Mahir Polat da Kayıtsız Kalmadı: Gazeteci Seyhan Avşar'ın Yaşadığı Yürekleri Dağlayan Olay
'Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.' sözünü hayatınızda en az bir kez duymuşsunuzdur. Peki bu sözü günümüzde kaç kişi uyguluyor dersiniz? Çoğumuz televizyon ekranlarında gördüğümüz insanların haline üzülmekle kalıyor, gerçek hayatta onlara yardımcı olmak için ise kılımızı kıpırdatmıyoruz.
Gazeteci Seyhan Avşar, tam da bu konuda yaşadığı bir olayı anlattı. O olay, okuyan herkesin yüreklerini dağlarken İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat da yaşananlara kayıtsız kalmadı.
Gazeteci Seyhan Avşar "hayatım boyunca unutamayacağım" diyerek başından geçen bir olayı anlattı.

Avşar, X hesabından bir paylaşım yaparak 'hepimiz, kendimizi biraz olsa sorgularız diye paylaşmak istiyorum. ' dedi. Bir akşam saati mahallesindeki bir teyzenin kendisine seslendiğini duyan Avşar, başından geçenleri güzel bir şekilde özetledi.
Peki Avşar'ın başına neler geldi?

'Akşam bir dostum ile buluştum. Gece 23.00 gibi ise eve döndüm. Arabamı evimizin arka sokağında boş bulduğum bir yere park ettim. Eve doğru ilerlerken sokağın başındaki bir teyze bana doğru seslendi: Güzel kızım bakar mısın?
Biraz korktum. Ne de olsa karanlıklar içinde bir yaşlı kadın. Malum son süreçlerde iyice de paranoyak olmuş vaziyetteyiz. Çekine çekine yanaştım teyzeye. “Yavrum komşum Neziha telefonumda kayıtlı. Okuma yazmam yok. Onu arar mısın?” dedi.
Telefonu elime aldım. Komşuyu aradım. Teyze komşusuna başının çok ağırdığını, tansiyonunun yükselmiş olabileceğini söyledi. Ancak komşu, “Ben gelip ölçemem. Al tansiyon aletini bize gel” diye yanıt verdi. Teyze çok üzgün şekilde kapattı telefonu.
Tam evine doğru dönecekken, “Teyze ben ölçeyim tansiyonunu” dedim. Binanın içerisinde tansiyonunu ölçtüm. İnanamadım. Büyük tansiyon 25…
“Teyze çok yüksek tansiyonun” dedim. “Limon sıksam geçer mi?” diye sordu. “Limonun var mı, varsa müsade et ben girip sıkayım?” dedim. Beni içeri almaya çekinse de aldı. Kombisi olmayan buz gibi bir ev… Yerlerde ince bir çul. Teyze 4 gözlü bir elektrik sobasıyla ısınmaya çalışıyor. Teyzenin tansiyonuna mı, o derin yoksulluğa mı yanayım derken sıktığım limonu içirdim.
Öte yandan da teyzeye ambulans çağırmayı öneriyorum. Ancak korkuyor. Beni hiç tanımıyor, güvenmiyor haklı olarak. Kartal’da oturan oğlunu aramak istedi. Aradım. Oğlu, “ben Kartal’dayım gelemem” dedi. Teyzenin ısrarlı tüm aramalarına rağmen oğlu gelmedi. Bir şekilde teyzeyi ikna edip ambulansı çağırdım. '
Teyzemiz hastanede de oğlunu sormaya devam etti. Acaba ondan bir cevap gelmiş miydi?

'Gelen sağlık çalışanlarının ölçümünde de tansiyon 19 çıkınca hastaneye kaldırdık teyzeyi. Hastanede sürekli oğlunu sordu. En son, “Teyzecim oğlun kaç kez aradı. Seni çok merak etmiş” dedim. “Ama ben konuştuğunu görmedim” dedi. “Lavaboya gittiğimde aradı” deyince ise pek bir mutlu oldu. Halbuki ne arayan vardı ne de soran. ' diyerek başından geçenleri anlatıyor Avşar.
Peki bu olaydan nasıl bir ders çıkarmalıyız sizce? Seyhan Avşar, çok güzel bir şekilde noktalandırıyor:
“Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” öğretisiyle büyüyen insanlarız bizler. Ancak bu şehrin koşulları her şeye yabancılaşmamıza neden olmuş vaziyette. Yanı başımızda yalnız, yoksulluk çeken komşumuzdan dahi habersiziz. Belki de şapkayı önümüze koyup düşünmenin zamanı gelmiştir.'
Bu acıklı olaya İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat da kayıtsız kalmadı.

Birbirimizin acısına kayıtsız kalmadığımız günlere...
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Oğlu olacak vicdansıza da yazıklar olsun, tüh Allah kahretsin😡😡😡😡