Görüş Bildir
Haberler
Efsane İşadamı Sabri Ülker'den Yadigâr 15 Yöneticilik Dersi

etiket Efsane İşadamı Sabri Ülker'den Yadigâr 15 Yöneticilik Dersi

Kadir
14.04.2015 - 18:18 Son Güncelleme: 16.04.2015 - 17:21

Akşama babacığım unutma Ülker getir!

Ülkemizin tüm çocuklarına onlarca yıldır bu melodiyi neşeyle söyleten efsane işadamı Sabri Ülker, mütevaziliği, çalışkanlığı ve ileri görüşlülüğü ile adeta bir roman kahramanı. 

Umarız tüm iş insanlarına örnek olur.

1. “Sabah Erken Kalk, Kahvaltıyı Atlama, Kahveni Kendin Pişir!”

1. “Sabah Erken Kalk, Kahvaltıyı Atlama, Kahveni Kendin Pişir!”

Sabri Ülker'in, aile ile birlikte geçirilen Pazar günleri haricinde, en önemsediği faaliyetlerden birisi kahvaltı. Muhtemelen aşırı yoğun iş temposuyla geçen uzun yıllar sırasında çocuklarıyla iş dışı bir günlük/rutin baba-oğul ilişkisi kurabilmek, onlara kendi elleriyle hizmet etmek/babalık gösterebilmek için özellikle işlevselleştirdiği beşerî bir tören olmuş kahvaltı. Kahvesini kendi pişirmesi de cabası...

2. “Sen Toplantıya Çalışma, Toplantı Sana Çalışsın!”

2. “Sen Toplantıya Çalışma, Toplantı Sana Çalışsın!”

Plaza insanlarının belası: Toplantı. İş hayatına üretimde (çalıştığı fabrikanın hamur dairesi) başladığı ve ömrü boyunca üretimden kopmadığı için zaman ile üretkenlik/verimlilik ilişkisini güçlü biçimde kurabilen sanayici hassasiyetle bitmek bilmez toplantıların verimliliği konusunda takıntılı...

3. “Herkes fikir üretirse malı kim üretecek?!”

3. “Herkes fikir üretirse malı kim üretecek?!”

Bir şirket yöneticisi, toplantılardaki suskunluğu ve tartışmalara katılmaması nedeniyle kapalı kapılar ardında eleştirilmektedir. 

Sabri Ülker kaşlarını yukarı kaldırıp odadaki herkesin yutkunmasına neden olan yorumunu yapar: 'Kafası hiç çalışmıyor gibi gözükür. Aslında beyni her söyleneni sünger gibi emer. Tatbikatta ise çok inatçıdır. Bize böyle yöneticiler de lâzım. Herkes fikir üretirse, malı kim üretecek?'

4. “İşin hilesi dürüstlük!”

4. “İşin hilesi dürüstlük!”

Sabri Ülker'in ismi, sıfatından daha hızlı büyümüş. Hatta, şirketinden ve banka hesabından da... Aşağıda bizi sahiden de dikkat çekici bir örnek bekliyor.

İlk paragrafta Sabri Ülker'in uzun yıllar danışmanlığını yapmış Dr.Mustafa Özel'e, ikinci paragraftaysa 50. Yıl etkinlikleri sırasında yaptığı konuşmayla bizzat Sabri Ülker'in kendisine bağlanıyoruz... 

'1958 devalüasyonundan sonra, ülkede temel meta fiyatları sık sık yükselmekte, dolayısıyla sanayiciler de ürünlerine boyuna zam yapmaktadır. 27 Mayıs darbesinden birkaç ay önce, her nasılsa çok yükselen un fiyatı hükümet kararıyla geri çekilmiş, dolayısıyla elinde unlu mamül bulunanlar zarara uğramışlar. Sabri Ülker, bütün toptancılarına kendi el yazısıyla birer mektup gönderip, ellerindeki bisküvi miktarları bildirmelerini istemiş. Mevcut stoğu tespit ettikten sonra, eski (yüksek) bisküvi fiyatıyla yeni (düşük) fiyat arasındaki farkı hesaplamış ve bu farkı her bir toptancın bir sonraki siparişinden düşmüş. Böylece toptancılar, kendileri için önemli olabilecek bir zarardan kurtulmuşlar.

'27 Mayıs darbesinden sonra, ortalığa şöyle bir laf yayıldı: ‘İhtilalciler fiyatların düşmesini emretmişler! Yakında fiyatlar düşecek!’ Piyasalar bıçak gibi kesilmiş. Anadolu tüccarı kesesinde banknotlarıyla İstanbul’a gelmiş olsa bile, fiyatların düşmesini bekliyor, mal almıyor. Tabii, bizim bunlardan haberimiz yok, çünkü satışlarımız neredeyse ikiye katlanmış. Sonradan işittik ki, kumaştan züccaciyeye kadar hiçbir yerden mal almayanlar, ‘Boş dönmektense bisküvi alalım, nasılsa Sabri Bey fiyatlar düşse bile zararımızı öder’ diyorlarmış!'

5. “Sermayesini servet yapan soba ateşine çıra olur!”

5. “Sermayesini servet yapan soba ateşine çıra olur!”

Göztepe’deki evini 1968 yılında yeni fabrika yatırımı yapabilmek için satar.  Bir

sonraki evini ancak 1982’de alacak, o tarihe kadar tüm kazanımlarını

fabrikalarını büyütmek için sermaye yapacak, “Zengin olan şirket olmalı.

Sahibi zengin olup kendisi fakir olan şirketin nefesi çabuk tükenir.

Sermayesini servet yapan patron soba ateşine çıra olur” diyecektir.

6. "Biz bu işe giremeyiz, bu iş çok kârlı! Bana süt kokan işler getirin!"

6. "Biz bu işe giremeyiz, bu iş çok kârlı! Bana süt kokan işler getirin!"

Noktasına dokunmadan yine Mustafa Özel'e bağlanıyoruz...

'Asıl işi yumurta ticareti oan bir tüccar, petrol işine girmeye karar vermişti. Galiba bir milletvekilinin tavassutuyla İstanbul'un dört yerinde petrol istasyonu kurmak istiyordu. Yaptığı fizibiliteye göre iş % 400 kârlı gözüküyordu. Sanıyorum 500 bin dolar kadar bir ek sermayeye ihtiyacı vardı ve Sabri Ülker'in bu işe ortak olmasını istiyordu.

Ben iyi bir iş yakalamış olma heyecanıyla dosyayı hemen Sabri Bey'e götürdüm. şöyle beş dakika kadar inceledikten sonra, 'Biz bu işi yapamayız' dedi. Neden efendim? 'Çünkü bu iş çok kârlı.' Bir tuhaf olmuştum. Bu işi yapamayız çünkü çok kârlı! Sabri Bey'in ciddiyetini bilmesem benimle dalga geçiyor derdim. 'Kârlı iş iyi değil mi' diye mırıldandım. 'Kârlı iş herkese yaramaz oğlum. Biz % 5, % 10 kâra alışmış insanlarız. Yüksek kâr bizi bozar!' dedi.

Donakalmıştım. Yüzümün hangi renge girdiğini tahmin edemem. Benim bu kadar tuhaflaşmış olmama şaşıran Sabri Bey devam etti: 'Sen petrol işinden anlıyor musun Mustafa? Hiç bu işi yaptın mı?' Hayır efendim. 'Eee, ben de anlamıyorum. İş kötü giderse, paramız batar. İyi giderse, bizden bilmezler. Petrol kokusu iyi koku değildir. Sen bize, bizim işimizle irtibatlı dosyalar getir. Süt koksun, buğday koksun, kakao koksun!'

7. "Rakibinin Aleyhinde Konuşmak Defodur!"

7. "Rakibinin Aleyhinde Konuşmak Defodur!"

Aynı sektör ve iş kolunda çalışan şirketlerin belini kırmaya yönelik yıkıcı rekabet taktiklerini hiçbir zaman benimsemez... Bu yönüyle sektördeki rakiplerinin de saygısını kazanır.

8. “Süte Hâkim Olamayan Dondurma Yapamaz!”

8. “Süte Hâkim Olamayan Dondurma Yapamaz!”

'Efendim, yazın sıcaklar başlayınca bisküvi ve bilhassa çikolata tüketimi azalıyor. Bu yıl dondurma işine başlasak mı?' diye sorduğumda, kulaklarıma altın küpe olan şu cevabı vermişti: 'Süte hakim olamayan, dondurma yapamaz evladım!'

Son on yılda pek çok sektörde dillere pelesenk olan kademeli, yatay ve organik entegrasyon fazları kuramlarının (Convergence ve Divergence tartışmaları) işaret ettiği gerçeği erken fark etmiş gözükmektedir. Bir ayağı gazda olsa da, bir eli hep frendedir.

9. "Bisküvi Yapar, Bisküvi Satarız!"

9. "Bisküvi Yapar, Bisküvi Satarız!"

Ülker'in yakın zamanda emekli olan üst yöneticilerinden Necdet Buzbaş'ın aktardığına göre bir gün Buzbaş, Sabri Ülker'le birlikte Trabzon uçağına binmek için Atatürk Havalimanına gider. 

Bekleme salonunda onca boş koltuk olmasına rağmen yanlarına bir amca gelip oturur, konuşmalarına kulak kesilir ve birden konuşmaya tam ortasından dalıverir: 'Ne işle meşgulsünüz?'

Sabri Ülker tevazuyla 'Bisküvi yapar, bisküvi satarız' der.

Bu tevazunun karşılığı, kulak misafiri amcanın cevabıyla uzun yıllar unutulmayacak bir gurur nişanı olacaktır: 'Madem bisküvi yapıyorsunuz bari Ülker gibi yapın!'.

10. "Dile Dökerek Değil, Örnek Olarak Çalış!"

10. "Dile Dökerek Değil, Örnek Olarak Çalış!"

Fikir üretmek ve görüş belirtmek olmazsa olmaz. Ama uygulamaya bir türlü geçemeyip sürekli konuşur olup gözükmek de biraz sıkıntılı.

Hiçbir sanayicinin uygulamaya dönüşmeyen lafların debisinin artmasına tahammülü uzun sürmez... Sabri Ülker'in kalbi kırmadan ama kulağa küpe yapabilmek için biraz da vurgulayarak kullandığı ihtar sözlerinden...

11. “Kekin En İyisini Şimdi Yaparsak, Bisküvi Yapmayı Unuturuz!”

11. “Kekin En İyisini Şimdi Yaparsak, Bisküvi Yapmayı Unuturuz!”

Ülker'in kek üretimine başlamak için ortaklık masasına oturduğu uluslararası bir gıda devi ile görüşmeler sona yaklaşmaktadır. Ancak danışmanlarının ortaklığın maliyetinin yüksek olmasına ilişkin 'İstesek bu kekin en iyisini yaparız, bu parayı/payı onlara vermeye lüzum var mı?' sorusuna muhatap olur.

Sabri Ülker'in cevabı, bugün Holding'lerin ve işletme gurularının dillerine pelesenk olmuş 'Ana odak işlere (core business) odaklan' sözünün (Ve Amerikalılar'ın kullanmaya bayıldığı 'bir seferde bir adım' veczinin) o günlerdeki replikasıdır: 'Elbette yaparız ama kekin en iyisini şimdi yaparsak bisküvi yapmayı unuturuz' 

12. “Her Zaman bir B Planın Olsun!”

12. “Her Zaman bir B Planın Olsun!”

Sabri Ülker'in üretime başladığı tarih 1944... İkinci Dünya Savaşı sürüyor. Kendisi de bizzat (Kırım'dan) muhacir/göçmen. 50 - 60 arası parti çekişmelerini yakından izliyor, şahit oluyor. 60 İhtilali'ne de. 

Muhtemelen bu yıllar boyunca pek çok kez tüm kazanımlarının (basitçe para veya fabrika diye düşünmeyelim, tüm o emek, kahır ve sabırın), ne kadar büyük olursa olsun, pekala bir gecede buhar olabileceğini hissetmiş, olmalı.

Dilinden düşürmediği 'Her zaman bir B Planın olsun!' tavsiyesi sadece konjonktürel üretim/ortaklık/finans meselerinden ibaret olmaktan çok 'her şeye dair' algılanabilir.

13. “İşinin Ehli ile Çalış!”

13. “İşinin Ehli ile Çalış!”

Sabri Ülker'in gerek yönetici transferlerinde gerek yurt dışından uzman getirtme yönteminde (İş dünyasının efsane ismi Tekfen kurucusu Nihat Gökyiğit 'Yurt dışından uzman getirtmeyi Sabri Bey'den öğrendik' demişti) gerekse de iş ortaklıklarının seçimindeki titizliği, en sık başvurduğu sözlerden biri olan 'İşinin ehli ile çalış!' düsturuna uygun düşüyor.

Sözgelimi, geçtiğimiz günlerde (Nisan 2015) Ülker'den emekli olan ve uzun yıllar Ülker'in tepe yöneticiliği görevini sürdürmüş Metin Yurdagül, holdinge katılmadan önce Sabri Ülker'in Turyağ'da pazarlık masasına oturduğu ve yağın teknik özelliklerini konuştuğu, tartıştığı isimdi.

14. "Müşterinize Para Kazandırın!"

14. "Müşterinize Para Kazandırın!"

“Müşterinize para kazandırın. Müşteriniz, sizinle yaptığı ticaretin kârından memnun olsun.

Bununla beraber, ilişkileriniz ilkeli, öyle dürüst ve öyle samimi olsun ki; bu operasyonda sizin istihdam edilmiş olmanızdan da memnun olsun.

Haklarımızı korumak adına müşteriyi zorlamayın. Ama müşteri ile iyi geçinmek adına haklarımıza da halel getirmeyin.”

Ülker'de 'müşteri' bayi/bakkal/satıcı anlamına geliyor. Son kullanıcı ise 'tüketici' olarak adlandırılıyor.

15. “Dinlemeyi Bilmeyen Yönetmeyi Bilemez!”

15. “Dinlemeyi Bilmeyen Yönetmeyi Bilemez!”

Merhum Sabri Ülker kendisinden tavsiye isteyenlere 'Adım Sabri, size de sabırlı olmayı tavsiye ederim' demesiyle nam salmış.

Bu sabrı en görünür kıldığı anlar karşısındakini sabırla dinlediği anlar. 

Bugün de muhafaza edildiği söylenen küçük odasında işçilerle doğrudan konuşması ve kendisine vaziyet, şikayet, öneri aktarmaktan çekinenler için hazırlattığı “Arzuhal kutusu”, “Öneri, akıl küpü kutusu' ile dinleme (ve yöneticilerinin de denetlendiği bir tür iç kontrol mekanizması olmalı) özelliğini sözde bırakmayıp yazılı ortama da geçirmiş. (Bu kutular, internet/mail iletişiminin olmadığı dönemlerde bu işlevi de üstlenmiş).

Öneriler arasında değer bulduklarına yıl sonunda bizzat ödül vererek bu sitemi kullanmayı teşvik etmiş.

Detaylar, Hulûsi Turgut'un Sabri Ülker'in hayatını anlattığı şu kitapta:

http://www.idefix.com/kitap/sabri-ulkerin-hayat-hikayesi-hulusi-turgut/tanim.asp?sid=XL9YWBOFW3TNG7PXKW2U

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
114
17
10
3
2
2
0