Türk Tiyatro Tarihine Adını Altın Harflerle Yazdıran ve Kalite Kokan Eserler
Geleneksel tiyatrodan Batı tiyatrosuna uzanan bir süreçte ülkemizde birçok önemli eser icra edilmiş ve yıllar boyunca oynanmıştır. Bizler de tiyatro severler için Türk tiyatrosunun en önemli eserlerini bir araya getirdik. Keyifli okumalar!
1. Lüküs Hayat
İstanbul Şehir Tiyatroları 1930 yılında seyirci sayısının azalması ve ödeneğin yetersiz gelmesi nedeniyle kapanma tehlikesi yaşadı. Tam da bu sırada Muhsin Ertuğrul müzikal oyunlar ile seyircinin ilgisini canlı tutmaya çalıştı. Lüküs Hayat'ta bu fikir üzerine ilk kez 193 tarihinde seyirci karşısında oynandı. Bu eser o kadar sevildi ki 1946 yılına kadar oynanmaya devam etti.
Lüküs Hayat, Türk toplumunun gülünç kısımlarını ve Batı ile yüzleşmesini anlatıyordu.
Zamanla bir kült haline gelen bu eser farklı kişiler tarafından tekrar tekrar sergilenmeye devam etti. En son 1973 yılında Lüküs Hayat Haldun Dormen tarafından film olarak sergilendi ve uzun yıllar boyu popülerliğinden hiçbir şey kaybetmedi. Bu eserle anılan isimler arasında ise akıllarda Haldun Dormen, Suna Pekuysal ve Zihni Göktay kaldı.
2. Cibali Karakolu
Cibali Karakolu, Henri Keroul ve Albert Barre tarafından yazılan ve Türk tiyatrosunda önemli yer edinen eserlerden biridir. Bu eser Refik Kordağ ve Muammer Karaca tarafından Türkçe'ye uyarlanmış, Muammer Karaca tiyatrosunun da açılış oyunu olarak sergilenmiştir.
Cibali Karakolu, Türkiye'nin en uzun süre afişte kalan eseri haline geldi.
1966 tarihinde kült eser beyaz perdeye aktarıldı. Eser kadın erkek ilişkilerini, ilişkilerde maddiyatın yerini, toplumsal eleştirileri konu edindi. Cibali Karakolu seyircileri güldürürken düşündürdü ve herkes tarafından büyük bir ilgi ile karşılandı.
3. Kanlı Nigar
Senaristliğini Sadık Şendil'in yaptığı Kanlı Nigar tiyatrosu ilk kez seyirci karşısına çıktığında başrollerinde Münir Özkul ve Altan Karındaş yer alıyordu. Tiyatro çok sevilince eserin iki farklı film hali de kaleme alındı. Kanlı Nigar, kadın erkek ilişkilerini, kadın intikamını, kadın dayanışmasını ve ayrılığını seyirciye aktardı.
4. Yedi Kocalı Hürmüz
Türk tiyatrosunda oldukça önemli yeri olan Yedi Kocalı Hürmüz de Sadık Şendil imzası taşıyor. Tiyatronun ardından sinemaya da aktarılan bu oyun Hürmüz'ün eşlerini aynı ada idare etmesini konu ediniyor.
5. Paydos
Paydos, Cevat Fehmi başkut tarafından yazılan ve ilk kez 1947 tarihinde İstanbul Şehir Tiyatrolarında sergilenen Türk tiyatrosunun kült eserlerinden bir tanesidir. Aynı zamanda bu eser yurtdışında profesyonel şekilde sergilenen ilk Türk oyunu olarak da tarihe ismini yazdırmıştır.
Paydos, 1954 tarihinde Sami Ayanoğlu 1968 tarihinde ise Ülkü Erakalın tarafından beyaz perdeye aktarılmıştır.
Bu önemli eser İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki ekonomik buhranı ve bu çerçevede ortaya çıkan ilişkileri konu edinir. Paydos, Türkiye'de tek mevsimde 140 kez yurt dışında ise 65 kez sahnelenmiş ve yoğun ilgi görmüştür.
6. Keşanlı Ali Destanı
Haldun Taner tarafından kaleme alınan bu eser ilk kez 1964 tarihinde Muammer Karaca sahnesinde sergilenmiştir. Bu eser 1970 tarihine kadar birçok kentte tam 493 kez sahnelenmiş ve yurt dışında da birçok yerde oynanarak kült bir eser haline gelmiştir.
Keşanlı Ali Destanı, Atıf Yılmaz tarafından 1964 tarihinde beyaz perdeye aktarılmıştır.
Bu eserde devlet gücü ve kanunlar yerine zorbalığın hüküm sürdüğü gecekondu yaşamını konu edinmiş ve aynı zamanda sosyal sorunları da eleştirmiştir.
7. Şair Evlenmesi
Tanzimat Dönemi'nin en başarılı yazarlarından biri olan İbrahim Şinasi tarafından kaleme alınan bu eser batılı anlamdaki ilk tiyatro eseri olarak bilinir. Doğaçlamadan tuluata geçişin bir ürünü olan Şair Evlenmesi'nde Moliere ve geleneksel tiyatro izlerine rastlanır.
Bu eser görücü usulü evliliğin sakıncılarını konu edinir.
Töre komedyası olarak da isimlendirilen bu eser Türk tiyatrosunun en önemli ve popüler eserlerinden bir tanesi haline gelmiştir.
8. Köşebaşı
Ahmet Kutsi Tecer tarafından kaleme alınan eser ilk kez Ankara'da 1947 tarihinde sahneye koyulmuştur. Bu eserde köşe başında yaşanan olaylar seyirciye aktarılır. Yazar, köşe başını hayat dilimi olarak tanımlar.
9. İstanbul Efendisi
Müsahipzade Celil tarafından 1914 tarihinde kaleme alınan eser Osmanlı'nın Lale Devri sonrasındaki sosyal hayatını konu edinir. Bu eser zaman içerisinde Türk tiyatrosunun en sevilen ve önemli eserlerinden biri haline gelmiştir.
Bu içerikleri de okumak isteyebilirsiniz;
Japonya'nın Aşko Kuşko Akımı Olan "Kawaii" Kültürü Nedir?
Yorum Yazın