16 Yaşındaki Mehmet'i Tutuklayan Hakim Hakkında Suç Duyurusu
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, 16 yaşındaki lise öğrencisi M.E.A. hakkında Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan tutuklama kararı veren 1'inci Sulh Ceza Hakimi Nayim Durak hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na görevini kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunacağını söyledi.
Kart, 'Burada HSYK'nin re'sen devreye girmesi gerekir. Suç duyurusu olmadan devreye girmesi gerekir' dedi.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, partisini il başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Meram Endüstri Meslek Lisesi 11'inci sınıf öğrencisi M.E.A.'nın katıldığı 'Asteğmen Kubilay'ı anma töreninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, hakaret suçundan tutuklanması ve itiraz sonucu tahliye olduğu sürece değindi.
'SULH CEZA HAKİMLİKLERİ HÜKÜMETİN EMİRLERİYLE GÖREV YAPIYOR'
Sulh Ceza Hakimliklerini eleştiren Kart, şunları söyledi:
''Türkiye'de artık Sulh Ceza Hakimlikleri, bu yargıçlar, doğrudan hükümetin tavsiye, telkin ve kanunsuz emir ve talimatlarıyla görev yapar konuma gelmiştir. Mevzuat son derece açık. Çocuk Koruma Kanunu'nun 4'üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Suçluluğunu Önlenmesine Dair Riyad İlkeleri, hepsi bir arada değerlendirdiğinde çocuklar acısından ancak ağır cezalık suçun olması ve suç üstü halinin bulunması, Allah korusun bir toplu ölümün, benzeri saldırının gerçekleşmesi halinde belki tutuklama kararı söz konusu olabilir. Bu gibi olaylarda söz konusu olmayacağı ilgili mevzuat çok açık bir şekilde görülüyor. 1'inci Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi Nayim Durak'ın, bütün mevzuatı göz ardı ederek görev ve yetkisini kötüye kullanarak bu tutuklama kararını verdiğini görüyoruz.''
''BU YARGIÇLAR, SİYASİ İKTİDARIN SOPASI MİSYONUNU ÜSTLENMİŞLERDİR''
Sulh Ceza Hakimleri'ne yönelik eleştirilerini sürdüren Kart, ''Bir diğer kabul edilemez husus her nasıl tesadüfse aynı yargıç, 17 Aralık yolsuzluğunu protesto eden CHP'nin Konya İl Başkanlığı binasında arama kararı veriyor. Aslında yargıçlık misyonuyla uzaktan yakından ilgisinin olmadığını gösteriyor. Demokrasiyi hançerliyor. Bir siyasi partinin binasına girmek ne demek, kimin haddine. Böyle bir düzeni, böyle bir sistemi yaşıyoruz. Geldiğimiz nokta şu ortaya çıkıyor. Sulh Ceza Hakimlikleri siyasi iktidar odaklı, haksız tutuklama, arama ve gözaltılar için bir idari mekanizmaya dönüşmüştür. Türkiye'nin tüm illerindeki genel tablo bu yöndedir. Bu yargıçlar siyasi iktidarın sopası misyonunu üstlenmişlerdir. Bu yargıçlar artık siyasi iktidarın kanunsuz emir ve talimatlarını yerine getiren bir idari merci konumundadır. ''
HAKİM HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
1'inci Sulh Ceza Mahkemesi hakimi Nayim Durak hakkında görevi kötüye kullanmaktan HSYK'ya suç duyurusunda bulunacağını belirten Kart, ''Bir yargıç kanunun ve Anayasa'nın, uluslararası sözleşmelerin açık hükümleri ayaklar altına alınıyorsa, bir yargıç görevini doğru ve tarafsız yapmadığı kanısı yaratıyorsa, elbette o yargıç hakkında işlem yapılmalıdır. O sebepledir ki 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 68'nci maddesinin a,b, c bentlerine dayanarak, görevini kötüye kullanan hakim hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na suç duyurusunu pazartesi itibarıyla yapacağımı bilmenizi istiyorum. Bu ülke kimsenin çiftliği değil. Herkes görevini yasalar, Anayasa ve hukuk çerçevesinde yapacak. Onun için kimsenin yanına yaptığı kalmayacak. Bunları elbette dile getireceğiz. Burada HSYK'nin re'sen devreye girmesi gerekir. Suç duyurusu olmadan devreye girmesi gerekir. Ama nerede o HSYK. Umarım HSYK bizi yanıltır ama yanıltmayacağını biliyorum.''diye konuştu.
BAŞBAKAN'A ELEŞTİRİ
Kart, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, lise öğrencisi M.E.A.'nın olayını farklı içerikler yükleyerek saptırma gayreti içinde olduğunu gördüğünü öne sürdü. Kart, ''Bizler sayın Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın ve hükümet üyelerinin aile bireylerine ve şahıslarına hakaret ve küfür anlamına gelebilecek hiç bir söylemin içinde olmayız. Buna izin vermeyiz. Bunu doğru bulmayız. Bunu yapanları kınarız, tavrımızı tepkimizi koyarız'' dedi. Kart, ''Burada ne yapılıyor. Hükümetin, Cumhurbaşkanı'nın yolsuzluk uygulamalarına, icraatlarına, faşizme varan uygulamalarına tepki var. Cumhurbaşkanı'nın şahsına hakaret anlamında bir tavır söz konusu değil. Bunları kesinlikle birbirine karıştırmamak gerekir. Orada sayın Başbakan, sanki çocuk durup dururken olayın bu boyutu hiç yokmuş gibi, sanki o evladımız doğrudan Cumhurbaşkanı'nın gerçek kimliği hedef almış gibi bir değerlendirme yapıyor. Onun da ötesinde ailesi içinde hoş olmayan imalar yapıyor. Sayın Başbakan bunlara tenezzül etmesin. Buradan da yeni bir ayrımcılık, haksızlık yaratmasın. Umarım sayın Başbakan, bir bilim adamı kimliğiyle, Başbakan sorumluluğuyla olayda yeni tartışma unsurları yaratacak ve devamında da aileyi rencide edecek söylemler yerine temel gerçeği görür ve üstüne düşeni yapar'' diye konuştu.
Hasan Dönmez, DHA