Görüş Bildir
Dört Kişilik Bir Ailenin Asgari Geçim Sınırı 4 Bin 182 Lira
Türkiye Kamu-Sen'in, 2015 Şubat ayına ait asgari geçim endeksi araştırmasına göre, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi 4 bin 182 lira 93 kuruş olarak belirlendi.Türkiye Kamu-Sen'den yapılan yazılı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumundan alınan, Şubat 2015 fiyatlarına göre yapılan araştırmanın sonuçları açıklandı. Buna göre, çalışan tek kişinin yoksulluk sınırının 2 bin 61 lira 33 kuruş, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin ise 4 bin 182 lira 93 kuruş olarak belirlendiği bildirildi.Sonuçların, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya göre yüzde 0,80 oranında arttığını ortaya koyduğu belirtilerek, çalışan tek kişinin açlık sınırının ise bir önceki aya göre yüzde 0,75 oranında yükseliş göstererek bin 592 lira 61 kuruş olarak hesaplandığı kaydedildi.Açıklamada, yapılan araştırmada, 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcamanın Şubat 2014 verilerine göre günlük 33 lira 889 kuruş olduğu ifade edildi.Gıda harcaması bin 16 lira 67 kuruşAilenin aylık gıda harcaması toplamının ise bin 16 lira 67 kuruş olduğu bildirilerek, 'Şubat 2015 itibarı ile ortalama 2 bin 297 lira 84 kuruş ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının yüzde 44,24'ünü oluşturdu. Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde bulunan konut gideri ise Şubat 2015 ortalama maaşının yüzde 27,36'sına denk gelmiştir. Buna göre bir memur, ortalama maaşının yüzde 71,6'sını yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kaldı. Diğer ihtiyaçlarını karşılamak için ise maaşının yüzde 28,4'ü kalmıştır. Ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için Şubat 2015 maaşından geriye yalnızca 652 lira 59 kuruş kaldı' ifadelerine yer verildi.Koncuk'un değerlendirmesiAçıklamada ayrıca, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk'un araştırma sonuçlarına ilişkin değerlendirmesine de yer verildi. Koncuk, 2015'in ilk iki ayında dört kişilik bir ailenin insanca yaşayabilmesi için gerekli en düşük harcama tutarının 77 lira arttığını belirtti. Memur maaşlarına 2015 yılının ilk altı ayı için 69 lira zam yapılırken, şubat ayında ortaya çıkan rakamların, ilk altı ay için verilen zammın daha ikinci ayın sonunda eridiğini gösterdiğini öne süren Koncuk, şunları kaydetti: 'Memurlarımız şimdiden aylık 8 lira zarara girmiş ve yılın bundan sonraki aylarında da sürekli olarak zararlarının artarak devam edeceği netleşmiştir. Son günlerde ateşi bir türlü düşmeyen dolar kurundaki yükseliş, bu artışa bağlı olarak yağmur gibi gelen zamlar ve alım gücündeki düşüş kamu çalışanlarını ve toplumun her kesimini mağdur etmektedir.'AA
Ara Güler'den Yaşar Kemal'e: ‘Öleceğini Ne Bilelim Ulan?’
Yaşar Kemal’in ardından, yakın dostu, fotoğraf sanatçısı (kendi adlandırmasıyla foto-muhabir) Ara Güler’le, onun ‘Yaşarı’nı konuşmak için Ara Kafe’de buluşuyoruz. Yanımda Berge (Arabian) var. Berge, birkaç yıl önce Ara Güler’le tanışmış, fotoğrafını çekmiş. Yeniden ustayla buluşacağı için en az benim kadar heyecanlı... Masaya, Yaşar Kemal’in ‘Röportaj Yazarlığında 60 Yıl’ adlı kitabını koyuyorum. Kitapta, yazarın çeşitli şehirlerde, farklı farklı yıllarda çekilmiş 26 müthiş fotoğraf ve portresi bulunuyor. Kemal’in yaşamını, derinliğini, algısını, acısını ifadesinde ölümsüzleştiren bu fotoğraflar, yakın dostu, Ara Güler’e ait...Masaya oturur oturmaz kitaba uzanıyor Ara Güler... Tek tek anlatıyor: ‘Bu fotoğrafları ben çektim. Bu Paris’te. Yanımızda da James Baldwin var. Burada görünmüyor. Üçümüz keyfediyoruz. Hah, bu Kalafat yerinde, İstanbul’u dolaşırdık birlikte… Bu da kahvede, gençlik yılları.” Bir başka fotoğrafta Yaşar Kemal, bahçede köpekle oynuyor, bir diğerinde tavla oynayanların arasında, sonra bir camide... ‘Sayısız fotoğraf var daha bende. Yol uzundu’ diyor Ara Güler.“Yanyana gelsek isyan çıkarırız belki..”“O yolun başını hatırlar mısınız?” diye soruyorum. “Çok oldu” diyor, “20’li yaşlardaydık. O zaman ben Hayat Mecmuası’nda foto muhabiriyim. Yaşar’ı ipleyecek durumda değilim ki! E başlarda tabii. Anadolu’dan yeni gelmiş. İlk tanıdığı kişi de benim burada. Anadolu p.çleriyiz işte.”Bir süre Hayat Mecmuası’nda birlikte çalışmış iki usta. Birbirilerinin kimliklerine şakayla takılacak kadar yoğun çalışmış ve paylaşmışlar hayatı. ‘Ben Ermeni’yim o Kürt. Yanyana gelsek isyan çıkarırız belki’ deyip kahkahayı basıyor. Az konuşuyor, hatırlamadığını söylüyor yer yer, ancak gözlerinde ve gülüşünde yaşanmışlığın taze hafızası var besbelli.En son ne zaman gördünüz onu?Hastaneye gitmiştim. Yoğun bakıma kimseyi almıyorlardı.Burada buluşur muydunuz?Burada. Yukarıda. Ben onların evine giderdim. Onun evi çok güzeldir. Boğazın üstündedir. Yaşar’la benim güzel bir geçmişimiz vardır.Siz onu gazeteci kimliğiyle tanıdınız...O gazeteciydi zaten. Sonradan romancı oldu. Çok iyi gazetecidir. Mesleğe yenilik getirmiştir. Ahtamar’ı o kurtarmıştır, yıkımını o durdurmuştur.Peki ya edebiyatının sizdeki yeri?Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi edebiyatçısıdır Yaşar. Ben en çok ‘Ağrı Dağı Efsanesi’ ve ‘İnce Memed’i severim. Mesela bu ‘Demirciler Çarşısı Cinayeti’ kitabı var... Bir kan damlatacak, 50 sayfa yazıyor. Düşünebiliyor musun?Birlikte gittiğiniz yerleri düşündüğünüzde, ilk hangi kare geliyor gözünüzün önüne?Menekşe diye bir yerde otururdu, bilir misin? Yeşilköy’den biraz ileride, küçücük bir köydür. Orada balıkçılar vardır, sahilde insanlar tavla oynar. Onlarla ahbaptı. Beni de götürürdü. Tavla oynardık. O konuşurdu, ben fotoğraf çekerdim.Birlikte Anadolu’nun çeşitli yerlerinde de gittiniz. Birlikte yolculuk etmek nasıldı? Yol hatıralarınız var mı?Bir sürü yere. Erzurum’a, Adana’ya. Ama şimdi hatırlamam. Eğlencelidir Yaşar. O sana anlatır, sen ona anlatırsın. Hoş vakit geçer. En son Hemite’ye gittik. Çukurova’da. Doğduğu köydür. Orada heykelini de yaptık. Açılış yapıldı. Halet Çambel onun için bir yemek verdi. Bir sürü mühim adam da vardı.Bazı bazı Ermenice konuşuyoruz Ara Güler’le. Söyleşi içerisinde birkaç kere iyi arkadaş, iyi dost olduklarını vurguluyor; bir kez de Ermenice olarak: ‘Ağek paregam er’ diyor.‘Benimle röportaj yapmak da zor iştir’ diyor gülümseyerek sonra. Masada duran kitabı karıştırıyoruz birlikte yeniden. Yaşar Kemal’in röportaj üzerine yaptığı bir söyleşiyle açılıyor kitap. Şöyle diyor usta yazar: ‘...Röportaj bal gibi edebiyattır. Onu haberden ayıran nitelik onun edebiyat gücüdür. Haber bir yaratma değildir, bir taşımadır. Röportaj bir yaratmadır. Gerçeğe, gerçeğin, yaşamın özüne yaratılmadan varılamaz.’Ara Güler, kitabı kapatarak, ‘Edebiyatın da gazeteciliğin de ustasıydı Yaşar’ diyor bir kez daha. ‘Yaşar Kemal’de en çok sevdiğiniz özellik neydi?’ diye soruyorum en son, vedalaşmadan. ‘Dobra dobra konuşurdu. Kimseden korkusu yoktu’ diyor, ‘Ha bir de kafa dengiydi. Matraktı. Öleceğini ne bilelim ulan?..’Maral Dink / Agos
Yazılımcılarının Nasıl Düşünemedik Demeyi Bırakıp Acilen Instagrama Eklemesi Gereken 15 Filtre
Yakın zamanda 4 yaşına giren Instagram'ın şüphesiz ki en sevdiğimiz özelliği sıkıcı fotoğraflarımızı, filtreleri sayesinde bakmaya doyulmaz hale getirmesi. Ama eminim ki, siz de tıpkı benim gibi bu filtrelerle tatmin olmuyor, fazla mal göz çıkarmaz aslında diyerek, çok daha fazlasını istiyorsunuz. Sizi bilmem ama, Elite Daily'nin benimle aynı fikirde olduğu aşikar. İşte onların yaratıcılığıyla ortaya çıkmış, 15 eğlenceli filtre önerisi;
Kitapların Sadece Okunmak İçin Var Olmadığını Düşünen Ressamın 24 Harika Eseri
Mike Stilkey sıra dışı bir ressam. Onu farklı kılan ise kağıt ya da kanvas yerine eski kitap kapakları üzerine resim yapıyor olması. Sanatçı renkli kalem, mürekkep, yağlı boya kullanarak eski kitapları adeta canlandırıyor. Çizimlerinde şiirsel çizgiler, detayları yakalayan ince bir zeka ve gizem göze çarpıyor. Sizi, Stilkey'in göz alıcı çalışmalarıyla baş başa bırakıyoruz...
İstisnasız Her "Eller Havaya" Barında Çalan 25 Şarkı
Bir akşam kalabalık bir arkadaş grubunuzla dışarı çıkmak istediniz. Nereye gideceğiniz konusunda da bir fikriniz yok ne de olsa herkesin müzik zevki farklı ve ortak bir şeyler bulmanız gerek. Aradığınız yer işte o mekan, binlerce benzeri olan ve her zaman istisnasız aynı şarkıları çalan.
Vajinasından Yaptığı Yoğurdu "Ekşi, Keskin ve Acı" Olarak Tanımlayan Kadın
Belki bilmezsiniz ama, spermi en temel yemek bileşeni olarak kabul eden bir yemek kitabı mevcut. Bu kitabın adı Natural Harvest (Doğal Hasat) ve 2008'den bu yana piyasalarda. Kitabın söylediğine göre 'spermin tadı karmaşık ve dinamik.' Ek olarak spermin farklı faydalarına da değiniliyor: 'Sperm ucuzdur ve üretmesi kolaydır. Herkes de bulunmasa da, birçok insanda olduğu aşikardır. Hem de çeşit çeşit.'Spermi bir şekilde yemek malzemesi haline getiren böyle bir kitap olduğu için, bir grup kadının aklında şöyle bir soru oluştu: Neden kadın salgılarını da yemek malzemesi olarak kullanmayalım? Bu sorudan feyz alan ve Wisconsin Üniversitesi'nde doktorasını yapmakta olan Cecilia Westbrook, bedeninin derinliklerinde yatan yemek kaynağını ortaya çıkarmaya karar verdi. Cecillia'nın hipotezine göre vajinalar sağlıklı bakteriler ve mikro-organizmalarla dolu. İşte bu yüzden oradan yapılacak herhangi bir yemek çok sağlıklı olacak. Cecillia işe yoğurt yapmakla başladı:
Reklam
Osmanlı Tarihinde Pek Bilinmeyen Küçük ve İlginç 78 Bilgi
Eski zamanlarda Fatih ve Bayezid Camilerinin avlusunda sergi kurulur ve bu avlular yiyecek v.s. satan küçük dükkanlarlar dolardı.Topkapı Sarayı bu ismini Eski Sarayın sahilindeki toplu kapısından almıştır. Bu sarayın, Fatih zamanındaki adı Yeni Saray idi.Çadıri Osmanlıların ilk hanesi, ilk sarayı, ilk taht evidir. Osmanlı sarayı, pek muhteşem ve çok odalı idi. Hele havaya dayanıklılığı ve ihtişamı pek meşhurdu.II. Süleyman kadınlarla meşgul olmazdı. Saraylılar harem ağalarıyla rezalete başladılar. Bu yüzden hizmeti olmayan ağaların içeri girmesi men edildi.Sultan Orhan zamanında Bizans’ta taht kavgaları oluyordu. Kantakuzinus’un yardımına giden Türkler, Bizans’ta büyük bir itibar kazanmışlardı. Saraya serbestçe girip çıkabiliyor, Bizanslılara hakim sıfatını takınıyorlardı.Osmanlı şehzadeleri babaları ile beraber harbe giderlerse ihtiyat kuvvetlerini kumanda ederlerdi.
Reklam
John Holcroft'dan Sisteme ve Onun Çarkları Arasında Ezilen İnsanlığa Dair 21 Eleştirel İllüstrasyon
İngiliz sanatçı John Holcroft, çalışmalarında sıklıkla küresel sistemi eleştiriyor ve onun çarkları arasında ezilen insanlığın problemlerini ele alıyor. Günümüz insanının teknolojiye olan bağımlılığını, mutluluğa belirlenmiş kalıplarla ulaşılmasını ve ortaya çıkan boşluğu, 50'lerin reklam anlayışını andıran bir tarzda çizerek eleştiriyor. The Guardians ve The Economics gibi önemli mecralar için de çalışan sanatçının diğer çalışmalarına kendi sitesinden, Behance sayfasından ulaşabilirsiniz.
Ciddi Bir "Morgülatör" Olmak İçin 22 Sağlam Sebep
Onların Justin Bieber’ı ve Belieber’ları varsa, bizim de taş gibi Yılmaz Morgül’ümüz ve Morgülatör’lerimiz var! #MorgulatorlerTakiplesiyor; işte iflah olmaktan imtina edecek bir Morgülatör olmak için 22 sebep:
Facebook 'İçerik Kaldırdığı İçin' Yargılanacak
Fransız mahkemesi, ABD’nin ünlü sosyal paylaşım sitesi Facebook ile ilgili açılan 'ifade özgürlüğü ihlali' ile ilgili bir davaya bakma kararı aldı. Karar, merkezi yurt dışında olan sosyal paylaşım sitelerinin yargılanması açısından içtihat oluşturacak.Fransız mahkemesi, davayı 21 Mayıs’tan itibaren esastan görüşmeye başlayacak. Mahkemenin kararı, merkezi yurt dışında bulunan sosyal paylaşım sitelerinin Fransa’da yargılanması açısından içtihat oluşturacak.Paris’teki duruşmada, Facebook’un avukatı Caroline Lyannaz, 'Şirketin merkezinin Kaliforniya’da olmasını gerekçe göstererek, davanın sadece ABD yargısının yetkisinde olduğu' görüşünü savunarak, bu yüzden başvurunun reddedilmesini talep etti.Şikayetçi tarafın avukatı Stephane Cottineau ise başvurunun 'Fransız yargısının yetki alanına girdiğini' savundu.Fransa’da 28 milyon kişinin söz konusu sosyal ağın kullanıcısı olduğunu hatırlatan avukat, mahkemenin yargılama yetkisini üzerine almaması halinde, bunun ileride olumsuz bir içtihat oluşturacağı görüşünü savundu.İsmi açıklanmayan başvuru sahibi, Facebook hesabının, duvarına ünlü ressam Coustave Coubert’in dünyaca ünlü 'dünyanın merkezi isimli erotik tablosunun resmini koyduğu gerekçesiyle engellenmesi sonrası, ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle şirket aleyhine dava açmıştı.Fransa’da hükümet, terörü öven, ırkçı ve yabancı düşmanlığını körükleyen yayınların sosyal paylaşım sitelerinde daha kolay yasaklanması için uzun zamandır ABD’li ünlü sosyal paylaşım site şirketlerinin Fransa’da yasal olarak sorumlu bir adreslerini olmasını savunuyor.İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve geçen ay ABD’ye yaptığı ziyaret sırasında bilişim suçları ile mücadelede daha etkili önlemler almak adına ilgili şirketlerin temsilcileriyle bir araya gelmişti.AA
Reklam
Nvidia'dan Dünyanın En Gelişmiş Ekran Kartı: Titan X
Nvidia belki de tüm zamanların en iyi ekran kartı serisi olan Titan serisine yeni bir model daha ekledi. San Francisco'da düzenlenen Game Developers Conference (Oyun Geliştiricileri Konferansı)'da tanıtılan yeni Titan X, tıpkı serinin önceki modelleri gibi hepimize derin bir iç çektirecek gibi.Açık konuşalım, Nvidia'nın yeni bir ekran kartı çıkaracağını biliyorduk, ancak bunu GDC'de duymayı planlamıyorduk. Unreal Engine paneli yapılırken sahneye çıkan Nvidia CEO'su Jen-Hsun Huang hepimize bir süpriz yaptı ve Nvidia'nın Titan serisi ekran kartının yeni modeli olan Titan X'i duyurdu.Dikkat çeken kısım ise Huang'ın Titan X'i tanıtırken sarfettiği şu cümleydi; ''dünyanın en gelişmiş ve en iyi ekran kartı''. Evet, Huang Titan X'i bu şekilde tanıttı ki bizce de haksız sayılmaz. 12GB RAM ve 8 milyar transistör barındıran Titan X, şüphesiz serisinin ve sınıfının en iyi ürünü olacak.
Nostalji İçin Görüşme Odasına: Biri Bizi Gözetliyor Evi Denince Akla Gelenler!
02 Melih ile 11 Eray arasında başlayan mücadele, bir hafta birinin diğer hafta birinin 1. olmasıyla iyice kızıştı.Tabii haliyle ülke de Eraycılar ve Melihçiler olarak ikiye bölündü. Bir tarafta sarı güneş gözlükleri, jöleli saçları, rahat tavırlarıyla Melih; diğer tarafta da evdeki birçok olayda sıkıntı çıkartan, mantıksal yaklaşımlarıyla dikkat çeken Filozof Eray...İkisi de İzmirliydi, ancak Melih Göztepeli, Eray Karşıyakalı! Yani Eray ve Melih'in tüm ülkeyi böleceği işin en başından belliymiş!
Apple Yıl Sonunda Akıllı Saat Pazarının Yüzde 55’ine Hakim Olabilir
Apple 9 Martta düzenleyeceği bir etkinlikle piyasaya çıkışı öncesinde Apple Watch’a dair son gelişme ve yenilikleri duyuracak. Bu etkinliğe doğru geri sayım devam ederken, Apple Watch’un göstereceği satış performansına dair çeşitli analizler de ortaya çıkıyor.Startegy Analytics tarafından yayınlanan rapora göre, Apple Watch’un sevkiyat rakamı 2015’in sonuna kadar 15 milyonu geçecek. Cihazın akıllı saat pazarındaki payı ise yüzde 55’e ulaşacak. Şirketin raporunda Apple Watch’un akıllı saat pazarının geri kalanını da ateşleyeceği ve yıl sonuna kadar toplamda 28.1 milyon akıllı saat sevkedileceği belirtiliyor.Apple’ın ilk parti Apple Watch üretimi için tedarikçilerden 5 milyon cihaz talep ettiğine dair haberler daha önce gündeme gelmişti. Apple Watch’un öncelikli olarak ABD’de satışa çıkacağı konuşulduğu için ilk partideki cihazların tamamının bu ülkede satılması muhtemel gözüküyor. Ancak Cupertino merkezli şirketin ABD pazarındaki gücü ve ülkedeki sadık hayranlarının çokluğu, bu rakamın da gelen talebi karşılamaya yeterli olmayabileceği yorumlarının yapılmasına neden oluyor. Apple’ın girdiği ürün kategorilerini deyim yerindeyse ”ihya etmesi” ise Apple Watch’un akıllı saat pazarına da ivme kazandıracağına dair öngörülerin gerçekleşmesi ihtimalini kuvvetlendiriyor.Teknoblog
Reklam
İstanbul'un Adeta Instagram İçin Tasarlanmış Gizli, Renkli ve Minimalist Mekanları
Bu güzel, renkli fotoğrafları çeken isim, mimar Yener Torun. Bugüne kadar hep tarihi dokusuyla, muazzam büyüklükteki camiileriyle aklımızda yer eden İstanbul, Torun'un çektiği fotoğraflarla renkli ve modern bir hale bürünebilir. Torun, çektiği mekanları İstanbul'da yaşayanların bile tanıyamadığını belirtirken, böyle renkli ve modern görünümlere sahip mekanları bulmak onun için adeta bir hazinenin peşini sürmek gibiymiş. İleride farklı ülkelerde, farklı şehirlerde de aynı projeyi devam ettirmek istediğini söyleyen Yener Torun,geçtiğimiz yazdan beri Ankara, İzmir, Bursa ve Kocaeli gibi şehirlerde de İstanbul projesinin benzerlerini oluşturuyor.Kendisinin çalışmalarını Instagram hesabından takip edebilirsiniz.
Reklam
Big Bang Theory'den Leonard Nimoy'a Saygı Duruşu
The Big Bang Theory bu haftaki bölümünde, geçtiğimiz hafta aramızdan ayrılan, diziye sesiyle konuk olmuş, Star Trek'in ikonu Leonard Nimoy'a saygı duruşunda bulundu. Big Bang Theory'nin Sheldon'ının da kahramanı olan Nimoy, 2012'de bir bölümde sesiyle diziye konuk olmuş ve Sheldon ile Mr. Spock figürü aracılığı ile konuşmuştu.Dizinin bu haftaki bölüm sonunda, dizinin yaratıcısı Chuck Lorre'in isminin yer aldığı bölüm yerine, Leonard Nimoy'un siyah beyaz bir fotoğrafının ve kendisine yazılan teşekkür mesajının yer aldığı bir görüntü yer aldı.
Florence and The Machine’den İki Yeni Şarkı Daha
Yeni albümleri How Big How Blue How Beautiful’dan şarkıların haberlerini küçük ve özel konserlerde çalarak veren Florence and the Machine, albümden iki yeni şarkı “Third Eye” ve “St. Jude”u ilk kez dün gece Londra’daki bir etkinlikte çaldı.Şarkılar, video ve ses kaliteleri pek iyi olmasa da dinleyicilerin çektiği Youtube videolarından fikir sahibi olmanızı sağlıyor. Albümden daha önceden “What Kind of Man” ve albümle aynı ismi taşıyan “How Big How Blue How Beautiful” dinleyebilmiştik. Beklenen albüm ise 2 Haziran’da Republic Records üzerinen dinleyiciyla buluşuyor.BantMag
Dolar/TL 2.64'ü Aşarak Rekor Tazeledi
Erdoğan'ın açıklamaları ve MB'nin dolaylı faiz artışı ile 2.58 seviyesine inen dolar, ABD'den gelen olumlu istihdam verileriyle 2.6475'i görerek rekor kırdı.ABD'de Şubat ayı işsizlik oranı yüzde 5.5 olarak açıklandı. Bu, ABD açısından tahmin edilen yüzde 5.6 oranından olumlu. Tarım dışı istihdam artışı da 240 bin kişi olarak tahmin ediliyordu. O da beklentilerin üzerinde, 295 bin kişi olarak açıklandı. Bu rakamların ardından öğle saatlerinde Türk Lirası karşısında değer kaybetmeye başlayan dolar yeniden yükseldi ve 2.58'den 2,64'ün üzerine çıktı, 2.6475 ile rekor kırdı.Erdoğan: Faiz lobisinin çalışmasıCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da cuma namazı çıkışında dolardaki artışla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dolar kurundaki aşırı yükselişle ilgili olarak 'faiz lobisi'ni suçladı. Erdoğan şunları söyledi:'Her şeyden önce şu anda dolar, avro, faiz bunları etraflıca ele aldığımızda karşımıza çıkan durum şudur: Bir defa burada faiz lobisinin malum bir çalışması var. Ortaya bazı iddialar atmak çok yanlıştır. Şunu açık ve net söyleyeyim: Şu anda özellikle faiz lobisi veyahut da dolara aşırı derecede yatırım yapanlar yaya kalabilirler.''Merkez Bankası'nı köşeye sıkıştırıyorlar'Erdoğan spekülasyon vasıtasıyla Merkez Bankası'nın köşeye sıkıştırılmak istendiğini ve Erdem Başçı ve Ali Babacan ile görüşeceğini de söyledi:'Burada yapılan spekülasyon doları piyasadan çekelim, Merkez Bankası'nı köşeye sıkıştıralım... Merkez Bankası’nın tavrı önem arz ediyor. MB Başkanı ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı'nın talepleri var. ABD dönüşü kendileriyle değerlendirmeler yapacağız.''Dolar karşısında ne varsa değer kaybediyor'GCM Menkul Değerler Araştırma Direktörü Erdoğan Turan, 'Erdoğan'ın ılımlı açıklamaları bir umut olmuştu ama o da elimizden alındı' diyor. Al Jazeera'ye konuşan Turan'a göre önümüzdeki hafta ve Mart ayı oldukça çalkantılı olacak:'Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları ile kur 2,58'in altına indi. ABD verisi çok güçlü geldi. Bu, Mart 2000'den bu yana en yüksek rakam. Şu anda dolar karşısında ne varsa kaybediyor. Bu veri, Haziran'da faiz artışı için erken düşüncesini çok ciddi sildi. ABD ekonomisinde FED'in faiz artışının ana sebebiyse ve bu nokta da çözülürse demek ki faiz artışı gelecek.'Turan'a göre bundan sonra yönümüzü ABD'ye çevireceğiz çünkü dünyanın gittiği yer belli, rüzgara karşı durulmaz.'Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları yükseliş hızını kesti'Al Jazeera'ye konuşan Gedik Yatırım Yurtiçi Piyasa Müdürü Eral Karayazıcı da Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarının kurda çok ciddi gerilemeye neden olduğunu ancak ABD verisinin tabloyu değiştirdiğini anlatıyor:'Cumhurbaşkanı'nın konuşması sonrasında diğer gelişen piyasalarda bir şey yokken dolar bir anda Türkiye'de düşmeye başladı. Türkiye için pozitif habere aç kaldı çünkü piyasa. Ardından gelen ABD tarım dışı istihdam verisi Amerikan Merkez Bankası'nın 17-18 Mart'taki toplantısında faiz artışı konusunda 'sabır' ifadesini kaldırması ihtimalini güçlendirdi.'ALB Menkul Değerler Analisti Volkan Kuğucuk'a göreyse siyasilerin yumuşatıcı açıklamaları tüm piyasalarda değer kazanan doların Türkiye'de yükseliş hızını kesti. Kuğucuk, 'Erdoğan'dan ılımlı açıklamalar gelmeseydi, tarım dışı istihdam verisinin ardından dolar/tl'de 2.65 seviyelerinin aşılabilirdi' diyor.Merkez Bankası'ndan dolaylı faiz artışıDolara yönelik önemli hamle ise Merkez Bankası'ndan geldi. Merkez Bankası piyasaya bankaların nakit ihtiyacının 5 ila 6 milyar altında para sürerek, gecelik borçlanma faizlerinin 10.3'ten 10.6'ya çıkmasını sağladı. Direkt faiz indirimine gitmeyen Merkez Bankası bu yolla dolaylı faiz artışı sağladı.Perşembe günü 2,60 TL sınırını aşıp 2.6290 lira düzeyine yükselen dolar, Cuma gününe 2.61 liranın üzerinde başladı. Dolar 2.6110 - 2.6120 lira aralığında hareket ederken, bu gelişmelerin ardından 2,61 TL seviyesinden hızla aşağı yöneldi ve 2.58 TL'ye indi. ABD istihdam verileri açıklanana kadar da bu seviyelerde kaldı.Türk Lirası Ocak ayı sonundan itibaren tüm gelişmiş ülke para birimlerinde olduğu gibi değer kaybediyor ve Brezilya Reali ile birlikte en çok değer kaybeden para birimi.Bir ayda yüzde 7.3 yükseldiDoların 2.2365 lira düzeyinde bulunduğu Aralık ayı başından bu yana geçen üç aylık sürede kazancı ise yüzde 17.5 düzeyinde gerçekleşti.Türkiye Merkez Bankası’nın dolardaki yükselişi önlemek için ilk başvurduğu yol olan döviz satım ihaleleri şimdiye kadar etkili olamadı. Merkez Bankası'nın kullanabileceği diğer silah ise faiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın düşmesini istediği faizin akıbetine ilişkin karar 17 Mart'ta.Neden?ABD Merkez Bankası (Fed) kendi ekonomik sıkıntılarının üstesinden gelmek için piyasaya çok fazla dolar sürdü ve yatırım yapılması amacıyla faizleri düşük tuttu. ABD ekonomisinde gerçekleşen iyileşmenin ardından piyasaya para sürmekten vazgeçen ABD yakın zamanda da faizleri yeniden yükseltmeyi planlıyor. Bu da Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri faiz açısından cazip konumlarını kaybetmelerine ve doların yeniden gelişmiş ülkelere dönmesine sebep oluyor.Bu olumsuz gelişmelerin yanında Türkiye’de yaklaşan seçimler, siyasi iktidar ile Merkez Bankası arasında devam eden faiz tartışmaları, Merkez Bankası’nın bağımsızlığına yönelik eleştiriler, Türkiye’nin düşen ihracat ve yükselen işsizlik verileri, bu değer kaybının en fazla yaşandığı ülkelerden birinin Türkiye olmasına sebep oluyor.Bugünün verileri ve etkileriBu sabah Türkiye 2014, 15 yaş üstü işsizlik verileri açıklandı. İşsizlik oranı yüzde 0,2 artarak 9,9 oranında çıktı. Ayrıca TÜİK'in açıkladığı Ocak ayı perakende satış hacmi rakamlarına göre, tüketim bir önceki aya göre yüzde 0,3 düştü. Bu verinin eklenmesiyle oluşan yıllık tüketim rakamı ise yüzde 4 artış gösterdi. Bu veriler Türkiye’de işsizliği ve tüketimi ortaya koymaları açısından önemli.Kaynak: Al Jazeera
Elif Şafak'ın 'Baba ve Piç' Romanı Sahneye Uyarlandı
Elif Şafak’ın Türkiye’de çok tartışılan Baba ve Piç adlı romanı İtalya’da tiyatroya uyarlandı. Serra Yılmaz’ın da başrollerinde yer aldığı eserin Floransa’daki prömiyeri büyük ilgi gördü.Floransa’daki Rifredi Tiyatrosu, Tarkan, Sezen Aksu ve Baba Zula şarkılarının eşlik ettiği, ezan sesinin duyulduğu, aşurelerin pişirilip, tarifinin verildiği, Türk ve Ermeni mutfağının vazgeçilmez lezzetleriyle sofraların kurulduğu bir temsile; Baba ve Piç’e ev sahipliği yaptı. Böylece Elif Şafak’ın bir romanı ilk kez tiyatro sahnesine uyarlanmış oldu.
Reklam