onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Leyla Aydemir Davasında 3 Sanığa Ağırlaştırılmış Müebbet İstemi: 'Cinayet Fikir Birliğiyle İşlendi'

Leyla Aydemir Davasında 3 Sanığa Ağırlaştırılmış Müebbet İstemi: 'Cinayet Fikir Birliğiyle İşlendi'

Ağrı’da 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeninin bulunmasıyla ilgili tutuklu yargılanan amca Yusuf Aydemir ile akrabaları Mehmet Ali Aydemir ve köylüleri Besim Dursun hakkında mütaalasını tamamlayan Cumhuriyet savcısı, 3 sanığın fikir ve eylem birliği içerisinde Leyla’yı öldürdüklerinin anlaşıldığını belirterek, ağırlaştırılmış müebbet ile 14’er yıla kadar hapis cezası verilmesini istedi.

Kent merkezinde yaşayan Şükran- Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6'ncısı olan Leyla Aydemir, Ramazan Bayramı dolayısıyla geldikleri dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde, 15 Haziran 2018 tarihinde kayboldu. 

Tüm Türkiye'nin bulunması için seferber olduğu Leyla'nın 18 gün sonra, köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkisinde cansız bedeni bulundu. Su içinde bulunan küçük kızın babası Nihat Aydemir'in kuzeni Mehmet Ali Aydemir (33), 18 Temmuz günü 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı.

7 sanığa dava açıldı

7 sanığa dava açıldı

Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Mehmet Ali Aydemir'in de aralarında olduğu 7 sanık hakkında çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet, iştirak halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da 14'er yıla kadar hapis cezası istemiyle 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı.

Babası şikayetçi olmadı

Davanın 20 Eylül 2019 günü görülen ilk duruşmasında, baba Nihat Aydemir sanıklardan şikayetçi olmadı. Anne Şükran Aydemir ise şikayetçi oldu. Mahkeme heyeti, Leyla'nın amcası Yusuf Aydemir'i 'suçu işlediğine yönelik somut deliller bulunduğu ve dinlenilmeyen tanıklar üzerinde baskı kurma ihtimali olduğu' gerekçesiyle tutukladı. 

19 Aralık 2019 günü, dosya üzerinden yapılan tutukluluk değerlendirmesinde ise Mehmet Ali Aydemir, 'mevcut delil durumu ile tutuklulukta geçen süre ve dosyanın geldiği aşama' dikkate alınarak, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Babayı "seni ciğerinle terbiye edeceğim" diye tehdit etmiş

Babayı "seni ciğerinle terbiye edeceğim" diye tehdit etmiş

Baba Nihat Aydemir 

Nisan ayındaki duruşma, koronavirüs tedbirleri kapsamında 3 Temmuz'a ertelenirken, Cumhuriyet savcısı, esas hakkında mütalaasını bugün mahkemeye sundu. 

Baba Nihat Aydemir ile sanık Besim Dursun'un oğlunun Kanada'ya gönderilmesinden kaynaklı para meselesi olduğu anlatılan mütaalada, sanık Dursun'un olaydan birkaç yıl önce Aydemir'e, 'Yemin olsun ben sana ciğer acısını yaşatacağım, ben seni ciğerinle terbiye edeceğim' diye sözler söylediği kaydedildi. 

'Yiğit' kod adlı gizli tanığın, taziye ziyareti sırasında Yusuf Aydemir ve Besim Dursun'un evden sık sık çıkıp, geri döndüklerini bildirdiği ifade edilen mütalaada, Leyla'nın sanık Dursun'un evinin önünden kaybolduğunun diğer tanıkların ifadeleriyle de sabit olduğu vurgulandı. Mütalaada,'Yapılan HTS incelemesinde, sanık Yusuf ve Besim'in maktul Leyla'ya ait cesedin bulunduğu sırada görüşme gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir' denildi.

"İki kardeşin arasında husumet vardı"

"İki kardeşin arasında husumet vardı"

Baba Nihat Aydemir ile Yusuf Aydemir arasında da miras ve alacak meselesi yüzünden husumet olduğu ifade edilen mütalaada, tutuklu amcanın teknik takibe takılan telefon kayıtları da yer aldı. Mütalaada şöyle denildi: 

'Sanık Yusuf Aydemir'in sanık Besim Dursun ile yakın arkadaşlığının olduğu, maktul Leyla'nın kaybolduğu gün taziye evinde sanık Yusuf ve Besim'in sürekli bir yerlere gidip tekrar döndüğü, maktul Leyla'yı, sanık Yusuf'un ortadan kaybolduğu yere doğru yönlendirdiği ve Leyla'nın kaybolmadan önce sanık Yusuf'un yanında olduğu tanık beyanlarından anlaşıldığı, Yusuf'un tape kayıtlarında, kolluk görevlilerine bir şey anlatmadığını, diğerlerinin de anlatmamaları ile kolluk ekiplerine dikkat etmeleri yönünde konuşmalar yaptığı saptandı.'

"Kıyafetsiz olduğunu bilmesi hayatın olağan akışına aykırı"

"Kıyafetsiz olduğunu bilmesi hayatın olağan akışına aykırı"

Mehmet Ali Aydemir

Sanık Mehmet Ali Aydemir'in ise Leyla'yı ablası Ayşe Artam'ın evine bıraktığı kaydedilen mütalaada, 'Maktulün cesedine ulaşıldığı sırada kolluk ekiplerince tutulan tutanağa göre, cesedi jandarma ekipleri dışında kimsenin görmemesine rağmen sanık Mehmet Ali, Leyla'nın kıyafetsiz olduğunu ve kıyafetlerini arayacağını ekiplere bildirdi. Sanık Mehmet Ali'nin maktulün kıyafetsiz bulunduğunu bilmesi, hayatın olağan akışına aykırıdır. Sanığın ayrıca maktulün bulunması için çalışan görevlileri yanılttığı ve yanlış yönlendirdiği de sabittir' denildi.

Savcı amca Musa Aydemir hakkında delil yetersizliğinden beraat istedi.

Savcı tutuklanmalarını talep etti

Savcı tutuklanmalarını talep etti

Müştekilerin yargılama aşamasında şikayetlerinden vazgeçtikleri ancak söz konusu suçun şikayete bağlı olmadığının hatırlatıldığı mütalaada, Yusuf Aydemir, Mehmet Ali Aydemir ve Besim Dursun'un fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri, üzerlerine atılı ve eylemlerine uyan 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme' suçlarını iştirak halinde işledikleri bildirildi. 3 sanığın ağırlaştırılmış müebbet ve 4 yıldan 14'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.

Ayşe Artam ve Yıldırım Artam'ın da 'cinayete ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna yardım' suçlarından 29 yıl 4'er ay hapisle cezalandırılmalarını isteyen savcı, amca Musa Aydemir ve Hatun Dursun hakkında ise delil yetersizliğinden beraat kararı verilmesini talep etti.

Cumhuriyet savcısı, tutuksuz sanıklar Mehmet Ali Aydemir, Besim Dursun, Ayşe Artam ve Yıldırım Artam'ın, hükümle birlikte tutuklanmalarına karar verilmesini de talep etti.

ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Lestat

"Bu ülkenin jeopolitik konumu küfürsüz yaşamaya uygun değil" demiş Can Yücel, o kadar haklı ki. Sizin ben insanlığınızı sikeyim orospu çocukları.

Kemal Demir

Masum yavrucağa kıyan şerefsizler umarım acı çekerek çürürler ömür boyu hapiste.

minik su böreği

babasının şikayetçi olmaması beni çok üzdü. minik leyla gerçekten kimsesizmiş, hakkını savunacak bir babası bile yokmuş. yazık.