MEB Şurası’nda 1. Sınıftan İtibaren Zorunlu Din Dersi Önerisi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açılışında “anaokulundan başlayarak yeni hayat tarzı” mesajıyla başlayan Milli Eğitim Şurası’nın ikinci gününde “anaokulu ve ilkokul müfredatı” ele alındı. Şura komisyonlarında zorunlu din dersinin ilkokul 1. sınıftan başlamasına dönük öneri kabul edilirken, anaokulunda da “değerler eğitimi” verilmesi önerildi. Öneriler Şura Genel Kurulu tarafından da benimsenirse, Milli Eğitim Bakanlığı’na “tavsiye kararı” olarak sunulacak. Önerilere muhalif üyeler“Sen Allah’ı mı tartışıyorsun” sözleri ile susturulurken, toplantıları basın mensuplarının izlemesi yasaklandı.
Cumhuriyet'ten Sinan Tartanoğlu'nun haberine göre, Şura’nın ana gündem maddeleri doğrultusunda çalışmalarına başlayan komisyonlardan Öğretim Programları ve Haftalık Ders Çizelgesi çalışma grubunda ilk günün konusu da “anaokul ve ilkokul müfredatı” oldu. Getirilen öneriler ise gerginliğin sataşmalara dönüşmesine yol açtı. İlkokul 4. sınıftan itibaren anayasal bir zorunluluk olarak okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin ilkokulun ilk 3 yılında da zorunlu olarak okutulması Milli Eğitim Şurası Genel Kurulu'nda oylanmak üzere hazırlanacak öneriler listesine girdi. “Anayasanın zorunlu olarak kabul ettiği din dersinin ilkokulda 3 sınıfın öğrencilerini verilmemesinin anayasanın ruhuna aykırı olması”gerekçesiyle sunulan öneriye MEB bürokratlarından da destek geldi. Ayrıca anaokullarında da “değerler eğitimi” verilmesi öneri olarak kabul edildi. Genel Kurul tarafından kabul edilmesi durumunda söz konusu Şura kararı MEB’e tavsiye olarak sunulacak. MEB kararı Şura onayı alındığı için daha güçlü bir şekilde hayata geçirebilecek.
Öğrenciden din dersi önerisine destek
Şura’ya ilk kez katılımcı olarak davet edilen bir öğrenci anaokullarında zorunlu din dersi önerisine“Hocamın söylediğine katılıyorum. Din dersinin bana bir zararını görmedim. Bence anaokulunda da zorunlu din dersi olabilir” sözleri ile destek verdi. Müfredat Komisyonu Başkanı Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayati Aksoy, “Ben de sana katılıyorum ama gülmekten katılıyorum. Kendi düşüncelerini söyle başkasına katılma” sözleri salonda şaşkınlığa neden oldu. Bazı üyeler, öğrencilerin özgüvenlerinin bu şekilde kırılmaması gerektiğini söyleyerek tepki gösterdi.
Karma eğitime cinsellik gerekçesi
Karma eğitime son verilmesine ilişkin önerisi ise müfredat komisyonunda değil, okul güvenliği komisyonunda da gündeme geldi. Önerinin bir Milli Eğitim müfettişi tarafından “Cinsel farkındalıkla başlayan karşı cinse duyulan ilgiden kaynaklı güvenlik sorunlarının en minimum seviyeye indirilmesi açısından zorunlu olan karma eğitim modelinin özel öğretim ve devlet kurumlarında yerel ve sosyal şartlar dikkate alınarak serbest ve demokratik eğitim modeli ile değiştirilmesi gerekir” sözleri ile savunulması dikkat çekti.
5 saat ne yapılacak?
Ayrıca ilkokul öğrencilerinin haftalık ders saati yükünün haftada 30 saat olması gerektiği, bunun 5 saatinin ise sosyal etkinlikler ve etüt dersi olarak kullanılması gerektiği önerisi kabul edildi. Bu 5 saatin hangi derslerle geçirileceği konusu ise okul müdürlerinin inisiyatifini bırakıldı.
‘Cehennem’i anlatamazsınız’
Söz konusu tekliflere bazı Şura üyelerinden itirazlar geldi. “Anaokulu çocuklarına Allah, cennet-cehennem kavramlarını anlatamazsınız. Somut düşünme çağında olan bir çocuğa bu soyut kavramları öğretmezseniz. Bu kavramlar ancak aile tarafından öğretilmelidir” sözleri, “Sen Allah kavramını mı sorguluyorsun, tartışıyorsun? Seninki görüş değil dinsizlik. Din deyince neden aklına hemen cehennem geliyor” tepkisi ile karşılandı.
İlk kez basın yasağı
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve bakanlık bürokratları, tüm çalışma gruplarını ziyareti sırasında bu tartışmaların yaşandığı komisyon salonunu da ziyaret etti. Ziyaretin ardından Avcı’nın talimatı ile komisyon çalışmalarının basın mensuplarına kapatıldığı duyuruldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın“bürokratik katılımın azaltılmasından, öğrenci, öğretmen, veli ve sivil toplum örgütü iştiraklerinin çoğaltılmasından duyduğu memnuniyeti” dile getirdiği Şura’da komisyon çalışmalarının gazeteciler tarafından izlenmesinin ilk kez yasaklanması dikkat çekti.
Sinan Tartanoğlu/Cumhuriyet