Vahşi Hayvanlarla Beraber Büyüyen Çocukların Olağanüstü Öykülerinin Anlatıldığı Çarpıcı Fotoğraflar
2005 yılında gerçekleştirdiği 'Teenage Stories' (Ergenlik Hikâyeleri) isimli çalışmasıyla ün kazanan Almanya doğumlu, Londra'da yaşayan fotoğrafçı Julia Fullerton-Batten'ın son projesi 'Feral Children' (Yaban Çocuklar) büyük ilgi topladı.
Vahşi ve son derece sıra dışı koşullarda büyüyen çocukların hikâyelerinin sahnelendiği fotoğraflar çeken sanatçı, The Girl With No Name (İsimsiz Kız) olarak bilinen kızın hayat öyküsünden ilham aldığını belirtiyor.
İşte karşınızda o fotoğraf serisi ve fotoğrafların olağanüstü hikâyeleri...
Lobo, Kurt Kız, Meksika, 1845-1852
1845 yılında Meksika'da bir kız, kurtlarla birlikte 4 ayak üzerinde koşup, keçileri yakalamaya çalışırken görülür.
Bir yıl sonra, bir keçi yiyen kurtlarla birlikte görülür. Daha sonra yakalanır ama kaçar. 1852 yılında, o yine iki kurt yavrusunu emziriyorken görülür, ama yine ormana kaçmayı başarır.
O tarihten sonra bir daha asla görülmez.
Oxana Malaya, Ukrayna, 1991
Oxana Malaya 3 yaşındayken bir gece alkolik olan anne ve babası tarafından dışarıda bırakılır. Bunun ardından kaybolur.
1991 yılında aradan 5 yıl geçtikten sonra 8 yaşındayken bulunur bir köpek kulübesinde melez köpeklerle birlikte bulunur. Bu köpekler büyük olasılıklar hayatını kurtarmışlardır.
Bulunduğu sırada bir insandan ziyade bir köpek gibi davranmaktadır. Sadece 'evet', 'hayır' diyebilmekte, onun dışında dört ayak üzerinde ve dili dışarıda dolaşmakta ve dişlerini göstermektedir.
Şu anda 30 yaşında olan Oxana, yoğun tedavi ve terapiler sayesinde ancak 5 yaşındaki bir çocuğun temel sözel ve sosyal becerilerini kazanabilmiştir.
Shamdeo, Hindistan, 1972
Shamdeo, 1972 yılında 4 yaşlarında bir çocukken, kurt yavruları ile oynarken keşfedilir.
Derisi çok kara, dişleri sivrilmiş, tırnakları uzun ve çengelleşmiş, ayakları, avuç içleri, diz ve dirsekleri nasırlaşmış, saçları ise keçeleşmiş bir hâlde bulunur.
Tavuk avlamaya ve ve onları çiğ yemeye düşkündür. Kana karşı özel bir hassasiyeti vardır. Bütün uğraşlara karşın konuşmayı öğrenemez. Ancak işaret dilinden bazı işaretleri öğrenir.
Çiğ et yemeyi bırakır ve 1978 yılında Rahibe Theresa Kimsesizler Yurdu'na alınır. İsmi Pascal olarak değiştirilir. Şubat 1985'te ölür.
Prava, (Kuş Çocuk) Rusya, 2008
'Kuş Çocuk' olarak da bilinen Prava 7 yaşında bulunduğunda annesi ile küçük, iki yatak odalı bir evde yaşıyordu.
Küçük çocuğun yaşadığı odada birçok kuş, kafesler ve kuş pislikleri ve yemlerinden başka bir şey yoktu. 31 yaşındaki annesi sanki kendi çocuğunu da evcil bir hayvan gibi görüyordu!
Oğluna asla fiziksel bir zarar vermemiş, onu terk etmemiş, gıdasız bırakmamış ancak başka hiçbir iletişim de kurmamış.
Prava bu nedenle konuşmayı öğrenememiş ancak kuşlar gibi şakıyormuş ve ellerini ve kollarını da kanat çırpıyormuş! Annesinin elinden alınan Prava, rehabilite edilmek üzere psikolojik bakım merkezine götürülmüş.
Marina Chapman, Kolombiya, 1959
Marina, 1954 yılında 5 yaşındayken kaçırılır ve daha sonra kendisini kaçıranlar tarafından ormana bırakılır.
5 yıl boyunca bir kapuçin türü bir maymun ailesi ile birlikte yaşar. Onlar gibi dört ayak üzerinde hareket eder. Ağaç kovuklarında uyur. Ağaçlara tırmanmayı öğrenir, diğer maymunlarla beraber muz ve çilek ile beslenir.
Marina 5 yıllık maymun hayatının akabinde avcılar tarafından bulunur. Avcılar tarafından kurtarıldı zaman tamamen konuşmayı unutmuştur.
Marina önce avcılar tarafından bir geneleve satılır. Daha sonra oradan kaçar ama yaşamını devam ettirebilmek için sokaklarda bedenini satmaya devam eder. Ardından bir mafya ailesi tarafından alıkonur. O mafya ailesinin elinden ise komşuları tarafından kurtarılır. Onu evlat edinirler ve 1977 yılında Bradford, Yorksire İngiltere'ye taşınırlar.
Daha sonra burada evlenir ve çocukları olur. Kızıyla beraber onun bu zor dönemini anlatan bir kitap yazarlar. Marina hâlen yaşamaktadır.
Madina, Rusya, 2013
Madina, doğumundan 3 yaşına kadar köpeklerle beraber yaşar. Sosyal hizmet uzmanları 2013 yılında onu bulduğunda, dört ayak üzerinde yürüyor ve bir köpek gibi sesler çıkarıyormuş, üzeri de çıplakmış.
Babası küçük kızı ve annesini doğumdan hemen sonra terk eder. Annesi ise bir alkoliktir ve sık sık ortadan kaybolur. Evde köpeklerle büyüyen kız, köpeklerle birlikte kemikleri kemirir besin olarak. Konuşmayı bilmediği için diğer çocuklarla iletişim kuramaz ve sürekli kavga eder. En iyi dostları köpekler olur.
Doktorlar yaptıkları incelemede, Madina'nın zihinsel ve fiziksel olarak tamamen sağlıklı olduğunu tespit ederler. Erken yaşta bulunması sebebiyle konuşma yetisini yitirmemiş. Bu sayede konuşmayı öğrenir ve böylece bundan sonrası için normal bir yaşam sürme imkânı doğar.
Genie, ABD, 1970
Genie henüz küçük bir çocukken, babası tarafından 'zekâ geriliği' olduğuna karar verildi ve 10 yılı aşkın bir süre boyunca tecrit içinde yaşadı.
Yaşadığı odada, babası tarafından lazımlıklı bir çocuk sandalyesine bağlandı. Geceleri daha bu sandalyede oturur biçimde uyumak zorunda bırakılıyordu.
Sosyal hizmetler görevlileri 1970 yılında kendisini bulduğunda, hâlâ tuvalet eğitimi yoktu, konuşamıyordu ve sadece birtakım garip sesler çıkarabiliyordu. Yürüyüşü de dört ayak üzerindeydi ve tavşanlara benzer biçimdeydi.
Daha sonra yıllarca sürecek araştırmaların bir nesnesi hâline gelir. Yavaş yavaş bir kaç kelime konuşmayı öğrenir ancak gramer açısından anlamlı cümleler kurmayı başaramaz fakat basit metinleri okumaya başlar. Sosyal davranış açısından da sınırlı bir beceri geliştirebilmiştir.
Genie, bir süre sonra tekrar annesi ile yaşamaya başlar, ancak taciz ve çeşitli istismarlara uğrar. 1974 yılında ise zihinsel açıdan gelişmemiş yetişkinlerin yaşadığı bir bakım evine yerleştirilir.
Leopar Çocuk, Hindistan, 1912
Hindistan'da 1912 yılında 2 yaşında küçük bir çocuk dişi bir leopar tarafından kaçırılır. 3 yıl boyunca da leopar ile kalır. Tâ ki, bir avcı leoparı öldüpüp, 3 yavrusunu bulana kadar! Yavrulardan biri o küçük çocuktur...
Leopar çocuk olarak bilinmeye başlanan çocuk, Hindistan'da küçük bir köyde yaşayan ailesinin yanına döner. Köye ilk getirildiğinde davranışları ve dış görünüşü ister istemez dikkat çeker.
Hızlı bir yetişkin insanın koşabileceği süratle, dört ayak üzerinde koşar. Elleri, ayakları, dizleri tamamen nasırlaşmıştır. Konuşamamaktadır ve sürekli yırtıcı bir hayvan gibi sesler çıkarmaktadır.
Daha sonra konuşmayı daha iyi ayağının üzerinde yürümeyi öğrenir. İleriki yıllarda katarakt sebebiyle kademeli olarak kör olur. Bu ormanda yaşadığı dönemden kaynaklanmaz, ailesindeki irsî bir hastalıktır...
Sujit Kumar (Tavuk Çocuk), Fiji, 1978
'Tavuk Çocuk' olarak da bilenen Sujit Kumar zekâ geriliği olduğu düşünülüyordu. Bu sebeple ailesi onu bir tavuk kümesine kilitledi.
Bir süre sonra annesinin intihar etmesi ve babasının öldürülmesi sonucunda öksüz ve yetim kalır. Bunun üzerine bakım sorumluluğunu dedesi alır. Fakat dedesi de onu kümeste tutmaya devam eder.
Sujit, bir yolun ortasında gıdaklayıp, kollarını çırparken bulunduğu zaman sekiz yaşındaydı. Tavukların yaptığı gibi davranışlar sergiliyor, sandalyelere 'tünüyordu'.
O daha sonra sosyal hizmet çalışanları tarafından bir yaşlılar yurduna götürüldü, ama o kadar agresifti ki, orada da 20 yıl boyunca yatağına bağlı yaşamak durumunda bırakıldı.
Kendisi hâlâ hayatta...
Kamala ve Amala, Hindistan, 1920
Vahşi ortamlarda yetişen çocukların en ünlü vak'alarından biri 8 yaşında Kamala ve 12 yaşındaki Amala'nınkidir. Bu iki kız 1920 yılında bir mağaranın yakınlarındaki bir ağacın üzerinde saklanırken Joseph Singh isimli bir papaz tarafından bulundular.
Kızlar mağarayı, kurtlar ile paylaşıyorlardı ve tıpkı onlar gibi görünüyorlardı. İnsana benzemiyorlardı, vücutları deforme olmuştu. Kol ve bacakları kısalmıştı.Uluyorlar ve çiğ etten başka bir şey de yemiyorlardı.
İnsanlarla etkileşime girmek için hiçbir ilgileri yoktu. Konuşamıyorlardı ancak, işitme, görme ve koku alma duyuları olağanüstü derecede gelişmişti.
Amala bulunduktan sonraki yıl öldü. Kamala ise dik yürümeyi ve birkaç kelime söylemeyi öğrendi ama o da 17 yaşında, böbrek yetmezliği sebebiyle 1929 yılında öldü.
Ivan Mishukov, Rusya, 1998
İvan ailesi tarafından istismar edildiği için sadece 4 yaşındayken evden kaçar. İki yıl boyunca sokaklarda köpeklerle beraber yaşadı. Onlarla beraber uyudu ve yemeklerini paylaştı. Köpeklerle derin bir ilişki ve iletişim geliştirdi. Konuşabildiği için o süre zarfında dilencilik de yaptı...
Daha sonra bulundu ve yetimhaneye yerleştirildi. Ivan hem konuşabiliyor olmasının avantajına sahip olduğu için hem de görece kısa süre bu şekilde yaşadığı için şu anda normal bir hayat sürüyor...
Marie Angelique Memmie Le Blanc, (Champagne'nın Vahşi Kızı) Fransa, 1731
Fransa'nın Champagne Bölgesi'nde yaşadığı için 'Champagne'nın Vahşi Kızı' diye de anılan Memmie Le Blanc 18. yüzyılda yaşamasına karşın hikâyesi şaşırtıcı derecede iyi belgelenmiştir.
10 yıl boyunca yalnız yaşadığı bölgenin ormanlarında binlerce kilometre yürüdü. Bu süre boyunca tavşanları, kuşları, kurbağaları ve balıkları avlayarak yaşadı. Bunların dışında bitki yaprakları ve kökleri yiyerek beslendi. Vahşi hayvanlarla, özellikle kurtlarla sopalar yardımıyla mücadele etti ve hayatta kaldı.
19 yaşında bulunduğunda derisi tamamen kararmıştı, vücudu uzun tüylerle kaplıydı.
Memmie'nin davranışları da yırtıcı hayvanları andırıyordu. Yemek yerken ve su içerken, sürekli olarak tetikte, etrafı gözetliyordu. Pişmiş et yemiyordu. Maymunlar gibi ağaçtan ağaca atlayabiliyordu ve ellerinde bu yüzden bir deformasyon vardı. Konuşmayı da unutmuştu. Sadece birtakım sesler çıkarabiliyordu.
Tüm bunlara rağmen şaşırtıcı bir öğrenme kabiliyeti gösterdi. Kendisine zengin bir aile sahip çıktı, burada akıcı şekilde Fransızca konuşmayı, okumayı ve yazmayı öğrendi.
1755 yılında biyografisi yayımlandı ve 1775 yılında 63 yaşında da hayatını kaybetti.
John Ssebunya (Maymun Çocuk), Uganda, 1991
John, 1988 yılında 3 yaşındayken babasının, annesini öldürdüğünü görmesi üzerine evden, ormana kaçtı.
1991 yılında yaklaşık altı yaşındayken bulundu. Bulunduğunda maymunlarla beraberdi. Saçları neredeyse bütün vücudunu kapatacak biçimde uzamıştı. Fındık, tatlı patates ve bazı bitkilerin yaprak ve kökleri ile beslenmişti.
Bulunduktan sonra temizlendi ve sağlık kontrolünden geçirildi. Özellikle dizlerinde nasırlar vardı. Bağırsaklarında yarım metrelik kurtlar bulundu.
John bir yetimhaneye yerleştirildi. Zamanla konuşmayı öğrendi hatta güzel bir sesi vardı, bir çocuk korosuna kaydettirildi. Hatta bu koro ile beraber tüm Afrika'da ve İngiltere'de konserlere katıldı...
Victor (Aveyron'un Vahşi Çocuğu), Fransa, 1797
Yine Fransa yine 18. yüzyıl ve yine iyi belgelenmiş bir vak'a daha...
Victor, Fransa'nın güneyindeki Saint Sernin sur Rance ormanda 18. yüzyılın sonunda görülür, yakalanır ancak tekrar kaçar.
8 Ocak 1800 yılında yeniden yakalandı. Bu sırada yaklaşık 12 yaşındadır. Vücudu yara izleri ile kaplıdır. Tek bir kelime konuşmamaktadır. Victor'un o vahşi ortamda 7 yıl geçirdiği düşünülmüştür.
Daha sonra bir biyoloji profesörü kendisini incelemeye almıştır. Kendisini aşırı soğuk bir havada kar yağarken dışarı çırılçıplak biçimde göndermiştir. Victor'un soğuğa karşı direncini ölçmüştür ve soğuktan hiç etkilenmediğini tespit etmiştir.
Konuşma konusunda ise hiçbir ilerleme kaydedemez. En sonunda Paris'te bir kuruma götürülür ve 40 yaşındayken ölür.