Hiperseksüalite: Çapkınlık mı, Bağlımlılık mı?
“Hiper” ve “seks” sözcüklerini bir arada görünce haz dolu cinsel yaşamlar beliriveriyor pek çoğumuzun zihninde.
Tek bir eşle uzun süre ilişkisini devam ettirmeyen, çok sayıda cinsel partneri olan kişiler toplumda çoğu zaman çapkın olarak anılıyor.
Bugün ise hiperseksüalite, kişiyi rahatsız eden ve/veya psiko-sosyal bozuklukla sonuçlanan tekrarlayan, müdahaleci ve rahatsız edici cinsel düşünceler (obsesif nitelikte), cinsel fanteziler, dürtüler ve davranışlar içeren yaygın bir bozukluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hiperseksüalite ile çocukluk deneyimleri arasındaki nedenselliği ele aldığımızda bu kişilerin erken yaşta ebeveyn kaybı yaşadıkları ya da işlevsiz ailelere sahip oldukları düşünülmektedir. Erken dönem olumsuz bağlanma deneyimleri bireylerin duygusal, bilişsel ve davranışsal gelişimini olumsuz etkilemektedir. İhtiyaçlarının ebeveyn katılığı ya da ihmali nedeniyle karşılanmaması yüzünden insanların güvenilmez olduğuna inanarak bağımlılık geliştirdikleri ileri sürülmektedir.
Klinik görünümüne baktığımızda günde 5 ve üzeri farklı partner ile cinsel ilişki yaşayabilen hiperseksüel kişiler 6 aydan uzun süre tek partnerli ilişkiye dayanamazlar. Cinsel davranışı durdurmak için yoğun çaba gösterseler de kendi sosyal konumları, saygınlıkları ve bulundukları ortama uygun olmayan cinsel ilişkilere girerler. Esas amaç cinsel birleşmeyi sağlamaktır. Cinsel davranışları kompulsif nitelik taşıdığı için cinsel birleşmeden çok az zevk alır ve çok az cinsel heyecan duyarlar. Aldıkları zevk ve yaşadıkları tecrübeler ne olursa olsun orgazmla birlikte gelmesi gereken rahatlama olmaz ve cinsel gerilim hali hep sürer. Daima bir cinsel gerginlik içinde yaşayan hiperseksüel kişi her türlü fırsattan istifade ederek, cinsel partnerin fiziksel özelliği, yaşı ya da entellektüel kapasitesi gibi özelliklerine bakmaksızın tam manası ile tatmine varabilmeyi amaçlar. Bu ilişkiler neticesinde hayal kırıklığı yaşasa da bir dahaki sefere aradığını bulacağına inanır. Genellikle kendine hayranlık, çabuk demoralize olma, sıkıntıya gelememe ve sıkıntısını giderme adına sürekli arayışlar içinde olma, karamsarlık, kendini acındırma gibi bir ruh hali içindedirler. Hiperseksüaliteye pornografi bağımlılığı, sorunlu sanal seks ve kompulsif mastürbasyon sıklıkla eşlik eder. Hastaların % 70' inden fazlasında, cinsel ataklar arasında yoksunluk semptomları bildirilmektedir. Bu semptomlar arasında sinirlilik, uykusuzluk, terleme, bulantı, çarpıntı, nefes darlığı ve yorgunluk yer almaktadır. Zamanla yaşadıkları kayıplar nedeniyle yaşamları kabusa döner. Eşlik eden psikiyatrik hastalıklar, intihar düşünceleri ya da aldatma nedeniyle ortaya çıkan evlilik ve ilişki sorunları ile psikiyatri kliniklerine başvururlar. Ayrıca bu kişiler istenmeyen gebelikler, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, tekrarlayan cinsel aktivitelere bağlı fiziksel yaralanmalar gibi çeşitli tıbbi sorunlar da yaşayabilirler.
Tüm ruhsal bozuklarda olduğu hiperseksüel bireylerin de yargılanmadan hem anlaşılmaya hem de yardıma ihtiyaçları olduğu açıktır. Tedavi öncesinde yapılması gereken ilk ve en önemli adım hiperseksüaliteye neden olan nörolojik ya da ruhsal bir hastalık, kafa travması ya da tümör gibi ek bir organik patolojinin varlığını araştırmak olacaktır. Tedavide çoğu zaman ilaç ile birlikte cinsel terapi, psikodinamik yönelimli psikoterapi ve bilişsel davranışçı terapi yer almaktadır. Ayrıca davranışı durdurma, gözlemleme, nefes odaklama, farkındalığı artırma ve bilinçli yanıt verme yöntemleri mindfulness temelli nüks önleme tedavisi olarak kullanılmaktadır.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
heh şimdi bizim erkeklerde bundan kesin olur mütemadiyen olur "Ahhh bee İdil ya ben de hiperseksüalite" başlangıcı varmış ... onedıo yazarı Sayın Çoşar Hanım... Devamını Gör
🧟🧟