Erdoğan: 'Çift Başlılık Kaldırılmalı, Birbirinizi Ne Kadar Sevseniz de Sıkıntı Oluyor'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar dönüşü gazetecilere yaptığı açıklamada, başkanlık sistemi ve partili cumhurbaşkanlığı tartışmaları konusunda, “Çift başlılığı ortadan kaldırmak lazım. Aksi takdirde, birbirinizi ne kadar sevseniz de, geçmişte ne kadar beraber olsanız da, zaman zaman sıkıntılar olabilir. Ama partili cumhurbaşkanlığı olduğu zaman, Fransa’daki sistemin farklı bir versiyonu söz konusu olacak demektir. Bunun da ayrı bir güç katabileceğini düşünüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
'Çift başlılığı ortadan kaldırmak lazım'
- Geçenlerde partili cumhurbaşkanlığı meselesinden bahsettiniz. Başkanlık sistemi konusunda parlamentoda bir konsensus sağlanamadığı takdirde, partili cumhurbaşkanlığı sayesinde Türkiye mevcut yapısal tıkanıklığını aşabilir mi?
Tabii ki aşar. Zaten bu konuyu gündeme getirmiş olmamın sebebi de, o tıkanıklığın bu yöntemle de aşılabileceğine inanmamdan kaynaklanıyor. Çift başlılığı ortadan kaldırmak lazım. Aksi takdirde, birbirinizi ne kadar sevseniz de, geçmişte ne kadar beraber olsanız da, zaman zaman sıkıntılar sözkonusu olabilir. Ama partili cumhurbaşkanlığı olduğu zaman, Fransa’daki sistemin farklı bir versiyonu sözkonusu olacak demektir. Bunun da ayrı bir güç katabileceğini düşünüyorum. (Üzerinde uzlaşma sağlanması daha kolay bir seçenek olarak da geliyor herhalde size sorusu üzerine) Evet tabii. Ben de öyle düşünüyorum.
'Anayasa değişikliği yapılsa bile değişiklik referanduma götürülmeli'
- Hükümet programını nasıl buldunuz? Başkanlık sistemi meselesinin programda yer alış biçimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hükümet programını 6-7 başlık çerçevesinde ben de gördüm. Gördüğüm kadarıyla 2002 çıkışımız burada daha da güçlenerek devam ediyor. Güncellenirken ülkemizin mevcut ihtiyaçları da göz önüne alınmış. Yeni anayasa tabii ki önemli bir ihtiyaç. Yeni anayasa, şüphesiz ki başkanlık sistemiyle güç kazanacaktır. Başkanlık sistemine de hükümet programında yer verilmiş vaziyette. Şu anda tabii ki hükümetin gücü tek başına buna müsait değil. Ama parlamentodaki diğer partilerin desteği ya da anayasa değişikliği için referanduma destek vermeleri halinde, pekala mümkün olabilir. Anayasa değişikliği yapılsa bile değişiklik referanduma götürülmeli. Zira parlamento bunu başarsa bile işin asıl sahibi millettir. Milletin bu işi sahiplenmesi buna ayrı bir güç katar. Milletin sahiplendiği böyle bir idari yapılanma, ülkeyi tabii ki çok daha farklı bir yere taşıyacaktır. Hukuki altyapıda sıkıntı olacağını sanmıyorum. Çünkü partiler “götürelim bunu millete” dediği zaman, bu iş millete gider. Başkanlık sisteminin, Türkiye’ye çok ciddi bir sıçrama kazandıracağına inanıyorum.
'Çözüm sürecinde yeni arayış içerisine girmeyi gerektiren bir durum yok'
- 'Çözüm süreci buzdolabında' dediniz. Süreç PKK’ya rağmen başka bir şekilde devam edemez mi? Yeni bir plan var mı?
Milli birlik ve kardeşlik projesi, zaten bu işin bütününü kapsıyor. Şu an yeni bir arayış içerisine girmeyi gerektiren bir durum yok. Ama çok farklı bir şey ortaya çıkarsa, tabii ki bir değerlendirme yapılabilir. Niye yapılmasın? Milli birlikten kastımız 78 milyonun birliği. Kardeşlik bu projeyle yakalanacak irtifayı ifade ediyor. Bu irtifayı yakalamaktan daha güzel ne olabilir? Siz eğer benim Kürt vatandaşlarımı veya bölgeyi zerre kadar seviyorsanız, belediyelerin araçlarını o tür hendekler kazmak için kullanmazsınız. Kullanıyorsanız, sevgi yok demektir. Ama birileri öyle yapıyor diye, biz o bölgelere hizmeti kesmeyiz. Bölgeye bugüne kadar nasıl yardım yaptıysak bundan sonra da yapacağız.
Tahir Elçi'nin öldürülmesinden sonra Demirtaş'ın açıklamaları: 'Kimileri çamur at izi kalsın mantığıyla hareket ediyor'
- Tahir Elçi’nin ölümünden önceki açıklamaları vardı, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ise ‘Elçi’yi polis kurşunu öldürdü’ açıklaması yaptı. Ne düşünüyorsunuz?
Sayın Elçi’nin o açıklamalarına kimse bir şey diyemez. Hem makul, hem muteber açıklamalardır. Olayın aydınlanmasını bile beklemeden hemen ‘polis kurşunu ile ölmüştür’ şeklinde bir yaklaşım sergilemek, o zatın maalesef her zamanki alışkanlığıdır. Hatırlarsanız, Ankara Garı’ndaki hadisenin akabinde de hemen, ‘Katil devlettir’ demişti. Delil olmadan bu tür ifadeler kullanmak siyasetçiye yakışan bir şey değildir. Ama kimileri, ‘Çamur at, izi kalsın’ mantığıyla hareket ediyor. Elçi’nin vurulduğu yerde bulunan silahın teröristlere ait olduğu kesin. Kurşun konusunda ise incelemelerin neticelenmesini beklemek lazım.
'Sınırımızdaki 15 bin askerimiz, tankıyla topuyla olası bir tehlikeye karşı ülkemiz güvenliğini sağlamakla meşgul'
- PYD’nin güç tahkim etmesi söz konusu olursa, Türkiye’nin tavrı ne olur?
Suriye’de Türkmenlerin olduğu bölgede YPG yok, PYD de yok. Cerablus’ta DAİŞ var, Tel Abyad’da Araplar vardı onlara zulmettiler, ama Araplar oraya geri döndü. Bu bölgelerin tamamında biz DAİŞ’e karşı koalisyon güçleriyle beraber mücadele ediyoruz. Obama’yla da konuştuk, bu mücadele çerçevesindeki operasyonlar devam edecek. Havadan koalisyon güçleri mücadele ederken, karada ise Özgür Suriye Ordusu, ılımlı muhalifler mücadele edecek. Bu arada 98 km’lik hat üzerinde bizim 15 bin askerimiz olduğu yönündeki kimi haberlerde bir yanlışlık söz konusu. Bahsedilen 98 km, bizim sınırımızda değil, daha güneydeki bir bölgede. Orada Özgür Suriye Ordusu var. Bizim askerimiz ise bizim kendi sınırımızda görev yapıyor. Kendi sınırımızdaki 15 bin askerimiz, olası bir tehlikeye karşı, tankıyla topuyla hazır vaziyette ülkemiz güvenliğini sağlamakla meşgul. Koalisyon güçlerinin verdiği mücadeleye, havadan uçaklarımızla katılıyoruz. Malum Fransa, Suudi Arabistan, Katar da var bu işin içinde. Halihazırdaki süreç bu şekilde. Eğit-Donat da devam ediyor. Temenni ederim ki özellikle Türkmenlerin olduğu bölgedeki yaşanan sıkıntılar da bir an önce aşılır.
Türk-Rus ilişkileri: 'Diplomatik yollarla çözülebileceğini düşünüyorum'
Lavrov ile Çavuşoğlu geçenlerde bir telefon görüşmesi yapmışlardı. Belgrad’da görüşme hususunda olumlu cevap söz konusuydu. Ben şuna inanıyorum; Rusya ile Türkiye arasındaki bu durumu süratle aşabilmek mümkün. Diplomatik yollarla çözülebileceğini düşünüyorum. Temenni ederim ki çok uzamadan bunları birlikte aşalım. Bunlar masada aşılır. Medya üzerinden, sosyal medya üzerinden aşılmaz; aşılmayacağı gibi taraflara bir şey de kazandırmaz, tam tersine kaybettirir. Biz tarafların kaybetmesini değil, kazanmalarını istiyoruz. “Her olanda da hayır vardır” diyerek, aşmaktan, yola öyle devam etmekten yanayız.
Düşürülen uçağın pilotuna düzenlenen tören: 'Yakışanı yaptık'
Hayatını kaybeden pilotun naaşının tüm hassasiyetlere riayet ederek Rusya’ya en iyi biçimde tevdi edilmesi gerekiyordu. Bu hususta hükümetimiz ve silahlı kuvvetlerimiz bize yakışanı yaptı. GenelkurmayBaşkanımız ile ilk etapta kendi uçağımızla göndermeyi konuştuk. Ama karşı taraf istemedi. İkinci kez sorduğumuzda da hayır dediler. Uçaklarıyla almak istediklerini söylediler. Ayrıca Türkiye’de dini ritüeller de yerine getirildi. Bu konuya da özen gösterdik. Ortodoks bir rahip tarafından ifa edildi.
Akkuyu Nükleer Santrali: 'Bir süreç var'
- Akkuyu Nükleer Santrali süreçten nasıl etkilenir?
Rusya’nın olumsuz bir açıklaması yok. Tam tersine bir süreç var. Rusya’nın nükleer santral yapımında kullanmak üzere banka hesaplarına yatırdığı ciddi bir rakam var. Süreç devam ediyor, durmuş olan bir şey yok. 300 civarında mühendisimiz Rusya’da eğitim alıyorlar. Sadece Türk Akımı konusunda rakamlar ve benzeri konularda bazı görüş ayrılıkları vardı. Bu da projenin rafa kaldırılmasına neden oldu.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!