka Dönüşüm, varoluşçuluğu temele alan mükemmel romanlardan biridir. Kafka’nın karakteri Gregor Samsa, bir sabah uyandığında kendini bir böcek olarak bulur. Bu böcek metaforu ise bütün toplumsal rahatsızlıklara cesaret kırıcı bir bakış açısı sunar. 3. Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi (1916) – James Joyce Bu yarı otobiyografik roman, cinselliğe, sürgüne, sömürgeciliğe ve estetiğe bir yolculuk yapar. Kitap, Joyce’un kendisiyle mücadelesine ayna tutmaktadır. 4. Siddhartha (1922) – Hermann Hesse Roman, yalnızca Siddhartha Gautama’nın hikâyesini anlatmaz, Siddhartha’yı yüce Buda olarak tanımlar, çünkü ana karakter ona benzer bir aydınlanma yolu izler. Yolculuğu boyunca karşılaştığı herkes ve yaşadığı her olay, Siddhartha’ya değerli bir katkıda bulunur. 5. Muhteşem Gatsby (1925) – F. Scott Fitzgerald Caz çağının alegorisi olma özelliği taşıyan ünlü roman, “Amerikan Rüyası”nın çöküşünü, lüks bir hayat süren bir adamın hüzünlü hikâyesi yoluyla anlatır. 6. Döşeğimde Ölürken (1930) – William Faulkner Bilinçakışı yöntemiyle yazılan romanda, on beş farklı anlatıcının ağzından karışık bir düzende aile bireylerinden birisinin gömülme arzusu yerine getirme çabası anlatılır. 7. Mübarek Toprak (1931) – Pearl S. Buck Dünya Savaşı’ndan sonra, bir çiftçi ve karısının yaşam savaşının betimlemesi özelliği taşıyan roman, çiftçinin ve ailesinin, yaşamlarını kontrol etme hikâyesini zaman ve yer kavramlarını aşarak anlatır. 8. Dalgalar (1931) – Virginia Woolf Sansür döneminde kadınların arzularını ve eşcinselliğini oldukça keskin hatlarla ve açıksaçıklıkla araştıran Woolf, bu kavramların “edepli toplum” değerlerinden öte bir yerde düşünülmesi için okurlarına meydan okur. Arkadaşları karşılıklı bir trajedide hemfikir olurken birçok fikir ve felsefe nihai feminist hareketin belirginleştiğini ima eder. 9. Fareler ve İnsanlar (1937) – John Steinbeck Büyük bunalım boyunca fakirlik ve eziyetle mücadele eden iki göçmen işçinin trajik ve tozlu hikâyesi, Steinbeck’in en meşhur eserlerindendir. Kahramanlarının birbirleriyle olan ilişkisini ve etraflarındaki umutsuzluğu inceleyen bir eserdir. 10. Tanrıya Bakıyorlardı (1937) – Zora Neale Hurston Antropolog Hurston, Karaib ve ya Afrika soyundan gelen Amerikalıların kişisel deneyimerine ışık tutmak için Amerika’nın güneyi ve Karayipler ile ilgili araştırmasına dikkat çeker. 11. Sessiz Gezegenin Dışında (1938) – C.S. Lewis Lewis, Narnia gibi canlı ve hayal gücü kuvvetli bir dünyada, insan içgörüsüne bazı fantastik yaratıklarla uzaylı manzaraları yerleştirerek bilimkurguyu çözmeye çalışır. 12. Hoşça Kal Berlin (1939) – Christopher Isherwood Bir hiciv geçidi, eksantrik ve grotesk figürlü, ilginç hikâyeler dizisi, Berlin’deki Nazi saldırısının öncesinde ana karakter Isherwood’un başına gelen olaylardan esinlenerek ortaya çıkmıştır. 13. Altın Gözde Yansımalar (1941) – Carson McCullers Carson McCullers, ABD’nin güneydoğu eyaletlerinden birinde, barış zamanı bir ordugâhta geçen bu romanında, beş kişinin yalnızlıkları, düşleri, saplantıları, başarısızlıkları ve zaaflarından bir “insani cehennem” örüyor. 14. Yabancı (1942) – Albert Camus Varoluşçu bir roman olarak etiketlenmesine rağmen, Camus, politika, felsefe, edebiyat ve din gibi çok geniş bir açıdan alır sorunları. Romanda bir katilin hayatında gittikçe artan absürt ve ruhsuz olayları anlamlandırma çabası yer alır. 15. Başka Sesler Başka Odalar (1948) – Truman Capote Old South, etrafında bir viraneye dönüşürken genç bir çocuk tanımadığı akrabalarıyla yaşamak için gönderilir ve kendisini insanlığın anlamını, onun güzel ve karmaşık yapılarını sorgularken bulur. 16. 1984 (1949) – George Orwell 1984, şimdiye kadar yazılmış en etkili politik ve distopik romanlardan biridir. Bu tartışmasız klasik, bireyin toplumla olan ilişkisini dikkatli bir biçimde irdeler. Sadık bir sosyalist olan Orwell, komünizm, faşizm ve totalitarizmin mantıksal aşırılıklarını ortaya çıkarmak niyetindedir ve bunu büyüleyici ve korkunç anlatımı ve diliyle yazmıştır. 1951 yılında yayımlanmasına rağmen, Salinger’in ikonik, isyankâr antikahramanı Holden Caulfield hâlâ yaşamaktadır ve Amerikan toplumunun iki yüzlülüğünü ve sahtekârlığını dile getiren güvenilmez bir ses olarak da okunmaktadır. 18. Görülmeyen Adam (1953) – Ralph Ellison Çok az roman insan hakları hareketinden önce Afroamerikan toplumunun duygularını Görülmeyen Adam kadar iyi yakalamıştır. Ellison, marjinalleşme, hayal kırıklığı ve çağdaşlarını değersizleştirme gibi kavramları politik bir bireşime dönüştürmektedir. 19. Sineklerin Tanrısı (1954) – William Golding Makro konuya mikro bir bakış getiren roman, bir uçak kazasından sonra adaya sıkışan, orada uygarlık çatışmalarına ve farklı gruplaşma yolları arayan ve bunu, gücü güvence altına almak için yapan İngiliz okul çocuklarının hikâyesini anlatır. 20. Lolita (1955) – Vladimir Nabokov Birçok okur romanın merkezindeki tartışma yaratan pedofili ilişkiyi görüp, romanın özünü atlamıştır. Lolita, kurbanla kurban eden arasındaki çizginin bulanıklaşmasını özenle inceler. 21. Şafak Tapınağı (1956) – Yukio Mişima İnsan zihninin gizli kalmış yerlerini usta bir anlayışla anlatan Mişima, tapınaktaki evi tarafından büyülenen genç Budist’in deliliklerini ve eziyetlerini incelemektedir. 22. Zen Kaçıkları (1958) – Jack Kerouac Beat neslinin temel taşı olarak bilinen Kerouac, özgür Zen Kaçıkları’nda konformist Atom Çağı’nda, toplumun gittikçe sertleşen anlam arayışını net bir biçimde gösterir. 23. Gece (1958) – Elie Wiesel Çok az roman, soykırımın onur kırıcı ve iç burkan korkularını toplama kampında geçen, yarı otobiyografik, didaktik ve trajik bu roman kadar iyi anlatabilir. 24. Parçalanma (1958) – Chinua Achebe Igbo lideri Okonkwo, kabilesinin hem içerde hem de İngiliz kolonisi gibi dış kaynaklarla parçalanmasını izlemektedir. Bu roman postkolonyel edebiyat tarzında şimdiye kadar yazılmış en aydınlatıcı ve provokatif eserlerden biridir. 25. Bülbülü Öldürmek (1960) – Harper Lee Lee’nin bu uzun eseri, zorlukların içinde dürüstlüğü devam ettirme ve toplumsal ahlakı sürdürebilme mesajlarını taşıyan, içerik bakımdan zengin bir romandır. 26. Madde 22 (1961) – Joseph Heller Heller, bu kara mizah ögeleri barındıran romanında, absürt hükümet bürokrasisi yoluyla savaşa ve şiddete ciddi eleştiriler gönderir. 27. Otomatik Portakal (1962) – Anthony Burgess Özgür iradenin sınırlarını ve doğasını sorgulayan bu provokatif ve distopik roman, sokak çetelerinin acımasızlığıyla hükümetin yaptığı tuhaf deneyleri konu edinir. 28. Guguk Kuşu (1962) – Ken Kesey Zihinsel sağlık enstitüsü ve MKULTRA’da edindiği tecrübelerle ortaya çıkan Kesey’nin tartışmalı romanı, toplumun yanlış anlaşılan, aşağılanan ve gözden kaçanlarına bir ışık tutmaktadır. 29. Kedi Beşiği (1963) – Kurt Vonnegut Kedi Beşiği’nde teknoloji, din, bilim ve soğuk savaş, nüktedan ve kırıcı bir mizaha kurban gitmektedir ki bu eser aynı zamanda ana ilkeleri de ayrıntılı biçimde inceler. 30. Herzog (1964) – Saul Bellow Mektup tarzında düzenlenen bu roman, orta yaş bunalımına yenik düşen ana karakter Moses Herzog’un zihnine bir gedik açar. 31. Paris Bir Şenliktir (1964) – Ernest Hemingway Bu yaratıcı romanda Hemingway, 1920′li yıllarda Paris’te bir göçmen olarak edindiği tecrübeyi ve sayısız önemli yazar ve sanatçıyla olan iletişimini dile getirir. 32. Kişisel Bir Sorun (1964) – Kenzaburo Oe Ailevi sorumluluk ve gerçeklerden kaçış bu romanın merkezini oluşturur. Bir babanın, yeni doğan zihinsel engelli oğlundan uzaklaşmak gibi yüz kızartıcı kararı ve bu karardan kendini alkole ve kadınlara vererek vazgeçmesi anlatılır. 33. Maus Hayatta Kalanın Öyküsü (1972) – Art Spiegelman Spiegelman’in babasıyla olan hasarlı ilişkisini düzeltme çabalarını anlatan ilginç bir hikâyeyle çerçevelenen iki ciltlik bu roman, soykırım edebiyatı ve grafik roman tarzına önemli bir örnektir. 34. Gravity’s Rainbow (1973) – Thomas Pynchon II. Dünya Savaşı’nın tuhaf ve postmodern bir yorumu olan bu roman, birbirinden farklı gerçek konu ve fikirleri araştırırken 73 bölümde 400′ü aşkın karakteri uzun uzun anlatır. 35. Suttree (1979) – Cormac McCarthy Ortada hiçbir neden yokken varlıklı bir adam, lüks hayatını terk edip Tennessee nehrindeki tekne evine kendini hapseder. Orada birçok kötü insanla karşılaşır, kendisi ve çevresi hakkında çok şey öğrenir. 36. Alıklar Birliği (1980) – John Kennedy Toole Şimdiye kadar Pulitzer kazanmış ve aynı zamanda sevimli bir absürt tarzı olan romanlardandır. Toole, trajik ve gülünç olan New Orleans’ın bir portesini çizer. 37. The Color Purple (1982) – Alice Walker Walker, 1930′ların Georgia’sında geçen bu romanında, o zamanlar görmezden gelinen bir grup olan Afroamerikan kadınların var olma mücadelesini ele alıyor. 38. Beyaz Gürültü (1985) – Don DeLillo Postmodern bir ana karakter olan Jack Gladney ve ailesi, yerel bir felaketin ardından kendi varoluşlarını incelemeye başlar. 39. Watchmen (1986) – Alan Moore Watchmen, soğuk savaş, Thatcherizm ve Reaganizm hakkında yorum yapan, geleneksel süper kahraman mitoslarını tahlil eden, yarı gafik tarzında yazılmış bir romandır. 40. Mutfak (1988) – Banana Yoshimoto Tokyo’da kederin, yenilginin, aşkın ve yemeğin merkeze alındığı bir kitap olan Mutfak, Yoshimoto’nun ilk romanıdır ve toplum tarafından askıya alınan hayatın sınırlarına dikkatle bakan bir romandır. 41. Biz (1988) – Yevgeny Zamyatin 1920-1921 yılları arasında yazılan fakat 1988′e kadar basılmayan bu Zamyatin romanı, iki farklı Rus devriminden edinilen deneyimlerle ortaya çıkan totaliter, kötücül ve distopik bir geleceği anlatır. 42. A Good Scent from a Strange Mountain (1992) – Robert Olen Butler Vietnam savaşından kısa bir süre sonra Louisina’da kendi yalnız hayatlarını dokumaya başlayan göçmenler, gaziler, fahişeler ve öbür yabancılaştırılmış insanları konu alan bir kitaptır. 43. Snow Crash (1992) – Neal Stephenson Cyberpunk hareketinin temel taşlarından biri olan ve oldukça titizlikle yazılan bu roman, Second Life gibi metaverselerin, Google Earth gibi evrensel servislerin ve internet kültüründeki dil temelli fikirlerin nihai doğuşunu doğru bir biçimde öngörmüştür. 44. Art & Lies (1994) – Jeanette Winterson Benlik, cinsellik, yaratıcılık hakkında sorular soran, Picasso’nun, Sappho’nun hayatını içeren büyülü gerçekliğin postmodern bir eseridir. 45. Life After God (1994) – Douglas Coupland Coupland, hayatlarında din olmadan yetişen bireyler ile maneviyatı ve anlamı bulmada sayısız yolları deneyen insanları karşılaştırır. 46. Fight Club (1996) – Chuck Palahniuk Palahniuk, bu ilk romanında Amerikan toplumunun yalnızca yapay şeyler üretmek için insan doğasını kısıtlamasına ve baskı altına almasına derin ve keskin bir ayna tutar. 47. The Lives of Animals (1999) – J.M. Coetzee Coetzee, insanoğlunun hayvanlara gösterdiği farklı davranışlarla veganizmden esinlenerek yazdığı bu romanda, bu iki bakış açısını dengeleyerek eserine yansıtmaktadır 48. Saksı Olmanın Faydaları (1999) – Stephen Chbosky Anlatıcı Charlie, aslında parçası olmak istediği dünyadan ayrılma ve tecrit hissi ile büyüyen yeni nesil için, yeni çağın Çavdar Tarlasında Çocuklar’daki Holden Caulfield’i gibi davranır. 49. Places Left Unfinished at the Time of Creation (1999) – John Phillip Santos Santos, ailesinin mirasını anmak ve araştırmak için gelecek, geçmiş ve günümüz arasında bir köprü kurar. Bunu yaparken Meksika geleneğinin parçalarıyla süslenmiş hikâyelere ve arkeolojik duyarlılığı olan bir tarih bilincine yer verir. 50. Sputnik Sweetheart (1999) – Haruki Murakami Çok az yazar Murakami’nin anlattığı gibi karşılıksız aşkı ve kaybı anlatabilir. Yazarın şiirsel ve çağrışımsal tarzıyla bezenmiş roman, bireylerin kendilerini bir bütün olarak toplumdan uzaklaştırmasını ve bunun yarattığı yalnızlığı yansıtır. Temaya, milliyetlere, toplumların kökenine, geçen yıllara ya da kabul gören başarı düzeyine aldırmadan, bu elli kitabın yazarı, okurlara yeni fikir ve bakış açısı kazandırmayı başarmıştır. Bazıları toplum tarafından göz ardı edilen grupların ya da bireylerin sözlerini yansıtmıştır, bazıları dışta olanı açıklamak için içsel bir bakış sergilemiş, bazıları da insanlık için olası kaderleri doğru varsaymıştır. Her durumda tümü de uygarlığın nerede başladığını ve şimdi nerede olduğunu anlatan, okunmayı hak eden romanlardır. (Onlineaccredittedegrees) | Notosoloji
Mutlu Evliliğin Sırları
Çabanın ve isteğin azlığı,evlilikleri mutsuz kılıyor.Fransız Lape Hastanesi Uzman Psikoloğu Eylem Sönmez, farklı öykülere sahip iki bireyin beraber yaşama kararı alması olarak tanımlanan evliliklerde, çiftlerin karşılaştıkları başlıca sorunları ve mutlu bir ilişki için önerileri açıkladı.Evlilikleri, farklı öykülere sahip iki bireyin beraber yaşama kararı alması olarak tanımlayan Sönmez, farklılıklara rağmen hayata geçen evlilik kurumunun, bazı durumlarda güçleri ikiye katlayan ancak bazı durumlarda ise tam tersi bir sürecin yaşanmasına neden olabilen bir ortaklık olduğunu ifade ediyor. Uzman Psikolog Eylem Sönmez'e göre, bireylerin huzurlu ve doyum içeren bir ilişki yaşayabilmeleri, karşılıklı uyuma ve birbirlerini tamamlayabilecek özelliklere sahip olmalarına bağlı.Birbirlerinin kişisel özelliklerine ve farklılıklarına saygı duyan çiftlerin ilişkilerini uyum içerisinde sürdürdüklerinin altını çizen Sönmez, bu unsurların yanında daha da önemli olan faktörlerin, ilişkiyi sürdürmeye dair duyulan inanç ve arzu olduğunu belirtiyor. Evlilikte, istek ve çabanın diri tutulmasının da önemli olduğunu belirten Sönmez'e göre, çabanın ve isteğin istikrarsızlığı, ilişkiyi çıkmaza sokan önemli unsurların başında geliyor.İletişimsizlik, saygısızlık ve saldırganlık ciddi sorunlara neden oluyorBirlikteliklerin ve evliliklerin yenilenmeye ve gelişmeye ihtiyaç duyan bir dinamiğe sahip olduğunu belirten Sönmez, mutlu ilişkilerin, yenilenmeye ve gelişmeye açık bireyler tarafından yürütüldüğünü, evlilikteki veya birlikteliklerdeki iletişimsizlik, saygısızlık ve saldırganlığın ciddi sorunların yaşanmasına neden olduğunu ifade ediyor. Sönmez, aile yapılarının, karakter özelliklerinin, eğitim seviyelerinin ve zevklerin birbirine uyumunun, ilişkilerde ortaya çıkan problemlerle başa çıkılmasını kolaylaştıran unsurlar olduğunun da altını çiziyor.Modahaber.com
Reklam
Kadının Orgazm Taklidi Yapıp Yapmadığını Anlamanın 6 Basit Yolu
Dikkat: 18+ içerikErkek adam biraz mazoşisttir, bu sebeple yaşattığı orgazmın taklit mi yoksa gerçek mi olduğunu öğrenmek ister. 'Lan boş ver, beni düşündüğü için taklit yaptı' falan demez. İllaki orgazmın taklit olup olmadığını öğrenmek buna göre kendini üzmek, bunu kafasına takmak ister. O sebeptendir ki sevişme sonrası mutlaka 'geldin sen dimi?' diye sorar... Kadının orgazmının gerçek mi yoksa taklit mi olduğunu anlamanın, gerçeği ile taklidini ayırt etmenin birkaç yolu vardır, her ne kadar sizinle sevişen bir kadın asla orgazm taklidi yapmak zorunda olmasa da (!) yine de bilin, ne olur ne olmaz.
Deliler Gibi Aşık Olduğu Sevgilisini Bir Daha Asla Affedemeyeceklerin Çok İyi Bildiği 12 Durum
etiket
İhanete uğramak, terkedilmek, yalnızlık ile başbaşa bırakılmak ve kaderin güçlü kollarına öylece itilivermek... Bu duyguyu sadece yaşayanlar bilir. Canım dediğimiz ve belki de hayatımızı uğruna feda ettiğimiz insan bir gün içinizdeki tüm ateşi söndürecek bir şeyler yapar ve yaşamınızın bundan sonrasını büyük bir karanlık kaplar. Bu noktadan sonra artık 'O' kişi geri dönse bile, onu asla affedemezsiniz çünkü bilirsiniz ki affedilemeyecek bir şey yapmıştır. Gelir ve size yalvarır, her şeyini size feda etmeye hazır olduğunu söyler fakat gururunuz ve kırılmış kalbiniz sizin için ilişkiyi bitirmiştir. Geri dönüş yoktur. Tanrı affetse bile siz affedemeyecek kadar yaralı ve inançsızsınızdır. İşte hayat böyleleri için çok daha zordur çünkü onlar hem kalplerinin derinliklerinde aşklarını yaşatırlar hem de sevdikleri insanları bir daha asla affedemeyeceklerini çok iyi bilirler. Yalnızca onlar anlar, yalnızca susmanın ve oradan uzaklaşmanın gururlu ve dürüst bir hayata doğru giden tek yol olduğunu...
10 Adımda Cimri Erkek Avı
Kadınların en büyük sorunsallarından biri de ''cimri erkek sorunsalı'' dır. Tamam kabul ediyorum tabi ki kadında çalışmalı kendi ayakları üzerinde durmalı tek hedefi zengin bir koca bulup onun parasıyla yiyip içmek olmamalı ama yanında olan erkeğin de maddi olarak az da olsa kadına destek olması şart. (Ayy beni neden Paris'e götürmüyor'',''yaaaa aşkımmm bu araba ne kadar güzel hadi alalım'' tarzı isteklerden bahsetmiyoruz burada. Ha evet bütün bunları yapsa tabi ki çok güzel olur ama henüz böyle bir erkeğin dünyaya gelmediğini varsayarak bunu pas geçiyorum.) Evet şimdi de 10 adımda cimri bir erkek nasıl tespit edilir ve saatte 200 km hızla nasıl arkaya bile bakmadan kaçılır onu görelim.
Reklam
Evliliklerdeki Sorunlu 8 Kadın Tipi
Bu yazıda evlilik terapisi ve aile danışmanlığı yaparken karşılaştığım, sorunlu 8 kadın tipini anlatacağım. Beni takip ediyorsanız daha önce bu serinin ‘Evliliklerdeki Sorunlu 10 Erkek Tipi‘ bölümünü okumuş olabilirsiniz. Ancak erkeklerden fazlaca tepki aldığımı belirtmeliyim. Hep bizi kötülemişsin hocam şeklinde mailler aldım. Ancak daha önce de belirttiğim üzere, burada bahsettiğim durumlar, sık karşılaştığım problemlerin cinsiyetler üzerinden esprili bir şekilde kategorize edilmesi. Herhangi bir cinsiyete kastım yoktur, bu böyle biline…
Bir Vajinası Olan Herkesin Mutlaka Bilmesi Gereken 21 Şey
Vajinanızı daha yakından tanımak, onun hakkında bilgi sahibi olmak istemez misiniz? İstiyorsanız sizi içeriğimize alalım. Vajinal bölge görüntüsü, vajina örnekleri ve vajinanın dille uyarılması gibi bilgilere bu içeriğimizden ulaşabilirsiniz. Dikkat!İçeriğimiz +18'dir. Rahatsız edici imajlar olabilir.
Reklam
Hangi Romantik Film Senin İlişkine Benziyor?
Filmleri izlerken hep kendimizden parçalar bulup kendimizi ya da ilişkimizi o filmlere benzetmeye çalıştık yıllarca. En azından ben öyle yaptım ve yalnız olduğumu düşünmüyorum :) İşte sana bir fırsat! Testi çöz ve hangi film senin ilişkine benziyormuş öğren!
Durex, İyi Bir İlişki İçin Doğru Noktaya Temas Ediyor
Durex, duygusal videosu ile teknolojide yeni bir dönem başlatıyor. 'Yeniden Bağlanmak için Önce Bağlantıyı Kes'Durex öncülüğünde gerçekleştirilen bir araştırmaya göre çiftlerin yüzde 40’ı, mobil teknolojiler yüzünden seks yapmayı erteliyor. Katılımcı çiftlerin üçte biri ise telefonlarını cevaplamak için sekse ara verdiklerini belirtiyor. Araştırmadaki bulgular ile yola çıkan Durex, duygusal videosu ile teknolojide yeni bir dönem başlatıyor.İlişki uygulaması Siren Mobil işbirliğinde hayata geçireceği dijital buluşu ile gündeme gelen, dünyanın bir numaralı cinsel sağlık markası Durex, çiftlerin cinsel hayatını tamamıyla değiştirmesi beklenen akıllı telefon teknolojisini açıkladı: “Kapatma” Tuşu. Aşk hayatlarını hareketlendirmek isteyen gönüllü çiftlerin, bu teknolojiyi deneyimledikleri görüntüleri içeren video (http://youtu.be/wpdd2eBvyXM) asıl cevabın çok basit bir işlemde gizli olduğunu gözler önüne seriyor. Yayınlanması ile birlikte sosyal mecralarda büyük ilgi gören video, bu teknolojiyi deneyen gönüllü çiftlerin duygusal yolculuğuna tanıklık ederek, teknolojinin günümüz dünyasını nasıl esir aldığını gösteriyor. Dünyanın bir numaralı prezervatif markası Durex’in öncülüğünde Durham Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen araştırma ise yaygın teknoloji kullanımının, çiftlerin cinsel hayatı üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koyarken, cinsel birlikteliklerin yarıda kesilmesi ve ilişkilerde gerginlikler gibi sonuçlara sebep olduğunu da vurguluyor. Durham Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Cinsellik Merkezi’nin gerçekleştirdiği araştırmaya göre katılımcıların yüzde 40’ı, akıllı telefon veya tablet gibi teknolojiler yüzünden seks yapmayı erteliyor veya gelen mesajları cevaplamak için cinsel aktiviteyi hızlıca bitirmeye çalışıyor. Bunun yanı sıra katılımcı çiftlerin üçte biri ise telefonlarını cevaplamak için sekse ara verdiklerini doğruluyor.
Türkiye Trans Cinayetlerinde Avrupa'da Birinci
Türkiye’de 2009-2014 yılları arasında 34 trans kadın nefret cinayetinin kurbanı oldu. Son 6 yılda İstanbul’da 14 trans kadın öldürülürken bu rakam Manisa, Kocaeli ve Hatay’da 1 olarak kayıtlara geçti. Türkiye trans kadın cinayetlerinde Avrupa’da birinci sırada yer aldı.CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, 20 Ekim 2014’te trans cinayetlerini TBMM gündemine verdiği soru önergesiyle taşımıştı. Onur, Meclis’te son 5 yılda kaç trans bireyin hangi illerde öldürüldüğünü ve nefret cinayetlerinin önlenebilmesi için hangi yasal adımların atılacağını sormuştu.Begüm Erginbay, M. Efe Altay ve Efe Sönmez’in DağMedya’daki haberine göre; Elde edilen veriler, Türkiye’de transfobinin ne boyutta olduğunu gözler önüne serdi. Son 6 yılda 34 trans kadın ateşli silahla, kesici aletle ya da dövülerek öldürüldü. Trans kadınlara yönelik nefret cinayetlerinde kullanılan yöntemler arasında ise yüzde 61’lik oranla kesici aletlerin fazlalığı göze çarptı.
Reklam