Sanat Alanında "Küçük Küpler" Anlamına Gelen Kübizm Akımının Picasso ile Ortaya Çıkış Tarihi
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Sanat Alanında "Küçük Küpler" Anlamına Gelen Kübizm Akımının Picasso ile Ortaya Çıkış Tarihi
Merhabalar. Kübizm, 20. yüzyıl başlarında İspanyol ressam Pablo Picasso ve Fransız ressam Georges Braque öncülüğünde ortaya çıktı ve sanat alanında dönüşümler yarattı. Bu akımla birlikte sanat dünyasında yeni ve farklı bakış açıları gelişti. Bu içerikte kübizm akımının 1900'lerin başlarında resimle başlayan yolculuğunu size aktardım.
İyi okumalar dilerim.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Kübizm, Pablo Picasso ve Georges Braque tarafından yaratılan bir sanat akımıdır. Bu akımda insan ve diğer formların tasvirlerinde geometrik şekiller kullanılır. Zamanla kübizmde geometrik dokunuşlar o kadar yoğun hale geldi ki, bazen temsil edilen formları geride bırakarak daha saf bir görsel soyutlama yarattılar.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Kübizme göre nesneler sadece görünen boyutlarıyla değil görünmeyen boyutlarıyla ele alınmalıdır. Sanatçılar nesneleri farklı düzlemlere ayırarak, aynı anda, aynı mekanda farklı bakış açıları göstermiş, böylece tuvalin iki boyutlu düzlüğüne işaret ederken, üç boyutlu formlarını da ortaya koymuşlardır.
Pablo Picasso ve Georges Braque ilk kez 1905'te bir araya geldi ancak Picasso'nun Braque'ye ilk Kübist resim olarak kabul edilen Les Demoiselles d'Avignon'u (Avignonlu Kızlar) göstermesi 1907'ye dayanır.
Geleneksel Batı resminin neredeyse tüm kurallarını çiğneyen eserini Picasso, halka sergileme konusunda tereddüt etti ve 1916 yılına kadar da göstermedi.
Picasso, kübist formu Braque ile birlikte geliştirerek onunla özel olarak çalıştı. Braque, Picasso ile şimdiye kadar iş birliği yapan tek sanatçıdır ve iki yıldan fazla bir süre boyunca her akşamı birlikte geçirdiler.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Braque'nin Picasso'nun ilk çalışmasına tepkisi, Paul Cézanne'ın tekniklerini ayıklayıcı bir etki olarak kullandığı 1908 tarihli Büyük Çıplak tablosuydu. Analitik kübizm olarak bilinen, bir konunun aynı anda birden fazla bakış açısından tasvir edilmesiyle tanımlanan ve sınırlı bir renk paletiyle ifade edilen bir eserdi bu. Böylece kübizmin ilk çağı başlamış oldu.
Kübizm terimi ilk olarak 1908'de Fransız eleştirmen Louis Vauxcelles tarafından Braque'ın manzara resimlerini tanımlamak için kullanıldı. Ressam Henri Matisse de daha önce Vauxcelles'e onları küplerden oluşuyormuş gibi tasvir etmişti. Terim, 1911'de stili tanımlamak için basın tarafından benimsenene kadar yaygın olarak kullanılmadı.
Zamanla kübizm hareketine başkaları da katıldı. Polonyalı sanatçı Louis Marcossis, Braque'nin çalışmalarını 1910'da keşfetti ve kübist resimlerinin, diğerlerinin eserlerinden daha insani bir kaliteye ve daha hafif bir dokunuşa sahip olduğunu dile getirdi.
İspanyol sanatçı Juan Gris, 1911 yılına kadar akımın dışında kalmış gibi gözükse de nesnenin soyutlanmasının, nesnenin kendisinden daha önemli olduğunu reddederek kendisini kübizmden ayrıştırmış ancak onun sanat hayatında kübizm önemli bir yer tutmuştur.
Fransız ressam Fernand Léger, başlangıçta Paul Cézanne'dan etkilense de daha sonra kübist uygulayıcılarla tanıştıktan sonra 1911'de mimari konulara odaklanarak bu formu benimsedi.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
1912'ye gelindiğinde, Picasso ve Braque, kübizmin sentetik kübizm olarak bilinen ve ikinci çağına hakim olan kolaj ögelerini resimlerinde kullanmaya başladılar. Bu aşama aynı zamanda konuların düzleşmesi ve renklerin parlaklaşması aşamasıdır.
Akımın ikinci döneminde heykeltıraşlar da kübist formları keşfettiler. Rus sanatçı Alexander Archipenko ilk kez 1910'da diğer kübistlerle birlikte çalıştı, Litvanyalı mülteci Jacques Lipchitz ise 1914'te akımı temsil edenler arasında yer aldı.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Braque, Lhote, de la Fresnaye ve Léger de dahil olmak üzere pek çok sanatçının askere çağrılmasıyla kübizm hareketi durma noktasına geldi. 1917'de Picasso da resimlerine daha fazla gerçekçilik katma pratiğine geri döndü.
Kübizm, sanat dünyasında örgütlü bir güç olarak yerini hiçbir zaman tam kazanamamış olsa da fütürizm, konstrüktivizm, soyut dışavurumculuk ve diğerleri gibi sanat akımlarında geniş etkisini devam ettirdi.
Edebiyatta James Joyce, Virginia Woolf, Gertrude Stein ve William Faulkner; müzikte Igor Stravinsky; fotoğrafçılıkta Paul Strand, Aleksandr Rodchenko ve László Moholy-Nagy; filmde Hans Richter ve Fritz Lang’ı etkiledi.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
2016 yılında Balıkesir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldum. Daha sonra Marmara Üniversitesi'nde Avrupa Siyaseti ve Uluslararası İlişkiler alanında tezli yüksek lisansa başladım. Bu süre zarfında siyasi alanda akademik makaleler ürettim. Ajanslarda içerik editörlüğü ve sosyal medya yazarlığı yaptım. 2022 yılından bu yana Onedio'da sinema ve dizi kategorisinde içerikler yazıyorum. Bu alandaki gündemi anbean yakından takip edip sizlere en eğlenceli şekilde sunuyorum.
Tüm içerikleri
Yorum Yazın