Küresel Isınma Gerçeğini Yüzümüze Vuran Öncesi/Sonrası Fotoğrafları ve Alınabilecek Önlemler
Küresel ısınma, atmosfere salınan zararlı gazların neden olduğu sera etkisi sonucu Dünya üzerinde ortalama sıcaklıklarda görülen artışa verilen isimdir. Kısacası, Dünyamızın topyekün ısınması durumudur.
Ayrıca küresel ısınma önlem alınmadığı takdirde Dünyanın, dolayısıyla da bizlerin sonunu getirebilecek derecede ciddi bir sorundur.
Her nedense küresel güçlerin hiçte dikkate almadığı bu iklim sorunu, göller, takımadalar ve mercan resifleri incelendiği zaman gözler önüne seriliyor. Hatta bu değişim uzun yıllar sonucu görülen bir durum da değil, sadece 20 senelik bir değişim. Çoğu zaman da 20 yıl bile değil, sadece 10 yıllık bir süreç.
San Blas Takımadaları, Panama; 2002 - 2014 Arası
Arktik Buzullar; 1980 - 2012 Arası
Oroville Gölü, Kaliforniya; 2011 - 2014 Arası
Aral Denizi; 1989 - 2014 Arası
Büyük Set Resifi, Avustralya; 2002 - 2014 Arası
Dünya üzerinde küresel ısınmanın ilerlemesini belgelemek adına geliştiren Repeat Photography metodu, son 100 yıl içerisinde Dünya üzerinde etkili olan sıcaklık değişimini ve şok edici etkilerini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Alaska Buzulları; 1880ler - 2005 Arası
Grinnell Buzulu, Montana; 1920 - 2008 Arası
Pedersen Buzulu; 1930 - 2005 Arası
Grinnell Buzulu, Montana; 1926 - 2008 Arası
Dünyamızın sürdürülebilirliği konusunda gelecek tahminlemelerini yapan en bilinir dört araştırmacıdan biri olan Prof. Dr. Jorgan Randers’ın, 3 Aralık 2013'te Boğaziçi Üniversitesinde gerçekleştirdiği konferansta, gelecek 40 yıl için derlediği tahminlemelerini içeren birkaç anekdot aşağıdaki gibidir.
• 2040’larda uzayan insan ömrü ve yeni doğumlar sebebiyle dünya nüfus populasyonu 8.1 milyar insan ile zirveye ulaşacak, daha sonra yeniden düşüşe başlayacaktır.
• Mevcuttaki enerji kullanımı, 1970’lerden günümüze 3 kat artmıştır, 2050 yılında ise 4,5 kat artmış olacaktır.
• Kıtlaşan enerji kaynakları sebebiyle yenilenebilir enerji sistemleri bugüne nazaran 2050’de 5 kat artmış olacaktır.
• Karbon emisyonu dünya çapında 2030 yılında zirve yapacaktır.
• 1990’dan bu yana atmosferdeki karbondioksit gaz oranı 45% artmış durumda. Kyoto anlaşması ile co2 emisyonunu azaltan politikaları sürdüren birkaç AB birliği üyesi ülke sayesinde, salınım yapılan co2 gazlarında %8 düşüş olmasına karşın, diğer ülkelerin konuya yeterli yatırımı sağlamamış olması, gidişatımızın halen negatif olduğunu göstermektedir.
• 40 yıl sonra da, herkese yetecek kadar yiyecek olmasına karşın; dünyadaki eşitsiz gelir dağılımı sebebiyle açlıkla uğraşan ülkeler var olmaya devam edecektir.
• Karbon salınımından doğacak sıcaklık artışı sebebiyle iklim değişimi kaçınılmaz olacaktır:
• 2050’de ekonomik anlamda en büyük kaybeden şu an hali hazırda olgunlaşmış bir yapıda olan ülke olarak şaşırtıcı şekilde abd olacak, Çin ise belirtilen yıllarda büyük bir ekonomik zafer kazanmış olacaktır. Çocuklarımıza ve daha sonraki nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için küresel ısınmaya ve su kıtlığına karşı alabileceğimiz birey veya devlet inisiyatifindeki bazı önlemler:
• Daha yaşanabilir bir dünya oluşturmak için, karbon ayak izini bireysel bazda düşürmek ve tüm kaynakları herkese yeterli kılabilmek için daha az çocuk sahibi olmak,