Bu çağ boyunca da insanların birbirleri ile ve diğer tüm varlıklarla olan bağları kopmuş, zayıflamıştır. Bu nedenle öfke, korku, kibir, rekabet duyguları, ötekileştiren stratejiler, sınıfsal uçurumlar hükmetme devrinin yenilmez görünen surlarını inşa etmiştir. Ancak yine bu zamanın insanlarının bilinç değişikliğini sağlayıp, özü ve bir oluşu hatırlayacaklarını ön görmüşlerdir. Dengenin varlığı ile anlatılan bütünün simgesi Uzakdoğu kültüründe yin ve yangdır yani Ortadoğu kültüründe kendindeki Rahman ve Rahim’i tanımandır. İşte, öz yönetimimizi elimize alarak bütün oluşumuzdaki sorumluluğumuzu üstlenmenin tam vakti! Saçı ağarmış, kırış kırış olmuş, gözlerine evrendeki bütün sevgiyi doldurmuş, şefkatle seni bekleyen büyük anne ile kucaklaşma anı kadim bilgilerin kulak sinirinden geçip hem akla hem kalbe düştüğü andır. Kadim bilgiler derine dalıştır, öze dokunur, bakış açısında değişimler yapar. Modern bilgiler ve teknikler ise zihnin labirentlerini aydınlatır, benliğin üzerindeki baskıyı hafifletir, duygularla barışmayı sağlar. Modernite ile kadim bilginin buluştuğu noktada insan kendine taze bir merhaba der, sabahın kokusunu duyar, güneşin enerjisini bir daha hisseder, ağız tadı yerine gelir.
Neticede akıl, kalp ve beden hizalandığından hoşgörünün rengi bulaşır dört bir yana. Bir narı alıp içini açınca ortalığa saçılan şeffaf, kırmızı, parlak nar tanelerine ulaşmak gibi bizim için bilgiyi elde etmek. İlgili kitabı, videoyu, yazıyı ya da uzmanı bulmak ve izini sürmek bize kalmış ancak kendi ile karşılaşmak üzere kolları sıvayanın halindeki değişim gözle görülür çünkü o yola koyulmuştur ve destek yolda gelir. Mesnevi’de Kral Süleyman dememiş midir Saba Melikesi’ne ‘ Sen kendi talihin haline geldiğinde, ey kutsal varlık talihin artık sen olduğundan, onu asla kaybetmeyeceksin ‘.
O zaman yeniden kendimizle tanışalım! Kalbimize sahip çıkalım ve izin verelim aklımız bize eşlik etsin ki terazinin iki kolundaki ilk eşitlenmeyi sağlayalım. Bütün olmaya doğru sevilesi aklımızdan düşünen kalbimize bir yol yapalım. O yolları yürürken ne görkemli bir şölen sunar bu koca Dünya bize kim bilir! İçerisinde denizkızı masallarını barındıran mavi sularıyla, kökleri toprağı dalları göğü kucaklayıp soluğunu ciğerimize bırakan ormanlarıyla, ezgisi farklı insanlarıyla bu yeryüzü bizim biricik beşimiz. Dilerim usulca söylediğimiz ninniler hepimize huzur versin.
Yorum Yazın