Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Eşi ya da Sevgilisi Çalışmayan Kadınların Çok İyi Bildiği 15 Ömür Törpüsü Durum
Bildiğiniz gibi hayat herkesin yüzüne aynı oranda gülmüyor, kimileri say say paraları yaparken, kimileri hep işsiz hep güçsüz. İşsizlik yaşayan için zaten zor, yorucu ama bir de etraftakilere çektirdikleri var ki onlar da pek yenilir yutulur değil. İşte sevgilisi ya da eşi çalışmayan kadınların çok iyi bildiği, zor ama geçici olduğunu ümit ettiğimiz bazı ruh halleri.
1. Sonun başlangıcı; sana iş mi yok yeaaa?
2. Herkesin isteyip, sadece onun bulabildiği: Zaman bolluğu!
Artık işsiz olan bu adamın her şeyden fazla zamanı vardır. İstediği saatte yatar, istediği saatte kalkar. Ofisteyken gelen yerli yersiz telefonlar mı dersiniz, tam uykuya dalmak üzereyken gelen mesajlar mı? Normal şartlarda baktığımızda adam ilgileniyor seninle, ne tatlı... Ama bu mesajlaşma sanki siz sabah 7'de kalkmayacakmışsınız gibi 3'lere 4'lere kadar sürünce maalesef çileye dönüşüyor.
3. Tembellik ve pervasızlığa mahkum olmak.
Onun için günler öyle geçip gittiğinden, gittikçe daha da tembelleşmeye başlar. Bütün gün evde oturmasına rağmen her şeye üşenir hale gelir. Evde oturmak artık sizin de kaderinizdir. Hayatla tek bağlantısı artık sizsiniz; dışarıda kasırga mı çıktı, tayfun mu var, siz gelene kadar hiçbir şeyden haberi olmaz.
4. Takvimle bağların kopuşuna şahit olmak.
İşsizlik devam ettikçe saatler, günler, aylar iyice birbirine karışır. Onun salı sandığı aslında cuma; onun akşam 7 sandığı aslında sabah 7'dir. En başta tatlı bir şuursuzluk gibi gelen durum gittiçe rahatsız eder. Hadi hiçbir günü bilemedin, cuma ve pazartesi lan, nasıl es geçilir? Hakaret gibi yani.
5. İşim gücüm var benim ya, ben niye hergün seninle içiyorum?
Gün kavramı olmadığı için tabii, durduk yere şarap açmalar, votkaya viskiye düşmeler gittikçe artar. Bize düşen ise uykusuzluk, akşamdan kalmalık. Ertesi gün ofiste tek gözü açık, kafamızda filler tepişirken fark ederiz, 'O işsiz diye ben hergün onla içmek zorunda mıyım lan?' diye ama iş işten geçmiştir. Kahve, daha çok kahve.
6. Sevgi dolu sabah öpücüğünün gittikçe tadının kaçması.
İlk zamanlarda evden çıkarken yatağa dönüp baktığınızda gördüğünüz, mışıl mışıl uyuyan sevgiliniz gözünüzde gittikçe canavarlaşır. 'Ay çok tatlı uyuyordun, dayanamadım öptüm' gibi insaniyet dolu söylemler yerini öküz gibi ses yapıp, gıcıklığınızdan onu bilerek uyandırmaya çalışmak gibi çirkefçe hareketlere doğru bir evrim geçirir. Masum değiliz arkadaşlar, hiçbirimiz.
7. İşiniz ve yaşadığınız zorluklarla ilgili yaptığı alakasız yorumlar ve cinnet.
Kendisi iş hayatından ve aslında genel olarak hayatın envai çeşit zorunluluğundan uzaklaştığı için, sizin yaşadıklarınızla ilgili yaptığı yorumlar gün be gün batmaya başlar. Bir yerden sonra 'Ama beni hiç anlamıyorsun!' ya da 'Sen ne anlarsın?' tadında ergene bağlama ihtimali gün yüzüne çıkar. Çok fena.
8. Tuzu kuru olanlar cemiyeti
Şayet kendisi babadan zenginse ya da hatırı sayılır bir birikimi varsa, içinizde kartopu gibi büyüyen bir haset oluşur. Ohh adama bak ya, ekmek elden su gölden, bir de size 'Böyle saçma bir işte neden çalışıyorsun?' gibi şeyler söylemez mi, sabır ya sabır...
9. Ve kaçınılmaz son, paralar suyunu çekmeye başlayınca...
Bu sefer de aşırı dikkatli harcama dönemi gelip çatar. Alışverişi fazla kaçırdınız diye, ya da ayda yılda bir pahalı bir kokteyl sipariş ettiniz diye kendini suçlu hissetmeye başlarsın. Hayır çalışıp kazandığımı harcıyorum, niye böyle hissediyorum ki? Helal para değil mi kardeşim, istediğimi yiyip içebilmem lazım aslında.
10. "Bugün ne yaptın?" sorusuna verilen çakma filozof cevapları
Günlük paylaşımlar da git gide yıpranmaya başlar tabii. 'Ee senin günün nasıl geçti aşkım?' sorusuna, 'Peki sen hiç filleri düşündün mü Füreyya?' tadında Eyvah Nejdet cevapları vermeye başlar. Bütün gün geçmişi geleceği düşünmekten kafa gidiyor tabii, gözümüzün önünde eriyip gidiyor çocuk.
11. Hayat bize biraz erkenden müşterek: hesaplar ellerinizden öper.
Eve söylenen yemek, doğalgaz elektrik faturası ve gidilmesi zorunlu sosyal etkinliklerin masrafları ellerinizden öper kızlar. Aslında hayat müşterek tabii, bugün siz ona, yarın o size ama biraz erken mi başımıza geldi kaçınılmaz son nedir, neyse yapacak bir şey yok artık. Post makinesi var mıydı?
12. Festival, konser gibi organizasyonlara, kedinin ciğere baktığı gibi bakmak.
Yani hayat sadece yemek içmek değil sonuçta, Maslow'a göre bir de sosyal ihtiyaçlarımız var ki, onları karşılayamamak da hayli üzücü. Mesele onlar olunca sevgilinizin sizden istemesi de zorlaşıyor, böylece sosyal hayatınız arkadaşlara gidip bir şeyler içmekten öteye gidemez oluyor. Kaderin son şakası yine güldürmüyor.
13. İş arama sitelerinin müptelası olmak.
Artık iş aramaktan ve bulmaktan iyice umudunu kesmiş sevgiliniz için mecbur siz kolları sıvayacaksınız. Ofiste metroda bulduğunuz her boş vakitte ona uygun iş ararken buluverirsiniz kendinizi.
14. Aksi ve yaşlı bir adama dönmüş sevgilinize bakıp bakıp inanamamak.
Bulduğunuz iş ilanlarını gösterdiğinizde adamın yüzünün aldığı o hal; sanki anasının babasının ölüm ilanını gösterdik! Gurur mu bunun adı nedir anlamadım ama gerçekler ortada, senin işe ihtiyacın var, ben de yardımcı olmaya çalışıyorum, nedir yani bu kadar geren?
15. Durum böyleyken böyle dostlar, var mı sizin şirkette bizimkine göre bir pozisyon?
Elbet geçecek, kendi işsizliklerimizi hatırlayalım, geçiyor vesselam. Ve tabii sevgilinizin her zaman böyle olmadığını da unutmamak gerekiyor, bu günler geçince o da yeniden özgüvenli, hayata motive, tatlış mı tatlış adam olacak. Sabır, sadece biraz sabır.
Yorum Yazın
babam 19 yıl evde oturdu böyle aygaz tüpü gibi...
sağlık problemlerim olduğundan 6 aydır çalışmıyorum.. sonsuza kadar böyle sürmeyecek ama eğer sevgilim böyle bir dönemimde yanımda olmazsa zaten hiç olmasın ... Devamını Gör
kıyamam ya süper olmuş harika bayıldım onedioda karşılaştığım gelmiş geçmiş en iyi içerik (L) tam duygulara tercüman olmuş:(((