Birisi Yeraltı Edebiyatı mı Dedi? John Fante Kitaplarından Altı Çizilen 20 Alıntı
Fante daha yeraltı edebiyatı tamlamasının doğmadığı yıllarda, yani Beat Kuşağı diye tabir edilen yıllardan 20-25 yıl önce yeraltının ilk adımlarını atıyor. 1933`te ilk romanı Los Angeles Yolu'nu bitirir ancak kitap yayınevleri tarafından provokatif olduğu gerekçesiyle reddedilir. 1938 yılında ilk romanı yayımlanır: Bahara Dek Bekle, Bandini.
Bukowski’nin tanıştığı kitabı Toza Sor ise 1939 yılında yayımlanır. Fante yazın dünyasından yavaş yavaş uzaklaşarak Hollywood’a doğru kaymaya başlar. Ünlü yönetmenlerle tanışır ve senaryolar yazar. 1952 yılında Hayat Dolu kitabıyla yeniden edebiyat dünyasına döner. 1955'de şeker hastalığına yakalanan John Fante, 1978'de hastalığın etkisiyle kör olur ama eşi Joyce'nin yardımıyla yazarlığa devam eder. 1982 yılında Bunker Hill Düşleri kitabını karısına yazdırır. 74 yaşındayken, 8 mayıs 1983'de hayata gözlerini yumar.
Bukowski, Fante’nin ömrünün son yıllarında yanında olmuştur. Hatta kitaplarının basılmasına ön ayak olmuştur diyebiliriz. Tüm kitapları Türkçe’de Parantez Yayınları’ndan, Avi Pardo’nun çevirisiyle basılmıştır.
Evet, lafı pek uzatmışa benziyoruz sevgili okur, yeter bu kadar. Şimdi altını çizdiğimiz alıntılara geçelim.
1. Ah, hayat! Buruk ve tatlı trajedi, mahvıma neden olan göz kamaştırıcı orospu!
2. Tanrım, ne iş? Bu mu istediğin? Bunun için mi getirdin beni dünyaya? Doğmayı ben istemedim, benim parmağım yok bu işte, ama buradayım ve sana önemli sorular yöneltiyorum, nedenlerini bilmek istiyorum, yanıtla, bir işaret ver.
3. Ne önemi var? Sen bir hiçsin, bense bir zamanlar biri olmuş olabilirim ve hepimize giden yol sevgidir.
4. Arturo Bandini, tek bir kısa öyküyle, büyük düşler kuran büyük yazar. Hâlâ görebiliyorum onu...
5. Aşık olmuştum o kıza. Aşktı, biliyorum. Milyonlarca soru vızıldıyordu beynimde. Bu olduğunda, aşık oldun demektir.
6. Ruhunu yitirmiş biri dünyaya sahip olsa ne fayda?
7. Katil ya da barmen ya da yazar, ne olduğunun önemi yoktu; kaderi hepimizin ortak kaderi, onun sonu benim sonumdu...
8. Gözlerimiz buluştu, gülümsedi; bakmak istiyorsan bak, yapabileceğim bir şey yok, ama yüzüne bir tokat yerleştirmeyi isterdim doğrusu, diyen bir gülümseme.
9. Gözyaşlarımı durduramıyordum çünkü Tanrı pis düzenbazın, aşağılık herifin tekiydi...
10. Ölüler hayata döner mi? Kitaplar hayır diyor, gece evet diye haykırıyor.
11. Gece vardı Allah'tan, karanlık vardı, yoksa bir günün bitip yeni bir günün başladığını fark edemezdim.
12. Tanrım, artık bir ateist olduğum için beni bağışla, ama Nietzsche'yi okudun mu?...
13. İçimdeki zavallılık hissi kayboldu birden. Hayat sürüyordu, daktilo vardı, kağıt vardı, onları görmek için göz vardı, onlara hayat verecek düşünceler vardı.
14. İnsanın hayatı pürüzsüz akmaya görsün. Şeytan mutlaka çıkagelir. Yani zaaf.
15. Hassasiyet gerektiren önemli bir sorunla karşı karşıyaydım. Sorunu ışıkları söndürüp yatağa girerek hallettim.
16. Kaygılısın Arturo, çok kaygılısın ve kaygı beyaz saç demektir.
17. Seviyordum onu. Çılgınlıktı, delilikti; ama ayağının altındaki paspas, yattığı yatak, tenine sürdüğü sabun, üzerine oturduğu klozet olmaya razıydım.
18. Ne olduğunu bildiği ölümsüz bir şeydi ruh. Üzerinde tartışmayacağı ölümsüz bir şeydi ruh. Ölümsüz bir şeydi ruh. Her ne idiyse ruh, ölümsüzdü.
19. Yaşamak yeterince zor, ölmekse büyük iş.
20. Sakin ol evlat, yalnızlık bu, bir başınasın dünyada; ne baban, ne annen, ne inancın, ne yardım edebilir sana; kimse kimseye yardım edemez...
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
"Takma kafana, tek başına yola çıktıysan, kimse sana hesap soramaz, yanlış yolda yürüyorsun diyemez" bende bunu severim.
''Hassasiyet gerektiren önemli bir sorunla karşı karşıyaydım. Sorunu ışıkları söndürüp yatağa girerek hallettim.'' BU İYİYMİŞ.
fante benim tanrı'mdı ve tanrı'ların rahatsız edilmeyeceğini, kapılarının çalınmayacığını biliyordum. ama "angel's flight"ın neresinde oturduğunu tahmin etm... Devamını Gör