Ölümünden Sonra Büyücü Olarak Adlandırılan Bilim İnsanı Roger Bacon'un Etkileyici Hayat Hikayesi
Roger Bacon, günümüzde hem bilimsel hem de felsefi çevrelerde ileri görüşlü bir dahi olarak kabul edilse de ölümünden sonra İngiltere'de bir büyücü olarak adlandırılıyordu. Roger Bacon'un hayatının ayrıntılarına gelin birlikte bakalım...👇
Roger Bacon, günümüzde hem bilimsel hem de felsefi çevrelerde ileri görüşlü bir dahi olarak kabul edilse de ölümünden sonra İngiltere'de bir büyücü olarak adlandırılıyordu.
Roger Bacon, eğitimci olmak istediğini bilerek büyüdü. Aristoteles’in eserleri konusunda uzman olduğu, İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nden diploma aldı. 1240'larda Paris Üniversitesi'nde ders vermeye başladı.
Fransa'dayken, Aristoteles mantığı, Latince dilbilgisi, astronomi ve müziğin matematiksel yönleri hakkında ders verdi.
Roger Bacon, Oxford'dayken Aristoteles okudu ve ünlü düşünüre büyük hayranlık duydu. Aristoteles'in yazılarına dayanarak kimya deneyleri yapmaya başladı, ancak testler beklediği gibi çıkmadı. Büyük düşünür Aristoteles'in aslında birçok konuda yanıldığını buldu. Bacon, bu keşif nedeniyle yıllarca süren çalışmayı atmak zorunda kaldı.
Aristoteles'in yazılarının yanlış kısımları, Bacon'u herhangi bir şeye güvenmekte tereddüt etmesine neden oldu. Bilgiyi güvenilir hale getirmenin ve gerçeği mantıksal olarak kanıtlamanın bir yolunu bulmakta zorlandı.
Bu sırada insanlar, tek başına mantıklı bir argümanın gerçeği kanıtlayabileceğine inanıyorlardı. Aristoteles mantıksal olarak doğru teoriler sundu, bu yüzden insanlar onların doğru olduklarını varsaydı. Ancak, Bacon'un deneyleri aksini gösterdi.
Bacon, gerçeğe giden dört engel olduğu sonucuna vardı: Hatalı otoriteye, popüler görüşlere, kişisel önyargıya ve rasyonel argümanlara güvenmek. Bacon, laboratuvarında gördüklerinin doğru olduğuna inanırken, kesinlikle emin olmanın bir yolunu bulması gerektiğini de biliyordu. Bunun için diğer insanların da aynı deneyleri yapması gerekiyordu.
Laboratuvarda çoğaltılan şey daha sonra gerçek olarak kabul edilebilir. Bacon, bunu ortaya koyarak, bilimsel yöntemin doğuşunu sağladı.
Roger Bacon, simya ve onun doğa ve tıpla ilişkisi üzerine de çalıştı. Ayrıca hermetizmi(Yahudi ve Hıristiyan mistisizminin unsurlarını eski Mısır inançlarıyla birleştiren bir dizi felsefi inanç) inceledi. Bacon yaşamı boyunca hem Müslüman alimler hem de Avrupalı aydınlar arasında popülerdi.
1257 civarında Roger Bacon, Katolik Fransisken Tarikatı'nda keşiş oldu. Başlangıçta bundan etkilendi çünkü hayran olduğu bazı akademisyenler de üyeydi. Fransiskenler felsefi, teolojik ve bilimsel konularda daha derin öğretiyi teşvik ediyordu.
Düzene dahil olması, keşişlerin açık onay olmadan herhangi bir eser yayınlamasını yasaklayan bir kurala uymak anlamına da geliyordu. Bu, bilimsel arayışlardan zorla kopmak demekti. Ancak Bacon, 1260'ların ortalarında, Oxford'a dönmek istediğine karar verdi.
Katolik Kilisesi'ndeki üst düzey kişilere ulaşması gerekiyordu ve izin almak için Papa IV. Clement ile iletişeme geçti. Amacı üniversite düzeyinde Hıristiyan eğitiminde reform yapmaktı. Hıristiyanların bilim ve simya hakkında bilgi edinmeleri gerektiğinde ısrar etti.
Bacon Papa'ya amacını anlatmak için yedi bölümden oluşan Opus Majus'u yazdı. Kitabın kaybolma ihtimaline karşı iki kopyasını daha yazdı. Kitabı parşömen kağıda yazması bir yıl sürdü.
Bacon bu yazıları 1267 civarında Papa IV. Clement'e gönderdi. Ancak Clement 1268'de hayatını kaybetti.
Dokuz yıl sonra, Paris Üniversitesi belirli felsefelerin öğretilmesini yasakladı. Kayıtlar Bacon'un bu kuralı ihlal ettiği için hapsedildiğini gösteriyor.
Bacon, bir süre sonra Oxford'a döndü. 1292'deki ölümüne kadar orada yaşadığı tahmin ediliyor.
Roger Bacon'ın ölümünden sonra, fikirlerinden korkanlar, geride bıraktığı el yazmalarını kilit altına aldı. Bacon'ın ölümünden birkaç yüz yıl sonra, insanlar onu büyücü olarak görüyordu.
16. yüzyıl filozofları, adını ve itibarını temizlemeye çalıştılar ve onu bilimsel bir öncü olarak selamladılar. 19. yüzyıla gelindiğinde, İngiliz bilim insanı William Whewell şunları söyledi: 'Roger Bacon'ın eserleri, içerdikleri bilgi açısından çağının çok ötesinde olmakla kalmıyor, aynı zamanda döneminin bakış açısından o kadar farklı ki... O zamanlar böyle bir karakterin nasıl var olduğunu anlamak zor.'
Bu içerikler de ilginizi çekebilir;
Yorum Yazın