Görüş Bildir
Haberler
Dinlediğiniz Müziğin Bedeninizi ve Ruhunuzu Şekillendirdiğinin Bilimsel Kanıtları

Dinlediğiniz Müziğin Bedeninizi ve Ruhunuzu Şekillendirdiğinin Bilimsel Kanıtları

cakyz
13.11.2016 - 21:39

'Eğer evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız enerji, frekans ve titreşim konuları üzerine düşünmeniz gerekiyor.'

– Nikola Tesla

'Madde dediğimiz şey aslında titreşimi duyularımızın algılayabileceği kadar düşük olan enerjidir. Madde diye bir şey yoktur. 

- Albert Einstein

Tesla bunu söyledi, Einstein ona katıldı; aslında bugün bilim de aynı şeyi söylüyor!

Tesla bunu söyledi, Einstein ona katıldı; aslında bugün bilim de aynı şeyi söylüyor!

Artık evrende bulunan her şeyin -bizler dâhil- farklı frekanslarda titreşen enerjiden meydana geldiği çoğu bilim insanı tarafından kabul ediliyor. Durum böyle olunca da akıllara şu soru geliyor: Dinlediğimiz müziğin frekansları bedenimizi ve ruhumuzu etkiliyor mu?

Frekanslar birbirlerini etkilerler. Yani evet, bizler de mâruz kaldığımız frekanslardan etkileniyoruz.

Frekanslar birbirlerini etkilerler. Yani evet, bizler de mâruz kaldığımız frekanslardan etkileniyoruz.

Bunu şöyle düşünebiliriz: Yemek yaparken farklı bileşenleri birbirleriyle karıştırır, harmanlarız ve sonuç olarak yemeğe katılan tüm maddeler yemeğin tadını etkiler. Tıpkı bu şekilde frekanslar da birbirleriyle karışırlar ve birbirlerini değiştirir, dönüştürürler.

Frekansların fiziksel dünya üzerindeki etkileri bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır.

Frekansların fiziksel dünya üzerindeki etkileri bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır.

Hatta konuyla alakalı 'Cymatics' isimli bir bilim dalı dâhi mevcuttur. Bu bilim dalı, sesin su, hava, kum gibi çeşitli ortamlarda yayılırken maddenin frekansını ne şekilde değiştirdiğini incelemektedir.

Aşağıdaki video, metal bir plaka üzerine dökülmüş kumun, farklı frekanstaki seslere mâruz kaldığında ne gibi şekiller ürettiğini gözler önüne seriyor.

Konu üzerine yürütülen bir diğer çalışmaya ise "su hafızası" ismi veriliyor.

Konu üzerine yürütülen bir diğer çalışmaya ise "su hafızası" ismi veriliyor.

Dr. Masaru Emoto tarafından yürütülen bu çalışma, duygu, düşünce ve seslerin suyun kristalleşme biçimini nasıl değiştirdiğini gösteriyor. Bedenlerimizin aslında maddî bir varlık değil, titreşim hâlindeki frekanslar olduğunu söylemiştik; hatırlamamız gereken bir diğer şey ise vücutlarımızın %70'inin sudan oluştuğudur. Kısacası bu deney göz önünde bulundurulduğunda, dinlediğimiz müzikler neticesinde mâruz kaldığımız frekansların da bedenimizi şekillendirdiğini söylemek doğru olur.

Gelelim müzik konusuna...

Gelelim müzik konusuna...

Duyduğunuz çoğu müzik, Uluslararası Standartlar Örgütü tarafından 1953 yılında alınan karar gereği A (la notası) = 440 Hz frekansına sabitlenmiştir. Ancak gezegenimizin titreşimsel doğasına bakıldığında bu frekansın doğal rezonansla uyum göstermediği görülmektedir. Bu sebeple standart hâline gelmiş bu frekansın insan bilinci ve davranışı üzerinde negatif etkiler yaratabileceği düşünülmektedir.

Hatta bazı araştırmacılar daha ileri giderek bu standardın bilinçli olarak oluşturulduğunu iddia etmektedir.

Hatta bazı araştırmacılar daha ileri giderek bu standardın bilinçli olarak oluşturulduğunu iddia etmektedir.

Bu teorisyenlere göre 440 Hz frekansı, Naziler tarafından insanda korku ve agresyon duygularını en çok tetikleyen frekanslar üzerine bir dizi bilimsel çalışma yapıldıktan sonra standart hâline getirilmiştir. Bu komplo teorisinin gerçek olup olmadığını bilmiyoruz ancak yapılan bazı çalışmalar bu standardın A=432 Hz olarak değiştirilmesinin getireceği faydalardan ciddi şekilde bahsetmektedir.

432 Hz frekansının doğanın matematiksel yapısıyla daha büyük bir uyum içinde olduğu söyleniyor.

432 Hz frekansının doğanın matematiksel yapısıyla daha büyük bir uyum içinde olduğu söyleniyor.

Böyle düşünülmesinin sebebi 432 Hz frekansının hem doğada bulunan düzenliliklerle, hem de Güneş, Dünya ve Ay'ın birbirlerine olan oranlarıyla uyum gösteriyor. Ayrıca 432 Hz'in çakralarımızla uyum içerisinde olduğu, 440 Hz'in ise bedenimizle uyumsuzluk gösterdiği iddia ediliyor. Neyse, sizi daha fazla merakta bırakmayalım ve bu farkı kendiniz test edin...

Aşağıdaki iki video, aynı parçanın 440 ve 432 Hz frekansları baz alınarak çalınan iki farklı versiyonunu içeriyor. Tüm bu bilimsel verilerin doğru olup olmadığı konusunda bir de sizin fikriniz alalım:

440 Hz

432 Hz

Ne düşünüyorsunuz? Sizce 432 Hz baz alınarak çalınan müzik gerçekten de daha mı rahatlatıcı?

Onedio IQ'yu Facebook'tan takip etmeyi unutmayın!

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
267
61
39
28
17
15
12
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Pasif Kullanıcı

Özellikle şu baştaki Tesla ve Einstein'a ait sözler olmak üzere izlediğim birçok bilimsel belgeselde Kuran'dan izlere rastlıyorum. Kuran'ı inkar etmek istese... Devamını Gör

humanistkus

Hocam müzik haram uğraşma böyle işlerle yat günaha gircen..

Alp Öztürk

Hangisinin hangisi oldugunu soylemeseydiniz belki durust bi cevap verebilirdim.O kadar okumadan sonra psikolojik olarak 432 Hz'ye Kibariye-Annem koysaydınız ... Devamını Gör

Ahmet Bolat

sanki kuranda geçiyor gibi