Spor Arabalar, Yatlar, Katlar! Katar Kraliyet Ailesinin Küçük Dilinizi Yutmanıza Neden Olacak Lüks Hayatı
Geçtiğimiz aylarda Dünya Kupası ile sık sık adı gündeme gelen Katar, 2.6 milyonluk nüfusu ve nispeten küçük yüzölçümüne rağmen Orta Doğu'nun en zengin ülkeleri arasında! Şeriat ile yönetilen Katar'ın kraliyet ailesi ise toplamda 255 milyar dolar servete sahip... Peki Katar neden bu kadar zengin, Katar kraliyet ailesi nasıl yaşıyor?
Küçük dilinizi yutmanıza neden olabilecek Katar kraliyet ailesinin hayat tarzına bir göz atın!
Dünya Kupası nedeniyle son zamanlarda adını sık sık duymaya başladığımız Katar, 2.6 milyon nüfusuna ve yüzölçümü bakımından da oldukça küçük bir ülke olmasına rağmen Orta Doğu’nun en zengin ülkeleri arasında…
Tıpkı Suudi Arabistan’ın El-Suud ailesi gibi, Katar’ın yönetim koltuğunda da Al-Thani yani Sani hanedanlığının kraliyet üyeleri oturuyor!
Osmanlı İmparatorluğu ve Büyük Britanya’nın politik hareketlerinin etkisi sayesinde yönetimin başına geçen Sani hanedanlığının üyeleri ilk kez 18. yüzyılda Katar topraklarına göç ettiler.
1868 yılında Bahreyn dışında tüm ülkeler Muhammed bin Sani es-Sani’nin yönettiği Katar Emirliği’ni tanıdı ancak Şeyh’in imzaladığı anlaşma nedeniyle ülke dış politikada tamamen Britanya’ya bağımlı hale geldi.
Osmanlı İmparatorluğu ise bu dönem Şeyh’e Katar kaymakamı unvanını verdi.
Şeyh’in oğulları senelerce ülkenin istihbarat ve petrolunun Britanya’dan alınması için uğraş verdi; ancak gelecek nesilden torunları Ali bin Abdullah es-Sani israfçılığıyla ünlenirken oğlu Ahmed bin Ali de sürekli Lübnan ve Monako’daki kumarhanelere gidiyordu.
1971 yılında yayınlanan anayasa ile Katar Emirliği bağımsız hale geldi! Kalabalık ailede tahta geçen üyeler, verdikleri emirlerle akrabalarının bir kısmını mirastan alıkoymayı başardı…
Şeyh Casim bin Muhammed, Suudi Arabistan’ın korumasını kazanmak için ailesi Vehhabilik mezhebine geçti ancak ülkede çoğunluk hâlâ Selefilik fikrine inanıyor.
Vehhabiler, anlayış olarak aynı çizgide olduklarını ifade etseler bile dini anlama ve yaşama konularında Selefiler’den çok daha katı kurallara sahipler.
Gelelim günümüze… Temim bin Hamed es-Sani’nin yönetimiyle devam eden Katar kraliyet ailesinin geçtiğimiz sene açıklanan bilgilere göre an itibarıyla 335 milyar doların (6 trilyon TL’den fazla) üzerinde net serveti var!
Bu paranın nedeni, Katar'ın Rusya'dan sonra dünyada en çok doğal gaz ihracatı yapan ikinci ülke olması! Ülke gelirinin yüzde 70'inden fazlası petrol ve doğal gazdan geliyor...
Peki bu parayı nasıl harcıyorlar?
Böylesine bir mirasa sahip olan Katarlı aile tabii ki lüks harcamalar ve hatta bazen israfa kaçmaktan çekinmiyorlar. Aile üyelerinin harcamalarının büyük bir kısmı emlak sektörüne, süper yatlara ve bazen profesyonel spor kulüplerine gidiyor.
Örneğin Şeyh’in eski eşi Moda bint Nasser, Londra’nın merkezindeki Cornwall Terrace’tan önce 80 milyon dolarlık bir ev, ardından 40 milyon değerinde iki apartman dairesi satın aldı.
Cornwall Terrace’da 2 bin metre karelik evin toplam 7 yatak odası, 11 salonu, 9 banyosu, güzellik salonu, spor salonu ve kapalı havuzu bulunuyor.
BBC’nin yaptığı açıklamalara göre Katar ailesi, bu emlak alışverişlerini yurt dışı şirketleri sayesinde hallederek 18 milyon dolar damga vergisi ödemekten kaçtı!
İlginç bir detay daha verelim; Katarlı ailenin Londra'da İngiliz kraliyet ailesinden daha fazla mülkü bulunuyor!
Gelelim şimdi 'araba sevdası'na. Bildiğiniz gibi dünyanın en lüks araba markalarından olan Bugatti’nin Chiron aracı, oldukça fahiş fiyatı ve sınırlı üretimi nedeniyle sayılı insanda bulunuyor.
Tabii ki bu sınırlı insanlar arasında Katar kraliyet ailesinin üyeleri var, üstelik sadece tek kişi de değil!
Hatta Katar kraliyet ailesinin üyeleri sıradan Chiron’u kullanmıyor, dünyada sadece 40 adet üretilen Divo modelini kullanıyorlar.
Divo modelinin başlangıçta 5 milyon dolar olan satış fiyatı kısa sürede yükselişe geçmişti.
Şeyh Khalife bin Hamad, Londra sokaklarında önce Divo modeli, sonra Lamborghini Sian FKP 37 ve ardından Ferrari Monza SP2 aracı ile görülmüştü.
Biraz da yatlardan ve tatillerden bahsedelim. Dünyanın en büyük süper yatlarından olan 384 milyon dolar değerindeki Katara da Katarlı aileye ait!
Şeyh’in kişisel olarak aldığı bir diğer özel yat ise Almanya’da üretilen, 2008’de dünyanın en güzel yatlarından biri seçilen Al Mirqab!
Yılın büyük bir kısmını Yunanistan kıyılarında geçiren Al Mirqab’ın aralarında özel doktorların da bulunduğu 50 kişilik mürettebatı var.
İçinde rutin olarak sağlık kontrollerinin yapıldığı, 12 lüks odası, 2 yüzme havuzu, sinema, spor salonu ve jakuzisi olan yata ‘yüzen saray’ ismi verilmesi tuhaf değil herhalde…
Yatın duvarları ise Picasso ve Van Gogh gibi hepimizin bildiği sanatçıların orijinal tabloları ile donatılmış.
Yatın konumundan anlayacağınız üzere Şeyh’in en sevdiği tatil bölgeleri Ege Denizi ve Yunanistan’da, özel olarak da İskados adası!
Son olarak Dünya Kupası serüveninden de anlayacağınız üzere Katar ailesinin üyeleri tam anlamıyla spor düşkünleri.
Şeyh Tamim bin Hamad, Katar’ın FIFA başvurusu ve Paris Saint-Germain takımını almasında büyük rol oynadı.
Ailenin bir diğer üyesi, Şeyh Abdullah bin Nasser geçtiğimiz 2010 yılında 44 milyon dolar karşılığında İspanyol futbol takımı Malaga’yı satın almıştı.
Katarlı ailenin kendi ülkelerinde de eleştirilere maruz kalan harcamaları ve mal varlıklarının medyaya yansıyan kısmı bu şekildeydi.
Servetlerine servet katmaya devam eden aile üyeleri ileride neler yapacak, izleyip göreceğiz…
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Buyurun yorumlara!
Yorum Yazın
Bizim ümmet kardeşlerimiz parayı İngilize, Yunan'a yatırmış maşallak.
herhalde Türkiye'nin %10 unu almışlardır
Tövbe Yarabbim, katrilyonları olsa kaç yazar? Ne çirkin adamlar ya? Bunlara para için bile katlanılmaz, yağ tulumu, ıyyyyýyy....🤢🤢🤢🤮🤮🤮