Erdoğan: 'Anayasa ve Başkanlık İçin İki Referandum Yapılabilir'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak’ta IŞİD terörü bitmeden Musul’daki Türk askerlerinin geri dönmesinin sözkonusu olmadığını söyledi. Erdoğan, Rusya ile yaşanan uçak kriziyle ilgili olarak 'Biz böyle bir şeyle karşı karşıya kalmayı arzu etmezdik' dedi ve hata yapanın Rus pilot olduğunu vurguladı. Türkiye’nin gerilimden yana olmadığını tekrarlayan Erdoğan, “Rusya ile stratejik ortaklık münasebetlerimizi aynı şekilde devam ettirelim istiyoruz. Yapmamız gereken, gerilime fırsat vermeden diplomatik yollarla bu hadiseyi aşmak” dedi. Ayrıca Erdoğan, yeni anayasanın ve başkanlık sisteminin referanduma götürülmesi önerisinde bulundu.
Türkmenistan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İran'ın, Irak ve Suriye'deki yaklaşımının mezhepçi olduğunu tekrarladı ve bu yöndeki eleştirilerini İranlı yetkililere aktardıklarını söyledi.
Erdoğan 'İranlılarla bölgeyi konuştuk. 'Bizim sizinle Suriye ve Irak’taki yaklaşımımız aynı değil. Ama şu mezhebi yaklaşımdan lütfen kurtulalım Biz Müslüman kardeşleriz, olaya oradan bakalım mezhep gözüyle bakmayalım. Ve münasebetlerimizi de temenni ederiz ki daha önce olduğu noktaya taşırız' dedik.' açıklamasında bulundu.
Erdoğan'ın ifadeleri şu şekilde:
'Gerilimden yana değiliz'
- Tarafsızlık Konferansı sebebiyle Türkmenistan’da bulundunuz. Program genelde nasıl geçti?
Türkmenistan’da bazı devlet başkanlarıyla temaslarımızın yanı sıra, Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Berdimuhammedov başta olmak üzere Gürcistan Cumhurbaşkanı Margvelaşvili, İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri, Pakistan Başbakanı Navaz Şerif ile ikili görüşmelerimiz oldu. Görüşmelerde Rusya konusu da gündeme geldi. Genelde çözüm noktasında ‘neler yapılabilir’ sorularını sordular. Liderlerden, ‘Bu hususta biz ne yapabiliriz’ diye soranlar oldu. Türkiye olarak biz gerilimden yana değiliz; Rusya ile stratejik ortaklıklığı devam ettirelim istiyoruz.
- Gerginlik Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan gibi ülkelerde bir tedirginliğe neden oldu mu?
Biz gerginlikten yana olmadığımız gibi hiçbir ülke de bölgede bir rahatsızlık olsun istemiyor. Aidiyeti, milliyeti belli olmayan bir savaş uçağının hava sahası ihlali yapması, uyarılara da aldırmaması neticesinde hesapta olmayan böyle bir durumun meydana gelmiş olması düşündürücüdür, üzücüdür. Biz böyle bir şeyle karşı karşıya kalmayı arzu etmezdik. Ama bir başka açıdan da egemenlik alanınız üzerinde bir yanlış yapılıyor. Bu yanlışı kim yapıyor? Tabii ki yönetici yapmıyor. Uyarılara kulak asmayan, uyarıları duymayan oradaki pilotlardır. Bu durumda bizim pilotlarımız da elbette görevlerini yapmak durumunda. O da angajman kurallarının çalıştırılmasıdır. Ama netice itibarıyla, uyarılara aldırmayan ya da uyarıları duymayan bir pilotun yanlışı sebebiyle meydana gelen bir hadisenin, iki ülkenin stratejik ilişkilerine fatura edilmemesi gerekir. Hadiseyi ikili ilişkilere fatura etme eğilimleri, gerçekten bizleri de üzmüştür.
'Sayın Putin beni tanıyor'
- Putin’in sert açıklamaları oldu. Sanki beklemediği bir durumla karşılaşmış gibiydi. O açıklamalarına ilişkin değerlendirmeniz ne olur?
Sayın Putin aslında beni iyi tanıyor. Gerek Türkiye ziyaretinde, gerek daha önceleri bir araya gelişlerimizde olsun şahsıma yönelik methü senaları var. Dolayısıyla olayın hemen akabindeki açıklamaların duygusal olduğunu düşünüyorum. Yapmamız gereken, bir gerilime fırsat vermeden diplomatik yollarla bu hadiseyi aşmak; daha önceki ilişkilerimizi devam ettirmenin gayreti içinde olmaktır. m İran’la görüşmelerde hava nasıl?İranlılarla bölgeyi konuştuk. “Bizim sizinle Suriye ve Irak’taki yaklaşımımız aynı değil. Ama şu mezhebi yaklaşımdan lütfen kurtulalım. Ve münasebetlerimizi de temenni ederiz ki daha önce olduğu noktaya taşırız” dedik.
'Buna işgal denemez'
- Irak Başbakanı İbadi'nin, Türkiye'nin askerlerini çekmesi yönünde yaptığı açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Haydar İbadi 2014 sonunda yaptığı Türkiye ziyaretinde askerlerimizin ve polisimizin kendi asker ve polislerini eğitmesi konusunda bizden yardım talebinde bulundu. Bu talebin ardından heyetlerimiz gidip yer gösterdiler ve bizimkiler orada konuşlanmaya başladılar. Ardından zaman zaman (asker sayısında) artışlar oldu. Sadece merkezi yönetimin değil bir taraftan da peşmergelerin eğitimi de yapılıyordu. DAİŞ'İn (IŞİD) oraya girmesiyle eğitimi verenlerin de korunması durumu oluştu. Onlarla ilgili de bazı takviyeler oldu. Atılan bu adımla bir işgal hareketi zaten sözkonusu değil. Eğer bir işgal hareketinden bahsedilecekse diğer taraflardan çok farklı gelen gidenler oluyor. Şuandaki heyet ise orada sadece muharip olarak değil eğitim veren bir ekip olarak gitti.
Türkiye'nin oradaki konumu hiçbir ülkenin konumuna benzemez, biz devamlı tehdit altındayız. Biz DAİŞ'in ve diğer terör örgütlerinin tehdidi altındayız. Bu tehdit altında biz şu an orada bulunuyoruz. Başika denilen yer zaten şuanda merkezi yönetimin kontrolünde olan bir yer. Bir de orada Kuzey Irak Yerel Yönetimi'nin kontrolünde olan bir yer var, şuanda bizim eğitim veren heyetlerimiz, askerlerimiz orada. Ve DAİŞ'le ve diğer terör örgütleri ile olan mücadelede de heyetimizin zaten orada kalmaları gerekir. Çünkü bu tehdit bizim için kalkmış değil.
'Yanlışı yapan uyarıları duymayan pilotlar'
Aidiyeti, milliyeti belli olmayan bir savaş uçağının hava sahası ihlali yapması, uyarılara da aldırmaması neticesinde, böyle bir hadise yaşanması, hesapta olmayan böyle bir durumun meydana gelmiş olması düşündürücüdür, üzücüdür. Egemenlik alanınız üzerinde bahsettiğim türden bir yanlış yapılıyor. Bu yanlışı kim yapıyor? Tabii ki yönetici yapmıyor. Uyarılara kulak asmayan, uyarıları duymayan oradaki pilotlardır. Bu durumda bizim pilotlarımız da elbette görevlerini yapmak durumunda. O da angajman kurallarının çalıştırılmasıdır. Ama netice itibarıyla, uyarılara aldırmayan ya da uyarıları duymayan bir pilotun yanlışı sebebiyle meydana gelen bir hadise, iki ülkenin kendi aralarındaki ilişkilere, hele hele stratejik ilişkilere fatura edilmemesi gerekir. Temenni ederim ki kısa zamanda bunu toparlarız.
'İki referandum yapalım'
Erdoğan, yeni anayasanın ve başkanlık sisteminin referanduma götürülmesi önerisinde bulundu. Bu iki başlığın ayrı ayrı referanduma götürülebileceğini söyledi:
Başkanlık, birinci olarak kararların daha hızlı alınmasını sağlayacak. Bunun öncelikle en faydalı yanı ülke ekonomisine artı değer katması olacaktır. Bunun bütün ülkeyle, bütün çalışanlara doğrudan bir yansıması olacaktır. Başkanlık, Yarı Başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı sistemlerinde kararlı seri bir şekilde karar almada rahat olunacak. İkinci olarak çift başlılık ortadan kaldırmak çok önemli. Gazeteler ‘Cumhurbaşkanı ile Başbakanın arası şöyle veya böyle’ diye sürekli haberle yapıyorlar. Halbuki ben bu partinin kurucusuyum ve hamdolsun buraya kadar gayet iyi bir şekilde geldik. Benim partide danışmanım olmuş, Dış İşleri Bakanım olmuş, şimdi de Başbakan olan bir arkadaşımla neden sorun yaşayayım! Ben sorun yaşadığım zaman bir kere ülkem kaybedecek, neden böyle bir tavır içine gireyim. Ülkemin kaybetmesi her şeyden önce benim değerlerime ters düşer. Biz ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak istiyoruz. Bunu yaparken de bu ikilemi ortadan kaldırmamız zaten şart. Bunu sözde değil yasal bir zeminde yapmamız lazım. Bunun için de bu darbe anayasasını bir defa ortadan kaldırmamız lazım... Şu anda eğer anayasa değişikliğinde ana muhalefet-iktidar el ele verirse sadece o 61 madde değil, ki gerekirse o 61 maddeyi tekrar gözden geçirirler, diğerlerini de ele almak suretiyle gayet güzel, bu vatan için gerekli olduğuna inandığımız yepyeni bir anayasayı milletimiz için yapalım. Bunu millete götürmek istiyoruz mu dediler, buyursunlar bir de millete götürsünler. Ve inanıyorum ki millet çok büyük bir kahir ekseriyetle böyle bir yeni anayasaya evet diyecektir. Bunun içinde muhalefet başkanlık sistemini istemiyor mu, tamam o halde o da ayrıca oylamaya sunulsun. Eğer vatandaş Başkanlık sistemi ile ilgili bir hazırlığa evet diyorsa evet der, demiyorsa demez. Bu Tayyip Erdoğan’ın kişisel meselesi değil, ülke için gereken bir durum.
- Ayrı zamanlarda referanduma mı sunulmasından mı bahsediyorsunuz?
Aynı anda da olabilir farklı zamanlarda da olabilir. Maksat millet iradesinin gerçek manada egemen olduğu her açıdan çok daha güçlü bir Türkiye’yi tesis etmiş oluruz.
- “Başkanlık sistemi, yeni anayasa sizce yeteri kadar anlatılıyor mu?”
Ben yeterince anlatıldığına henüz inanmıyorum. Başkanlık, Yarı Başkanlık ve Partili Cumhurbaşkanlığı sistemiyle alakalı değişik bakışları yansıtacak bir çalışmayı yapıp kamuoyu ile paylaşalım istiyoruz.