Perihan Savaş'ın Filmlere Konu Olacak Aşkını ve Ne Kadar Güçlü Bir Kadın Olduğunu Öğrenince Hayranlığınız Artacak
Perihan Savaş'ın Filmlere Konu Olacak Aşkını ve Ne Kadar Güçlü Bir Kadın Olduğunu Öğrenince Hayranlığınız Artacak
Perihan Savaş sen ne muhteşem bir kadınsın. Sevgisini yüreğinde taşımak zorunda kalan ve sonsuz bir özlemi iliklerine kadar yaşayan herkese selam olsun...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Orta yaşı geçmiş olanlar onu eski filmlerinden gayet iyi bilirler aslında ama yeni nesil Perihan Savaş'ı daha çok Çukur dizisinin güçlü annesi Sultan Koçovalı olarak tanır. Dizide hayatını kocasına ve çocuklarına adamış bu kadının gerçek hayatta da muazzam bir kudrete sahip olduğunu anlatacağız şimdi...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
70'li yıllar, Türk sinemasında esmer ve alımlı kadınların halk tarafından ilahe olarak kabul edildiği yıllardır. Perihan Savaş kocaman gözleri, gece karası saçlarının yanı sıra aldığı tiyatro eğitimiyle sadece güzelliği ile ön plana çıkmadı. Çok güçlü ifadeleri vardı ve zıt karakterlerin hakkını başarıyla veriyordu.
Genç kızlık dönemine geldiğinde ise iyiden iyiye sinemaya giriş yapmıştı. Dört yıl kadar da Sezercik'in babası Berker İnanoğlu ile birlikte oldu. Ancak bir şekilde bu ilişki de devam etmedi, ayrıldılar.
1979 yılında İbrahim Tatlıses ile "Kara Yazma" filminde bir araya geldiler. Bu iş birlikteliği kısa süre içinde aşk birlikteliğine de dönüştü. Fakat maalesef bu aşk, o filmlerde gördüğümüz aşklara pek benzemiyordu.
6 yıl süren ve Perihan Savaş'ın bugün "Benim için hiçbir şey ifade etmiyor" dediği ilişkide şiddet, ihanet ve acıdan başka hiçbir şey olmadı. Güzel olan tek şey, bu ilişkiden doğan kızları Melek Zübeyde'ydi.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Yaşanan tüm bu acılardan sonra ise Perihan Savaş'ın hikayesi asıl şimdi başlıyordu. Peri masalı gibi, büyü gibi, roman gibi bir aşk...
Romantik komedi gibi gelecek size ama Perihan, Şehir Tiyatrolarına girdi diye aynı yere yazılmıştı Yılmaz yine ve yine tam o sırada Şehir Tiyatrolarını bıraktı Perihan.
Bu kovalamaca yıllar sürdü. Ta ki 1986 yılında bir mekanda karşılaşana kadar. Kader onları öyle bir hazırlamıştı ki, artık başka hayatları yaşayıp geride bırakmış ve gerçek aşka hazır hale gelmişlerdi. Sadece birbirlerinden haberleri yoktu ama olacaktı!
Yılmaz Zafer, 80'li yılların uzun boylu, entelektüel ve "cool" jönlerinden biriydi. Atıf Yılmaz, filmlerinde onunla çalışmaktan vazgeçemiyordu. Her filme yeteneğini ayrı konuşturuyor, kadın hayranları gittikçe çoğalıyordu. Sırım gibi delikanlıydı anlayacağınız. Öyle yakışıklı!
Her şey yolunda giderken 1992 yılında iş ortağı ile anlaşmazlık yaşadı Yılmaz Zafer. Soluğu avukatının ofisinde almıştı. Ortaklığı bitirecekti ama çok büyük bir stres de yaşıyordu beri yandan.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
İşte o an yere yığıldı; kalp krizi geçiriyordu. Bir yandan hastaneye yetiştirilmeye çalışılıyordu ve aslında bir anlamda ölmüştü. Geri döndürdüler fakat 4 dakika boyunca oksijensiz kalmıştı.
Halbuki daha birkaç ay önce kalp kontrolünden geçmişti, doktorun dediğine göre sapasağlamdı. Oksijensiz geçen o minicik zaman diliminde sıkıntı artık kalbinde değil, beynindeydi. Beyni büyük ölçüde zarar gördü. Üstelik baba olalı henüz 2 ay olmuştu...
Yılmaz geri döndü, günbegün iyileşiyor gibiydi fakat aniden ilerleme yerine gerilemeler başladı. Yürüyüşü, yutkunması yavaş yavaş zorlaşmıştı. Perihan Savaş'ın bir değil iki bebeği vardı artık.
Geçen 20 küsür yıldan sonra bile Perihan Savaş, aşkını ve özlemini sonuna kadar yaşıyor. Sonsuz bir sevgi ve sonsuz bir bağlılıkla hem de...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Oğulları Savaş Zafer de babası gibi yakışıklı bir adam artık. Onlar üç kişilik sevgiyi, iki bedende taşıyor anne oğul. Hayat kötü bir şaka, hayat çok zalim... Sevgi ise dünyalar üstü, zaman üstü bir güç.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Uzun yıllardır Onedio’da yaratıcı içerik editörlüğü yapmaktayım. Aynı zamanda Onedio YouTube kanalında "Bana Bi Anlat" programını hazırlayıp sunuyorum. Bir dönem editörlüğün yanısıra ulusal yayın yapan özel bir radyoda program yaptım, daha sonra sahnede talk şov gösteri dünyasına adım attım. Daha önce dijital yayın yapan platformlardaki diziler için içerik editörlüğü ve senaryo katkılarında bulundum. Ayrıca tanınmış müzik gruplarının kliplerinde sanat yönetmenliği de yaptım. Editörlüğe başlamadan önce çeşitli kolektif kitaplar için yazdığım yayımlanmış yazılarım da bulunmaktadır. Arşiv karıştırmak ve müzik araştırmaları yapmak hayatımın en sevdiğim uğraşlarından. Yazı yazmanın ise dünyaya geliş sebebim olduğunu düşünüyorum.
Tüm içerikleri
Yorum Yazın
ve nice bilmedigimiz basina yansimayan ibrahim tatlisesin kadin terorizmine ugramasi.
Kadını dövmek de nedir,hele bir de hamile kadını...Takdiri ilahi işte ipo...
Vay be... Güçlü kadınlara hayranım.