Özenirken Tekrar Düşünün! Esnek Çalışma Saatleri Stres ve Suçluluk Duygusu Yaratıyor
Evet başlığı doğru okudunuz.
Teoride baktığımızda her gün 8 saat iş yerine gitmek yerine esnek çalışmak kulağa muhteşem gelse de, BBC'nin araştırmasına göre, bu şekilde çalışanlar kendilerini sürekli stres altında ve suçlu hissediyor. Bu hissin arkasında yatan ve oldukça da mantıklı denebilecek bu sebepleri birlikte okuyalım:
Araştırmacılar, esnek çalışanların sürekli bir suçluluk duygusuna kapıldığını söylüyor.
Çalışma saatleri belli olanlara kıyasla, esnek çalışanlar dört saat daha fazla çalışıyor.
İngiltere'deki Kent Üniversitesinde sosyoloji ve sosyal politika alanında öğretim üyesi olan Heejung Chung, ortalama olarak, iş saatleri esnek olanların en fazla mesaiyi yaptığını söylüyor.
Bazı işverenler, çalışma saatlerini işçilerinin seçebiliyor oluşunu bir avantaj olarak görmekte.
Bu nedenle, çalışanlar da daha uzun çalışma sorumluluğunu, ve beraberinde esneklik suçluluğunu hissediyor.
Minnesota Üniversitesi'nden sosyoloji profesörü Phyllis Moen'e göre, kendilerinin de en az diğerleri kadar verimli olduğunu kanıtlama yoluyla, evden çalışma ya da kendi iş saatini ayarlamayı haklı çıkarma zorunluluğu hissediyorlar.
Profesör Jennifer Tomlinson'a göre, bu eğilim kültürel.
Leeds Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde toplumsal cinsiyet ve endüstri ilişkileri profesörü olan Tomlinson, yarı zamanlı çalışmanın normalleştiği ülkelerde çalışanların bu tür suçluluk duygusunu ya da baskıyı daha az hissettiğini söylüyor.
Heejung Chung'ın açıklaması da bunu doğrular nitelikte.
'Genel olarak çalışma saatleriniz size bağlıysa çalışmadığınız zamanlarda daha fazla endişe duyarsınız. Özellikle işsizlik oranının yüksek olduğu, iş gücü piyasasının istikrarlı olmadığı, pazarlık gücünün az olduğu ülkelerde bu duruma daha fazla rastlanır.'
Yani Türkiye gibi bunun henüz çok normalleşmemiş olduğu toplumlarda, bu baskı daha fazla.
Saat ücretinin daha yüksek, iş gücü piyasasının istikrarlı olduğu ve ofiste zaman geçirmenin daha az önem taşıdığı ülkelerde işçilerin esnek çalışmaya daha olumlu yaklaştığı ve bu tür kaygıları daha az duyduğu görülüyor. Örneğin Fransa, Danimarka, İsveç ve Hollanda gibi ülkelerde.
Bazılarımız açısından çalışma saatlerimizi kendimizin kontrol etmesi, iş ile aile arasındaki dengenin daha rahat kurulmasını sağlar.
Örneğin anne ve babanın çalıştığı bir evde eşlerden birinin işe erken gidip erken çıkarak okuldan dönen çocuk için evde olması, diğerinin çocuğu okula bıraktıktan sonra işe gidip geç çıkması hayatı kolaylaştırır.
Fakat birçok işçi, işini kaybetme korkusuyla iş yerine böyle bir teklif götürmekten çekinir; ofiste çalışmayı tercih eder.
Örneğin Avustralya'da düzenli olarak ofisten uzak çalışanların oranı sadece yüzde 10 civarında. Bu oran uluslararası standartlar bakımından oldukça düşük kalıyor.
Yine de araştırmalar, beyaz yakalıların çalıştığı birçok sektörde, esnek çalışanların oldukça verimli olduğunu gösteriyor.
Sidney Üniversitesi İşletme Fakültesi dekan yardımcısı Rea Cooper, bu işçilerin, normal ofis ortamında çalışanlara kıyasla çok daha fazla verimli olduğunu söylüyor.
Kısacası esnek çalışanlar bu stres duygusunu bilir.
Bir dahaki sefere siz de geç gittiğiniz işinizden erken çıkarken, yahut da evde çalışırken suçluluk hissederseniz; bilin ki yalnız değilsiniz.
Yorum Yazın
Bu araştırmayı yapan lavuklar gelsin Türkiye'de çalışsın ondan sonra baksınlar iyi mi kötü mü.
buna alisinca diger calisma bicimine donmek oldukca zor ama su cok dogru gercekten sucluluk duygusu yaratiyor ve bazi donemlerinde stres dayanilmaz hale gel... Devamını Gör
senelerce homeofis çalıştım. Daha sonra esnek çalışma saatleri olan bir ofis ortamım oldu. Sıkıntı bizim patronun esnek çalışma saati dediği geçe 2 ye 3 e ka... Devamını Gör