Çıkmaz Bir Sokaktayım: Sorunlu Olan Evliliğimizi Kurtarmak İçin Gittiğimiz Terapiste Aşık Oldum!
Merhaba, öncelikle Onedio’ya böyle bir imkan sunduğu için teşekkür ediyorum. Derdimi anlatmayı, belki benimle aynı şeyleri yaşayanlarla buluşmayı, hiç olmadı çare bulmayı istiyorum. Okuyan herkese şimdiden teşekkür ederim, yorumlarda buluşalım.
Onedio editörünün notu: Kullanıcı tarafından hazırlanan bu içeriğe görsel desteği ve dil bilgisi düzenlemesi dışında herhangi bir müdahalede bulunulmamıştır.
35 yaşındayım, beyaz yakalı ve kariyerli bir kadınım, aklım başımda, sağlığım yerinde…
Türkiye’nin en güzel kampüslerinden birinde aşık olmak nedir bilir misiniz?
Yemyeşil, içinden mavilikler geçen müthiş bir kampüste el ele dolaşmak, birlikte vakit geçirmek, sabahlara kadar beraber olmak… Herkesin hayatında en az bir kez yaşaması gerekiyor diye düşünüyorum.
Üniversitede hayatımın aşkıyla tanıştım, deli dolu bir beş yılın ardından evlendik ve her beyaz yakalı gibi hayatımızı doyasıya yaşamaya başladık.
Aynı bölümde olmasak da birlikte ders çalıştık, sabahladık, farklı memleketlerde yaşasak da yazları orta noktada buluştuk, tatillere gittik, ailelerimizi bir araya getirdik ve birlikte mezun olduk. Mezun olur olmaz da iş bulduk, yakın plazalarda tam da istediğimiz gibi pozisyonlarda çalışmaya başladık. Birlikte eve çıkmayı düşündük ama ailelerin de desteğiyle butik bir düğün yaparak evlendik. Butik, çünkü kocaman bir düğüne vereceğimiz parayla minik bir Avrupa turu yaptık. Dolar, euro henüz bu kadar coşmamıştı tabii…
Tatiller, yurt dışı gezileri, yeni lezzetler, farklı rotalar ve bambaşka keşifler…
Her şeyi birlikte yaptık desem, yanlış olmaz. Gencecikken tanışmanın bütün avantajlarını kullandık ve birbirimizi olabildiğince tanıdık. Etrafımızdaki insanlar her şeyi çok çabuk tükettiğimizi söylese de biz öyle hissetmedik. Nefes almamızı, birbirimizle ayrı zamanlar geçirmemizi öğütleseler de yapmadık. İnsan dünyaya bir daha ne zaman geliyor ki? Tabii ki bütün vaktimizi birbirimize ayıracaktık, aksini hiç düşünmedik bile. Şarap tadımına da, pastacılık kursuna da, golfe de, yogaya da birlikte gittik ve çok güzel vakit geçirdik.
Ve hiç beklemediğimiz bir şey oldu: Hamile kaldım.
Yanlış anlamayın, kesinlikle çok istiyordum ama ne denir, kazara… Haberin şokunu atlattıktan sonra çok sevindik. Artık 3 kişi olacaktık ve sevgimiz daha da büyüyecekti ama ah o bulantılar, ağrılar, korkunç sabahlar olmasaydı. Çamur gibi bir dille sabaha başladıktan sonra üç ay boyunca ağzıma hiçbir şey koyamadım. Rahmimde ağrılar oluyordu ve doktor düşük tehlikesi olduğunu söylüyordu. Dikkat ettik, atlattık derken hoooop 26. haftada aceleci oğlumuz dünyaya geldi. Bir ay yoğun bakımda kaldı ama bir sorun ben ne haldeydim.
Herkesin tecrübesi bambaşka tabii ama bebekle hayat 300’le giden bir arabayla duvara çarpmak gibiydi.
Uyumuyor, emmiyor, ağlıyor ve sürekli sesler çıkarıyordu. Annem ve kayınvalidem gelmişti ama olmuyordu. Prematüre doğmasının da tabii büyük bir payı vardı ama gerçekten kabus gibi bir altı ay geçirdik. Eşimle de birbirimize destek olmaya çalışıyorduk ama çok uzaklaşmıştık artık. Doğum izninin ardından ücretsiz izne ayrılmıştım ve o çok çalışmak zorundaydı. Gündüz işe gidiyordu, geceleri de çoğu zaman çeviri yapıyordu. Benimse gecem gündüzüm birbirine karışmıştı artık.
Bir fırsat yaratıp dışarı çıktık ama o eski güzel günler gerçekten geride kalmış gibiydi; içtiğimiz şarap, yediğimiz risotto aynı olsa da artık eski tadı alamıyorduk.
Konuştuk ve bir terapiste gitmeye karar verdik. Bizim çözemeyeceğimiz bir durum varsa, en azından bunu söyleyebilirdi. İstanbul’un en iyilerinden birine göründük ve düzenli olarak gitmeye başladık.
Üçüncü seanstan sonra bir aksilik olduğunu fark ettim, terapiler iyi geliyordu ama terapisti her gün görmeyi istiyordum.
Gerçekten çok iyi bir terapistti. Bizi konuşturmayı başarıyordu ve hiçbir şekilde de yargılamıyordu. Bir taraftan kişisel sorunlarımızı da çözmeye gayret ediyordu. Belki de bu nedenle kendisine aşırı yakın hissetmeye başladım. Yaşam öykümdeki en ufak ayrıntıyı bile kaçırmadan anlatıyordum. Bazen konuyla alakası olmuyordu ama yine de konuşuyordum. Yanlış anlamayın, eşimi de dinliyordum ve kaygılarını anlıyordum. Evliliğimi kurtarmayı istiyordum ama çıkmaz bir sokağa girmiştim.
Terapinin olmadığı bir gün uğradım ve daha fazla gizleyemeceğimi söyleyerek açıldım.
Beni çok iyi anladığını, yaşadığımın aslında aşk olmadığını, buna sık sık rastladığını anlattı ve bilmediğim Latince şeylerle beni ikna etmeye çalıştı. Haklıydı belki de ama hislerim hala devam ediyor ve ne yapacağımı bilmiyorum. Benimle benzer şeyleri yaşayan biri var mı? Siz de hiç olmadık birine aşık olduğunuzu düşündünüz mü?
Yorum Yazın
Okumaya üşenenler için : >> Biz beyaz yakalıyız. üniversite neler neler yaptık ooo bunlar normal şeyler >> Biz beyaz yakalıyız. sizin gibi halay... Devamını Gör
yapma abi ya sen de mi :)
"ve her beyaz yakalı gibi hayatımızı doyasıya yaşamaya başladık."bir defa hayattan zevk almak mevcut olduğun konuma yada pozisyona bağlı değil sevgili arkad... Devamını Gör
Hiç okumadan direkt konuya giricem. 1-) abicim burayı watpade çevirdiniz. 2-) bir tane bile bu tarzda şunu şöyle yaptım başıma bu geldi benzeri hikayeler... Devamını Gör