onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Merhaba, Ben Her Gün Tacize Uğrayan Yüzlerce Kadından Biriyim... Otobüste Yaşadığım Cinsel Taciz ve Sonrasında Gelişen Olaylar

etiket Merhaba, Ben Her Gün Tacize Uğrayan Yüzlerce Kadından Biriyim... Otobüste Yaşadığım Cinsel Taciz ve Sonrasında Gelişen Olaylar

Duygu Yılmaz
11.10.2018 - 09:14

Her gün yüzlerce kadının maruz kaldığı cinsel taciz, benim başıma da geldi.

Elbette ki ilk kez değil, ama bu sefer susmayacağım!

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Merhaba, ben Duygu Yılmaz, Onedio'da çalışan ve işini severek yapan bir editörüm.

Birazdan anlatacağım hikâye, tamamiyle bana ait. Çeşitli nedenlerden dolayı ismimi vermeyeceğim. Korktuğum için değil, ailem korktuğu için.

Bunları yazmak ne kadar zor olsa da yaşadıklarımı en ince ayrıntısına kadar anlatmaya çalışacağım. Hem sesimi herkese duyurmak hem de bunları yaşayan yüzlerce insana yalnız olmadıklarını hissettirmek için anlatacağım.

Susmaktan ve içine kapanmaktansa bir şekilde içindeki öfkeyi dökmek gerekir diye düşünüyorum.

Her şey aileme sürpriz yapmak için satın aldığım otobüs biletiyle başladı.

Her zamanki gibi yerel bir firmadan aldım biletimi. Çünkü gideceğim yere çok fazla otobüs yok, bu yüzden de çok fazla seçeneğim yok.

Normalde ailemle birlikte Ankara'da yaşıyorum ancak haziran ayından beri onlar dedem ile anneannemden geriye kalan evde kalıyorlar. Hem şehir gürültüsünden uzaklaşmak hem de biraz emekli hayatı yaşayıp, kafa dinlemek için. 

Bayram tatilinden beri onları görmediğim için de sürpriz yapmak istedim. Hafta sonumu onlarla geçirir, pazartesi günü de dönerim dedim. Zaten 3-4 saatlik bir yol, beni çok da fazla yormazdı.

6 Ekim Cumartesi günü saat 11:30'da Aşti'den otobüse bindim.

12 numaralı koltukta, cam kenarındaydı yerim. Otobüse biner binmez etrafımı kontrol ettim ve önümde-arkamda kimler var diye bir baktım. Yanımda yaşlı bir teyze oturuyordu, arkamda iki tane erkek, önümde de çocuklu bir aile. Otobüs kalabalık değildi. 

11:35 gibi yolculuğum başladı.

Fakat yolculuğun başından beri beni rahatsız eden bir şey vardı.

Arkamdaki adam. Adamın eli benim koltuğumun yanındaydı. Yani camın önüne kolunu uzatmış, muhtemelen öne doğru eğilmiş, elini de tam benim yanımda tutuyordu. İlk gördüğümde koluyla ilgili bir sıkıntısı olabileceğini ve bu yüzden uzattığını düşünsem de içime pek sinmemişti bu durum.

Dakikalar geçtikçe o elin orada durması beni rahatsız etmeye başladı ve artık dayanamayıp muavine otobüste boş koltuk olup olmadığını sordum, yerimi değiştirmek istiyordum.

Muavin otobüsün yarısından fazlası boş olmasına rağmen -muhtemelen yolda yolcu alabileceğini düşündüğü için- yerimi değiştirmedi.

Bütün koltukların dolu olduğunu söyledi. Ben de fazla ısrar etmedim ve adamın elini daha fazla görmemek için perdeyi kapattım. 

Müzik dinleyerek yoluma devam ederken adamın koltuğuma dokunduğunu fark ettim ve söylenerek sinirli bir şekilde perdeyi çekiştirdim. Gerçekten sabrım giderek zorlanıyordu.

Aradan yaklaşık 1 saat geçti. Uykum geldi ve kulaklığı çıkartıp uyumaya çalıştım. Normalde yolculuklarda ne kadar uykum gelse de rahat edemediğim için pek uyuyamam. Başıma gelecekleri önceden bilebilseydim bu yolculuğumda da asla gözümü bile kırpmazdım.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Tam uykuya dalacakken kolumda bir şey hissettim, hemen gözlerimi açtım.

Tam uykuya dalacakken kolumda bir şey hissettim, hemen gözlerimi açtım.

İlk önce perdenin koluma değdini düşündüm, bu yüzden pek de önemsemedim. Gözlerimi kapattım ve en azından kalan iki buçuk saatin hızlı geçmesi için uyumaya çalıştım.

Aradan birkaç dakika geçti. Yine tam uykuya dalacakken yine kolumda -bu sefer göğsüme yakın yerde- bir şey hissettim ve kıpırdamadan gözlerimi açtım. Arkamdaki adamın eliydi beni tutan.

Sinirle arkamı döndüm ve adama bağırmaya başladım. Muhtemelen böyle bir tepki beklemiyor olacak ki hiçbir şey demeden koltukta cenin pozisyonuna geçti ve kollarını birbirine kavuşturarak uyuma numarası yaptı.

Yaşadığım olayın şokuyla tüm vücudum titremeye başladı ve bir hışımla yerimden kalkıp arka tarafta bomboş koltukların arasında oturan muavinin yanına gittim ağlayarak.

Yaşadığım olayın şokuyla tüm vücudum titremeye başladı ve bir hışımla yerimden kalkıp arka tarafta bomboş koltukların arasında oturan muavinin yanına gittim ağlayarak.

Saat tam 12:40'tı. Muavine olabildiğince arkamdaki şerefsizin ne yaptığını anlattım. Beni hemen arka koltuklardan birine oturttu ve şoförün yanına giderek durumu ona anlattı. Yolcular da az-çok anladılar bir problem olduğunu ve telaşlandılar birden.

Muavin yanıma geldi ve 15 dakika içerisinde yol kenarında bir polis çevirme merkezinde duracaklarını, şu an için kendilerinin yapabilecek bir şeyleri olmadığını söyledi. O geçen 15 dakika benim için resmen asırdı.

Otobüs durdu, elim ayağım titreyerek indim ve polislere durumu anlattım.

Otobüs durdu, elim ayağım titreyerek indim ve polislere durumu anlattım.

Otobüsten o arkamdaki sapığı indirmeden önce polisin biri bana şikâyetçi olup olmadığımı sordu. Üstüne bir de 'Karakola gittiğimizde vazgeçtim diyeceksen hiç bizi yorma' dedi. Ben de o sinirle 'Sizin kızınız, eşiniz ya da bir yakınınız olsa böyle düşünecek miydiniz? Kadınların artık susmaması gerekiyor, elbette ki şikâyetçiyim!' dedim. 

Ardından o pislik herifi otobüsten indirdiler, adam ne olduğunu bilmiyormuş gibi şaşırmış ifadesiyle kendisini savunmaya geçti. 'Uyuyordum, ben bir şey yapmadım, yanlışlıkla elim değmiştir.' dedi.

'Yanlışlıkla elim değmiştir.'

Bu cümle beynimde yankılanırken o an ağzıma ne geliyorsa saydım adama: 'Sen sapıksın, sen tacizcisin, sen iğrenç bir yaratıksın!'

Ardından bizi ayrı ayrı arabalara bindirdiler ve karakola doğru yola çıktık.

Ardından bizi ayrı ayrı arabalara bindirdiler ve karakola doğru yola çıktık.

Tek başımaydım. Yanımda kimse yoktu. Bilmediğim bir şehrin, bilmediğim bir ilçesindeydik. Hem korku, hem öfke, hem ne yapacağını bilememe... 'Ya başıma bir şey gelirse? Ben şimdi ne yapacağım? Kimse de yok yanımda' cümleleriyle savaşırken, polis olan bir arkadaşımı arayıp durumu anlattım. En azından nerede olduğumu birileri bilsin, ne yapmam gerektiğini birileri söylesin istedim.

Annemle babamı telaşlandırmamak için aramadım. Zaten onlar beni Ankara'da sandıkları için şimdilik durumu bilmelerine gerek yoktu.

Karakola geldik, birçok polise sözlü olarak başıma gelen olayı anlattım.

Karakola geldik, birçok polise sözlü olarak başıma gelen olayı anlattım.

Yaklaşık 2 saatlik bir beklemenin ardından da ifademi verdim, şikâyetçi olduğumu söyledim. Tutanak tutuldu, savcılığa haber verildi, hastaneye giderek raporumu aldım -alkollü olup olmadığıma baktılar ve darp edilip edilmediğime- ve polisler sonunda beni otogara bıraktılar. Ardından, gelen ilk otobüse binip, ailemin yanına gittim. Sonraki günlerde geçirdiğim ağlama krizleri dışında, şimdilik daha iyiyim.

Evet, bunların hepsini tek başıma yaşadım ve tek başıma yaptım.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Biliyorum ki bu işin sonu bir yere bağlanmayacak, o sapık yine aramızda gezecek.

Çünkü gösterebileceğim bir kanıt yok, görgü tanığı yok, şahit yok. Ama ben ömrümün sonuna kadar uğraşmam gerekse de o adamla uğraşacağım. Asla pes etmeyecek ve şikâyetimi de geri çekmeyeceğim. Çünkü daha önce başıma gelen onlarca sözlü, yazılı, fiziksel cinsel tacizde sustum. Sesimi çıkaramadım, hem çıkarsam da bir şey yapamayacağımı/yapılamayacağını düşündüm.

Yine biliyorum ki eğer ben o koltukta oturmayıp, yerimi değiştirseydim bunlar başıma gelmeyecekti; ama o adam benim yerime bir başkasına yapacaktı bunu.

Ya da ben uyumaya devam etseydim, sesimi çıkarmasaydım, sussaydım olaylar daha farklı gelişecekti belki de.

Bu arada, inanmayanlar için ifadem...

Bu arada, inanmayanlar için ifadem...

Bu arada...

Bu arada...

Kendisini Facebook'tan buldum. Gördüğüm kadarıyla eşinden boşanmış, iki çocuk babası bir işçi. 

Bunu gördüğümde direkt çocukları için üzüldüm...

Ha bir de seni ifşa etmeyi o kadar çok isterdim ki...

Merhaba, ben Duygu Yılmaz, her gün tacize uğrayan yüzlerce kadından biriyim.

Belki de kiminiz küçümseyebilir, 'Bu ne ki, insanlar neler neler yaşıyor' diyebilir, evet, ben bununla atlattım. Zaten bakın ne kadar da güçlüyüm, hadi beni alkışlayın diye de yazmadım. Amacım bu tarz olayları yaşayan ve hatta daha ağırlarını yaşayan insanlara seslenmekti.

Susmayın, sesinizi çıkartın, korkmayın, yaşadıklarınızdan utanmayın, siz suçlu değilsiniz!

Tek başınıza da güçlüsünüz, asla pes etmeyin!

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
781
154
68
38
24
16
15
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Gamze Cagatay

Sustukça, daha çok ileri giderler. Susmayın, tepki vermekten korkmayın, eğer hepimiz böyle olursak, birlik olursak en önemlisi, hiç kimse bu terbiyesizliğe c... Devamını Gör

kamburbalina

bende susmamistim sonuna kadar gittim ama ne oldu cok sevgili adalet sistemimiz yine o sahsin rahat bir sekilde sokaklarda dolasmasini sagladi. bana kalan is... Devamını Gör

zeynep selvi

Gerçekten bir KADIN'nın hala böyle değersiz gibi görülmesini anlamıyorum! Ben bir kadın olarak o yapılan şeylerden utanıyorum! Gerçekten hala böyle iğrenç in... Devamını Gör

svss2606

arkadaşım salak mısın ? şikayetçi olmassa polis ne yapabilir,kanun diye birşey var,demek ki daha önceden yaşamışlar karakola gidince şikayetini geri çekenler... Devamını Gör