"Ekonominin Kitabını Yazdık, Yazmaya Devam Ediyoruz" Denilen Modelde Nerden Nereye?
"Ekonominin Kitabını Yazdık, Yazmaya Devam Ediyoruz" Denilen Modelde Nerden Nereye?
Türkiye'de son 1 yıldır uygulanan yeni ekonomi modelinin yarattığı ortamda vatandaş kadar sermayedar da şikayetçi ancak ekonomi yönetimi uygulamalarının sonuna kadar arkasında duruyor. Enflasyondaki yükseliş kadar borçlanma, dış ticaret, güven, üretim gibi değerler de bir bütün içinde iyileşme göstermiyor. Son yıllarda hem bireyselde vatandaşı ilgilendiren verilere hem de makro ekonomi çerçevesinde verilere bakmaya çalışalım birlikte. Haydi başlayalım👇
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Erdoğan'ın açıklamalarında ekonomi modelinden ne kadar emin olduğuna dair söylemlerine bakalım ilk olarak
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Aradan aylar geçti ve 22 Ağustos 2022 tarihinde Erdoğan, Kabine toplantısı sonrası da yine ekonomiye vurgu yaptı 👇
Gelir durumu ile başlayalım mı? Veriler TCMB, TÜİK'ten!
Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'ya bakalım o halde!
Dış ticarette durum da bu şekilde👇Türkiye ekonomi modelinin dayandığı temel etken ihracat olduğunda bakıldığında dengedeki açıklığın 2021 sonunda artmaya başladığı görülüyor.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Bu da TCMB diliyle Türkiye'nin ödemeler dengesinde cari işlemler hesabı, halk diliyle bütçedeki açık! Devlet bütçesi değil ama 'evin bütçesi'!
Üretim de demiştik değil mi? 2000 yılından itibaren sanayi üretim verilerinde TÜİK'in yardımıyla hazırlanan tablo👇
Ticaretin getirisi olan cirolara bakarsak eğer enflasyon ve fiyat artışlarının etkisi olarak da görülüyor.
Yukarıdaki verinin detayına bakılınca şu 👇 şekilde daha anlaşılır oluyor. Satışlarda artış görülmezken cirolarda yaşanan artış doğal olarak enflasyonun getirisi oluyor.
Enflasyon demişken ana veriyi atlamak olmaz! Tüketici fiyatları ve yurt içi üretici fiyatlarının seyrini görüyorsunuz anlatmaya gerek yok
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Bir de "güven" var! TÜİK'in Ekonomik güven endeksi içinde tüketici, reel sektör güven endekslerini barındırırken, hizmet, perakende ve inşaat güven endekslerini de bulunduruyor ve 100'ün altında olması güven varlığı sayılmıyor. Yılbaşından bu yana da geriliyor.
2017 yılından sonra dolar/TL'nin seyri görülürken, TL'deki değer kaybı açısından dikkat çekici bir görünüm oluyor.
2019 yılı sonrasında da gram altının seyri içeriğinde hem ons hem de dolar fiyatlaması bulunduğundan öne çıkıyor.
Genel verilerle tablo bu şekilde olurken, alım gücündeki düşüşü zaten herkes yaşıyor. Bu verilere göre ekonomi modeli istenilen başarıyı henüz elde etmiş görünmüyor.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın