İçinizden şey dediğinizi duyar gibiyim “Evet tamam televizyon, bilgisayar gibi teknoloji ürünleri ithal olarak geliyor ve fiyatları dövize endeksli. Ama bizim ülkemizde üretilen domates, süt, et fiyatlarındaki artış neden durmuyor?”
İşte bunun sebebi de genel olarak yaşanılan maliyetlerdeki artış. Nasıl mı? En alt denklemden başlayalım örneğimize.
Diyelim ki bir süt üreticisisiniz. Hayvanlarınıza aldığınız yemden, aşılarına, sağlık hizmetlerine tüm maliyetleriniz arttı. Ayrıca çalışan iş gücüne gelen asgari ve diğer ücret zamları nedeni ile de iş gücü maliyetleriniz de artmış durumda. Yani siz 1 litre sütü 10 tl satacakken artık 15 tl ye satabiliyorsunuz bu sebeplerden ötürü. Sizin sütünüzü satmak için alan marketin de lojistik maliyetleri ve çalışan ücretleri arttı o da sizden aldığı sütü kar edeceği şekilde ancak 25 tl’ye satabiliyor. Eğer bunu bir restoran veya cafe de tüketmek istediğinizde de işin içine bu sefer kira, tekrar lojistik, tüketim sıklığı ve çalışan ücretlerinin fiyatı giriyor. Ve 15 tl ye mal edilen sütü siz aslında son tahlilde 50 tl’ye satın almış oluyorsunuz.
Yani aslında siz sadece süt tüketiyorsunuz ama tükettiğiniz süt 3 farklı aşamadan geçtiği için 3 kere farklı enflasyonist duruma uğradığı için ülkemizde de üretilse, dövize endeksli bir ürün dahi olması fiyat istikrarının sağlanamaması durumunda enflasyona dur denilememesi mümkün olmamaktadır. Yani döviz kuru, iş gücü, ulaşım, ham maddeler gibi fiyatlardaki artıştan kaynaklı enflasyondur hepsi maliyet enflasyonuna örnektir.
Diğer 2. Bir durum ise talep enflasyonudur. Türkiye’de özellikle son dönemde talep enflasyonunun etkisini çok fazla görmekteyiz. Fiyatlar sürekli artıyor ve artış karşında bugün aldığımız bir ürünü yarın daha yüksek bir fiyattan alacağımızı biliyorsak, bugün almayı tercih ediyoruz. Bu da fiyatların önümüzdeki süreçte daha da yükseleceğini bilmemizden kaynaklı talebi artırıyor, stokçuluğa sebep oluyor. Yani bir sebep sonuç ilişkisi görüyoruz.
Özellikle son dönemdeki konut ve araba fiyatlarındaki artış talep enflasyonuna iyi bir örnek olabilmektedir.
Yerleşik enflasyon ise; enflasyonist sürecin önümüzdeki dönemde de devam edeceğini bilerek çalışan kesimin kendi ücret beklentilerini ve fiyat istikrarını sağlamak için ücretleri, gelirlerini artırmaya yönelik olarak fiyat artışına gitmelerinden kaynaklanmaktadır. Neo Keynesci görüşün belirlediği ücret artışı ve fiyat sarmalı durumu bu şekilde oluşmaktadır aslında.
Ücret-fiyat sarmalında çalışanlar ücret zammı aldıklarında daha fazla mal ve hizmet talep eder, bu da fiyatların yükselmesine neden olur. O yüzden enflasyonun azalması için en önemli yöntemlerden biri fiyat istikrarı ve fiyatları sabit tutma politikasıdır. Her çalışan ücretlerinin artırtılması durumunda yeniden enflasyonist sürecin tetiklenmesi başlamaktadır.
Sabit fiyat politikası Türkiye ekonomisinin uzun vadede enflasyonist süreçten arındırılması için çözüm olabilecek başlıklardan biridir.
Sıradaki yazımda görüşmek üzere,
Sevgi ile kalın..
Instagram
Twitter
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Yorum Yazın