Görüş Bildir
Siyah Beyaz Zamanların En Stil Sahibi 18 Aktörü
20. yüzyılın ortaları erkeklerin stilleriyle fark yarattıkları yıllardı. Bugün Mad Man dizisinden aşina olduğunuz briyantinli saçlar, iyi terzilik eseri takımlar, jilet gibi gömlekler ve daha da önemlisi siyah beyaz fotoğraflarda büyüleyici stiller günümüzde de bu aktörleri 'en beğenilenler' arasına sokmayı başarıyor.
AC/DC Davulcusu Phil Rudd'ın Davası Düştü
Avusturalyalı hard rock grubu AC/DC'nin davulcusu Phil Rudd hakkındaki 'cinayet planladığı' yönündeki suçlamalar düşürüldü.Phil Rudd'ın avukatı, müvekkili hakkındaki suçlamanın düşürülmesinin kanıt yetersizliğinden kaynaklandığını söyledi.Avukat Paul Mabey, bu suçlamanın hiçbir zaman yapılmamış olması gerektiğini ve müvekillinin suçlamayla ilgili 'her türlü yasal yola' başvurmayı düşündüğünü belirtti.Mabey, bu iddialar çevresinde dönen 'propogandanın' ve 'sansasyonel haberciliğin' müvekkiline 'tarifsiz' zarar verdiğini söyledi.Phil Rudd, hâlâ uyuşturucu bulundurmak ve ölümle tehdit etmek suçlamalarıyla karşı karşıya.Ancak avukatı Mabey uyuşturucu suçlamalarını 'küçük ve önemsiz' olarak değerlendirdi ve müzisyenin 'ölümle tehdit etmek' suçlamasına karşı kendisini savunacağını belirtti.Rudd, bu suçtan ceza alması halinde en fazla yedi yıl hapis yatacak.AC/DC daha evvel yaptığı açıklamada planladıkları turnelerin Phil Rudd hakkındaki haberlerden etkilenmeyeceğini söylemişti.AC/DC, tüm zamanların en çok kazanan müzik gruplarından biri olarak kabul ediliyor.Phil Rudd, Yeni Zelanda'da cinayet planlamaya teşebbüs etmekle suçlanmıştı.Polis, Perşembe günü 60 yaşındaki müzisyenin Yeni Zelanda'nın North Island bölgesindeki evine baskın düzenlemiş ve Rudd, mahkeme karşısına çıkarılmıştı.Rudd, kefaletle serbest bırakılmış ve mahkeme, Rudd'ın iddia edilen suçlamayla alakalı kişilerle iletişim kurmasını yasaklamıştı.Ancak davacı avukat Greg Hollister-Jones, Cuma günü yaptığı açıklamada davayı tekrar gözden geçirdiklerini ve ellerinde yeterli kanıt olmadığı sonucuna vardıklarını söyledi.Yerel medya, Rudd'ın 'cinayet planlarının' iki adamı hedeflediğini öne sürdü. Hakim, bu iki ismin yanında, planlarda yer aldığı iddia edilen tetikçinin isminin de gizli kalmasına hükmetti.'Kastedilen tetikçi', Yeni Zelanda Herald Gazetesi'ne verdiği demeçte 'meselenin çok abartıldığına inandığını' söyledi. Kendini tetikçi değil, 'aile babası' olarak tanımlarken, dostu olarak gördüğünü belirttiği Rudd'a yöneltilen suçlamaların 'boş laf' olduğunu ifade etti.BBC'nin Sydney muhabiri Jon Donnisson, Phil Rudd davasıyla ilgili gelişmelerin Yeni Zelanda polisi için küçük düşürücü olacağını söylüyor.Rudd, 27 Kasım'da tekrar mahkeme karşısına çıkacak. AC/DC ise yeni albümünü 2 Aralık'ta piyasaya sürecek.Davulcu Rudd, 1983 yılında AC/DC'den çıkarılmış, 1994'te gruba tekrar katılmıştı.Öte yandan, grup üyelerinin son günlerde ortaya çıkan bir fotoğrafında Rudd'ın olmaması, internette davulcunun grupta hâlâ var olup olmadığı söylentilerine yol açtı.AC/DC, Avusturalya'dan çıkan en büyük müzik gruplarından biri. Grup aynı zamanda tüm zamanların en fazla kazanan müzik gruplarından biri olarak görülüyor.'Highway to Hell', 'You Shook Me All Night Long', 'Back in Black', 'Hell's Bells' ve 'Dirty Deeds Done Cheap', grubun en ünlü hit parçaları arasında.Grup 1973'te Malcolm ve Angus Young kardeşler tarafından kuruldu. Young kardeşlerin isim babası olduğu grubun adı, logolarındaki şimşek işaretindeki gibi 'alternating current direct current' (alternatif akım doğru akım) sözünün kısaltmasından geliyor.Baş gitarist Angus, konserlerinde sık sık okul üniforması kostümü giymesiyle de biliniyor.2014'te Malcolm'ın rahatsızlığı sonucu ayrılmasına dek, grubun asla değişmez iki üyesi Young kardeşlerdi.Yıllar geçtikçe bir düzineden fazla kişi gruba katıldı; 1980'de alkol zehirlenmesinden ölen merhum şarkıcı Bon Scott da buna dahildi.Grup, 2003'te Rock and Roll Hall of Fame (Şöhretler Kulübü) resmi üyesi oldu.BBCTürkçe
Victoria's Secret, 'Mükemmel Vücut' Sloganını Çekmek Zorunda Kaldı
Dünyaca ünlü iç giyim markası Victoria’s Secret geri adım atıp ‘mükemmel vücut’tan vazgeçti.Firma yeni reklam kampanyasında modelleri üzerinde ‘ mükemmel vücut ‘ ifadesini kullanmış; zayıflığın mükemmellik olarak sunulmasına tepki yağmıştı. İfadenin kaldırılması için imza kampanyası başlatılmıştı.Victoria’s Secret’s’ın reklamda kullandığı sloganın kadınların güveniyle oyun oynadığı belirtilen kampanyada, “Kadınlara zayıf vücut üzerinden mükemmellik anlayışı dayatılıyor ve zararlı bir mesaj veriliyor. Bu pazarlama yöntemi yaralayıcıdır” görüşü savunulmuştu.Kampanyaya kısa sürede 26 bin kişi imza atarak destek verdi.Bunun üzerine firma ‘mükemmel vücut‘ ifadesini ‘ herkes için bir vücut‘la değiştirdi.Ancak kampanya destekçileri bu geri adımı yeterli görmedi. Şirketten kadınlardan özür dilemesi bekleniyor.Diken
Viyana'da Ödüller Verildi
54. Viyana Uluslararası Film Festivali'nde FIPRESCI ödülü, Hindistan yapımı 'Court'un oldu. Festivalde en iyi Avusturya Filmi ödülünü ise 'Mukado' kazandıÖnceki gece yapılan ödül töreniyle sonlanan Viyana Film Festivali'nde Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu (FIPRESCI) Ödülü, Hindistan yapımı 'Court'a verildi. Film, Hindistan'da tutuklanan solcu bir şarkıcıyı absürd bir nedenle mahkum etmek isteyen yozlaşma devleti ve işlemeyen yargı sistemini konu alıyor. Filmin 27 yaşındaki yönetmeni Chaitanya Tamhane gönderdiği mesajda jüriye ve festivale teşekkür etti ve ödül gecesinde Bombay'da kutlama olacağını söyledi. Film Ekim ayında Mumbai Film Festivali'nde de büyük ödül kazanmıştı.En İyi Avusturya Filmi Ödülü'nü kurmaca dalında 'Mukado' kazandı. Belgesel dalında ise 'Darwin's Nightmare' adlı filmle belgesel dalında Oscar adayı olan Hubert Sauper'ın Sudan'daki postkolonizasyonu konu alan yeni filmi 'We Come As Friends'i ödüle layık görüldü. Sauper, filmini kendisinin inşa ettiği bir uçakla Fransa'dan Sudan'a uçarak çekmesiyle dikkat çekiyor.Ödül törenini ABD'li ünlü yönetmen Abel Ferrara ve İngiliz pop grubu Pulp'ın eski solisti Jarvis Cocker da katıldı. Cocker, Pulp'ı konu alan 'This is Hardcore'un gösterimini de sundu.Milliyetsanat
Reklam
Korku Filmlerinin En Unutulmaz 10 Yönetmeni
Korku ve gerilim sineması denince akla ilk gelen yönetmelerden biri kuşkusuz Hitchcock'tur. 13 Ağustos 1899'da İngiltere'de doğan Hitchcock, 1920'de Famous Players Lasky adlı ABD şirketinin Londra şubesinde sessiz filmlerin ara yazı tasarımlarını hazırlayarak sinema dünyasına girdi.  İlk sinema filmi olan ''Number 13'' ü 1922'de çektikten sonra 1976 yılına kadar 70'e yakın korku/gerilim türünde film yönetmiştir. 1960'da çektiği ''Psycho'' filmi, günümüz korku sinemasına kadar uzanan yolculuğun mihenk taşı olarak kabul edilir.
En Çok Kazanan Beyonce
Forbes dergisi'nin açıkladığı 'yılın en çok kazanan kadın müzisyenleri' listesinde ABD'li şarkıcı Beyonce, 115 milyon dolarlık geliriyle ilk sırada yer aldı.Dünyanın en önemli ekonomi dergilerinden Forbes, 'yılın en çok kazanan kadın müzisyenleri' listesini açıkladı. ABD'li şarkıcı Beyonce, 115 milyon dolarlık geliriyle 2014 yılında en çok kazanan kadın müzisyen oldu.33 yaşındaki şarkıcının Aralık 2013'te çıkardığı 'Beyonce' adlı albüm yılın en çok satanları arasında yer aldı. Ünlü şarkıcının 2014 yılı dünya turu, 95 konserden oluşuyor.Beyonce'yi 64 milyon dolarla country sanatçısı Taylor Swift izledi. 24 yaşındaki Swift'in '1989' adlı albümü, sadece bir haftada 1 milyondan fazla sattı. Genç şarkıcının, gelecek yıl dünya turnesine çıkması bekleniyor.Listenin üçüncü sırasında ise 52 milyon dolarla Pink geliyor. Pink'i 48 milyon dolarla, sosyal medyada milyonlarca takipçisi bulunan R&B şarkıcısı Rihanna izledi.Yaklaşık 125 milyon dolarlık geliriyle geçen yılın en çok kazanan kadın müzisyeni olan Madonna, bu yıl ilk ona giremedi.Forbes dergisine göre yılın en çok kazanan kadın müzisyenleri şöyle:1 - Beyonce - 115 milyon dolar2 - Taylor Swift - 64 milyon dolar3 - Pink - 52 milyon dolar4 - Rihanna - 48 milyon dolar5- Katy Perry - 40 milyon dolar6- Jennifer Lopez - 37 milyon dolar7 - Miley Cyrus - 36 milyon dolar8 - Celine Dion - 36 milyon dolar9 - Lady Gaga - 33 milyon dolar10 - Britney Spears 20 milyon dolarKaynak: AA
Reklam
Murathan Mungan ile Sinemada Gerçeğin Kapıları
Bu yıl 20’ncisi düzenlenen Gezici Festival, Murathan Mungan’ı ağırlıyor.28 Kasım - 8 Aralık 2014 arasında sinemaseverlerle buluşacak festival, her yıl olduğu gibi Ankara’dan yola çıkarak Eskişehir ve Sinop’a uğrayacak. Bu yıl festival, Murathan Mungan’ın özel seçkisini “Gerçeğe Açılan Üç Kapı” bölümünde gösteriyor. Sinema üzerine yazarak da düşünen Mungan, bu bölümde gerçekle olan ilişkiyi sinema aracılığıyla sorguluyor.ÜÇ USTADAN GERÇEKLİKMungan’ın seçtiği filmlerden ilki, Michelangelo Antonioni’nin imzalı Blow Up/ Cinayeti Gördüm, varlıklı ve ünlü bir moda fotoğrafçısı olan Thomas’ın, meçhul bir cinayetle olan ilişkisini konu alıyor. 1960’ların özgün yapıtlarından kabul edilen filmde, gerçeklik algısı sorgulanıyor.İkinci filmi Francis Ford Coppola’ya 1974’te Altın Palmiyeli The Conversation/ Konuşma. Film, ünlü yönetmenin en çarpıcı filmlerinden biri olarak öne çıkıyor. Üçüncü film ise, insanoğlunun zaafları üzerine kurulu örgüsüyle ‘gerçek’ denen şeyin göreceliğine vurgu yapan Akira Kurosawa’nın Rashomon’ı. Film, bir cinayet ve tecavüz olayıyla ilgili farklı insanların anlattığı, birbiriyle çelişen hikâyeler üzerinden gerçekliği sorguluyor.TARAF
Reklam
Ermenek Başsavcısı Uyar'ların Kiracısıymış...
Milliyet’in telefonla ulaştığı Ermenek Cumhuriyet Başsavcısı Ali Özdemir, ‘Burada 4 evden 3’ü Uyarlar’ın. Dedikodu olmasın diye taşınıyoruz. Ahlaklı bir duruş sergiliyorum’ dedi.Karaman Ermenek’teki maden faciasında 18 işçinin mahsur kalmasıyla ilgili soruşturmayı yürüten Ermenek Cumhuriyet Başsavcısı Ali Özdemir’in, hakkında adli kontrol kararı ile yurtdışına çıkış yasağına karar verilen Has Şekerler Madencilik şirketi sahibi Saffet Uyar’ın amcasının oğlu Şakir Uyar’a ait evde, kiracı olarak oturduğu ortaya çıktı. Milliyet’ten Türker Karapınar'ın haberine göre Özdemir, “Zaten bu olaydan sonra lojmana başvurduk, hafta sonu taşınıyoruz. Dedikodu olmasın diye. Tercih etme şansınız yok. Burada dört evden üçü Uyarlar’ın” diye konuştu. Özdemir, kiraladığı evin sahibinin soruşturmanın şüphelileri arasında da olmadığını belirterek, haberin yayınlanması halinde yasal haklarını kullanacağını söyledi.‘Dedikodu olmasın diye’Özdemir, “Şöyle bir iddia var. Ermenek’teki maden faciasında şirket sahibinin bir akrabasına ait evde kirada oturduğunuz iddia ediliyor. Böyle bir şey var mı ya da bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz” sorusuna şu yanıtı verdi: “O ailenin burada her tarafta evi var. Yani biz zaten bu olaydan sonra lojmana çıktık, yani başvurduk, taşınıyoruz şu anda. Herhangi bir dedikodu olmasın diye. Ben kirasını veriyorum. Her şeyin kaydı var. Yani biz parasını verip oturuyoruz. Şu anda çıktık, taşınma işlemleri devam ediyor. Sonuçta lojmana hemen taşınamıyorsunuz. Bir personel çıkabiliyor, ondan sonra böyle bir şey oluyor.‘Tercih etme şansımız yok’Böyle haberler yapmayın, çünkü hoş olmuyor. Biz burada her türlü bilgi belgeyi de sunarız. Ama bizi şaibeli hale getirirsiniz. Sanki bu adam, o olayla alakalı birisi derler. Uyar’ların her tarafta yerleri var. Tercih etme şansımız yok ki. Geldik biz de buraya, boş bulduğumuz kiraya giriyoruz ne yapalım? Lojman 80 metrekareydi. Benim üç ocuğum var. Çocuklarımın yanı sıra kayınvalidem var. Lojmanlara başvurduk. Burada taşınma süresi var. Bizim orada iki personel boşaltıyor evi. Biz de taşınacağız.”Çaresizliğin ihtarnamesiDün soruşturmada, madende mahsur kalan 18 işçiden İsmail Gürses’in iki arkadaşı ile birlikte 10 Ekim 2014’te Anamur Noterliği’nden Has Şekerler Madencilik Enerji Nak. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’ne çektiği “Sosyal hak ve alacakların ödenmesi” talep edilen ihtarname, savcılık tarafından yürütülen soruşturma dosyasına girdi. İhtarname, Gürses’in kardeşi İsa Gürses tarafından başsavcı Özdemir’e verildi. İsa Gürses, adliye çıkışında ihtarnameyi Milliyet muhabirine verdi.İhtarnamede, şirketin, torba yasanın yürürlüğe girmesi ile yasanın maden ocaklarını işleten şirketlere getirdiği ağır külfetler nedeniyle herhangi bir süre bildirilmeden işe ara verildiğini işçilere bildirdiği ve işe gelinmemesini istediği kaydedildi.26 Eylül 2014’te işçiler ile müzakere toplantısı yapıldığı belirtilen ihtarnamede, işçilere ücretlerinin yasada belirlenen şekilde verileceği ancak yemek ve servis ücretlerinin karşılanmayacağının söylendiği kaydedildi. İşçilere, 6 Ekim 2014’te işyeri çavuşları aracılığıyla 10 Ekim’de işe gelmelerinin bildirildiği kaydedilen ihtarnamede, 10 Ekim’de işe gelmeyenler hakkında yasal işlem yapılacağının bildirildiği ifade edildi.İhtarnamede, “13 Eylül 2014 öncesi çalışmalarımızda işyerinde servis ve yemek verildiğinden yine bundan sonraki çalışmalarımızda da yasal haklarımızın verilmesini istiyoruz. Sosyal haklarımız eksik karşılandığı takdirde ise iş sözleşmesini haklı nedenlerle fesh edeceğimizi şimdiden tarafınıza ihtar ederiz.İş yerinde yemek ve servis hizmeti verilmediği takdirde iş sözleşmesini fesh etmiş olacağımızdan kıdem, ihbar tazminatı ve ödenmemiş aylık ücretlerimizin tarafımıza ödenmesini talep ediyoruz” denildi.Milliyet
Şubat Ayında Gidilebilecek En Güzel 10 Festival
Mardi Gras kutlamaları oldukça renkli geçer. Rengarenk kıyafetli katılımcıların yer aldığı karnavalların yanı sıra dans ve tiyatro gösterileri, spor müsabakaları, yiyecek ve içecek festivalleri gerçekleştirilir.
Yeni Jobs Christian Bale Olmayacak
Apple'ın efsane kurucusu ve eski CEO'su Steve Jobs'un hayatını anlatan yeni filmin başrol oyuncusu Christian Bale olamayacak. Ünlü oyuncunun rolü istemediği iddia edildi.Steve Jobs'un onaylı biyografisinin filme çekilmesi ile ilgili hazırlıklar sürerken, oyuncular konusundaki belirsizlik de devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda Steve Jobs rolünü ünlü oyuncu Christian Bale'ın canlandıracağı iddia edilmişti. Bu konuda resmi bir açıklama gelmese de konuyla ilgili kaynaklar Bale'in bu rolü almasına kesin gözle bakıyorlardı.Christian Bale'e yakın kaynakların haberine göre ünlü oyuncu bu rolden vazgeçti. Hollywood Reporter sitesinin haberine göre oyuncu senaryonun kendisine uygun olmadığını düşündüğü için bu rolden vazgeçti.Senaryosunu Aaron Sorkin'in yazdığı yönetmenlik koltuğunda ise Danny Boyle'un oturacağı filmde kimin başrol oynayacağı hâlâ belirsizliğini koruyor. İsmi geçen yıldızlar arasında Leonardo di Caprio da yer alıyor. Matt Damon, Ben Affleck ve Bradley Cooper da Steve Jobs rolü için düşünülen oyuncular arasında bulunuyor. Filmde Steve Jobs'un ortağı Steve Wozniak rolü için Seth Rogen'in ismi konuşuluyor. Ancak bu konuda da resmi bir açıklama yapılmadı.İlk film 2013'te çekilmişti2010 yılında hayatını kaybeden Steve Jobs ile ilgili ilk film 2013 yılında Joshua Michael Stern tarafından çekilmişti. Filmde Steve Jobs'u Asthon Kutcher canlandırmıştı.Al Jazeera Turk
Reklam
Ellen Degeneres Cadılar Bayramı'nda 'Heteroseksüel' Oldu
ABD’li ünlü talk showcu Ellen DeGeneres, Cadılar Bayramında televizyona yanına George Clooney maskeli bir damat kuklası iliştirilen gelinlikle çıktı.ABD’li ünlü talk showcu Ellen DeGeneres, programının Cadılar Bayramında yayınlanan bölümünde, “temsili kocası” George Clooney kuklasıyla elele bir şekilde People dergisinin kapağından fırladı.Cadılar kostümü olarak, yanına George Clooney maskeli bir damat kuklası iliştirilen bir gelinlik giyen DeGeneres, “Cadılar Bayramını seviyorum çünkü bu, herkesin istediği gibi giyinebildiği ve gerçek hayatta olamayacağı biriymiş gibi davranabildiği tek zaman. Bu benim için de bir erkekle evli olmak anlamına geliyor” diye konuştu.Ellen adlı bir dizinin başrolünü oynayan Ellen DeGeneres 1997’de lezbiyen olduğunu açıklamıştı. 2003’ten beri The Ellen DeGeneres Show’u hazırlayıp sunan DeGeneres, 2008’de oyuncu Portia De Rossi ile evlendi. Bianet
Merkel’in Artık Kendi Smiley İşareti Var
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in portre fotoğrafından yapılmış olan smiley işareti internet kullanıcıları arasında yeni bir tartışmanın başlamasına sebep oldu.İnternet tarihinde ilk kez bir siyasetçinin görüntüsü kullanılarak hazırlanan smiley işareti hakkındaki ilk haber Fransa’da yayın yapan Le Figaro tarafından geçildi.Smiley işaretinde Alman Başbakan’ın parmaklarını birleştirerek yaptığı ünlü hareketine kendisinin ayrılmaz özelliklerinden biri olan klasik gülümsemesi eşlik ediyor. Rossiya 24 televizyonu tarafından konuyla ilgili olarak geçilen haberde de söz konusu smiley işaretini dizayn eden programcıların diğer ünlü siyasilerin smiley işaretlerini de hazırlayacaklarını ifade ettikleri belirtildi.Rusyanın Sesi
Reklam
Fenerbahçe'den Sert Açıklama
Fenerbahçe Kulübü, spor tartışma programlarını eleştiren sert bir açıklama yayımladı.Sarı-lacivertli kulübün internet sitesinden yayımlanan açıklamada, 'Türk sporunda, özellikle de Türk futboluyla ilgili seviyesiz yayın ve programların suç teşkil eden eylem ve söylemlere dönüşmesi üzerine iş bu açıklamayı yapmak zorunlu hale gelmiştir. Öncellikle belirtmek isteriz ki Türk futbolunun geldiği bu noktadan kurtulabilmesi ve hak ettiği düzey ve başarılara ulaşması konusunda hepimize bir takım görev ve sorumluluklar yüklendiğinin bilincinde ve farkındayız. Bununla birlikte bilinmesini istediğimiz husus, Türk futbolunda yaşanan kalite ve seviye erozyonunun sonlandırılması yolundaki kararlılığımızdır. Futboldaki yayın ve görüntü dağıtım kriterlerindeki yanlı ve yanlış tutum ve tasarrufların da yol açtığı bu durum karşısında Fenerbahçe Spor Kulübü'nün kayıtsız ve tepkisiz kalması asla beklenemez ve beklenmemelidir' denildi.Fenerbahçe Kulübü'nün açıklamasının devamında, 'Geçmişte Türk futboluna bireysel olarak hizmet etmiş olmakla birlikte ulusal ve uluslararası hiç bir başarısı olmayan ve hatta futbol geçmişi dahi olmamasına rağmen Türk futbolunu kendilerince dizayn etme hadsizliğine soyunarak dedikodu ve magazin kültürü adı altında ahlaksızlık ve seviyesizlik ortamını yerleştirmek isteyenler tarafımızca dikkatle izlenmektedir. Bu eski teknik direktör, hakem, spiker ya da gazeteci menfaatdarların sosyal, siyasal ve ekonomik konjektürel değişikliklere tam uyumlu duruşları ve Türk örf, adet ve geleneklerine aykırı tutumları tüm kamuoyunun malumudur. Türk futboluna bir virüs gibi yerleşmiş bu grubun bir taraftan milyon dolarlar kazanırken, diğer taraftan acılar ve zorluklar içinde geçimini sağlayan taraftarları birbirlerine karşı kışkırtarak Türk futbolunda oluşturdukları kaostan beslenmesine, devletimizin yetkili organlarının bir an evvel müdahale etmesi Türk futbolu adına yapılabilecek en büyük hizmettir. Bununla birlikte, kulüp başkanlarına, yöneticilerine, futbolcularına; kısaca Türk futbolunun tüm değerlerine her türlü hakaret ve seviyesizlik içeren söylem ve yayınlara devam edilmesi halinde kulübümüzün kendi yayın organlarını kullanmak suretiyle çok sert ve kararlı tepkiler vermekten kaçınmayacağımızı tüm kamuoyuyla paylaşırız' ifadeleri kullanıldı.İHA
Diva Çocuğun Talk Show'a Konuk Olması
Daha önce kameralara kendisini göstermek için şekilden şekle girerek internet sayesinde ünlü olan 15 yaşındaki Brendan Jordan artık talk şovlara katılıyor. İzliyoruz.
Fazıl Say'dan Macbeth Yasağına ‘Yorumsuz Yorum’
Fazıl Say, kendi eserlerinin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası programından çıkarıltılmasının ardından ‘Macbeth’ oyununun da Devlet Tiyatroları programından çıkarılmasını ironik bir dille eleştirdi.Say, “Bugün öğreniyoruz ki, 500 yıl önce yazılmış Şekspir’in ünlü Machbeth oyunu da DT programından çıkarılmış. Eserin konusu biraz iktidar hırsı biraz devlet entrikaları. Yoruma gerek kalmıyor” diye yazdı.Say, “Çok tuhaf ve çok acıklı durumlar” başlıklı yazısında kendi eserlerine yönelik tutum ve Macbeth adlı oyunun Devlet Tiyatroları programından çıkarılması hakkında şunları yazdı:“Kültür Bakanlığı CSO sansür konusu ile ilgili 3 farklı açıklama yaptı. Diğer AKP’liler ile birlikte konuyla ilgili 8 farklı görüş var.33 hafta, 33 konser, yaklaşık 120 müzik eseri. İçlerinde Fazıl Say’ın 3 eseri var; İstanbul Senfonisi, Water piyano konçertosu ve Hermiyas yunus sırtındaki çocuk.Bir iki hafta sonra Bakanlıktan Orkestraya bir telefon geliyor. (Orkestra tamamen kültür bakanlığına bağlı) deniliyor ki; ‘Fazıl Say’ın eserlerini programdan çıkartın yoksa bakan bu programı onaylamayacak.’Orkestra yönetimi kızsa da istemese de o 3 eseri programdan çıkartıyor.Olay basına düşüyor. Tüm ulusal medyaya, sosyal medyaya yayılıyor. Daha sonra uluslararası medyaya da düşüyor. Der Spiegel, NewYork Times’da haber oluyor.1 Kültür bakanlığından ilk açıklama müsteşar beyden geliyor; ‘Fazıl Say ile bir sorunumuz yok’2 İkinci açıklama Kültür Bakanlığı güzel sanatlar müdüründen geliyor; ‘Ankara’da programdan çıkartılmış ama İstanbul’da bir eserini çalacağız’ diyor.3 Son açıklama Kültür Bakanı’nın bizzat kendisinden geliyor ‘Sansür filan yok bunların hepsi yalan. Hepsi yalan Yok sansür’ diyor.( Dünkü Habertürk gazetesinde röportajı var)4 Bu arada topa başka yetkililer de girmiş, Ankara Belediye Başkanı çok sevdiği Twitter’dan büyük harflerle kükrüyor, bir milletvekili Say’ı inançsız olmakla suçluyor, CHP TBMM’de konuyla ilgili önerge sunuyor, Fazıl Say bir açık mektup yayınlıyor.Bugün öğreniyoruz ki, 500 yıl önce yazılmış Şekspir’in ünlü Machbeth oyunu da DT programından çıkarılmış. Eserin konusu biraz iktidar hırsı biraz devlet entrikaları.Yoruma gerek kalmıyor.”ZETE
Reklam