SEYAHAT

Avrupa'dan Asya'ya birçok farklı kıtada ülkeleri gezen turistler başlarına gelen en enteresan kültür şoklarını paylaşmışlar. Yemek kültüründen temizliğe kadar sizi şaşırtırken gezme isteğinizi tavana çıkacak 18 enteresan kültür şokunu derledik! 👇

Aurora Borealis adıyla bilinen kuzey ışıkları, güneş parçacıklarının dünyanın manyetik alanına girip sıkışmasıyla oluşuyor. Güneşten gelen parçacıklar, gaz moleküllerle temasa geçerek gökyüzünde renkli bir şölen yaratıyor. Bu şölene her zaman şahit olabilmek mümkün değil. Özellikle kutup bölgelerinden izlenebilen bu doğa olayı, genellikle ekinoks döneminde gerçekleşiyor. 23 Eylül ve 21 Mart tarihlerine yakın dönemler ise kuzey ışıklarını en iyi görebileceğiniz zamanlardır diyebiliriz. Herkesin hayallerini süsleyen, 'Ah, keşke orada olabilseydim.' diye iç geçirten kuzey ışıklarına canlı olarak şahit olmak ise o kadar da zor değil! Aşağıdaki liste sayesinde bu muhteşem ambiyansa yakından tanık olabilmek için gidebileceğiniz rotalar hakkında bilgi edinebilirsiniz. Haydi gelin, birlikte listeye bir göz atalım.

İstanbul, kozmopolit yapısı ve sunduğu birçok fırsatı ile karşı konulamaz bir cazibeye sahip. Ancak pek çok fırsatın yanı sıra insanı zorlayan etkileri de yok değil. Sürekli koşuşturma, kalabalık ve gürültünün yanı sıra betonlarla çevrelenen bu büyüleyici şehirde doğaya kaçmak ise sanıldığından çok daha kolay. Durup nefes almanızı sağlayacak, enerjinizi yükselterek sizi yeniden doğmuş gibi hissettirecek ve yeşilliğin sunduğu dinginlik hissi ile kafanızı dağıtmaya destek olacak en güzel yeşil alanları ve ormanları sizin için listeledik.

Maceraperestlerin ya da adrenaline doyamayanların en sevdiği aktivitelerden biri, tehlikeli yolculuklar. Dünyada hem oluşumu hem de bulunduğu konum gereği birçok tehlikeyle karşı karşıya kalacağınız pek çok yol mevcut. Bu yollarda her yıl onlarca insan yaşamını yitirse de birçoğu kullanılmak zorunda. Çünkü yerleşim yerlerini ya da iki dağı birbirine bağladığı için iletişimi sağlıyor. Fotoğrafına bakarken bile 'Bu insanlar canına susamış!' dedirten bu yolları dünya gözüyle görmeye cesaret edebilenleri ve bu yollar hakkında bilgi sahibi olmak isteyenleri şöyle alalım. Arkanıza yaslanın, başlıyoruz. :)

İki kıtayı birbirine bağlayan ve tarih boyunca birçok medeniyeti ağırlayan İstanbul; Roma, Bizans ve Osmanlı gibi üç büyük imparatorluğun da başkentliğini yapmış bir şehir. Dolayısıyla her semtinde çok geniş bir kültürel çeşitliliği ve derin bir tarihsel dokuyu barındırıyor. Özellikle çok uzun zamandır var olan, en eski semtleri; İstanbul ziyaretleriniz sırasında sizi bambaşka bir atmosferle karşılıyor. Yakın zamanda bir İstanbul gezisi planlıyorsanız şehrin mutlaka görmeniz gereken semtlerini listelediğimiz bu yazıyı kaçırmayın.

Tarihi ve doğal güzellikleri ile Türkiye, gezilecek yerler bakımından tam bir cennet. Her şehrin kendine has büyüleyici atmosferini hissedebileceğiniz güzel ülkemizde gezip görebileceğiniz farklı pek çok rota mevcut. Biz yine de bu yazımızda herkesin bilmediği, bilse de gidip görmediği, ancak gitmişken mutlaka ziyaret edilmesi gereken Türkiye’de gezilecek 10 alternatif yeri listelemek istedik.İşte ülkemizde gezilecek 10 alternatif rota!

Canım ülkemiz genel olarak güneşli bir konumda diyebiliriz. Özellikle Batı ve Güney kesimlerde yaşayanlar yaz kış sıcacık güneşin tadını çıkarıyor. Eh, haliyle yılın neredeyse 365 günü bulutlu, gri ve kasvetli havasıyla ve her nasılsa buna uygun mimarisiyle Harry Potter film setinden fırlamış gibi görünen şehirlere ülkemizde rastlamak zor. Siz de 'Ben karanlık severim, yağmur altında yürümeye de bayılırım!' diyenlerdenseniz kasvetli havasıyla masal gibi bir atmosfer yaratan şehirleri sıraladığımız yazımıza mutlaka bir göz atın.

Yerli dizilerde kimi mekanlar var ki neredeyse diziyle özdeşleşmiş, hatta bazıları dizinin önüne geçmiş ve tek başına onun bel kemiği olmuş durumda. Türkiye televizyonlarının unutulmazları haline gelmiş efsane dizilere damga vuran o meşhur mekanları birlikte hatırlayalım.

Yüzyıllar önce çeşitli sebeplerle inşa edilen pek çok kule, önünden akıp giden hayata inat ayakta kalıp bulunduğu şehrin tüm değişimine ve bir şekilde bu şehre yolu düşen milyonlarca insanın öylece geçip gidişine şahitlik ediyor. Bazılarımızsa öylece geçip gitmek yerine üzerine sinen tarihin tozuyla yaşlı bir bilge gibi bizi selamlayan bu kulelerin selamını almayı ihmal etmiyoruz. Eğer siz de her taşında koca bir tarih saklayan bu yapılardan bazılarını gezi rotanıza eklemek istiyorsanız dünyanın dört bir yanındaki tarihî kuleleri sizin için listeliyoruz.

'Mutluluk; varılacak yer değil, yolculuğun kendisidir.' demişler. Tren seyahatleri de bu sözü doğruluyor diye düşünüyoruz. Pencerenin kenarında oturup ağır ağır müthiş manzaranın akışını izlemekten daha keyif verici bir yolculuk düşünebiliyor musunuz? O zaman siz de bir tren yolculuğu romantiğisiniz! Teknolojinin hızına yetişemediğimiz günümüz dünyasında nostaljik tren yolculuklarına ilgi arttıkça artıyor. Biz de sizler için dünyanın en masalsı tren yolculuğu rotalarını sıraladık.

Hem Marmara Denizi'ne hem de Ege Denizi'ne kıyısı olan nadir şehirlerden biri olan Balıkesir'in cennet gibi doğasının yanında tarihi ve turistik yerleri de doğası kadar göz kamaştırmaktadır. Genelde sadece eşsiz doğası nedeniyle Balıkesir'de gezilecek doğal yerler bilinse de antik kentleri, anıt müzeleri ve milli mücadelede rol oynayan karargahlarının varlığıyla da oldukça gezilesi ve görülesi bir şehirdir.Balıkesir'e bir gezi planlaması yaptıysanız, özellikle gezilmesi gereken yerlere bakmadan rotanızı oluşturmayın!

Anadolu'nun eşsiz tarihinin, pek çok medeniyete ev sahipliği yaptığı için bu kadar zengin olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu tarihin yaşayan efsaneleri arasında yer alan açık hava müzelerinde de doğal güzelliklerden heykellere, dini mekanlardan sanata kadar fazlaca ize rastlayabilirsiniz. Geçmişe büyülü bir yolculuğa çıkmak isteyenler için kapılarını ardına kadar açan bu müzeler, aynı zamanda bir görsel şölen. Hâlâ bir açık hava müzesi gezmediyseniz gezi listenizi biz oluşturduk. Gelin, Anadolu'nun yüzyıllardır ev sahipliği yaptığı açık hava müzelerini birlikte inceleyelim.

Covid-19 salgınıyla birlikte sosyal mesafe, karantina gibi pek çok nahoş kavramla tanıştık. Günlük hayat akışında alışkanlıklarımız da değişti haliyle. Evlere kapandık, insanlarla yakın teması kestik. Yalnızca ülkemizde değil, tüm dünyada dengeler değişti. İnsanların çoğu evden çalışmaya ve sosyal alışkanlıklarını düzenlemeye başladı. Doğanın değerini iyiden iyiye anladığınız bugünlerde siz de çiçeğe, böceğe, çimene, yeşile kavuşmak için can atar oldunuz değil mi? Biz de hazır tatil mevsimi geçmiş ve kalabalıklar da azalmışken insanlardan ve şehir hayatından kaçıp kafa dinlemek isteyenler için en güzel tatil rotalarını listeledik.

Mardin denildiğinde akla gelen ilk üç şey tarihi dokusu, mutfağı ve doğal güzellikleri olsa gerek. Mardin'e giderken de bu üç madde içerisinde olan mutfak konusu ise Mardin'e gitmek isteyince kafalarda binlerce soru yaratmaktadır. Mardin'in geniş mutfağında Mardin'de ne yenir, ne içilir sorularına yanıt aramak ise sonu gelmeyen bir liste oluşturmaya eş değerdir. Köklü ve çeşitli medeniyetten aldığı yemek kültürü ile Mardin hem doğasıyla hem tarihi dokusuyla hem de yemekleriyle inanılmaz bir şehir!

Rengarenk ve kocaman bir tekerlek inşa etmek ve ona bağlı küçük kapsüllerde dönerek eğlenceli bir yolculuğa çıkmak ilk defa kimin aklına gelmiş, hiç merak ettiniz mi? Dönme dolaptan bahsediyoruz! 17. yüzyılda, Bulgaristan'da bir yerde 'Zevk Çarkı' adıyla icat edildiği söylenen dönme dolap yine aynı yüzyılda İngiltere'de ve daha sonra Hindistan, Romanya ve Sibirya dahil olmak üzere dünyanın başka yerlerinde de ortaya çıkmış. Bir Fransız tarafından Amerika'ya tanıtılmış. Bugün bildiğimiz dönme dolap fikri Ferris Jr tarafından, 1893 yılında Chicago'da yapılacak olan Dünya Kolomb Fuarı için tasarlanmış. Şimdiyse dünyanın her köşesinde yalnızca çocukların eğlence aracı değil dönme dolaplar, aynı zamanda nostaljik yetişkinlerin de gözdesi. Bunların bir kısmı, bir özellikleri ile küçük kardeşlerinden ayrılıyor: Devasa boyutları! Hem eğlence hem de nefes kesen bir manzara vadeden bu dönme dolaplara binmek için dünyanın hangi köşelerine gitmek gerektiğini merak ediyorsanız, buyurun yazımıza!