Görüş Bildir
Haberler
Körlük Karanlık Bir Görüntü Değilmiş! Görme Engelli Kişiler, Dünyayı Sandığımızdan Çok Daha Farklı Görüyormuş

Körlük Karanlık Bir Görüntü Değilmiş! Görme Engelli Kişiler, Dünyayı Sandığımızdan Çok Daha Farklı Görüyormuş

24.07.2022 - 08:48

Görme engeli olan kişilerin bu dünyayı nasıl algıladığı üzerine hiç düşünmüş müydünüz? Görme engelli bireyler ışıklar söndüğünde olduğu gibi karanlığı mı izler? Simsiyah bir boşluk mu gördükleri? Bu soruları cevaplanması pek de kolay değil aslında. Çünkü deneyimler kişiye özel ve hiç tecrübe edilmeyen bir şeyi aktarmak da oldukça zor. Gelin, görme engelli bireylerin dünyayı nasıl gördüklerine dair bildiklerimizi hep birlikte inceleyelim.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Görme olayı nasıl gerçekleşir?

Görme olayı nasıl gerçekleşir?

Görme engelli bireyleri anlayabilmek için öncelikle gözdeki görme duyusunun nasıl çalıştığını anlamalıyız. Önce görme duyusunun varlığında neler gerçekleştiğini analiz edelim ki bu duyunun yokluğuna dair bir fikrimiz olsun. Görme olayı kısaca şu adımlarla gerçekleşir:

● Varlıklardan yansıyan ışığın göze ulaşması.

● Işığın kornea, pupila ve göz merceğinden geçmesi.

● Kornea ile göz merceğinin ışığı kırarak ışığın retina üstüne toplanmasını sağlaması.

● Retina üstünde yer alan ve ışığı algılayan reseptörlerin gelen ışığı elektrik sinyaline dönüştürmesi.

● Elektrik sinyalinin, optik sinirlerden geçip beyne ulaşması.

● Beynin bu sinyalleri işlemesi ve görüntünün oluşması.

Basitçe söylemek gerekirse görme, ışığın göze ulaşması ile gözün bu ışığı elektrik sinyallerine dönüştürerek beyne iletmesi ve beyinde bu sinyallerin yorumlanması ile gerçekleşir. Bu kadar adım gerektiren görme işleminin çok kısa bir sürede gerçekleşmesi oldukça hayret verici, değil mi?

Doğuştan körlük nasıl bir şey?

Doğuştan körlük nasıl bir şey?

Yaşamlarında hiçbir zaman etraflarını görsel şekilde algılamamış bireyler, görme deneyimini hiç yaşamadıkları için bunun nasıl bir şey olduğunu hem bilemez hem göremezler. Doğuştan kör olan Samuel, ne gördüğüne dair verdiği röportajda körlerin siyahlık gördüğü düşüncesinin doğru olmadığını, kendi tecrübelerini karşılaştırabilecekleri herhangi bir şeyin var olmadığını anlatmış. 'Yalnızca hiçlik.' şeklinde ifade etmiş.

Körlük, "bir çeşit siyahlık" değil.

Körlük, "bir çeşit siyahlık" değil.

Şayet körlük hissinin 'her şeyi siyah olarak algılamak' olduğunu zannediyorsanız çok yanılıyorsunuz. Görme engelli olmayan bir birey iki gözünü birden kapattığında, o esnada körlüğün nasıl bir şey olduğunu deneyimlediğini zannedebilir. Fakat gözler yumulduğunda, 'görme' fonksiyonu yitirilmez. Yalnızca gözlerin önüne, bir perde gibi göz kapakları gelir ve bu kapak dışarıdan gelecek ışığı kısmen bloke eder. Bu yüzden gözlerini kapatan biri dışarıdaki ışığa göre farklı renkler hissedebilir. Örneğin siyah, pembe ya da kırmızı tonlarını tecrübe edebilir. Fakat dikkat edin, bu kişi hâlâ görüyor!

Çünkü siyah da bir renk.

Çünkü siyah da bir renk.

Körlerin siyah gördüğünü düşünmenin hatalı olduğunu şuradan da anlayabiliriz: Bir varlığın 'siyah' olduğunu algılamak için öncelikle onu görebilmemiz gerekir. Siyah, görünür ışığın dalga boyunda bulunan tüm renklerin soğurulması neticesinde görülen bir 'renk'. Işığın varlığını ya da yokluğunu algılayamayan yani kör olan bir birey, kırmızıyı anlayamayacağı gibi siyahı da anlamaz. Görme engelli bireylerin siyah gördüğünü söylemek yanlış çünkü aslında hiçbir şey görmezler.

Peki öyleyse, körlük nasıl bir deneyim?

Peki öyleyse, körlük nasıl bir deneyim?

Görme engellilerinin deneyimini daha iyi kavramak için şunu düşünün: İki gözünüzü aynı anda yummak yerine bir gözünüzü yumun ve diğer gözünüzle de herhangi bir şeye odaklanın. Kapattığınız gözünüzle ne görüyorsunuz? Hiçbir şey, değil mi? Bu ilginç bir deneyim zira bir gözünüz hâlâ çalıştığından dolayı beyniniz yumduğunuz diğer gözünüzden gelen ancak hiçbir işe yaramayan sinyalleri âdeta görmezden gelerek yalnızca gören gözünüze odaklanır. Bu durum, iki gözünüzü birden kapatıp da beyninizi 'siyahlık' görmek bile olsa nihayetinde bir şeyler görmeye mecbur etmek yerine bir gözünüz ile hakikaten 'hiçbir şey görememenizi' sağlar. İşte körlüğü tecrübe etmek de buna yakın bir şey diyebiliriz.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Deneyimler kişiye özel olduğu için tam olarak açıklamak oldukça zor.

Deneyimler kişiye özel olduğu için tam olarak açıklamak oldukça zor.

Görme engelli bir bireyi anlamanızın bir başka yolu da elinizle ne gördüğünüzü düşünmek. Böyle bir şeyi hayal edemezsiniz, öyle değil mi? Çünkü dirsek, görme unsuru değil. Aslında tam anlamıyla anlamanın imkânsız olduğu bir şey üzerine konuşuyoruz. İşte vermeye çalıştığımız örneklerin hiçbiri aslında size hakiki bir körlük tecrübesi yaşatamaz. Fakat hiç olmazsa bu deneyimin siyah bir perdeyle dünyaya bakmak olmadığını bilmenizi ve daha isabetli düşünmenizi sağlayabilir.

Beyin kullanmadığı organı es geçer.

Beyin kullanmadığı organı es geçer.

Görme engelli bireylerin görme duyusu hasarlı olduğu için beyin, göze ve göz sinirlerine harcayacağı enerjiyi diğer duyu organlarına kaydırabilir. Böylelikle beyin hem görme engelli bireylerin hayatta kalmasını sağlamaya çalışır hem çok değerli olan enerjisini boşa harcamamış olur. Dolayısıyla bu bireylerin koku, dokunma ve tat gibi duyuları çok daha duyarlı hâle gelebilir. Öyle ki görme engelli bireyler dünyayı algılarken diğer duyularını herkesten çok kullandıkları için bu duyuları normal bir insanla kıyaslandığında çok daha gelişmiş bile olabilir. Beyin de kas gibi olduğu için kullanılan bölgeler beyinde de gelişir. Dolayısıyla görme engelli bireyler belki görmeyi tecrübe edemez ama görebilen bireyler de onlar gibi işitip hissedemez desek yeri.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
44
15
7
2
2
1
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın