Mahkumun Yazdığı Zazaca Mektuba, Tercüme Edilemediği İçin El Kondu
Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Cezaevi'nde kalan Kenan Avcı'nın Zazaca yazdığı mektup, 'bilinmeyen bir dilde yazıldığı' gerekçesiyle ve çeviri amacıyla Namık Kemal Üniversitesi'ne ve Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü'ne gönderildi. Her iki devlet kurumu da tercüme büroları Zazaca mektubu anlamayınca el kondu.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre; Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi ’nde kalan Kenan Avcı’nın Zazaca yazdığı mektup, “bilinmeyen bir dilde yazıldığı” gerekçesiyle ve çeviri amacıyla Namık Kemal Üniversitesi’ne ve Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü’ne gönderildi. Her iki devlet kurumunda da Zazaca bilen personel olmadığı için mektup çevrilemeyince en sonra şehirdeki tercüme büroları tek tek arandı. Tercüme büroları da, “Bu dili bilen ve tercüme yapacak elemanımız yoktur” deyince mektuba el kondu.
Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde kalan Kenan Avcı, Kürtçe yayınlanan Azadiya Welat Gazetesi’nde yayınlanmak üzere “Şorişa Rojowani” başlıklı üç sayfalık Zazaca bir yazı kaleme aldı. Avcı’nın posta yoluyla göndermek istediği mektuba, 'Türkçe dışında bir dil ve lehçede yazıldığı' için Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından el kondu. Savcılık, “anlaşılmayan bu dilin çevirisi” için tercüman aramaya başladı. Mektup ilk olarak Namık Kemal Üniversitesi’ne ve Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü’ne gönderildi. Üniversite, 12 Şubat’ta verdiği yanıtta, “dili bilen ve çevirisini yapabilecek personel bulunmadığı için” tercüme yapamadığını bildirdi. Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü de 23 Şubat’ta, Zazaca bilip çeviri yapacak personelinin bulunmadığını belirterek, mektubu iade etti.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün 2009 tarihli talimatı uyarınca bu kez, “il ve ilçede söz konusu dili ya da lehçeyi bilen güvenilir kişiler” aramaya başladı. Tekirdağ’daki tüm tercüme büroları tarandı fakat Zazaca bilen “güvenilir kişi” olmadığı sonucuna varıldı. Şehirde faaliyet gösteren Arul adlı tercüme bürosu da 25 Ocak’ta savcılığa gönderdiği yazıda, 'bu dili bilen olmadığından' tercüme yapamadıklarını belirtti. Disiplin Kurulu Başkanlığı da 27 Şubat tarihli kararında, “çeviri işlemi yapılamadığı” için mektubun tamamına el koydu.
Kenan Avcı, gönderdiği mektupta, anadili için hâlâ “bilinmeyen bir dil” muamelesi yapıldığını ifade ederek, “ AKP asimilasyon politikalarına son verdiğini ve anadil yasağını kaldırdığını propaganda etse de bu kocaman bir yalandır. Kalmakta olduğum cezaevinde anadilimiz Kürtçe ve lehçelerine hâlâ ‘bilinmeyen bir dil’ muamelesi yapılmakta, Kürtçe'nin lehçeleriyle yolladığımız yazı ve mektuplarımıza el konulmaktadır” dedi.