Minimal Bir Dolabı Olsun İsteyip Bir Türlü Başarılı Olamayanlar İçin Birbirinden Faydalı İpuçları Veriyoruz!
Fazlalıklardan kurtulmanın zamanı geldi!
Black Friday neredeyse geldi çattı, hepimiz indirimden uygun fiyatlı bir şeyler kapmak istiyoruz...
Artık bu karmaşadan bıkıp daha sade ve kolay bir dolap istiyorsunuzdur.
Aynı pantolon renginden 3 tane, aynı kazağın 5 farklı çeşidinden dolabımızda bulundurup yalnızca birini giyiyoruz çoğu zaman. Bu kadar kıyafet arasından sadece 1 favorimiz oluyor ve onu giymeyi çok seviyoruz. Bu kadar çok kıyafeti ne zaman aldığınızı bile hatırlamıyor olabilirsiniz.
İhtiyacımız olan şey, minimal ve sade, yalnızca giydiklerinizin olduğu ve düzen içinde bir dolap.
Minimal bir dolap için biraz planlama yapalım ister misiniz?
1. Önce kendinizin ve zevklerinizin farkına varın.
Sabah giyinmek için dolabın karşısına geçtiğinizde hangi kıyafetlere ilk olarak elinin gittiğini düşün. Senin için rahatlık mı yoksa şıklık mı daha önce gelir, yoksa pantolon ya da etek insanı mısın, hatta belki tam tersi elbise insanı mısın, bunları gözünün önüne getir. Ne giydiğinde kendini daha rahat hissediyorsun? Bunlar senin kişisel zevklerini önüne seren küçük detaylar olacak. Dolabını buna göre en baştan bile dizebilirsin.
2. Etrafınıza bakın, analiz edin, izleyin.
Herhangi caddede, kafede, AVM'de oturup etrafınızdaki insanların ne giydiğine, kimin üstünde neyin güzel durduğuna şöyle bir bakın. Kendi vücut tipinizi göz önünde bulundurarak sizin üstünüzde nasıl dururdu hayal edin. Yeni şeyler keşfetmek ve denemek için en güzel yollardan biri budur. Belki birinin üzerinde beğendiğiniz bir etek ve gömleği gidip deneyebilir ve sizin üzerinizde de aslında ne kadar harika durduğunu keşfedebilirsiniz.
3. Sıra planlamaya geldi.
Neyi sevdiğinizi ve nasıl görünmek istediğinizi tekrar düşünün. Neyin içinde harika hissediyor ve görünüyorsunuz? Sizin üzerinize harika oturan kıyafetleri, giyerken harika hissettiğiniz parçaları düşünün. Artık dolabınızı oluşturmak için bunlarla bir plan yapabiliriz.
İçinde yaşadığın koşulları göz önünde bulundurarak dolabını baştan yaratabilirsin.
4 önemli nokta minimal bir dolabın en önemli koşullarıdır:
Yaşadığın şehrin hava koşullarını düşün; alışveriş yapacaksan zaman dilimini göz önünde bulundur.
Hayatının konumunu düşün; bir işte mi çalışıyorsun yoksa öğrenci misin? Örneğin öğrencilik hayatı senin için çok geride kaldıysa çalıştığın yere göre kıyafet dolabını oluşturman gerekebilir.
Ne kadar depolama alanın var? Dolabın ne kadar büyük? Bir yurtta kalıyorsan alanın oldukça sınırlı olabilir.
Kıyafetlerin ne kadar bakım istiyor? Ütüyle uğraşacak vaktin var mı? Giyeceğin kıyafetleri buna dikkat ederek seç.
4. Hayat et, düşün, not al!
Yalnızca eşyalarıyla değil, kıyafetleriyle de duygusal bağ kuran bir insan olabilirsiniz. Bu da aslında daha minimal bir dolaba ve hayata sahip olmanın en büyük engeli.
Bir not defteri edinin ve ona hayallerinizi yazın. Sahip olmak istediğiniz kıyafetlerden bahsetmiyoruz, işe ya da okula giderken nasıl görünmek istediğinizi, kendinizi daha rahat ve havalı hissederken nasıl göründüğünüzü yazın. Bu hem kendinizi daha öz güvenli hem de daha rahat hissettirecek, emin olabilirsiniz.
Hem dolabınızı fazlalıklardan arındırırken daha az suçlu hissetmiş olacaksınız.
Şimdi sıra en zor ama en kolay kısma geldi: Eleme!
Bu kısım, eşyalarıyla duygusal bağ kuran kuran insanlar için gerçekten zor olacak baştan söyleyelim. Çünkü gerçekten gitmesi ve kalması gereken kıyafetlerinizi seçmeniz gerek. Olabildiği kadar gerçekçi bakın ve biriktirmekten uzak durun!
Birbirinin aynısı olan kıyafetlerden başlayın.
Örneğin 2-3 tane siyah pantolonunuz ya da şortunuz varsa onlara şöyle bir göz atın. Hepsini giymediğinizi fark edeceksiniz; mutlaka bir tane favoriniz vardır. İçinde rahat hissettiğiniz, elinizin hep ona gittiği ve düzenli olarak giydiğiniz parça hangisiyse onu ayırın ve tutun. Diğerleri gidebilir. Daha minimal bir dolap istiyorsanız yapmanız gereken ilk şey kopyalardan kurtulmaktır.
Artık size büyük ya da küçük gelen kıyafetlerinizin de gitme vakti geldi.
Sık sık kilo alıp veren bir bünyeniz varsa onları istisna olarak sayıyoruz; ya da yeni bir bebeğiniz olmuştur doğum kilolarınızı geri vereceksinizdir... Ancak biliyoruz bazı insanlar bebeklik kıyafetlerini bile saklıyor. Burada ikinci kural, eğer artık size olmuyorsa, gidebilir!
"Ya bu çok güzel bir elbise, bu dursun, bunu veremem!"
Hangimizin böyle dediği bir iki kıyafeti yok dolabında? Asla giymiyorsunuz ama duruyor orda. Artık size olmuyor, onu giyecek bir yer hiç olmadı ama dolabınızda fazlalık yapıyor, kalabalık yaratıyor. Ya da bir indirim gününde almışsınız ama hiç giymemişsiniz. Gitme vaktinin geldiğini kabul edin ve önünüze bakın, yapacak bir şey yok!
Şimdi geriye kalanları birbiriyle kombin yapma zamanı.
Dolabınızı minimal olarak nitelendirmek istiyorsanız, parçalarınızın tek tip olmaması gerek. Bu sebeple örneğin bir gömleği birden fazla altla kombinleyemiyorsanız, üzgünüz ama onun gitmesi gerekiyor. Bu etekler, şortlar, ayakkabılar ve takılar için de geçerli...
Minimal bir dolabın sayılarla ifade edilebileceğini zannetmiyoruz, yukarda bahsettiğimiz adımları uyguladıktan sonra ne kadar ferahladığınızı zaten fark edeceksiniz.
'Şu kadar kıyafet ya da şu kadar askı varsa minimal bir dolabınız vardır' diyemeyiz. Fazlalıklarınızdan kurtulduğunuzda ve geriye gerçekten ihtiyacınız olan şeyler kaldığında oldukça ferahladığınızı hissedeceksiniz ve neden bunu daha önce yapmadım diyeceksiniz.
Eğer hala geride fazlalık olduğunu düşündüğünüz ama vazgeçemediğiniz kıyafetler kaldıysa bir arkadaşınızdan yardım isteyin.
Neyin kalacağı ve neyin gideceği konusunda size yardımcı olabilecek bir manevi desteğe ihtiyaç duymanız çok normal. Samimi bir dostunuzun hangi elbiseyle daha iyi göründüğünüzü söylemesi çok işinize yarayacaktır ve ihtiyaç duyduğunuz teşvik tam olarak bu olabilir.
Şimdi minimal dolabınızın keyfini çıkarabilirsiniz.
İsterseniz kıyafetlerinizi bağışlayın, isterseniz ikinci el satış platformlarında kıyafetlerinizi satın; size kalmış. Artık daha geniş ve düzenli bir dolabın, daha az çamaşır işinin ve sabahları yaşadığınız büyük kararsızlık ve seçim uğraşının geride kalmasının tadını çıkarma vakti.
Son olarak, tüm bunlar artık bir daha alışveriş yapmayacağınız anlamına elbette gelmiyor...
Yalnızca alışverişlerinizde daha tutumlu olup, daha düşünceli hareket etmeyi öğreneceksiniz. Alacağınız bir parçanın, dolabınızdaki hangi parçanın yerini alabileceğini düşünecek ve onun gerçekten alınıp alınmamaya değeceğini daha rahat kararlaştıracaksınız. İşin püf noktası, biriktirmek değil, değiştirmek. G.K.
Düşüncelerinizi bizimle yorumlarda paylaşmayı unutmayın.
Yorum Yazın
az eşya, az insan = huzur