İlk İnsanlar Bilim ve Araştırmalar Olmadan Neyin Yenilip Yenilmeyeceğini Nasıl Biliyordu?
İlk İnsanlar Bilim ve Araştırmalar Olmadan Neyin Yenilip Yenilmeyeceğini Nasıl Biliyordu?
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Atalarımızın yiyecek seçimleri tamamen öğrenilmiş davranış ve deneme yanılma sürecine dayanıyordu.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
İlk insanlar, çevrelerinde bulunan yeni bitkileri, meyveleri, böcekleri ya da hayvanları tükettiklerinde bir başkasının zarar görmesi ya da hayatını kaybetmesi, o besinin güvenli olmadığını gösterirdi.
Bu metot sadece insanlar değil, yeryüzündeki her canlı için evrimsel sürecin bir parçasıydı. İlk bakteriden günümüze kadar, canlılar tehlikeli maddelerle karşılaştığında ya hayatta kalmayı başardı ya da yok oldu.
Hayatta kalanlar, genetik olarak ölümcül olmayan maddelere duyarlılık kazanarak türünü korudu ve bu bilgi, nesilden nesile aktarıldı.
Atalarımız için sadece öğrenilmiş bilgiler değil, duyular ve içgüdüler de önemli bir rehberdi. Diğer memeliler gibi, erken insanlar da tat alma, koklama ve görme duyuları sayesinde bazı yiyeceklerin güvenliğini ayırt edebiliyordu.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Örneğin, tatlı veya karbonhidrat bakımından zengin besinlere doğal bir çekim vardı. Acı ya da ekşi tatlardaysa önce küçük bir miktarla test edilirdi.
Binlerce yıl boyunca bilgiler birikti ancak tarımın gelişmesiyle insanlar güvenilir birkaç temel gıdaya yöneldi. Bu dönüşüm, birçok yabani bitki hakkında edinilen bilgilerin yavaşça kaybolmasına yol açtı.
Keşif çağına gelindiğinde ise bazı ünlü kaşifler ve ekipleri, yeni topraklarda bu “öğrenilmiş davranış” bilgisine sahip olmadan yerlilerin tükettiği bitkileri denediler ve kimi zaman bu cesur denemeler trajik sonuçlar doğurdu.
Bugün elimizin altında sayısız bilgi kaynağı var. Oysa atalarımız bu karmaşık süreci sezgileri, duyuları ve sosyal öğrenmeyle başardı.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın