Üniversitelerimiz Niye Yüzlerce Sıra Düştü?
The Times Higher Education (THE) Dünya Üniversiteler Sıralaması’nda geçen yıl 85. olan ODTÜ bu yıl büyük düşüşle 501-600 sıra bandnı da kaldı. Bu yıl Türk üniversitelerinin büyük düşüş yaşaması, “sıralama’’larla ilgili tartışmaları gündeme getirdi.
Cumhuriyet'ten Deniz Ülkütekin'in haberine göre bu yıl Koç Üniversitesi; 251 – 300 bandında, Bilkent ve Sabancı Üniversiteleri; 351 – 400 bandında, Boğaziçi, ODTÜ ve Istanbul Teknik Üniversiteleri; 501 – 600 bandında, Ankara, Erciyes, Hacettepe, İstanbul ve Yıldız Teknik üniversiteleri de 601 - 800 bandında yer aldılar.
2014 – 2015 yılında ise ODTÜ 85. , Boğaziçi Üniversitesi 139. , İTÜ 165., Sabancı 182. , Bilkent 201 – 225, Koç Üniversitesi 301 – 350 bandında yer almıştı.
Önemli değişiklikler
ODTÜ’den yapılan açıklamada, “Geçen yıla göre kullanılan yöntem ve verilerde yapılan önemli değişiklikler, üniversite sıralamalarında beklenmeyen değişikliklere neden olmuştur. Sonuç itibarıyla, ‘THE Dünya Üniversiteleri Sıralaması’ adı aynı kalmakla birlikte çok sayıda üniversitenin konumunun büyük oranda değiştiği farklı bir sıralamaya dönüşmüştür. Sıralamada kullanılan 13 performans göstergesine göre ODTÜ’nün performansında bir düşüş bulunmamasına karşın, Üniversitemizin sıralamasında büyük bir düşüş yaşanmıştır. Bu düşüş ve genel olarak Türk üniversitelerinin sıralamadaki zemin kaybetmesi, THE’nin sıralama yöntemindeki ve anlayışındaki değişikliklerden kaynaklanmıştır” denildi.
ODTÜ’ye göre, sıralamayı en çok etkileme potansiyeline sahip değişiklikler şunlar:
1. 2015-2016 Sıralamasında yayın ve atıf ile ilgili performans göstergelerinin hesaplanmasında, THE tarafından geçen yıllarda kullanılmakta olan Thomson Reuters’ın Web of Science veritabanı yerine Elsevier’in Scopus veritabanı kullanılmıştır. (ODTÜ’nün son 5 yılda Scopus’ta taranan yayınlarına aldığı toplam atıf sayısı, WoS’da taranan yayınlarına aldığı toplam atıftan %10 daha azdır.)
2. Yayın ve atıflarla ilgili bir diğer çok önemli değişiklik ise daha çok fizik alanında bulunan çok yazarlı makalelerin (1000’den fazla yazarlı) atıf hesaplamalarına dahil edilmemesidir.
3. THE sıralamasında tek başına en fazla ağırlığı olan performans göstergesi olan “araştırmanın etkisi/ atıf” puanının hesabı ile ilgili en önemli değişikliklerden bir diğeri, atıf performansında bölgesel farklılıkların dikkate alınmasını sağlayan “ayarlamanın” geçen senelere göre farklı uygulanmasıdır.
4. THE sıralamasında önemli ağırlığı olan “Tanınırlık Anketi” bu sene 6 farklı dilde daha hazırlanarak daha geniş bir coğrafi bölgedeki araştırmacılara ulaşacak şekilde uygulanmıştır. Geçen yıllarda THE’nin tanınırlık anketinde Kuzey Amerika’nın % 25 olan ağırlığı bu sene %18’e düşmüştür. Bu durum da sıralamalarda önemli farklılıklara yol açabilecek niteliktedir. ABD ve Avrupa’da yüksek tanınırlığa sahip olan, teknoloji-sosyal bilimler ağırlıklı bir kurumun tanınırlık puanının bu değişiklikler nedeniyle düşmesi doğal olacaktır.
‘Sıralama kuruluşları şeffaf değil’
MEF Üniversitesi Rektörü Muhammed Şahin, konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi:
'Nedense üniversitelerimiz, bu sıralamalarda yüksek çıkınca tepki göstermiyorlar ama düşük çıkınca isyan ediyorlar. Üniversitelerimizin sıralamada bu kadar geriye düşmesi, sadece kriter değişikliğiyle açıklanamaz. Geçen yıla göre, ana kriterlerden sadece bir tanesi değişmiş. Bu sonuçlar, Türkiye’de yüksek öğretimdeki vizyon eksikliğini ortaya koyuyor. YÖK, hep üniversiteye giriş için birtakım kriterler düşünüyor. Ancak, mezunların kalitesinin artırılması için hiçbir kriter ortaya konulmuyor. Uluslararası sıralama kuruluşları da şeffaf değil. Bu kurumlar, işi ticarete dökmüşler. Bu sıralamayı yayımlayan kurumun internet sitesinde, bazı üniversitelerin reklamları var. Hatta, Türkiye’den bir üniversitenin de reklamı bulunuyor.'