Darbe Girişimi Sonrası Şike Süreci Akıllara Geldi: 'Aziz Yıldırım Haklı Çıktı'
15 Temmuz gecesi yapılan darbe girişimi sonrası, 2011 yılındaki Türk futbolu şike davasında yargılanan Aziz Yıldırım'ın o günden günümüze kadar ifade ettiği bazı söylemler yeniden gündeme geldi.
Aziz Yıldırım, o yıllarda şike operasyonu için 'Fenerbahçe'yi itibarsızlaştırma', 'Ülkeyi ele geçirme operasyonu' tarzı ifadeler kullanıyordu. Yaptığı açıklamalar büyük bir kesim tarafından eleştirilen Aziz Yıldırım, darbe girişimi sonrası ise haklı bulunmaya başlandı.
"Ülkeyi ele geçirmek için organize olan bir grubun yaptığı operasyondu."
Şike davasının savcısı açığa alındı.
Aziz Yıldırım'ın önceki yıllarda sarf ettiği ifadeler, darbe girişiminden sonra birçok kişi tarafından haklı bulundu.
Uğur Dündar: "Süreç, Aziz Yıldırım’ı yerden göğe kadar haklı çıkarıyor."
Aziz Yıldırım, 3 Temmuz sonrası “Ne şikesi, ne şike davası? Memleket elden gidiyor” diyerek paralel yapı konusunda çok ciddi uyarılarda bulunmuştu.
'3 Temmuz sonrasında Fenerbahçe’nin Olağanüstü Divan Kurulu toplantısında yaptığım tarihi bir konuşma vardır. Çok büyük coşkuyla, ayakta alkışlanan bir konuşmaydı. O gün, bu operasyonun Fenerbahçe’ye yönelik bir kumpas olduğunu, Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütünü ele geçirme operasyonu olduğunu, amacının da Ergenekon, Balyoz gibi davalarla Türkiye’nin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en pırıltılı yurtsever, Atatürkçü subaylarının tutsak edildiği ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nden uzaklaştırıldıkları o kurguya dahil etmek için yapıldığını söylemiştim.
Zamanında bunları iddia ettik ve zaman bizi haklı çıkardı. Süreç, Aziz Yıldırım’ı yerden göğe kadar haklı çıkarıyor.'
Şike davası süresince Fenerbahçe'yi en sert dille eleştirenlerden birisi olan Ahmet Çakar da yanıldığını kabul etti:
"O dönem birçok Fenerbahçeli medya mensubu, programımıza çok defa konuk olan Ömer Çavuşoğlu ve Bedri Baykam da dahil, 'bu bir Cemaat operasyonudur' dediler.
Ben ve birçok medyacı ise 'Devletin savcısı, hakimi ya da koskoca Fenerbahçe'ye niye operasyon yapsın, mantıksız' dedik.
2011'de toplum, devlet ve siyasiler tarafından okul açan, hayır işleri yapan bir Cemaat algısı vardı. Bizlerde de böyle bir algı vardı.
O dönem '12numara.org'un kurucusu Mehmet Alakuş'la Beyaz TV'de röportaj yaptık. Alakuş bana ısrarla bunun bir Cemaat operasyonu olduğunu, onları çok iyi tanıdığını belirtti. Aslında o gün ben biraz 'Acaba' mı dedim. Hatta Alakuş bana Ergenekon ve Balyoz'un arkasında bu kamu görevlilerinin olduğundan bahsetti.
Bu geceki düşüncem şudur. 3 Temmuz'da Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe hedefe konulmuş, zorlama kararlarla örgüte sokulmuş ve operasyon yapılmıştır. Bu operasyonun sebebi Fenerbahçe'yi ele geçirmek, Aziz Yıldırım'ı tasfiye etmek, hükümeti Fenerbahçe ile karşı karşıya getirmek gibi farklı sebepler olabilir.
Çok açık ki (bugün anlıyoruz) hedef Fenerbahçe ve/veya Aziz Yıldırım'dı. Operasyona bazı menajerler yem olarak sokulmuştu (Bunu o günlerde de söylemiştim). Ben o gün devletçe atanmış, güvenilen adalet ve kolluk görevlilerinin böylesine bir kumpasa girişeceklerine asla ihtimal vermedim.
Gelelim Ertem Şener, Rasim Ozan Kütahyalı ve benim o günkü konuşmalarıma... O gün için devletçe makbul birçok siyasetçinin icazet aldığı bir cemaat için bizim de olumlu düşünüp konuşmalar yapmamız doğaldır. Bugün her kim ki PDY ya da FETÖ örgütünü savunur, o kişi darbeci ve vatan hainidir.
Ben ve arkadaşlarım bilerek yanlış yapmadık. O dönem devletin, istihbaratın fark edemediği bir yapıyı biz nasıl fark edecektik. __Son 30 yılın Genelkurmayları bu illegal yapıyı fark edememişler de 3-5 tane spor yorumcusu mu fark edecekti?