Zamanın Ruhundan: 11 Eylül Saldırılarının Kurmaca Olabileceğini Gösteren Bilimsel Detaylar
Mutlaka sizlerin de kulağına çalınmıştır sağda solda, 11 Eylül olaylarının içinde başka şeyler olduğu ve olayın basit bir terör eyleminden ziyade, uygulanmak istenen planlara açılan bir kapı olduğu..
Bir de işin bilimsel ve teknik boyutu var.
Çarpan uçakla ya da patlayan uçakla, sanki bilerek yıkılmış bir bina gibi çöküveren kulelerle ilgili, zamanın ruhundan bizlere gelmiş teknik boyutlar..
Kulelerin Çöküşü İle Alakalı Soru İşaretleri
Kuleye Çarpan Uçakla Alakalı Soru İşaretleri
11 Eylül saldırıları ile ilgili akıllarda bir sürü soru işaretleri var ve çarpmayı gerçekleştiren uçakla alakalı da halen cevaplanmayı bekleyen, akla ve izana ters olan birçok durum var. Şöyle ki;
Saldırıdan sonra, saldırı anına ilişkin çekilmiş görüntüler incelendiğinde -hatta bu görüntüler arasında Pentagon’un kendi güvenlik kameraları da var-, bu uçakların tipik bir Boeing 757 uçakları ile ne boyut olarak ne de görünüm olarak alakasız oldukları anlaşıldı. Uçağın Boeing 757’den çok, askeri uçaklarla boyut olarak benzeşmesi ise garip bir tesadüf olsa gerek. Yine bir başka tesadüf de uçağın alt kısmında, Boeing tipi uçaklarda bulunmayan bir bölmenin olduğudur. Askeri uçaklar da füze taşımak için kullanılan bir bölme..
Bu iddiayı destekleyen kanıtlardan birisi de görgü tanıklarının yaptıkları açıklamalar. Görgü tanıkları, saldırıdan önce uçak görmediklerini, tam aksine hızlı bir şekilde hareket eden bir cisim ya da güze gördüklerini söylediler.
Uçağın çarpmadan 45 dakika önce radardan kaybolması, ve yine çarpmadan önce tipik bir jet uçağı gibi hızlı ve seri manevralar yapması da normal bir Boeing tipi uçakta beklenmeyen şeyler olarak hafızalarda soru işaretleri bıraktı. Ayrıca uçakların kuleye çarpmadan önceki fotoğrafları incelendiğinde bu uçaklarda pencere ve kapı olmadığı görüldü.
Bir başka ilginç durum ise saldırı sonrasında basına dağıtılan fotoğraflarda, uçağa dair hiçbir enkazın ya da parçanın bulunmaması. Fakat daha sonra piyasaya sürülen ve enkazın da bulunduğu fotoğraflarda, uçağın yanık bir halde olduğu görülüyor. Halbuki ticaret merkezinin enkazından çıkarılan uçak parçaları yanık değil..
Tüm bu sorulara cevap bulabilmek aslında çok kolay. Saldırıyı gerçekleştiren uçağın enkazı incelenir ve doğruluğu kanıtlanmış veriler elde edilir, değil mi? Fakat saldırı sonrası elimizde uçağa dair hiçbir kalıntı yok. Ne ikinci bir motor, ne kanat, ne kuyruk, ne de gövde.
Elde sadece fotoğraflarda da yer alan bir motor var. O da Boeing 757 tipi uçağın motorundan küçük…
Çarpmadan Bağımsız Olan 7 Numaralı Binanın Çöküşü İle Alakalı Soru İşaretleri
9/11 saldırıları ile akıllarda soru işaretleri bırakan bir başka konu. O güne dek hiçbir çelik kafesli gökdelen yangın yüzünden yıkılmamışken, uçağın çarpmadığı bir bina nasıl bu kadar çabuk ve simetrik bir şekilde yıkılmıştı. Yetkililerin yaptıkları açıklamaya göre yangın söndürücü fıskiyelere su veren ana su borusu tahrip olmuştu, bu nedenle de yangın söndürülememiş ve yıkım gerçekleşmişti.
Binanın yıkılmasının bu kadar dikkat çekmesinin altında öncelikle acil durumlar, CIA ve istihbarat servislerinin, bu binada ikamet etmesi olduğunu görmek gerekli.
Çelik kafesli ve gerçekten sağlam bir binanın 2.25 saniyede, serbest düşüşe geçerek yıkılması pek de akla ve mantığa uygun değil. Uzmanların açıklamalarına göre de bu kadar hızlı ve simetrik bir çöküşe ancak patlayıcılar yol açabilir.
Resmi söyleme güvenmeyen bazı bilim insanları, olay yerinden aldıkları dört ayrı toz örneğini incelediklerini ve ısıtıldığında şiddetli patlamaya yol açan alaşımlar bulduklarını öne sürüyor. Bu çevreler yalnızca 7 numaralı binada değil İkiz Kuleler'in içinde de tonlarca alüminyum-demir oksit karışımının ve başka patlayıcıların bulunduğunu savunuyor.
Gerçek Bir Komplo Teorisi
Saldırıda kullanılan ve Dünya Ticaret Merkezi Kuleleri'ne ilk çarpan uçağın sefer sayısı Q33NY’i, Microsoft Word’de yazdığınızda ve yazı tipini alt sıralardaki wingdings’s getirdiğinizde, bu resim ile karşılaşıyorsunuz.
İlginç tabi..
BONUS
9/11 olaylarının perde arkasında neler olduğu daima sır olarak kalmaya devam edecek gibi görünüyor sanıyorum ki. Bu konuyla ilgili olabilecek en güzel sözlerden birisini de Adolf Hitler şöyle söylemiş:
'Bir yalan ne kadar büyük olursa, inandırıcılığı da o kadar artar. Çünkü, insanların kendileri de küçük yalanlar söylerler ve büyük bir yalanın ne kadar utanç verici olacağını bilirler. Bu yüzden, o derece büyük bir yalan söylenebileceğine ihtimal vermezler.'
Yorum Yazın
Not:Saldırı günü tüm yahudi çalışanlar o gün izinliymiş.Tesadüfmü bu ?
Ölenlerin %10'undan fazlası yahudi yalnız
Olayın olduğu gün ABD televizyonlarında canlı yayında olan, olayı yerinde olan muhabirler uçak görmediklerini söylüyor canlı yayında. Yani komplo teorisi fal... Devamını Gör
Amerikan hükumeti bunu hazar denizi üzerinden boru hatları ile petrol taşıyabilmek için afganistana saldırıp petrole hakim olup ortadoğuda üs kurmek ve ıraka... Devamını Gör