Yalnızca Ara Sokaklarda Maç Yapmış Olan Çocukların Çok İyi Bildiği 15 Durum
Bizim zamanımızda halı saha falan yoktu tabi. Öyle ayrılmış oyun alanları da yoktu. Tek oyun alanımız sokaktı. Şimdi sokakta oynayan bir iki çocuk görsek hepimizin hafiften gözleri yaşarır muhakkak.
Neyse o sokaklarda da en çok yapılan şey futbol maçıydı.
Biz de sizlere ara sokaklarda maç yapmış olan çocukların çok iyi bildiği 15 durumu hazırladık.
Buyurunuz efendim.
1. Kale 11 adım olacak arkadaşım. Bizim kale 11 adım bak.
2. Çamurlar içerisinde oynardık.
3. "Yaa adam boş tutsanıza oğoloom"
4. "Atan alır beyler, hadi."
5. "Ahmeeet koş maç yapıyoruz hadi."
Okuldan geldikten sonra eve bile uğramadan önlükle mahalle maçına girdiğimiz zamanlar olmuştu mesela. Sonra tabi eve daha pazartesi gününden üstümüz başımız kirli gittiğimizde, annemizden yemediğimiz azar kalmamıştı.
6. 9 adım bir penaltı, 3 adım baraj.
'Ya oğlum büyük atıyosun adımları, doğru düzgün at ama bak.'
7. Topunuzu keserim diyen komşu
'Gidin başka yerde oynayın lan, gelirsem oraya topunuzu keserim bak.' diye etrafa tehditler savuran, büyük ihtimalle hiç çocuk olmamış olan amcadır.
8. Balkondan, sokağa su döken teyzeler
'Ay yavrum, top mu oynuyordunuz, görmemişim ben' der. 10 dk sonra çıkar yine su dökerdi. Adeta eylemcileri dağıtmak isteyen bir TOMA vazifesini tek başına üstlenirdi.
9. Sizin kale şu duvar olsun işte ya...
Eğer kaleyi sokaktaki herhangi bir duvar yaptıysanız, duvarda bin bir çeşit top izleri olması mümkündü. Adeta sürreal bir çalışma yapılmışcasına görenlere çok şey anlatırdı o duvar. Sahibineyse, bir daha orada maç yapan çocuk gördüğünde, kovalaması gerektiğini...
10. "At bakayım topu abine"
O sırada sokaktan geçmekte olan, sizden yaşça büyük, 18-19 yaşında olması ihtimal dahilinde olan biri gelir. Topu isterdi. otuza kadar falan sektirir, topu düşürür, bir kaç şut çeker sonra giderdi. Sizin maçınız da bölünürdü böylece.
11. Kapitalist mahalle maçında bile kapitalist abi.
Topun sahibi olan şahsiyet, her zaman ayrıcalıklıydı. Forvette bekleyebilir, takımları o kurabilir istediği zaman topunu alıp gider, maçı bitirebilirdi. Sermaye sahibi oydu yani kısacası.
Tüm mahalle birleşip bir top alır ve böylece sermayeye başkaldırıda bulunabilirdik biz de.
12. 5'te devre 10'da biter.
Bitmezdi 10'da falan. Her zaman uzatılırdı maç. 1 gol daha 2 gol daha, 3 gol daha derken bir bakmışsın, akşama kadar o topun peşinde koşmuşsun.
Valla bizde de ne enerji varmış he.
13. "Bana ne, adamın gol dedi. bana ne."
Üst direk yoktu. Bu yüzden hayali bir nokta vardı. Bu noktanın yukarısı aut, alt tarafı gol olarak sayılırdı. Kimsenin görmediği kale üst direğini yalnızca şutu çeken ve kaleci bilirdi.
Sonra gelsin gol - gol değil tartışmaları.
14. "Araba geliyoo çekiliin"
Sokak arasında oynadığımızdan maç ikide bir, geçen arabalar yüzünden durdurulurdu. Sonra, top sendeydi, bendeydi, senin adamın oradaydı, senin adamın buradaydı tartışması yapılırdı. Araba geçmeden önceki, pozisyonunu herkes yeniden alırdı.
15. O hava kararıncaya kadar o top oynanacak arkadaş.
Oyna babam oyna, hiç mi yorulmazdık acaba biz çocukken ya. Okuldan gelip çantayı bir köşeye atar akşam oluncaya kadar da o topun peşinden koşardık. Hele yaz tatillerinde, of fena. Akşam olunca anne balkona çıkar, yemeğe çağırırdı. Maçı bitiren düdük işte buydu. Sonra herkes, ertesi gün tekrar buluşmak üzere evlerine...