Gelmeden önce de biliyordum ve bekliyordum birçok insanın beni havaalanında karşılayacağını. Çünkü Türk taraftarların fanatikliğini, konuklarına ve kulüplerine ve takımında oynayan oyunculara duyduğu aşkı daha önce de duymuştum. Biliyordum, taraftarlar beni bekleyecekti havalimanında. Ama bu kadarını açıkçası beklemiyordum. Gerçekten geldiğimde şöyle bir baktım ve büyük bir şaşkınlık yaşadım. Onları şöyle bir izledim ve gerçekten çok büyük bir sürpriz olduğunu söyleyebilirim. Bu denlisini beklemiyordum Gerçekten harika bir karşılama yapıldı bana, beni şaşırttılar. Bu taraftarlara istediklerini, bana gösterdikleri ilginin karşılığını vermek için sabırsızlanıyorum.
“Mükemmel bir tesis”
Gerçekten bir kamp dönemi ve takımla birlikte hazırlanabilmek için olabilecek en iyi şartları burada görüyorum şu anda. Burada mükemmel bir tesis yapılmış kulübümüz tarafından ve mükemmel sahalarda, müthiş bir zeminde çalışıyoruz. Takımdan ayrı da olsa antrenmanlara çıktığım için zemini de görme fırsatı buldum. Mükemmel bir tesis gerçekten.Burayı mükemmel bir otel olarak da değerlendirebiliriz. Sauna var, havuz var, aslında her şey var burada yeni sezona en iyi şekilde hazırlanabilmek için Yemekler de çok iyi burada, müthiş. Bize her şey sunulmuş durumda. İyi bir sezon geçirebilmek için ihtiyacımız olan her şey burada var.
‘Nani’ ismi nereden geliyor?
Nani isminin bana takılma süreci, kardeşlerimden biriyle çocukluk dönemimde yaşadığım bir hikayeye dayanıyor diyebilirim. Kardeşlerimden biri bana bakma görevini üstlenmiş durumdaydı ve o çok sevgi dolu bir kardeş, ağabeydi. Bebekken bana hep sevgisini gösterirdi ve benle oynarken ‘Nani, nani nani’ şeklinde bana seslenirdi. Bu şekilde seslenirken bu kaldı ve bir süre sonra baktım ki ailem de arkadaşlarım da bana ‘Nani’ demeye başladı. Büyüdüğüm evde de bana ‘Nani’ denmeye başlayınca, daha sonraki yıllarda da bu isim kaldı ve futbolda da beni ‘Nani’ diye çağırdılar ve bu şekilde kaldı.
Çocukluğu nasıl geçti? Futbola nasıl başladı?
Öncelikle bir bilgiyi düzeltmek istiyorum. Farkındayım internette böyle yazıyor ama ben Yeşil Burun’da ‘Cape Verde) doğmadım, Portekiz’de, küçük bir şehrinde doğdum, büyüdüm. Daha sonra tabii Yeşil Burun Adaları’na gittiğim oldu; ülkeyi, babamın ülkesini tanımak için. Babam oralı, orada büyümüş. Mamadora isimli Portekiz kentinde doğdum. Aslında çocukluğum çok zorluklar içinde geçti. Çok fazla sayıda kardeşim vardı ve hepimiz beraber aynı evde yaşamak mecburiyetindeydik. Baba tarafından 7, anne tarafından 8 kardeşim var. Toplamda 15 kardeşim var. Çok fazla kardeş aynı evde yaşamak mecburiyetindeydik ve bize bakacak tek kişi annemdi. Evdeki tek çalışan kişi annemdi ve bu kadar çocuğa bakmak zorundaydı. Çok iyi şartlarımız olduğunu söyleyemem. Başarı için güzel bir ortam yoktu açıkçası, biz mücadele etmek zorundaydık. Her çocuğun istediği güzel imkanlar bizim elimizde yoktu. Hep yemek için sıkıntılar yaşardık, evde ne yemek yeneceği konusunda. Her çocuğun istediği güzel bir topumuz olsun, güzel yemekler yiyelim, üzerimize güzel kıyafetler alalım, bisikletimiz olsun çıkıp gezelim isterdik biz de. Ama her çocuğun istediği bu güzel şeyler bizde yoktu maalesef. Ben ve kardeşlerim başımızın çaresine bakmayı öğrenmek zorundaydık ve öyle de oldu. En büyük kardeşim, bana futbol oynamayı öğreten insandır. Onunla beraber futbol oynamayı öğrendim. Çünkü bir şekilde başımızın çaresine bakmak zorundaydık ve Real Masamsa Kulübü o dönemde benim futbola başladığım amatör kulüptü. Onlar benim potansiyelimi gördüler, fark ettiler, inandılar ve bana yardımcı oldular. Benim bir gün iyi bir oyuncu olabileceğime inandılar. Bana yemek ve yol verdiler. Başka işlerim olduğunda hep bana yardımcı oldular, benim önümü açtılar. Ben de bir gün iyi bir futbolcu olabileceğime inandım. Hep mücadele ettim. Futbolu çok seviyordum ve futbol oynarken asla yorulmuyordum. Sokaklarda saatlerce futbol oynuyordum. Bazen sabahtan akşama kadar hiç yemek yemeden, dinlenmeden sabahtan akşama kadar futbol oynuyordum ve hiç yorulmuyordum. Temelde bu anlattığım hikayeye dayanıyor futbola başlamam. Ama dediğim gibi ben zor anlar yaşasam da hep inandım. O dönemde karşıma bir çok fırsat çıkıyordu. S. Lizbon, Benfica gibi takımlar, benim gibi bir genç oyuncuyu takımlarına kazandırmak istiyorlardı ama problemler yaşıyordum. Çünkü kimliğim yabancı kimliğiydi ve henüz Portekiz kimliğim çıkmamıştı. Yabancı olduğumdan dolayı, genç yaşta yabancı bir oyuncuyu alamıyorlardı. Bu tür bir sıkıntı yaşıyorduk. 16 yaşıma kadar beklemek zorunda kaldım. 16 yaşıma geldiğimde Real Masamsa’da harika bir dönem geçirdim ve ondan sonra S.Lizbon beni istedi. Onlarla bir teste katıldım ve harika bir test geçirdim. Onlar da beni beğendi ve çok sevdiğim futbola bu şekilde başladım. 2 yıl S.Lizbon’da A takımda oynadıktan sonra. M.United’a gittim.